Demonation'dan önce, gitar, müzik ve dahası üzerine: Özüm İtez

Demonation Festivali No:7’de son günün açılışını Bant Mag. Havuz’da saat 19:00’da Özüm İtez yapıyor. Hayvanlar Alemi grubunun gitaristi olan Özüm İtez’le gitar ve müzikle olan ilişkisi üzerine sohbete koyulduk.

Gitarla ilk tanışman nasıl olmuştu? Bu enstrümana olan ilgini ilk olarak nasıl fark etmiştin?

Aslında büyüdüğüm evde babamın gençliğinden kalma bir gitar vardı. Tanışma denemez belki, çünkü hiç ilgi gösterdiğimi hatırlamıyorum, ama aşinalığım bu eski gitar ile oldu. Asıl olay şöyle gelişti: İlkokul beşinci sınıfın yazında, çok sevdiğim ve örnek aldığım bir insan, bana dönüp “senin de bir enstrüman çalma yaşın geliyor” demişti ve kendisi de klasik gitar çalıyordu. Yaz bitti ve ortaokula başladım. Okulun ilk haftası, ilk müzik dersi sona erdiğinde öğretmen “bu arada ben klasik gitar dersi veriyorum, ilgilenen varsa benimle konuşabilir” dedi. Bunu bir işaret olarak aldım sanırım ve ailemi ikna edip ders almaya başladım. Yine bir dönüm noktasında, bu sefer ortaokulun sonunda, rock/metal hayranı bir ergen olarak elektro gitar çalma fikrini saplantı haline getirmiştim. Bu sefer ailemi ikna etmem 1 yıl kadar sürdü ve kendime bir de elektro gitar aldırmayı başardım! Yalnızca elektro gitara değil tüm telli enstrümanlara olan ilgi ve hayranlığım asıl burada başlıyor. Hayvanlar Alemi’ni de o aralar kurduk.

Hayvanlar Alemi’nin solo üretimlerine etkisini nasıl gözlemliyorsun?

Kabaca 2003’ten beri, neredeyse gözü dönmüş bir biçimde, dünyanın dört bir yanı ve zamanından müzik ile ilgileniyoruz. Bu açlık sonucunda edindiğimiz her yeni ses, mod, ritim, vesaire yıllar yılı müziğimizin ve en nihayetinde benim solo üretimlerimin de bir parçası oldu. Şu an solo üretimlerimde kullandığım, özellikle Uzakdoğu Asya, Afrika ve Güney Amerika, tınılarının birçoğu Hayvanlar Alemi ile olgunlaştırdığımız ve kendimize has beceriksizliğimiz ile müziğimize kattığımız tınılar. Ancak solo üretimlerim beni bu müziklere -grubun rock formatlı/gürültülü olmasından dolayı- daha önce yaklaşamadığım açılardan yaklaşma fırsatı verdi ve onları bir nevi yeniden yaratmaya zorladı.

Müzisyenliğinin yanı sıra bir yandan çeşitli pedal tasarımları da yapıyorsun. Biraz bu alandaki çalışmalarından bahseder misin?

3 kadar yıl önce, Hayvanlar Alemi’nin basçısı ve bir elektrik-elektronik mühendisi olan Hazar’ın benim çeşitli pedallar hakkında “onun şurası akıyor, bunun burası kokuyor, niye bunu böyle yapmıyorlar” şeklinde serzenişlerime, “onda ne var ki, istersen ben yaparım sana” demesi ile başlayan ve aynı ülkelerde yaşamıyor olmamızdan dolayı aşırı yavaş da olsa bir pedal şirketi kurma raddesine gelen bir mevzu bu. Geçenlerde, ‘clean boost+drive’ efekti olan ‘DrVa’ isimli ilk pedalımızdan eser miktarda ürettik, yakında satmaya da başlayacağız.

Önümüzdeki yıla dair planların neler? Yolda yeni albümler var mı?

En temel planım daha fazla konser vermek ve bu sayede konfor alanlarımın dışına taşabilecek canlı performans deneyimleri edinmek. Henüz bir solo gitarist olarak neler yapıp yapamayacağımı kavrayabilmiş değilim. Yılda yalnızca bir tane konser verince insan ister istemez başarısız olabilecek, riskli, bol doğaçlamalı ve başına buyruk konserlere cesaret edemiyor doğrusu. Ama ne olursa olsun yeni albüm planlarım ve fikirlerim var. Geçen sonbaharda kaydettiğim ancak yayınlamaya fırsat bulamadığım karanlıkça ve doğu ezgili, yine büyük oranda serbest doğaçlama bir albüm var. Kapağını bitirebilirsem ilk iş onu yayınlayacağım. Bir yandan TYRO için kaydettiğim ve albüm girmemiş parçalar var, onları da yayınlamayı planlıyorum. Henüz fikir aşamasında olsa da son zamanlarda üzerinde çalıştığım, biraz daha kurgusal, tasarlanmış, erken 20. Yüzyıl Klasik Batı Müziği’ne göndermeleri olan bir dizi parça var. Bunları adam edip kaydedeceğim. Son olarak, önümüzdeki Demonation konseri için hazırladığım 3 parça var, aslında onlardan kısa bir EP olabilir ancak Hayvanlar Alemi’ne kurban edilme olasılığı da var.

demonation-o%cc%88zu%cc%88m