Demonation'dan önce, solo kariyeri, yeni parçaları ve Utrecht üzerine: Yank

Geçtiğimiz haftalarda ilk albümünü yayınlayan Yankı Bıçakçı, Yank ismini verdiği projesiyle karşımızda. Bu akşam KargART’ta Demonation Festivali No:7 kapsamında gerçekleşecek ilk İstanbul konseri öncesinde, Bıçakçı ile Utrecht’teki hayatı, ilham kaynakları ve bu seneki planları üzerine sohbet ettik.

Pitohui, Nekizm gibi gruplarda davulcu olarak karşımıza çıktın ve geçtiğimiz yıldan beri Utrecht’te müzik okuyorsun. Solo kariyerin nasıl şekillendi? İlk zamanlarından biraz bahseder misin? 

Malum sebeplerin yani sıra radikal değişikliklerin ve konfor alanını terk etmenin gelişim ve üretkenlik adına çok önemli olduğunu düşündüğümden geçtiğimiz sene Utrecht’e yerleştim. İstanbul’da olduğundan farklı olarak tek başıma müzikle kendimi ifade edebilme ihtiyacı hissettim, zira yanımda uzun suredir birlikte müzik ürettiğim insanlar yoktu. Bu da beklediğim gibi konfor alanımı yok ederek beni yalnız başıma çıktığım başka bir arayışa götürdü.

Bu arayışta bir yandan bilgisayar üzerinde parçalar yaparken, diğer yandan da ev arkadaşımın gitarıyla çokça vakit geçiriyordum. Ev arkadaşımın taşınırken gitarını götürmesiyle oluşan boşluk hissini, yine bir gitar alarak ortadan kaldırdım ve sanırsam bu da üretimimin yönlenmesinde bir kırılma noktası oldu. Daha önce de gitar üzerinde bestelediğim parçaları Nekizm’de beraber çalmıştık ama gitarı başlı başına bir üretim aracı olarak kullanmak, hele ki sahnede gitar çalmak hep çok uzak gelmişti.

Uzun sure birçok farklı müzikal dışavurum olanağı arasında gidip geldikten sonra, yepyeni bir planlanma içine girmeyi amaçlayıp farklı beklentiler geliştirmektense hali hazırda yapıyor olduğum şeye odaklanmak ve ona değer vermek konusunda ikna oldum.

Who Are We Who We Are etiketiyle geçtiğimiz haftalarda ilk solo EP albümün I/I yayınlandı. Albümün bir kısmında senin yazdığın şarkılar, bir kısmında da deneysel kayıtların yer alıyor. Üretimlerinde sana ilham veren şeyler neler oldu? 

Üretim tamamen doğaçlama ve oynama üzerine kurulu. Oynamadan kastim çocuğun oynaması, keşfetmesi, şaşırması. İyi bir müzik teori bilgim yok ve bir noktada bu hoşuma gidiyor çünkü kullandığım herhangi bir araçla ortaya çıkardığım sesler beni her zaman heyecanlandırıyor, bunun mantıksal açıklamasını yapamıyor olmak ve duygulanıma göre müzikal kararlar almak beni müzik yapmaya bağlayan en önemli faktörlerden biri.

Sesimi kullanmak benim için başlı başına bir terapi. Kendimden en çok keyif aldığım anları oluşturuyor. Şarki yazım süreci genellikle kaydettiğim gitar dokuları üzerine melodiler söylemek ve sesler çıkarmakla gelişti.

Kısacası tek başına müziğin ve sesin kendi doğası en büyük ilham kaynağım oldu. Bunun yani sıra çok etkilendiğim bazı müzikler de karar aşamalarında belirleyici oldu.

Demonation Festivali’nde gerçekleştireceğin performansında izleyicileri nasıl bir konser bekliyor? Sana birkaç müzisyenin eşlik edeceğini biliyoruz… Biraz ipucu verir misin? 

Su anda genellikle akustik ve minimal bir kurulumla çalıyoruz. İki gitar, iki vokal iskeletine ek olarak mümkün olduğunca farklı müzisyen ve enstrümanı performansa dahil etmek arzusundayım. Bu zamana kadar ney, keman gibi enstrümanlar eşliğinde konserler yaptık.

Fakat Demonation Festivali’nden başlayarak daha kapsamlı bir performans kurulumunu da uygun mekanlarda çalmak üzere hazır ediyoruz. Ritmik ve melodik olarak hatrı sayılır enstrüman eklentileriyle daha dolu bir sound olacak festivalde.

Önümüzdeki yıl planların neler? 

Hollanda ve genel olarak Avrupa’da mümkün olduğunca çok çalmak, birçok farklı müzisyenle birlikte çalışmak, parçaları orkestral ve koral aranjmanlarla çalmak, ürettiğim her şeyi tarz ve kategori kaygısı olmaksızın devamlı olarak paylaşma halinde olmak başlıca planlar.

İkinci albüm parçalarının büyük bölümü hazır, muhtemelen en geç 2017 sonunda yayınlanmaya hazır olacak.

demonation-yank