“Severim iğneyle kuyu kazmayı!”: Prof Sny Records

İlk olarak Reptilians From Andromeda’nın Doomsday EP’sini ve ardından İstanbul underground sahnesinin dünü ve bugününe yön veren grupların parçalarından kendi seçkisine yer veren Istanbul Street Trash Vol. 1 toplamasını büyük bir emek, dayanışma, özgürlük ve özveri çerçevesi içerisinde hazırlanmış plaklar olarak önümüze getiren Prag merkezli bağımsız plak şirketi Prof Sny Records şimdi de İstanbul’un kült grubu Tampon’un ilk albümü Planet Tampon’la karşımızda. Özge Duchoslav’un Prag’a taşındıktan sonra hayata geçirdiği Prof Sny Records’un neyi, nasıl ve neden yaptığını, yayınladığı plakların basılma yolculuklarını ve bundan sonra neler olabileceğine dair ipuçlarını büyük bir heyecanla kendisinden dinledik.

Röportaj: Ekin Sanaç

Müzikle ilişkin nasıl başladı ve yol aldı? Punk’la nasıl tanıştın? Kaç yaşındaydın? Müzik yapmaya nasıl başladın? Kısaca anlatabilir misin?

Çocukluğumuzdan beri metalle birlikte bir yandan punk da dinliyorduk zar zor bulduğumuz kasetlerden. Bir yandan yazışıyorduk eski usul mektuplarla. Approved albümlerinin çıktığını yabancı bir fanzinden öğrendiğim Radical (Noise) Emre önce mektup arkadaşım olmuştu mesela. Bir müzik enstrümanıyla ilk temasım ortaokul yıllarıma dayanıyor. Kimilerimizin hatırlayacağı klasik, elektro gitar, davul dersleri verilen ve aynı zamanda da stüdyo olan Trio Müzik’te Krikor Turutyan’dan klasik gitar dersleri almaya başladım 1992 senesinde. Ders parasını denkleştirmek için stadın yanındaki okulumu kırıp kursun oralarda çevre gazetesi satıyordum. Neticede ilk konserim klasik gitar konseri oldu anlayacağınız. O sıralar en yakın okul arkadaşım rahmetli tavşan Barış’tan aldım ilk gitarımı. Telsiz, perdesiz, kulakçıkları kırık, kabı olmayan gitarımı sevinçle eve kadar elimde taşıdım. Deli gibi klasik gitar çalışıyordum o ara.

Kadıköy’den Rashit grubu ilk kadro elemanları en yakın arkadaşlarımdı. Birlikte gittiğimiz bir konser çıkışı (Space Garden sonrası sanırım) Aslı (Tampon), “Sen çalsana grupta” dedi. O sıra Evren ve İnan’la yollar ayrılıyordu. Bir hafta sonra Tampon konserindeydim. Elektro gitarı alalı 3-4 gün olmuştu ve ben klasik gitardan sonra ayakta çalamıyordum. Konserin yarısı amfinin üzerinde oturdum. Bir de yaşım tutmuyor diye güvenlikler alamamıştı girişte, “Al sen çal o zaman benim yerime, ben gruptanım” deyince girebilmiştim. 17’iydim herhalde. O sıralar hayatımı ve müzik algımı geliştiren insanlar De-form Tayfun, Mod Ünver, Emin, Punk Aslı, De-tone Deniz, Kod Necati! En kısası bu.

Prof Sny Records’u başlatmaya karar vermene vesile olan ilk motivasyonlar nelerdi? Daha önce de müzik basmaya yönelik girişimlerin olmuş muydu?

Daha önce ben başkalarının düşlerini gerçeğe çevirip çalışarak eziyet görüyordum, klasik iş hayatı. Japon bir firmada robotlar, makinelerle ilgili işlerde çalışıyordum. Müzikle ilgili işler yapmak hep zamansızlık veya parasızlıktan yarım kalıyordu. Prof Sny’in başlangıcı da bir şeylere yeniden başlamak için hâlâ istekli olmamdan başka bir şeye dayanmıyor. Çocuk gibi, deli gibi, Beckett gibi, artık ne derseniz… İstanbul’daki hayatımı yıkıp “Çek Cumhuriyeti’ne gidiyorum” dedim. Hayatımın adamıyla tanışma, evlenme, iş yerinden istifa… Prag’a taşınma sonrası neredeyse ilk iş olarak Prof Sny Records’u kurduk. Sadece plak basacağız dedik, sadece underground olacak dedik. Tabii başta kimse inanmadı bize. O yüzden adını ironik olarak “profesyonel düşler” anlamına gelen Prof Sny koyduk.

prof3

Plak şirketini hayata geçirirken Planet Tampon albümüne yönelik planlar fikir bazında şekillenmiş miydi ya da bu fikir planların üzerinde belirleyici oldu mu?

