Kanye West'ten Alexander Wang'e: adidas iş birlikleri

1949 yılında Adi Dassler tarafından kurulan adidas ilk günden bu yana, yenilik, özgünlük ve yüksek performans odaklı üretimiyle spor ayakkabı ve giyim sektöründe başı çekiyor. adidas’ın temel yapıtaşını oluşturan, sporcuya en yüksek performans imkanını verecek ürünü yaratma vizyonu markanın tüm performans ürünlerinin alanındaki en iyisi olma iddiasını da sürekli besliyor ve geliştiriyor.

Bugün sokak stilinin önemli bir parçası haline gelen adidas Originals ise ‘Creators’ felsefesinin izinde, her biri kendi alanında başarılı işlere imza atan isimlerle kurduğu ilham  veren birliktelikler sayesinde her zaman sektörün en özgün ve yaratıcı üretimlerine imza atıyor. adidas Originals çatısı altında kurulan ‘Creators’ iş birlikleri 1990’lardan bugüne sokak kültürünü şekillendiren kuvvetli faktörlerden biri olmaya devam ediyor.

adidas’ın ‘Creators’ ortaklıklarında aradığı, değerlerini paylaşan gerçek yaratıcılar, markanın kendisi gibi yaratma ihtiyacını hisseden, ibreyi her zaman daha yukarı taşıyan, sınır tanımayan ve -spor, müzik, moda veya sanat olsun- kendi alanlarıyla sınırlı kalmadan kuralları baştan yazarak vizyonlarını gerçekleştiren isimler oldu. Sokak kültürü tarihimizi derinden etkileyen, markanın çatısı altında yeşeren her iş birliği, birliktelikten doğan yaratıcılığın her zaman en iyisini üretebileceğini kanıtlıyor. Snoop Dogg’tan Stella McCartney’e, Pharrell Williams’dan Kanye West’e, adidas’ın tarihi iş birliklerini ve bu beraberlikler sonucunda doğan başarılarını kısaca hatırlıyoruz.

pharell

Pharrell Williams
Pharrell Williams müzikte özgünlük denince akla ilk gelen isimlerden bir tanesi. 11 Grammy ödüllü sanatçı, verdiği pozitif mesajlar, emsalsiz stili ve yeniliklere olan açıklığı ile 2014’te adidas’ta kendine doğal bir ortak buldu. Her bir adidas x Pharrell Williams projesi, capcanlı renkler ve farklı kültürlerden esinlenen desenleriyle bireysellik, birliktelik, eşitlik gibi kavramları kutladı. Bu ortaklıktan doğan her kampanya ise sosyokültürel etkileriyle geniş yankı bulan bir diyalog başlatmaya devam ediyor.

adidas x Pharrell Williams iş birliği sayesinde yepyeni renklere bürünen Superstar ve Stan Smith gibi klasikler, 2015 yılında en başarılı geri dönüşlerden birini yaşadı. Superstar “Supercolor” başlığı altında sunulan, sanatçının kendi seçtiği 50 farklı renkte ve yeniden hayal edilen siluetiyle bu model  bir hafta sonunda tamamen tükendi. Aynı şekilde eskiyi yeniden yaratan Superstar “Supershell” projesi de shelltoe burunlara ilk defa bir değişiklik getirerek, bu modeli genç sanatçıların çalışmalarına tuval yaptı.

