Marakas, Hugh Hefner ve Metin Alatlı: Goat

İsveçli psikedelik rock grubu Goat’un üçüncü stüdyo albümü Requiem, bu ay Rocket Records ve Sub Pop ortaklığıyla karşımızda. Gizemli kostümleri, mistik kimlikleri ve etkileyici canlı performanslarıyla son yılların en dikkat çekici ekiplerinden biri olan Goat’un üyelerinden The Eggman’den yeni albüm öncesi yönelttiğimiz sorulara kısa, iddialı ve sıklıkla esprili yanıtlar aldık.

Röp: Busen Dostgül – İllüstrasyon: Burak Dak

Yeni albümünüz Requiem ile ilgili konuşarak başlayalım. Ne zaman yeni şarkılar yapmaya başladınız? Albümü nasıl bir ortamda kaydettiniz? 
Yeni albümümüz Requiem’in en iyi albümümüz olduğunu söyleyebilirim. Çok fazla marakas çaldım. Kayıtlar neredeyse bir yıl sürdü ve genellikle sıcak ve rahat ettiğimiz yerlerde yaptık.

Bandcamp sayfanıza baktığımda, Requiem’in ilk baskısının ön siparişinin şimdiden tükendiğini gördüm. Bu konuda nasıl hissediyorsunuz? 
Satışların benim için hiçbir anlamı yok. Ben sadece biraz marakas çaldım ve güzel vakit geçirdim.

Grup olarak ne gibi ritüelleriniz var? Ritüellerinize özel müzikleriniz veya sesleriniz var mı? 
Genellikle davul yolculuğu yapıyoruz. Davulların seslerine doğru bir yolculuk.

Geride kalan yıllar içerisinde müzik yapma alışkanlıklarınız değişti mi? İlk albümünüz ve son albümünüz arasındaki en büyük fark sizce ne?
Alışkanlıklarımız hala aynı. Ama ben artık daha sıkı marakas çalıyorum. Yani benim için en büyük değişiklik bu. Ve bu yüzden yeni albümümüz her anlamda çok daha iyi.

Eminim röportajlarda kostümlerinizle ilgili soru hep yöneltiliyor. Ama size kostümlerinizin ne anlama geldiğini sormak istiyorum. Hangi parça sizin favoriniz ve neden?
Hepsinin birçok anlamı var. Günlük kaftanım benim en sevdiğim. Yemeğe misafirlerim geldiğinde ya da kanepede pipo içip güzel bir kitap okurken giyiyorum… Uzun zamandır bir Goat hayranı olan Hugh Hefner bana hediye etmişti.

Röportajın tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:52’ye ulaşabilirsiniz.

goat_band_-_burak_dak_-_web