4 Soruda 15. İstanbul Bienali: Burçak Bingöl

Bu yıl “iyi bir komşu” temasıyla 15. kez düzenlenen İstanbul Bienali’nin katılımcı sanatçılarından Burçak Bingöl’e bienal temasına  ve “Günebakan” isimli işine dair dört soru sorduk.

Röportaj: Yetkin Nural

Burçak Bingöl

“Komşu” ile “öteki” arasında sence nasıl farklar var?
“Komşu” kendini tanımlıyor; “öteki”ni ise biz.

En son komşu çevrenden ne konuda ilham aldın?
Galata’daki yol yenileme calışmasında yolu boydan boya tamamen kazdıklarında alttan çıkan Osmanlı -veya Ceneviz?- zamanında döşenmiş iri granit taşlar beni çok büyülemişti. Sokağın sakin zamanlarını gözeterek onlardan beş tanesini birer birer atölyeme taşıdım. Şu an üstleri taş izi basılmış çimentoyla kaplı. Kente ait minik tarihsel anıtlar olarak atölyemde hayatlarına devam ediyorlar.

Hafızayla ilgili ciddi sorunları olan bir toplum olarak üst üste birikenlerin, görünen ve görünmeyenlere, kente dair müthiş bir mecazi anlam taşıdıklarını düşünüyorum ve beni heyecanlandırıyorlar.

Bu işi hazırlarken aklında sürekli dolaşan bir düşünce?
“Benden önce burada neler oldu? Nasıl oldu?”

#evdenuzakev veya #uzaktakievim sana neleri çağrıştırıyor?
Nerede evinde hissedeceğini bazen hiç kestiremiyor insan. Zihnimin derinliklerinde yaratıcılığımı kullandığım o özgür ve sınırsız alan sanırım en konforlu hissettiğim yer. Hep kafanın içinde, ama ulaşması da bazen çok zor.

Camera2_Retouched_littledesaturated
Günebakan, 2017, 
Seramik, metal
Her biri 28 x 30 x 40 cm
Sanatçının izniyle Zilberman Gallery ve SAHA – Çağdaş Sanatı Destekleme Girişimi’nin destekleriyle üretilmiştir. 
Fotoğraf: Sahir Uğur Eren