Pharrell ile beraber yaratılan üretimlerin arasında, canlı ana renkleri ve sofistike beyazlarıyla göz dolduran adidas Tennis Collection by Pharrell Williams ve 2018’de çıkan koşu koleksiyonu da yer aldı. Bu iş birliğinin en büyük projesi olan HU serisi ise ismini insanın kendisinden, “human” kelimesinden alıyor. Farklılıklarımıza rağmen ortak insanlığımızı hatırlatan ve bunu kutlayan özgün seri, Tennis HU,insan/oğlu” mesajını taşıyan NMD HU “Holi” ve Doğu Afrika’nın renklerinden ilham alan SOLARHU koleksiyonlarını barındırıyor. Art arda yenilikler çıkaran, daima göz alan bu üretken ortaklık, kişinin özgünlüğünü ön plana çıkarıyor ve global ağırlığı olan büyük kavramları da ayağımıza kadar taşıyor.

kanye

Kanye West
2006 yılında ilk Grammy ödülünü kazandıktan sonra moda dünyasına atılan Kanye West, Nike ile yollarını ayırdıktan sonra daha fazla yaratıcı özgürlüğü adidas ile yaptığı iş birliğinde yakaladı. 2013 yılında başlayan Kanye West x adidas ortaklığı, daha tek bir ayakkabı satılmadan bile, piyasaya sürülüş hazırlıklarıyla köklü bir değişimi başlattı. Telefon uygulamaları, satın alma rehberleri, geri sayım saati ve haber bültenleriyle duyurulan YEEZY Boostları gece boyunca epey uzun bir kuyruk oluşturarak sırada bekleyenler oldu. Bugün hala tüm YEEZY lansmanlarını karşılayan bu uzun kuyruklar, tüm dünya ile birlikte İstanbul’da da görülüyor.

İlk olarak 2015’te piyasaya sürülen YEEZYler, adidas’ın o yıl yakaladığı başarının sırlarından bir tanesiydi. Bu iş birliğinin ilk ürünü olan YEEZY Boost 750, on dakikada tükenerek tarihte en hızlı satan spor ayakkabısı rekorunu kırdı, Yılın En İyi Ayakkabısı ödülünü kazandı ve adidas’ın yılı Instagram’daki en popüler spor ayakkabı markası olarak kapatmasında rol oynadı. Şimdiye dek 19 renk ve 6 farklı tasarımla üretilen YEEZYlerin her biri de çıktığı gibi yok satmaya devam ediyor.

adidas, YEEZY Boost serisinde de kullanılan ve markanın spor ürünlerine damgasını vuran BoostTM teknolojisi sayesinde West’in yaratıcılığını ve estetik perspektifini konforla buluşturmayı başardı. 2016 yılında adidas + KANYE WEST adı altında daha da genişletilen bu iş birliğinin Originals’a ek olarak performansı da kapsayacağı duyuruldu. Spor giyim dünyasının kapılarını West’e açan adidas, ona hayal gücünü rahatça konuşturabileceği bir alan hazırlıyor. Birlikte geleceğin tasarımlarını üreten ve bir spor markasıyla sporcu olmayan bir isim arasında imzalanan en önemli anlaşma olan bu ortaklık, 2019 sezonunda da oldukça ses getirecek gibi görünüyor.

yohji

Yohji Yamamoto
21. yüzyıla girerken yaşam tarzı ve sokak stilleri spor giyiminde daha fazla yer bulmaya başlıyordu. Bu yeniliği simgeleyen en önemli gelişmelerden bir tanesi de adidas’ın Yohji Yamamoto ile iş birliği oldu. Y-3 adını alan ve 15. yılını geride bırakan bu ortaklık, yakın dönemde sıklıkla gündeme gelen “athleisure” modasının ilk temsilcilerindendi. Bugünlerde pek çok ünlü ismin üzerinde gördüğümüz Y-3 tasarımları, ilk günden hem adidas hem de Yamamoto için yeni bir dönemin habercisiydi.

Japon tasarımcı adidas’ın kapısını çaldığı zaman moda camiasında yeni bir isim değildi. Yaklaşık 30 yıldır avant-garde tasarımları ve çarpıcı siluetleriyle tanınıyordu, fakat hevesini yitirmişti. adidas iş birliği ile sokaklara geri dönmek isteyen Yamamoto, 2003’te 50.000 adet olarak hazırlanan ve anında tükenen ilk Y-3 modeliyle yola koyuldu. Y-3’ün Paris Moda Haftası’nda gerçekleşen başarılı açılışından sonra da markanın imza attığı yeniliklerin ardı arkası kesilmedi. Bunun en uzun ömürlü örneklerinden bir tanesi de 2013’te çıkan ve Y-3’ün hala en popüler ayakkabılardan biri olan Qasa serisi.

