Kot-tişört gezen bir albüm: Palmiyeler EP

Yerli sahnenin son dönemde dikkat çeken ekiplerinden Palmiyeler, önümüzdeki hafta gerçekleşecek Demonation Festivali No:6 kapsamında Babylon sahnesinde olacak. Konser öncesinde ekiple Bant Mag. No:40’ta ilk EP’leri Palmiyeler üzerine yaptığımız röportajı hatırlıyoruz!

2013’te girdikleri stüdyodan, ellerinde kayıtlarla çıkan Mertcan, Rana ve Tarık, zaman bulup da yayınlayamadıkları EP Palmiyeler’i mart sonunda yayınladı. Keyifli seslere şahitlik ettiğimiz bu albümün sahiplerine geçtiğimiz iki seneyi, yeni ama aslında eski şarkılarını ve dahasını sorduk.

Röp: Busen Dostgül

Klasik olacak ama en kısasından bir Palmiyeler kuruluş hikâyesi alabilir miyim? Ne zaman, nasıl karar verdiniz birlikte bir şeyler yapalım diye?
Palmiyeler’i 2013 yılında kurmaya karar verdik. Uzun süre prova yaparak elimizde bulunan şarkıları adam etmeye çalıştık. Daha sonra prova yapmaktan sıkılıp evde bir demo kaydettik. Demoyu hayata geçirmek için de sonbaharda direk stüdyoya girdik. Yine de çok vakit geçti ama provaları bırakıp stüdyoya girmekle sanırım doğru bir şey yapmışız.

Grubun isminin özel bir anlamı var mı? Ben Palmiyelerdeyince nedense Ege taraflarını hayal ettim, yaz, güneş, tatil gibi şeyler.
Doğru bir tahmin. Kilink’le “Palms” adında bir şarkımız vardı, “İzmir’de palmiyeler rüzgârda sallanır ama sen yoksun.” Hisler bize ait bir yerlere dokunuyor gibiydi. Neden Palmiyeler olmasın, oldu bile.

Zaman zaman Cure, zaman zaman Sea and Cake dinler gibi oldum Palmiyeler EPsini dinlerken. Şahane gitar tonlarıyla, kusursuzca birlikte giden davullar ve elbette muhteşem vokaller. Neler dinleyerek büyüdünüz? Mesela odanızda duvarda kimlerin posterleri asılıydı?
Çok teşekkürler. Duvarlarımıza poster astığımız zamanlarda, benim odamda Kill’em All posteri, Tarık’ın odasında da Fedon posteri vardı. Gerçekten.

Güzel reverbler duyuyoruz şarkılarda… Biraz serbest kalmak istiyor ama uslu duruyormuşsunuz gibi hissettim. Albümün şu anki hissiyatıyla ilgili hisleriniz neler? Daha farklı olabilir miydi?
Bu sefer amacımız evde dinlenebilecek bir albüm kaydetmekti. Usluluk mu bilmem ama bu EP olması gerektiği gibi oldu, Bu tecrübe bize hâlihazırda albüme koymadığımız bazı şarkıları daha iyi yapabileceğimizi de öğretti.

Bahara hasret kaldığımız bugünlerde ilaç gibi gelen, içimizi kıpır kıpır eden Palmiyeler EPsi içinsonundayayınlandı diyebiliriz. Neler oldu bu geçtiğimiz iki sene içinde? 2013te birtakım kayıtlar yapmışsınız diye bir duyum aldım. Araya başka projeler mi girdi de albümün çıkışını ertelediniz?
EP’nin tamamı 2013 Kasım’ında kaydedildi, yaklaşık bir buçuk sene bekledik. Neden bekledik neler oldu tam ben de kavrayamıyorum, sadece şu anki zamanlamanın doğru olduğunu düşünüyorum.

Şarkıları tek bir zaman diliminde toplu olarak mı yazdınız yoksa bir anda çıktı kaydettiniz ve albüm için beklediğiniz şarkılarınız da oldu mu? Bildiğim kadarıyla aslında bir yandan da başka projelerde de yer alıyorsunuz.
“Palmiyeler”, “Her Şey Anlamsız”, “Yapamam”, “Kalbimdeki Bıçak” aynı dönemde birkaç aylık bir zaman dilimi içinde oluşmuş şarkılar. “Yerinde Olsam” ise 2008 yılından kalma bir şarkı.

Röportajın tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:40’a ulaşabilirsiniz.