35 maddede 35. İstanbul Film Festivali

35. İstanbul Film Festivali bugün başlıyor. 17 Nisan’a kadar sürecek ve dünyanın birçok ülkesinden filmin İstanbullu sinemaseverler ile buluşacağı festivali, Melikşah Altuntaş Bant Mag. Nisan sayısı için 35 maddede inceledi.

Her yıl nisan ayının ortasına muazzam bir sinema coşkusuyla gelip yerleşen İstanbul Film Festivali, kısalan süresi ve çoğalan salon sayısıyla 200’ü aşkın filmi 7-17 Nisan tarihleri arasında 35. kez İstanbullu sinemaseverlerin önüne seriyor.

Yazı: Melikşah Altuntaş

1- Festivalin süresinin bu yıl beş gün düşerek uluslararası standartlara uygun şekilde 11 gün olması uzun süredir konuşuluyor ve konuyla ilgili kimi isyanlar da söz konusu. Ancak artık programdaki filmlere odaklanma vakti. Zira onların sayısında bir düşüş yok ve hâlâ harika filmler izlemek mümkün; yalnızca doğru seçimler yapmak şart.

2- Festival sinemalarının sayısında bu yıl bir artış söz konusu. Avrupa yakasının klasik salonları Atlas, Beyoğlu, Fitaş (iki salon), Feriye dışında İtalyan Kültür Merkezi, İstanbul Modern ve Akbank Sanat da festival programındaki filmlere ev sahipliği yapacak. Anadolu yakasında ise Rexx Sineması’nda geçtiğimiz yılki gibi iki salonda gösterimler gerçekleşecek. Ayrıca Sultangazi’deki Hoca Ahmet Yesevi Kültür Merkezi ve Maltepe’deki Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde de festivalin son hafta sonunda festival programından özel bir seçki sinemaseverlerle buluşacak.

3- Bu yılki festivalin #izbırakanfilmler teması yalnızca nefis tanıtım filmi ve posterlerde kullanılan film dövmeli sinemaseverler ve programdaki filmlerle sınırlı değil. Festivalin anlaşmalı olduğu bir grup İstanbullu dövmecinin stüdyosunda, festival tarihleri süresince film dövmesi yaptırmak isteyenler özel bir indirimin sahibi olacak. Kendi üzerinde iz bırakan bir filmi bedenine taşımak isteyenler, festival kitapçığındaki dövmecilerin listesine bir göz atmak isteyebilir.

BU YILA ÖZGÜ DEĞİŞİKLİKLER

4- Bu yılki değişiklikler festivalin yarışmalı bölümlerine de sirayet etmiş durumda. Bunlar arasında ilk göze çarpan, Uluslararası Yarışma’nın “sanat ve sanatçı odaklı filmler” temasının değişmiş olması. Bu durum festivale film seçen ekibi epey rahatlatmış olmalı. İzleyici ve yarışma jürisi tarafındaysa yarışmadaki tüm filmleri tamamlayayım derken, yalnızca içinden sanat ya da sanatçı geçtiği için seçilmiş bazı filmlere mecbur kalmayacak olmak büyük ferahlık.

5- Festivalin Ulusal, Uluslararası, Belgesel ve Sinemada İnsan Hakları yarışmalarının yanına bu yıl ilk kez Ulusal Kısa Film Yarışması da ekleniyor. Ayrıca Yeni Türkiye Sineması bölümünde yer alan tüm ilk filmler arasından bir filme verilecek Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü’nün yanı sıra, ödül listesine bu yıl bir de Eurimages Audentia Ödülü eklenmiş durumda. Bu ödül de festivaldeki tüm yeni filmler arasından seçilecek bir kadın yönetmene verilecek.

6- Geçen yıl Bakur filminin gösteriminin iptal edilmesiyle başlayan sansür meseleleri nedeniyle yarışma filmleri ve jüriler festivalden çekildiklerini açıklamışlardı. Bu yıl mevzubahis filmler ve jüri üyelerinden bazıları bir kez daha festivalde. Ayrıca Ulusal Belgesel Yarışması da bu bölümde yarışacak 12 yeni filmle yoluna devam ediyor.

7- Festivalin Uluslararası Yarışması’na bu yıl, geçtiğimiz Venedik Film Festivali’nde El Clan ile En İyi Yönetmen ödülünü kazanan Pablo Trapero, Ulusal Yarışma’ya ise oyuncu Müjde Ar başkanlık edecek. Diğer jürilerde de yerli ve yabancı çok sayıda sinemacı, sanatçı ve sinema yazarı olmak üzere toplam 29 kişi görev yapacak.

