Soru cevaplarla Demonation Festivali No:5: Astrofella

1890’ın katkılarıyla bu sene Babylon’da beşincisini düzenliyor olduğumuz Demonation Festivali’nde sahne alacak isimlerden Astrofella, festival öncesinde sorularımızı yanıtladı!

İlk EP’sini ocak ayında yayınlayacak olan Astrofella ikilisi, yüksek tempolu şarkılarında hem elektronik hem akustik enstrümanlara yer veriyor. Bugüne kadar İstanbul’daki çeşitli festivallerde sergiledikleri performanslarla dikkat çeken Astrofella, İstanbul merkezli müzik oluşumu Partapart bünyesinden çıkan ekiplerden biri.

Hiç dinlememiş birine kendi müziğinizi hangi kelimelerle tanımlardınız?
Tını olarak yüksek tempolu, yüksek sesli, synth, gitar, davul, bilgisayar gibi hem elektronik hem akustik enstrümanlar barındıran; ancak hissiyatı içine kapanık, zaman, mekan, politika ve ideolojiden bağımsız sadece duygulara odaklanan bir müzik diyebiliriz.

Kayıtlarızı hangi ortamda, nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Bir kaydın içinize sinmesi nelerle alâkalı?
Bizim kayıt sürecimiz çoğunlukla evde başlıyor. Kaydettiğimiz skeçleri kendi stüdyomuzda düzenliyoruz ve tekrar kaydediyoruz. Son aşama olarak tüm kayıtlar profesyonel bir stüdyoda tekrar alınıyor. Çıkacak EP’nin final kayıtlarını İTÜ MIAM’da aldık ama kayıt işi o anki enerjiyle çok alâkalı. Bazı şarkılarda bu kayıtları beğenmeyip evde kaydettiğimiz kısımları kullandığımız oldu. Teknik olarak “endüstri standardı” olması gereken konular var tabiî, “mastering” gibi. Bunlar yurtdışında bir stüdyoda yapılıyor.

İstanbul’da verdiğiniz çeşitli konserlerin yanısıra geçtiğimiz sene Eskişehir’de de çalmıştınız. Konser vermek, insanların önüne çıkmak konusunda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Sizce Türkiye bağımsız sahnesinin yeteri kadar destekçisi var mı?
Astrofella “canlı çalmak” tutkusuyla bir araya geldi diyebiliriz. Dolayısıyla sahne bizim çok önem verdiğimiz bir konu. Sahnede enerjiyi yüksek tutmak için şarkıların hemen hepsinin kayıtlı hâliyle konserde çaldığımız hâlleri farklı. Hiçbir zaman “yeteri kadar” destekçi var diyemeyiz bağımsız sahneler için. Çünkü İstanbul ve Eskişehir başta olmak üzere Türkiye’de çok başarılı alternatif gruplar var. Bu grupları ortak bir çatı altında toplayan Demonation, Indiecity gibi festivaller, Babylon, Peyote, Arkaoda gibi mekânlar olması, Kıyı Müzik, Manyetik Bant gibi müzik bloglarının sayısının her gün artması çok ümit verici.

Şimdiden şekillenmeye başlayan gelecek projeleri neler? Yakında yeni kayıtlar ya da konserler var mı?
Her şeyden önce EP’yi yayınlamak var önümüzde. Henüz kesinleşmiş bir konser yok ancak yaza kadar her ay bir performans yapmayı düşünüyoruz.