Plak şirketini underground müziğe destek vermek ve yayınlarımızı plak olarak basma fikriyle kurduk. Başından beri buna karar vermiştik ve Tampon’u da ilk projemiz olarak düşünüyordum. Tampon’un kalbimdeki yeri bambaşka tabii ki. Arkasında durabileceğim işler yapmak istiyorum her zaman. Tampon’un albümü için çok uğraştık çünkü buna değeceğini düşünüyordum. 23 senedir Türkiye punk tarihinde ayakta kalmış bir grup, hem de bir kadının liderliğinde. Bu çok önemli. Parçalar zaten herkesçe ezbere biliniyordu, grubun albüm yapmak gibi bir derdi de yoktu ama benim ısrarlarımla kabul ettiler. Kanal kayıt yapıldı, tüm baslar yeniden yazıldı, her parça için gitarist sevgili Umut 4-5 gitar kaydetti. Davulları sevgili Anıl çaldı, Aslı’ysa onca yılın birikimiyle şahane bir performans gösterdi. Kanal kayıtta hepimizi korkutan Tampon’un canlı performanslarındaki ruhu kaybetmekti ki böyle bir şey olmadı. Tampon’un ruhunu koruyarak, orijinal haliyle bir albüm ortaya çıkarabildik. Koleksiyon değeri taşıyan bir albüm olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Türkiye’de değil, dünyada çok az örneği olan bir plak çünkü benzerlerinden farklı olarak 500 adet beyaz transparan üzerine elde tek tek kan efekti verilerek üretildi ve Nisan 1 şakası olarak piyasada!

Bu albümü yayınlamak sana kişisel olarak neler ifade ediyor? Biraz bahsedebilir misin?

Benim için tabii ki çok önemli. 20 sene önce Aslı’yla kimini birlikte yaptığımız, kimini birlikte çaldığımız parçaların şimdi plak formatında yayınlayabilmemiz tabii ki çok önemli. Eskiden beri hep istediğim bir şeydi Tampon’un bir albümünün olması. Yeni üç parça daha var albümde. Çok iyi çalınmış, çok iyi söylenmiş ve çok iyi kaydedilmiş bir albüm. Gitarist Umut’un gruba katkısını dinleyince anlayacak herkes, müzik onun sayesinde de inanılmaz yerlere geldi. Bu işte çok emeği olan insanlar var. İstanbul’da Jamsession Stüdyosu sahibi Erhan Kabakçı’nın aldığı kayıt, albüm son hale gelene kadar Ünver Şahin’in müzikal desteği, Prag’da yıllardır sevdiğim bir sürü punk grubunun albümüne imza atan ve bu albümün de miks ve masteringini yapan Zdenek Skir’in en ince detayına kadar uğraşması Planet Tampon’u sound olarak bu seviye getirdi. Hep var olması gerektiğini düşündüğüm Tampon albümü, çok da içimize sinen bir şekilde gerçek oldu tüm bu güzel insanların sayesinde.

Prof Sny Records’un ilk yayını Reptilians From Andromeda’nın 7 inç formatındaki Doomsday EP’si oldu. Reptilians From Andromeda’yla halihazırda bağlantıda mıydınız?

Dediğim gibi Prof Sny Records’un planladığı ilk proje Tampon albümüydü. Bu fikri şirketi kurar kurmaz 2015 sonu Aslı’yla paylaştım. O da deli olduğu için hemen bu fikri gerçekleştirebileceğimize inandı. Ama tabii anladığınız üzere grubu toparlamak, stüdyoyu ayarlamak, kayıt, mix, mastering derken bu fikir oldukça zamanımızı aldı ve çok titizlendik. Tampon’un stüdyo kayıtları sırasında Reptilians From Andromeda’dan Tolga’nın eşi Aybike’yle tanıştım. Ben grubu dinlemiş ve çok beğenmiştim, orada inceden bir çıtlattım ama direkt olarak Radical (Noise) Kerem’in Paslanmaz Kalem dergisindeki röportajından sonra Tolga’ya sordum, “İlk olarak sizin EP’yi yayınlayalım mı? Ne dersiniz?” diye. Tolga ve Aybike çok sevineceklerini söylediler ve inanılmaz hızlı bir şekilde parçaları toparladık. The Monos grubundan Fran Ashcroft, Tolga’yla temastaydı ve bizim plak için tüm parçaların masteringini yaptı. Tüm harika grafikleri de tabii ki Tolga ve Aybike yaptı. Çok kısa sürede baskıya verebildik. Yurtdışında daha çok tanınan bu güzide grubumuzla başlamış olmak bizi çok mutlu etti.

Istanbul Street Trash toplaması İstanbul’un farklı dönemlerinden underground gruplara ışık tutması adına çok özel bir toplama. Bu toplama için şarkıları bir araya getirirken nelere dikkat ettiniz? Hangi şarkıların yer alacağına nasıl karar verdiniz?

Tampon’un kayıtları devam ederken bir yandan da Tolga’ya bir toplama albüm fikrinden bahsetmiştim. Tarihini bile planlamıştık hatta. Parçaları seçerken ilk kriter olarak, “Madem plağa basılacak, iyi bir seçki olmalı” dedik. Toplamada yer alan grupların şu anda aktif olarak çalıyor olması önemli değil ya da belli bir türe bağlı kalınması… Çok yeni ve çok iyi gruplar da var, Rumble Fish gibi eskiden çok iyi gruplar da var. Aslında ortak özellikleri sadece “çok iyi gruplar” olmaları, yeraltından olmaları ve bizim seçkimiz olması! Ticari kaygı gütmüyor olmaları da elbette! Çok parça arasından bunları seçtik diyelim.

Röportajın tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:56’ya ulaşabilirsiniz.