Bant Mag. No:32'den // Dizüstü bilgisayarda bilim kurgusal deneyler: Dream Koala

Genç, yetenekli ve yaratıcı bir müzisyen olan Yndi Ferreira, dizüstü bilgisayarında müzikal ve bilim kurgusal deneyler yapıyor. Kendine has yollarla yaptığı bu deneyler sonucunda ortaya çıkan müziğini bir kez dinlediğimizde hem fiziksel hem ruhsal olarak kontrol altına alınıyoruz. Peki bu iyi bir şey mi, yoksa kötü mü? Siz karar verin… 20 yaşındaki Yndi, Berlin’de geçici olarak taşındığı yeni dairesinden sorularımızı cevapladı.

Hey Yndi, şu an neredesin? Berlin mi?
Evet Berlin’deyim. Kız arkadaşımla birlikte bir ay boyunca kalacağımız yeni dairemize henüz taşındık. Fakat gelecek aydan itibaren daha uzun süre kalabileceğimiz yeni bir daire aramamız gerekiyor.

Ebeveynlerinin müzisyen olduğunu okumuştum, yani sanat dolu bir çevrede büyüdün.
Evet, küçükken evde sürekli müzik çaldığını hatırlıyorum. Babam da genelde elinde gitarıyla, evin farklı köşelerinde bir şeyler çalıyor olurdu. Ailemin dansçı, aktör, stilist ve müzisyen birçok arkadaşı vardı. Genelde birlikte takılırlardı ve ben de bu çevrede büyüdüm, hepsi açık görüşlü insanlardı. Büyüdüğümde müzikle uğraşacağımdan emin değildim ama şimdi geçmişe dönüp baktığımda böyle bir çevrede büyümüş olmak bana epey yardımcı oldu. O zamanlar bu benim için normal ve rutin olan bir şeydi, ne kadar şanslı olduğumu şimdilerde fark ediyorum.

Brezilya doğumlusun ve Paris’te büyüdün. Öyle mi?
Hayır, aslında Paris’te doğup büyüdüm fakat ebeveynlerim Brezilyalı. Yani beni Brezilya tarzı yetiştirdiklerini söyleyebilirim. Ailemin geri kalanı orada yaşıyor, küçüklüğümde Brezilya’yı birçok kez ziyaret etmiştim.

Yani küçükken farklı kültürlerle karşılaştın.
Evet, bunu söyleyebilirim. Fransız ve Brezilya kültürleri oldukça farklı. Bu iki kültürden de bazı şeyler barındırıyor olmak hoş bir şey.

Müzikal kariyerinin yanısıra akademik kariyerle de uğraşıyor musun, okul ne âlemde?
Liseyi bitirdikten hemen sonra okulu bırakmaya karar verdim çünkü ne akademik olarak neyle uğraşmak istediğimden tam olarak emin değildim. Tam zamanlı olarak müzik yapmak ve yaşamımı bu şekilde devam ettirmeyi seçtim.

O zaman biraz müziğinden konuşalım. Bu soruya net bir yanıt vermenin oldukça zor olduğunun farkındayım ama tepkini merak ettim açıkçası: Müziğini nasıl tanımlıyorsun, hangi tarz?
Söylediğin gibi buna bir isim koymak oldukça zor. Sanırım yapmaya çalıştığım şey çeşitli tarzları bir araya getirerek bir karışım ortaya çıkarmak. Sabit bir fikirde veya tarzda takılı kalmak istemiyorum. Post-rock, shoegaze, jungle ve elektronik müziğin çeşitli alt dallarını dinlemeyi seviyorum. Yaptığım müziğin de sevdiğim şeylerin karışımı olduğunu düşünüyorum. İllâ bir isim koymak gerekirse sanırım bu “dreampop” olabilir.

Evet, Last.fm’de gezinmeyi çok seven biriyim ve Last.fm kullanıcıları da seninle aynı fikirde. Çoğu Dream Koala’yı “dreampop“ ile etiketlemiş.
Haha, gerçekten mi? Bunu bilmiyordum. Tamam, bu güzel bir şey. “Dreampop” adı hoşuma gidiyor. Katı, belirli bir tarzı yansıtmadığını düşünüyorum. Yine de biraz önce de söylemiş olduğum günü isim koymak gerçekten zor çünkü iki sene önce yaptığım müzik ve şimdiki bile çok farklı!

Peki müzikal olarak seni en çok etkileyen gruplar, sanatçılar ya da çeşitli hareketler neler?
Müziğe gitarla başladım ve o zamanlar bolca metal, post-rock gruplarını dinliyordum. Melodiler, gitar sesleri ve prodüksiyonlar çerçevesinde düşünürsek beni en çok etkileyen müzisyenlerden birinin Cocteau Twins ve The Mortal Coil gruplarının gitaristi Robin Guthrie olduğunu söyleyebilirim. Hattâ Brian Eno ile iki albümlük bir projesi de vardı. Gitar tonlarına gerçekten bayılıyorum, su gibi, rüya gibi. Elektronik tarafa bakacak olursak, Mount Kimbie’yi gerçekten çok seviyorum.

Röportajın tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:32’ye ulaşabilirsiniz.