Y-3 markası günümüzde artık değişime kazandırdığı istikrarla tanınıyor. Yamamoto’nun usta tekniği, kültürünün etkileri ve siyah-beyaz renk paletinin yakaladığı dramatik hava ile performans ve kullanış odaklı modern adidas teknolojilerinin buluşması, dünyaya spor giyimin şık ve zarif olabileceğini kanıtladı. “Beraber daha önce var olmayan ve tamamıyla geleceği öngören bir şey yarattık,” diyor Yamamoto ve adidasla el ele o geleceği yaratmaya devam ediyor.

stella

Stella McCartney
Stella McCartney x adidas iş birliği 2004 yılında hayata geçirildiğinden beri spor giyiminde büyük ölçekli değişikliklere yol açıyor. adidas’ın teknolojik olanaklarını McCartney’nin feminen siluetleri, güçlü tasarımları ve terziliğiyle buluşturan bu ortaklık, kadın spor giyimindeki moda olanaklarını baştan yarattı. Fakat bu beraberlikten doğan daha da önemli bir sonuç, moda dünyasına getirdiği çevre dostu ve sürdürülebilirlik odaklı uygulamalarla tanınan McCartney’nin adidas iş birliği sayesinde bu yenilikleri spor camiasında da hayata geçirmesi oldu.

adidas için hazırladığı koleksiyonlarda İngiltere Olimpiyat Takımı ile Maria Kirilenko gibi sporcularla çalışan tasarımcı, 2017’de  çevreci bahar/yaz koleksiyonunu çıkardı. 2018’in sonbahar/kış koleksiyonu da benzer şekilde sürdürülebilir, geri dönüşümlü malzemeler kullanırken, aynı zamanda da soğuk havalar için Climaheat teknolojisinden yararlandı. McCartney Eylül ayının başında ise tasarladığı ilk vegan Stan Smithleri piyasaya sürdü.

Koşu, yoga, tenis ve yüzme alanlarında üretimleri olan ve giderek genişleyen bu ortaklık, günümüzde kadınlar için yüksek performans odaklı spor giyim olanağı sunan sayılı seçeneklerden bir tanesi. Endüstrinin uygulamalarında değişim rüzgarları estiren adidas x Stella McCartney iş birliği, modadan hiç feda etmeyerek athleisure’ın öncü sesi olmaya devam ediyor ve stilden ödün vermeden de spor yapılabileceğinin altını çiziyor.

snoop

Snoop Dogg
2011’de başlayan Snoop Dogg x adidas iş birliği, sanatçının Amerikan futboluna beslediği derin sevgiden doğdu. Snoop Dogg’ın 2005’te başlattığı gençlik ligi Snoop Youth Football’a adidas’ın verdiği destek, sanatçı ile marka arasında giderek gelişen, oldukça üretken bir ortaklığın başlangıcı oldu. adidas ile beraber görevinin sporla kültürü buluşturmak olduğunu söyleyen Snoop Dogg, 90’lı yıllardan beri geliştirdiği çarpıcı hip hop stilini de her tasarımına eksiksizce yansıtıyor.

