Korkusuz bir dürtü: Saul Williams

Yazı: Cem Kayıran – İllüstrasyon: Ethem Onur Bilgiç

İlk filmi Slam ile Sundance’de Jüri Özeli Ödülü’ne layık görülen “şair” Saul Williams müzik kariyerinde ise kafiyeyi bir kenara bıraktı, farklı janrları keşfettiği albüm ve projelerde salt verdiği mesaja odaklandı.

saul1

Saul Williams’ın kariyeri birçok farklı ifade biçiminin etrafında şekilleniyor. 1990’ların ortasında New York’ta oyunculuk ve felsefe okuyan Williams, bir yandan da şehrin cafelerinde gelişen şiir sahnesinde ilham verici bir şair halini aldı. Bu dönemde ilk filmi Slam’i kaleme alan sanatçı, filmde Afro-Amerikalı bir şairi canlandırıyordu.

saul2

Slam filmi büyük övgü ve dikkat toplarken 1998 yılında Sundance Film Festival’da Jüri Özel Ödülü kazandı. Kısa bir süre sonrasında müzik yapımına girişti ve prodüksiyonu Rick Rubin imzası taşıyan ilk albümü Amethyst Rock Star’ı 2001’de yayınladı. Albüm sanatçının kendine has rap stilini gözler önüne seriyordu: Dönemin popüler trendlerinin aksine kafiyeyi bir kenara bırakan Williams, salt verdiği mesajla ilgileniyordu.

saul3

Williams’ın müzikle olan ilişkisi, farklı janrları keşfettiği albüm ve projeleriyle devam etti. Örneğin 2004 çıkışlı ve kendi adını taşıyan ikinci albümü, spoken word ve punk rock’ı harmanlıyordu. 2007’de dinleyicileri bir iş birliğiyle selamlayan Williams, Trent Reznor’la birlikte kaydettiği The Inevitable Rise and Liberation of NiggyTardust!la birlikte farklı müzikal yaklaşımları deneme konusundaki kararlılığını belirgin bir şekilde ortaya koyuyordu. 2011 çıkışlı Volcanic Sunlight’ta disco, funk ve dubstep’ten ilham alan Williams, 2016’da yayınladığı MartynLoserKing’le politik hip hop keşfini sürdürdü.  

saul4

Saul Williams, Le Guess Who? festivalinde Moor Mother’ın özel davetiyle birlikte yeni bir iş birliğiyle izleyici karşısına çıktı. Unanimous Goldmine projesinde Williams, DJ, müzisyen ve yazar King Britt’le güçlerini birleştirdi.

*Le Guess Who? festivalinin program kitapçığı için hazırlanmıştır.