Yazabildiğimiz kadar özgürüz

Yazabildiğimiz kadar özgürüz… “Şundan bahsetmesem iyi olacak”, “şu sıfatı sanırım çıkarmalıyım”, “iyisi mi şu mevzuya hiç girmeyeyim”… Bunların hepsini özgürlük hanenizden çıkarın, işte o kadar özgürsünüz. Yazarlar, gazeteciler ve medya için böyle ve inanın onların özgürlüğü, herkesin özgürlüğü için son derece önemli bir kıstas teşkil ediyor. Türkiye’de artık, hemen hemen hiçbir yazarın yazısının başına, yukarıda örneklediğimiz kaygılar olmadan oturamadığını umarız hepiniz tahmin edebiliyorsunuzdur.

Lafı dolaştırmaya gerek yok, bugün bu ülkedeki tüm kalemler üzerinde baskı, sansür ve tehdit var. Bu baskı ve sindirme boşuna gazetecilere, yazarlara odaklanmıyor. Çünkü siz fark etmeseniz de kalemler ne kadar özgürse siz de o kadar özgürsünüz. Kalemler, mikrofonlar, sayfalar ne kadar suskunsa siz de o kadar sessizsiniz.

Türkiye’de birçok kavramın içi boşaltıldı, anlamsızlaştırıldı ve itibarsızlaştırıldı. Bundan belki de en büyük darbeyi gazetecilik, yayıncılık ve yazarlık alıyor. Bugün bu darbelere bir halk tepkisiz kalıyorsa gazeteciliğin, yazarlığın, yayıncılığın anlamını, önemini, kendisi için ne anlama geldiğini bilmediği içindir. Gazetecilik etiğini bilmeyen, önemsemeyen bir toplum içinse bu baskıları maruz görmek, sindirilenin hepimizin özgürlüğü olduğunu anlamamaktan olsa gerek.

Ancak teslimiyet, kabul etmek, görmezden gelmek, normalleştirmek yapabileceğimiz en büyük hata olacaktır. Basının, haberciliğin, türü ne olursa olsun, özgürlüğünü sonuna kadar savunacağız. Bant Mag. olarak tüm kalemler ve medya üzerindeki baskıyı, tutuklamaları, sansürü ve sindirme çabalarını kınıyoruz.

Bu yazıyı yayına almak üzereyken Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin Diyarbakır’da katledildiği haberini aldık. Bir barış elçisi daha susturuldu, katledildi… Kelimeler giderek ağırlaşıyor… Üzgünüz.