8- Türkiye sinemasının beş önemli ismi, festivalin açılış töreninde verilecek Sinema Onur Ödülleri’nin yanı sıra birer filmleriyle de festival programında yer alırken, bu yıl kaybettiğimiz usta sinemacıların birer filmi Anısına bölümünde; kültleşmiş bir grup deneysel Amerikan filmi, Burak Çevik’in küratörlüğünde orijinal formatlarında 70’ler Amerikan Avangart Sineması bölümünde; sinemanın gün yüzüne çıkmamış şaheserlerinden bir grup film Gömülü Hazineler bölümünde; ve ölümünün 30. yılında 10 klasikleşmiş filmiyle usta Preminger’in retrospektifi Otto Preminger: Bir Yönetmenin Anatomisi bölümünde festival salonlarını aydınlatacak.

BÜYÜK FESTİVALLERİN EN İYİLERİ

9- Dünya festivalleri arasında Festivaller Festivali başlığıyla Toronto, nasıl tüm bir yıl Cannes, Berlin, Venedik, Sundance gibi en büyük festivallerin en iyilerini programında toplayıp bir grup yeni film ve Oscar potansiyelini de izleyiciyle buluşturuyorsa, İstanbul Film Festivali’nin de Türkiye’de benzer bir işleve sahip olduğunu söylemek mümkün. Örneğin geçtiğimiz şubat ayında gerçekleştirilen Berlin Film Festivali’nin en iyileri 11 gün boyunca festival sinemalarında keşfedilmeyi bekliyor.

10- Meryl Streep’in başkanlık ettiği Berlinale jürisinden büyük ödül Altın Ayı’nın sahibi olan çarpıcı mülteci belgeseli Fire at Sea, Jüri Büyük Ödülü’nün sahibi olan Danis Tanovic imzalı Death in Sarajevo, En İyi Yönetmen ödülünü kazanan Mia Hansen-Love’ın Isabelle Huppert’li dramedisi Things to Come ve En İyi İlk Film ve Erkek Oyuncu Ödüllerinin sahibi Hedi, Dünya Festivallerinden bölümünde yer alıyor. İzleyicileri Mayınlı Bölge’de Alfred Bauer Özel Ödülü’nü kazanan sekiz saatlik Lav Diaz epiği A Lullaby to the Sorrowful Mystery, Uluslararası Yarışma’da ise En İyi Senaryo Ödülü sahibi United States of Love bekliyor.

hail-caesar

11- Berlin’de ana yarışmadan ödülsüz ayrılan filmlerden Jeff Nichols harikası Midnight Special, Fransız Yeni Dalga ustalarından Andre Techine’nin genç işi filmi Being 17, başrol kadın oyuncusunun performansıyla dikkat çeken 24 Weeks ve İran’dan bir tür kırması A Dragon Arrives!’ın yanı sıra, yine Berlin’den Coen Kardeşler imzalı Hail, Ceaser!, Dominik Moll’un son filmi News From Planet Mars, Michael Moore’un dünyayı gezdiği son belgeseli Where to Invade Next, Noah Baumbach ve Jake Paltrow’un Brian De Palma’nın kariyeri üzerine methiyeler düzdüğü De Palma ve Don Cheadle’ın yazıp yönetip başrolünde yer aldığı Miles Davies biyografisi Miles Ahead, Gerard Depardieu’lü The End, Amerikan bağımsız sinemasının sevilen yönetmenlerinden Ira Sachs’in son filmi Little Men, Ethan Hawke, Julianne Moore ve Greta Gerwig’li Maggie’s Plan, eşcinsel bir Before Sunrise hissiyatı taşıyan Paris 05.59 de festival programında yer alıyor.

12- Dünya prömiyerini Berlin’de gerçekleştiren yerli filmlerden Rauf, Toz Bezi ve Mavi Bisiklet’in Ulusal Yarışma, Genç Pehlivanlar’ın Ulusal Belgesel Yarışması ve Köprüdekiler ve Hayatboyu gibi filmlerinin ardından çektiği ilk Almanca filmiyle Aslı Özge imzalı All of a Sudden’ın ise Uluslararası Yarışma’da yer aldığını da ekleyelim.

13- Geçtiğimiz Cannes Film Festivali’nin yan bölümlerinde dikkat çekmiş, ancak Türkiye’de henüz izleyici karşısına çıkmamış filmlerden 11 tanesi de festival programına dağılmış durumda. Miguel Gomes’in epik üçlemesi Arabian Nights üç filmiyle birden Dünya Festivallerinden bölümünde yer alırken, Romanya yapımı bir suç dramı One Floor Below, belgeselle kurmacayı iç içe geçiren The Other Side, Fransız usta Philippe Garrel’den In the Shadow of Women, Cannes’dan Altın Kamera ödülüyle ayrılan Land and Shade, İsveç yapımı psikolojik gerilim The Here After, Yabancı Dilde En İyi Film kategorisinde Oscar adayı da olan Embrace of the Serpent, otobiyografik belgesel Beyond My Grandfather Allende ve bir aile meselesini merkeze alan Peace to Us in Our Dreams festivalin çeşitli bölümlerinde izleyici karşısına çıkacak.