2014’te çıkan Adizero 5-Star Snoop Lion kramponları, adidas’ın krampon tasarım birlikteliği alanında sporcu olmayan bir ünlüyle yaptığı ilk ortak proje olarak tarihe geçti.. Bunun ardından Snoop, 2016 yılında adidas Skateboarding için efsanevi kaykaycı Mark “Gonz” Gonzales ile bir araya geldi. Bu iş birliğinde Los Angeles kaykay kültüründen ilham alan ikili, beraber hazırladıkları Snoop x Gonz “L.A. Stories” kapsül koleksiyonunu çıkardı ve koleksiyonun bir parçası olarak tasarlanan Matchcourt Midler, çıktığı gibi yok sattı.

adidas Originals’ın 2017 marka kampanyası Original Is Never Finished de Snoop Dogg’un özgün sesine yer veren bir remix ile yeniden hayat buldu. Sanatçı ile adidas’ı bu sefer müzik alanında bir araya getiren video, kampanyanın felsefesiyle doğru orantılı bir şekilde kültürel tarihten tanınmış örnekleri tamamen baştan yaratarak remixliyor, yaratıcılığın sonunun asla gelmediğini gösteriyordu. Bu kampanya için, Snoop Dogg’un ikonik Doggystyle albüm kapağı da yeniden yaratıldı.

Originals’ın felsefesiyle kendine ses bulan ve sürekli olarak şekil değiştiren bu ortaklığın, performans alanında en çok ses getiren ürünü ise Adizero 5-Star Kevlar Snoop altın kramponlar oldu. Snoop Dogg’ın en ünlü parçalarından “Gin and Juice”un temasını ayakkabı odağında sunan bu tasarım, Chromaflage teknolojisini kullanan ilk ayakkabı oldu. Çıkan her ürünle mümkün olan en iyi teknolojiyi, olabilecek en havalı tasarımlarla sunan adidas ve Snoop Dogg ortaklığı, stil ve performansı keyifli bir şekilde buluşturmaya ara vermeden devam ediyor.

Wang

Alexander Wang
Modanın isyankar ismi Alexander Wang ile adidas’ın sınır tanımayan iş birliği bu yıl üçüncü sezonunu kutluyor. Sokak modasının endüstri üzerindeki dönüştürücü etkisinden ilham alan tasarımcı ile markanın ilk buluşması, 2016 yılında sevenlerine bir sürpriz olarak gelmişti. Önceden anons bile edilmeden podyumda duyurulan ortaklık, iki tarafın da yaratıcılığa ve yaratıcılık sürecine verdiği önemle filizlenerek ilk andan beklentilere meydan okumaya başladı.

İlk koleksiyonundan geleneklere karşı gelen Wang, altı farklı stilde tasarladığı uniseks giysi ve ayakkabılarla yüksek moda ve sokak stilini adidas çatısı altında buluşturdu. İlk olarak gezici mağazalarda paylaşılan bu tasarımlar upuzun kuyruklara sebep oldu. Ürünlerdeki ters çevrilmiş görüntüsü veren yapı, kumaşlar, kabartmalı işlemeler ve baş aşağı döndürülen adidas Originals’ın trefoil logosuyla, moda dünyası da adidas Orginals x AW iş birliğiyle ters yüz edilmişti. Koleksiyonun basketbol, kaykay ve koşu stillerinden ilham alan ayakkabı modelleri ise sokak stilini yeni bir seviyeye taşıdı.

Ortaklığın iddialı grafiklere yer veren, bisiklet ile rave kültürlerini birbirine ören ikinci koleksiyonu büyük ses getirdi. Bunun ardından gelen ve günümüzde de neredeyse tükenmiş olan üçüncü koleksiyon ise yaratıcılık veya üretim sürecinde doğabilecek hataları kucaklıyor. Brianna Capozzi tarafından fotoğraflanan, pikselli grafikler ve kırışıklıklara yer veren bu parçalar, tutarsızlıkları ve kusurları kutluyor, hatalarda bile bulunacak değeri ön plana çıkarıyor. adidas Orginals x AW, markanın ikonografisini bile tersyüz ederek ilk günden beri birçok yeniliğe imza attı. Markanın açık fikirliliğine tutulan Alexander Wang ise adidas ile beraber statükoyu yıkmaya devam ediyor.