Basmakalıplıktan uzakta: A League of Their Own üzerine

Aynı isimli 90’lar klasiği Penny Marshall filminin uyarlaması olan A League of Their Own; Broad City ile adını geniş kitlelere duyuran Abbi Jacobson ile Mozart in the Jungle ekibinden Will Graham’ın yaratıcılığında hayata geçmiş. Abbi Jacobson, Chanté Adams, D’Arcy Carden, Gbemisola Ikumelo ve Roberta Colindrez gibi isimlerin başını çektiği bir oyuncu kadrosu selamlıyor bizleri.

Zaman dilimi ve mekân

1943 ABD’si. Tarihte imleci biraz esnetelim: Roosevelt’in devlet başkanı seçilmesinin 10 yıl sonrası ve devlet okullarında ırk ayrımını hukuksuz kılan, “ayrı ama eşit” anlayışını yerle bir eden Brown V. Board of Education kararının yaklaşık 10 yıl öncesi. 

Konu nedir?

II. Dünya Savaşı döneminde yeni doğmakta olan All-American Girls Profesyonel Beyzbol Ligi’nde bir kadın takımı olan Rockford Peaches’in oluşumunu merkez alıyor, A League of Their Own. Savaşın hezimeti sırasında oldukça önemli sayılan bahisçileri çekeceği, güzellikleri nedeniyle –elbette mücadele tutkuları ya da azimleri değil- erkekler tarafından kolayca izlenecekleri tahmin edilenn bir takım Peaches Bu nedenle her kaybettiklerinde pamuk ipliğine bağlı olan hayalleri, hareket yeteneklerini kısıtladığı hâlde giymek durumunda kaldıkları etekleri ile maça çıkmak zorundalar. (Hatta bazı atışlarda uygun pozisyonu vücut ölçülerine göre bile aldıkları oluyor!)

Dönemin siyasi konjonktürü ve süregelen savaşın yanı sıra ırkçılık meselesi ve kuir ilişkilere alan açan karakterlerin yer edindiği dizide, ailenin yeni bir versiyonunu kuran bu beyzbol takımının adım adım gelişimini izliyoruz.

İzlemeden önce bilmemiz gerekenler

Serinin yaratıcılığını göğüsleyen Abbi Jacobson ve Will Graham, ilk olarak 2017 dolaylarında, yönetmenliğini Penny Marshall’ın üstlendiği aynı adlı filmin uyarlamasını yaratma fikriyle Sony Pictures’a başvuruyor. Çağdaş ve kapsayıcı olmasını önceledikleri bu yenilikçi üretim için ikili sıkı bir araştırmaya girişiyor ve hayatta olan beyzbol oyuncularıyla bir araya geliyor. Örneğin Max’in (Chanté Adams) karakteri, Siyah liglerinden üç gerçek kadın oyuncunun birleşimi: Toni Stone, Mamie Johnson ve Connie Morgan. Amazon Prime’ın 2020’de dizinin geliştirme aşamasında olduğunu açıklamasının ardından, oklar kendilerine dönüyor ve kavuşma nihayet gerçekleşiyor.

Graham ve Jacobson ile birlikte baş yapımcı olan, California’da çekilen pilot bölümü de yöneten Jamie Babbit’in, Broad City‘den sonraki ikinci büyük projesi olduğunu da eklemeli.

İlk intiba?

Baştan sona büyüleyici. Carson (Jacobson), utangaç mizacının yanında yaltaklanarak sorduğu soruları reddedemeyeceğiniz bir çocuk gibi görünse de aslında epey ateşli bir lider. Ancak karakteri dikkatleri üzerine çekmek konusunda neredeyse hiç çaba göstermiyor. Belki de en etkileyici yanı, yakaladığı bu eşsiz denge hâli.

Öte yandan özellikle takım sporlarıyla ilgili anlatılarda mesajın vücut bulmuş formuna dönüşen bir arada kalma metaforu, seride sadece yüreklendirici bir tona hizmet ediyor. Hatta kimi anlarda oyuncuların bizzat kendilerini, en iyi atışlarını, duygusal çalkantıları, hayatlarının yönünü belirleyen dönüşümlerin bir aradalıktan değil; birbirlerine mesafe tanıdıkları, alan açtıkları bireyselliklerinden geldiğini görüyoruz. Kesinlikle ilham verici, iyi hissettiriyor ve basmakalıp laflara veya aşırı duygusallığa sığınmıyor.

Hikâye Carson ile başlasa da hızla daha geniş bir kakafoniye ve toplumsal dinamikleri dört koldan kovuşturmaya dönüşüyor. Siyah olduğu gerekçesiyle yeni kadınlar ligini denemesine dahi geçit verilmeyen ancak zamanla yeteneği ile hayret uyandıran Max; cinsel kimliğini keşfediş sürecinde, kendisi için neyin mümkün olduğunu ve kim olabileceğini anladığı kimi anlarda, yörüngesini kendi kararıyla beyzboldan ayırıyor. Benzer tematik anlatılar adına parmakla işaret edilesi.

En çok neyi sevdin?

Max’in en yakın arkadaşı Clance’in yarattığı süper kahraman çizgi romanı ve çizim sırasında girdiği kendi kendine konuşma hâlleri. Keşke bizim de sayfalara göz gezdirme, ucundan eleştirme, bolca hayran olup Defender’a göndermesi için gaz verme ihtimalimiz olsaydı.

En az neyi sevdin?

Dizinin temel hattını da oluşturan, bu yüzden kimilerince seriye karşı sorgulamalara ve önyargıya sebebiyet veren, Carson ve Greta arasında yaratılan romantizm. Aslında takım arkadaşlarından gizli yaşadıkları bu aşk, dereceyi bir kez ayarlayamadığınızda kıvamı bir türlü tutmayan bir keke benziyor. Tadı var evet, malzemeler uyumlu evet, muhtemelen doyuracak da ama beklediğiniz de gerçek bir dürtünün yön verdiği cümbüşün çarpıcı neticesi de bu değil.

Formu dolduran: Esin Çalışkan