Who Are We Who We Are ve Bant Mag. sunar: Teke Tek No:1 / Berke Can Özcan

İstanbullu bağımsız plak şirketi Who Are We Who We Are ve Bant Mag. ortaklığıyla yeni bir konser serisi başlıyor. Bant Mag. Havuz / Bina için özel olarak tasarlanmış “Teke Tek” isimli seride yer alacak müzisyenler, yalnızca tek dinleyicinin katıldığı yarım saatlik bloklar halinde performanslarını sergileyecek. Serinin 2-3 Nisan’da gerçekleşecek ilk konser programının ev sahibi de Berke Can Özcan.

Bir müzisyenin bir kerede tek bir dinleyiciye vereceği konserler yaklaşık yirmi dakika sürecek. Serinin ilki Big Beats Big Times adına Berke Can Özcan’ın ev sahipliğiyle gerçekleşecek. Mekan olan Bant Mag. Havuz, seyircinin konser sırasında dilediği gibi yer değiştirmesine, durmasına, dans etmesine, dilediğini yapmasına izin veriyor. Konserler öğlen 12:00’den başlayarak 18:00’e kadar saat her yarım saatte bir gerçekleşecek. Seyircilerin zaman çizelgesi önceden oluşturulacak, iki günlük etkinlik boyunca yirmi seyirci ağırlanacak.

Seyirciler kendilerine sunulan yirmi farklı numaradan birini seçmekle yükümlüler, bu numara her biri birbirinden değişik olacak konserlerin içeriğini kodluyor. Ayrıca, seyirci kendisine verilmiş konserin ses kayıdına da sahip olacak (kayıt, sonradan mikslenerek dinleyicinin şahsi email adresine gönderilecek).

*Etkinliğe katılmak için [email protected] adresine mail atarak başvuru yapılması gerekiyor. *Katılımın 50 TL olduğu etkinlik için toplam yirmi kişilik bir kontenjanımızın olduğunu da hatırlatalım.

Who Are We Who We Are’ın da kurucusu olan Berke Can Özcan, seriye dair sorularımızı da cevapladı.

Bir müzisyen için, yalnızca tek kişiye özel bir konser vermek ne ifade ediyor? Seni bu seriyle ilgili en çok heyecanlandıran şey nedir?

Henüz hiçbir fikrim yok, ben de meraktayım, ilk kez böyle bir şeye niyetlendim. Evde Özün Usta’ya çalarım bazen ama konser denemez o çalımlara. Sanırım tam anlamıyla bir konser olmaması heyecan veren kısmı zaten. Nasıl bir deneyim olacağını düşünerek beklenti yaratmak istemiyorum kendimde. Karşıma çıkan dinleyicinin varlığıyla performansın kaderi de değişip duracak.

İki gün boyunca yarım saatlik farklı bloklarda performanslar sergiliyor olacaksın. Bu performansları birbirinden farklı kılan detaylar neler olacak?

20 farklı yol düşündüm, dinleyiciler başta onlara vereceğim listeden bir rakam seçecekler ve bu rakam bana gireceğim yolun kodunu veriyor olacak.  

Performanslarda katılımcıların ne gibi rolleri olacak? Senin onlardan bir beklentin ya da dinleyici için bir kısıtlama olacak mı?

Mekan olarak Havuz’u özellikle seçtim. Orada çatı katındayız, gündüz gözü. Seyirci özgür. Sandalyede oturabilir, koltukta uzanabilir ya da yürüyerek dinleyebilir. Kural koymak istemiyorum, karşımda bir insan var sonuçta.

Her katılımcıya onun için çaldığın performansın kaydını da hediye olarak göndereceksin. Bu fikrin çıkış noktası nedir?

Seslerin anısına. Kendim arşivlemek istediğim bir kayıt güncesi bu, hal böyleyken dinleyiciye de hediye etmem gerekir diye hissettim. Aslında kayıtları özgür bırakmak gerek, kişiler bu kayıtlarla ne isterlerse yapsınlar diye.

Who Are We Who We Are olarak bu seriye farklı müzisyenlerle de devam etmeyi planlıyorsun. Sonraki aylar için aklında kimler var?

Özün Usta ve Burak Irmak liste başındalar.