Puslu Travmalar Atlası: “Sharp Objects”

Geçtiğimiz yılın en önemli televizyon olaylarından Big Little Lies ’a imza attıktan sonra bir kez daha çarpıcı bir mini dizi ile karşımıza çıkan Jean-Marc Vallee’nin kapkara ve vurucu televizyon tecrübesi Sharp Objects , tüyleri diken diken eden sekiz bölümle akılları baştan aldı.

Yazı: Melikşah Altuntaş – İllüstrasyon: Özgü Aydar

Gone Girl ve Dark Places gibi beyaz perdeye başarıyla uyarlanan romanların yazarı Gillian Flynn’in aynı adlı çoksatan bir başka romanı Sharp Objects ’in ( Keskin Şeyler , Artemis Yayınları, 2006) hakları uzun bir süre önce HBO tarafından satın alınmış ve projelendirilmişti. Buffy the Vampire Slayer , Angel , Mad Men ve Glee gibi dizilerin yürütücü yapımını üstlenmiş ve yaratıcısı olduğu Unreal ile dikkat çekmiş Marti Noxon’ın projenin başına geçmesiyle Sharp Objects kısa sürede televizyon kulislerinde konuşulan bir işe dönüşmüştü. Reese Witherspoon, Nicole Kidman, Shailene Woodley ve Laura Dern gibi başarılı kadın oyuncuların başrollere kurulduğu Big Little Lies ’ın yedi bölümden oluşan efsane ilk sezonuna imza atan yazar-yönetmen ve yapımcı Jean-Marc Vallee’nin Sharp Objects ’e dahil olması ve başrol için Amy Adams’ın kesinleşmesinin ardından ise dizi, 2018’in merakla beklenen yapımlarından biri oldu.

Sonunda geçtiğimiz temmuz ayında yayın hayatına başlayan ve yalnızca sekiz bölümden oluşan tek bir sezona sahip olacak bir mini dizi olduğu hem öncesinde, hem de sonrasında yaratıcısı Noxon tarafından dillendirilmiş Sharp Objects ’in, taze biten yaz aylarımıza kabus gibi çöktüğünü söylemek abartılı olmaz. Bu cümledeki negatif ton, yalnızca dizinin sahip olduğu derin karanlık ve insanın sinir sistemini altüst etmek üzere yaratılmış karakterlerinin ıstıraplı hallerini nitelemek için seçildi elbette. Zira dizinin kabusvari atmosferi bir yana, uzun zamandır televizyon ekranlarında izlediğimiz en başarılı işlerden biri kesinlikle Sharp Objects .

Uzman doktor Vallee’nin öncülüğünde Camille’in yaralarını sarmaya çalışıyoruz

Doğduğu kasaba olan Wind Gap’e, yıllar sonra gizemli bir cinayet hakkında yazmak üzere gönderilen gazeteci Camille’in, tuhaf annesi, sinir bozucu kız kardeşi, tutucu kasaba halkı, peşini bırakmayan geçmişi ve karanlık büyüme dönemi ile bitmemiş hesaplaşmasını takip eden dizi, televizyon tarihine unutulmaz bir karakter armağan ediyor. Ona ismini veren keskin şeylerin ne olduğu ve nelere sebep olduğunu her an hissettiren bu sancılı hikâye, Vallee’nin Big Little Lies ’da da sıkça başvurduğu sıçramalı kurgu tercihiyle, izleyicinin canını daha da çok yakıyor. Camille’in günümüzde içine düştüğü bir durum ya da gördüğü bir resmin, karakterin ergenliğindeki tezahürüne atlayan kısa anların, dizideki başarılı anlatım dilinin önemli bir malzemesine dönüştüğü Sharp Objects , görsel ve işitsel çağrışımların insan psikolojisindeki takibini, seyircinin de iştirakıyla gerçekleştiriyor. Bu noktada biz izleyicilere düşen görev adeta bir araştırma hastanesindeki stajyer doktorların yaptığı işe benziyor. Sanki Camille bizim hastamız ve uzman doktor Vallee’nin öncülüğünde onu gözlemliyor ve anlamaya, yaralarını sarmaya, yanında olmaya çalışıyoruz.

Muazzam performanslar

Camille’i insanüstü bir adanmışlıkla canlandıran Amy Adams’ın, dizinin bu denli etkili olmasındaki payı kuşkusuz çok büyük. Sürekli içki içen karakteri için dizi öncesi minik bir ayva göbek bırakan ve Camille’in bedeni üzerindeki izleri dahi içselleştirmiş bir fiziksel ve ruhsal çalışma ile rolüne hazırlanan Adams’ın incelikli performansı, bu denli hassas bir karakter dramasının hakkını fazlasıyla veren cinsten. Rolün başka bir yerden alındığı takdirde çok kolay ajite edilebileceği ortadayken, Adams’ın aşırı minimal tercihleri ve Camille’in çoğunlukla tek bir bakışı ya da minik bir kaygısı üzerinden karaktere dair çok fazla şey ifade etme başarısı, kuşkusuz kendisine önümüzdeki yılın “Mini Dizi En İyi Kadın Oyuncu” Altın Küre’si, Emmy’si ve daha pek çoğunu hakkıyla kazandıracak.

sharpobjects-özgü aydar-web

Yazının tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:64’e ulaşabilirsiniz.