BİRDEN FAZLA FİLMLE GELENLER

keeper

14- Festival programında bu yıl epey heyecan verici oyuncu performanslarına şahit olmak ve bazı başarılı oyuncuları birden fazla filmde yakalamak da mümkün. Örneğin, festivalin önceki yıllarında gösterilmiş olan Ursula Meier’in Home ve Sister filmlerinde, henüz çocuk yaşlarında sergilediği başarılı performanslarıyla hatırladığımız 17 yaşındaki Kacey Mottet Klein’ın nasıl umut vaat eden yeni bir yıldıza dönüştüğünü kanıtlayan iki film var bu yıl programda. Bunlardan ilki, Klein’ın 15 yaşında baba olma gerçeğiyle karşı karşıya kalan bir ergeni canlandırdığı Belçika yapımı Keeper. Bir diğeri ise usta yönetmen Andre Techine’nin lise öğrencisi iki serseri mayının beklenmedik yakınlaşmasına odaklanan filmi Being 17. Biri henüz ilk filmini çeken genç bir Belçikalı yönetmenin, diğeri ise Fransız Yeni Dalgası’nın ustalarından birinin imzasını taşıyan bu iki film, yalnızca belli bir çizginin üzerinde filmler olmakla kalmayıp, aynı zamanda Klein’ın adını ileriki yıllarda da daha çok duyacağımıza da işaret ediyor.

15- Fransız sinemasının divalarından Isabelle Huppert hem Asphalt, hem Things to Come ile; Amerikalı yıldız Ethan Hawke, Maggie’s Plan ve Born to Be Blue ile; Şebnem Hassanisoghi, Kıyıdakiler ve Siyah Karga ile; Tayvanlı usta yönetmen Tsai Ming-liang da hem kısa filmi No No Sleep, hem de en yeni uzun metrajlısı Afternoon ile festivalde birden fazla filmle karşımıza çıkacak isimler arasında.

TÜRKİYE’DEN NE VAR NE YOK

16- Türkiye sinemasının son dönem örneklerinden iştah kabartan filmler her zamanki gibi yine Ulusal Yarışma ve Yeni Türkiye Sineması bölümlerine dağılmış durumda. Yarışmadaki 11 filmden dördü dünya prömiyerini, ikisi Türkiye prömiyerini festivalde gerçekleştiriyor. Bunlar, ilk filmi Çoğunluk ile güçlü bir çıkış yakalayan Seren Yüce’den Rüzgârda Salınan Nilüfer, festivalde en son Özür Dilerim ile yarışan Cemil Ağacıkoğlu’ndan Tarla, Adnan Akdağ’dan kendi yazıp yönetip başrolünde oynadığı ilk filmi Benim Kendi Hayatım, İz-Reç filmiyle tanınan M. Tayfur Aydın’dan Rauf ve Mavi Bisiklet.

17- Ulusal Yarışma’da prömiyerini Adana Altın Koza’da gerçekleştiren ve çeşitli ödüller kazanan Ana Yurdu, Toz Bezi ve Kasap Havası’nın yanı sıra Antalya Film Festivali’nin hem ulusal hem de uluslararası yarışmasından ödüller kazanan Rüzgârın Hatıraları ve Kalandar Soğuğu da yer alıyor. Yeni Türkiye Sineması’nda ise Barış Pirhasan, Erdem Tepegöz, Ramin Matin, Alphan Eşeli ve Melisa Önel gibi yönetmenleri bir araya getiren Kıyıdakiler projeleri ile Alpgiray M. Uğurlu imzalı Enkaz, Antalya’dan En İyi İlk Film ve Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülleri kazanan Çırak, ilgiye değer filmler arasında.

18- Festivalin bu yıl ilk kez düzenlediği Ulusal Kısa Film Yarışması’nda yönetmen Ezgi Kaplan’ın senaryosunu başrol oyuncusu Esme Madra’yla birlikte kaleme aldığı Balık Havuzu, kamerasını Türkiye Ağır Sıklet Boks Şampiyonası’na katılan 18 yaşındaki Timur’a odaklayan, Özgü Özbudak imzalı kısa belgesel Timur Hakkında, oyuncu ve senarist Zeynep Koçak’ın insanın içini ısıtan kısa animasyonu Tik Tak, Ziya Demirel’in Cannes’da yarışan bol ödüllü filmi Salı ve oyuncu Onur Saylak ve Doğu Akal’ın birlikte yönettiği epey sarsıcı Orman, kaçırılmaması gereken filmler arasında.

genc pehlivanlar 3

19- Festivalin geçtiğimiz yıl iptal edilen Ulusal Belgesel Yarışması’nda ise bu yıl birbirinden ilginç 12 uzun ve orta metrajlı belgesel, seyircilerin ilgisini bekliyor. Bunlar arasında etkileyici öyküleriyle dikkat çeken Hazır Ol!, Kayıp Zamanlar, Başgan, Koloni ve Berlin’den ödülle dönen Genç Pehlivanlar’ı yakalayıp izlemekte fayda var.

Yazının tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:48’e ulaşabilirsiniz.