Volkan Yıldırmaz, "I'm Turkish" sergisinden önce Bant Mag.'ın sorularını yanıtladı

Volkan Yıldırmaz’ın kaykay parçalarını birleştirerek yaptığı mozaikler ve doğrusal olmayan bir bellek alıntısını paylaştığı soyutlamalarıyla hazırladığı I’m Turkish sergisinin açılışı yarın, 311artworks’te gerçekleşecek. En az resim kadar kaykaya da tutkuyla bağlı olan Volkan’a sergi öncesinde sorular sorduk.

Röp: Busen Dostgül

Hem kaykayı hem de resmi aynı tutkuyla yaptığını görüyoruz. İkisi arasında seçim yapman gereken bir an oldu mu?
Hayır olmadı. Yalnız üniversite birinci sınıfta okulum Büyükada’daydı. Aynı zamanda orada yaşıyordum. Ada sokakları kaymaya pek müsait olmadığı için zamanımın büyük bir kısmını çizerek geçiriyordum.

Kaykaya binmek sence nasıl bir duygu? Hayatına ne zaman girdi ve sana ne gibi şeyler kattı?
Kaykay sihirli bir duygu. Zamanı durdurup onun içinden geçmek gibi. İlk olarak 8 yaşında aldığım o muhteşem paketsiz hediye Almanya’dan geldi. O zamanlar (86-87 senesi), oraya da Amerika’dan uçuyordu, bir California Airlines çok istemiştim ve geldi. Bana ne kattığına gelecek olursak, doğanın ruhunu ve dunyanın dengesini, çok sesli düşünme yapısını diyebilirim. Aslında saymakla bitmez, hala beni bana kazandırdığını söyleyebilirim.

vvv

Serginin fikri nasıl ortaya çıktı? “Kaykayo”ya ne zaman karar verdin ve çalışmaya başladın?
Bir kaykaycının her zaman atamadığı sakladığı eski tahtaları vardır. Birinin grafiğinden vazgeçemez, diğerinin bir hatırası vardır derken bir bakmışsın bir sürü malzeme. Son çalışmalarımda boyayla yaptığım parçadan bütüne giden ower-all bir tekniği kaykay tahtalarıyla oluşturmanın hayalini kurdum. Bu sırada birikmiş parçalara bakarken yapı bakımından zengin olmalarının dışında, kavram bakımından da farklılıklar içermeleri gerektiğine  karar verdim. Akabinde arkadaşlarımın da kullandığı tahtaları toplayarak  bu sonsuz ağacın dallarını örme işine giriştim. Biriktirme ve toplama sürecinden yaklaşık bir sene sonra işler bu aşamaya geldi. Şu an etraftan kafama kaykay yağmaya başladı diyebilirim. Bir sonraki koleksiyonu bende merak ediyorum.

Alıştığımız mozaiğin biraz daha dışına çıktığını görüyoruz serginde. Burada her bir parçanın bambaşka bir duygusu var. Parçalara verdiğin renklerin altında yatan bir mesaj var mı?
Aslında duyguyu onlara yükleyen sokak ve renkler, sahiplerinin renkleri… Ben yalnızca ölmek üzere terkedilmiş tahtaları kendi renklerimle besleyip sonucunda “hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” diye bağırdıklarını duyana kadar hayat veriyorum. Parçaların duygu bütünlüğüne ulaşmasını kaçınılmaz kılan bu.

Volkan Yıldırmaz’ın “I’m Turkish” Sergisi’nin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.