2018’de prömiyer yapmış 5 çarpıcı tiyatro oyunu

2008 yılından beri terk edilmiş bir halde başına gelecekleri bekleyen Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkımı, Barış Atay’ın oynadığı Kadıköy Emek Tiyatrosu’nun Sadece Diktatör oyununun yasaklandığı haberi ile başladığımız 2018 yılında tiyatro yine de vazgeçmeden üretmeye ve birlik olmaya devam etti. 39 bağımsız tiyatro tarafından kurulan Tiyatro Kooperatifi, Kadıköy’de inşaatına başlanan 1.000 kişilik Sahne Kadıköy yüzümüzü güldüren sebeplerimiz oldu. Yalnızca İstanbul özelinde yaklaşık 400 oyun sahnelendi. Hal böyleyken koca yıla bir seçki yapmak çok zor. Aşağıda ise 2018 yılında prömiyer yapmış oyunlardan yalnızca içimden geçen beşi var. 2019, yolunuzu sık sık tiyatroya düşürdüğünüz bir yıl olsun.

Yazı: Gülin Dede Tekin 2018 listelerinin tamamını görmek için buraya tıklayarak Bant Mag. No:66’ya ulaşabilirsiniz.

nihayet makamı

Nihayet Makamı, Altıdan Sonra Tiyatro
Türkiye tiyatrosunun kıymetli müzisyenlerinden Burçak Çöllü, bugüne kadar müziklerini yaptığı onlarca başarılı oyundan farklı olarak, yazar ve yönetmen olarak karşımıza çıktı 2018’de. 1900’lu yılların başında yaşayan kadın şair Şehvar Hanım ile ömrünü, kendini ona kabul ettirmeye ve müziğe adamış Sabriye’nin hikâyesi teatral başarısının yanında kalbinize de sağlam bir yumruk atıyor. Gülhan Kadim ve Ayşegül Uraz’ın kusursuz oyunculuklarına oyunun bir diğer oyuncusu diyebileceğimiz ‘müzik’ eşlik ediyor. Altıdan Sonra’nın 20. yılında, dekorundan ışığına, rejisinden oyuncuklarına parmakla gösterilecek bir iş ortaya çıkardığı muhakkak. Mutlaka görülmesi gereken bu aşk hikâyesini kaçırmayın.

unutulan

Unutulan, Yersiz Kumpanya
Hem yersiz, hem de yerini bilmez şekilde konuşan, hadsiz” anlamına gelen “yersiz” kelimesinden feyzle 2017 yılında üç kadın, Elif Ongan Tekçe ve Burçak Karaboğa Güney ve Sanem Öge tarafından kuruldu Yersiz Tiyatro. Osmanlı’daki feminist kadınları araştırırken girdikleri yolda ortaya çıkan Unutulan ise ekibin ilk oyunu oldu. Hikâye, 19. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış, Osmanlı’nın önemli Ermeni kadın oyuncularından Mari Nırvat’ın hayatına dayanıyor. Sahnede ise eskiden çalıştıkları kumpanyada kantocu ve oyuncu olan iki Ermeni kadın, Mari ve Nıvart’ın, çıktıkları bir turne sırasında otel masraflarını ödeyemeyen kumpanya tarafından otele rehin bırakılması sonrası bir bodrumda geçen günlerini izliyoruz. Kolektif ruhun üretimi olan Unutulan, hikâyesinin anlamlı olması kadar ‘Unutulan’ı ortaya çıkarmaya olan inancı, umudu dürtmesi ve feminist dramaturjiye katkısı sebebiyle de kıymetli.

Hakikat Elbet Bir Gün, D22
D22 geçtiğimiz yıl özlediğimiz ekibi yeniden bir araya topladı ve Emir Çubukçu, Can Kulan, Berkay Ateş’ten oluşan kurucu kadroyu yeniden sahnede izleyebileceğimiz Hakikat Elbet Bir Gün ile açtı sezonu. Sahnede kendilerine Türkiye Tiyatrosunun en yetenekli kadın oyuncuları arasında sayabileceğimiz Gizem Erdem ve Seda Türkmen eşlik ediyor. Berkay Ateş’in 2017 yılında 25. Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nü alan metni ise oyunun gerçek silahı. Tiyatroda edebiyatın böylesine konuştuğu işleri görmeye çok alışmadığımız bir gerçek. Bir çocuğun annesine yazdığı, çocukluğundan son günlerine, bir masalı ya da güneşi bile yasaklayanların o ‘uzak’ ülkesini aktardığı bir distopyayı anlatan katmanlı hikâye, Serkan Salihoğlu’nun oyunun ruhuyla özdeş rejisiyle bir şölene dönüşmüş. Oyuna sımsıkı tutunduğunuzda aranan hakikatin peşine oyuncularla beraber düşmeniz kaçınılmaz. Yeter ki kendinizi bırakın.

Gece Sempozyumu
Ezber bozan işlerine alıştığımız, metinden ziyade sahneleme biçimine kafayı takmış yönetmen Mesut Arslan, Gece Sempozyumu ile yine seyirciyi sarsmaya aday. Flaman yazar Eric De Volder’e ait olan metin, aile içi ilişkileri, tacizi, şiddeti açık ve sert bir dille anlatıyor. Klasik gibi görünen ama diyalektiğe ve tekrarlara dayalı hikâyeyi arena şeklinde tasarlanmış bir dekor ve oyunculara eşlik eden dev topaçlar eşliğinde seyirciye sunuyor. Topaçlar oyun boyunca, anlatılmak istenen baskının, şiddetin tezahürü olarak kendilerine yer buluyorlar. Arslan’ın ayrıca kafayı taktığı konulardan biri olan seyirci, bu oyunu da sahnenin hemen yanında elinde taburesi ile oyun boyunca gezinerek izleyebiliyor, hatta çoğu zaman oyuncular tarafından rahatsız da edilebiliyorlar. Bir tiyatro oyunu mu, gösteri mi yoksa performans mı soruları kafamda uçuşurken sezonun en çarpıcı işleri arasında yerini aldığını söylemek mümkün.

Yeni Dünya: Bir Uzay Macerası, Nilüfer Belediyesi
Yetişkin oyunlarının el sütünde tutulduğu, çocuk oyunlarının ise ikinci plana atıldığı Türkiye’de iyi bir çocuk oyunu bulunca onu pamuklara sarıp sarmalayasım geliyor. Bursa Nilüfer Belediyesi ekibinin Yeni Dünya: Bir Uzay Macerası oyunu da işte tam böyle bir oyun. Çocuklar kadar yetişkinlerin de izlemesi gerektiğini düşündüğüm uzay macerasının metni Pelin Temur’a ait. Yönetmen koltuğunda ise Fiziksel Tiyatro Araştırmaları ekibinden tanıdığımız Güray Dinçol var. İnsanlığın milyonlarca yıllık öyküsünü etkili bir koreografi ve bol bol tebeşirle anlatan, başarılı oyunculuklarla izlediğimiz oyun, iç geçirerek andığımız yeşil ve barış içinde yaşanabilir dünyanın izini sürüyor.