Bambaşka bir albüm deneyimi: Görsel albümler

Frank Ocean’ın geçtiğimiz günlerde yayınladığı görsel albümü Endless‘ın ardından,  2013’ün son Bant Mag. sayısı olan Bant Mag. No:25‘in sayfalarını yeniden aralıyoruz ve Liars, MGMT, TV On The Radio ve nice grubun görsel albümlerini hatırlıyoruz.

Yazı: Cem Kayıran – İllüstrasyon: Ekin Urcan

Müziğin görsellerle desteklenmesi durumu uzun yıllardır müzikseverleri kendi aralarında ters düşüren tartışmalara sebep oluyor. Kimi dinleyici müziği dinlerken tamamen kendi hayal gücünde canlandırdığı bir imajla başbaşa kalmak ve dinlediği şeyi tamamen kendine ait bir deneyime çevirmeyi tercih ediyor. Bunu tercih eden kişilerin müziğin detaylarını daha rahat fark etmek gibi bir iddiaları da söz konusu. Bir diğer dinleyici grubuysa müziği önceden hazırlanmış, üzerine çalışılmış ve kafa yorulmuş bir görüntü eşliğinde deneyimlemeyi seviyor. Bu görüntüler konser sırasında grubun arkasında bulunan bir perdeye yansıtılan videolar, şarkılar için hazırlanmış video klipler ya da en basit hâliyle albüm kapağı olarak tasarlanan kitapçıklardaki görseller olabilir.

Bir de müzik ve görselliğin ortaklığını bambaşka bir boyuta taşıyan işler var. Görsel albümler olarak nitelendirebileceğimiz bu işler, genellikle müzisyenlerin kendi hayal güçlerinden izler taşıyan filmler oluyor. Dinlenecek müziği yaratan beynin ürünü olarak ortaya çıkan bu filmler, aslında genellikle müziğe eşlik edecekşekilde kurgulanıyor. Yani kimi zaman video kliplerde hissedilen, filmin müziğin önüne geçmesi gibi durumugörsel albümlerde hissetmek çok güç. (Söz konusu durum için The Shoes’un Time To Dance klibini örnek verebilirim) Bir paket hâlinde hazırlanan bu filmlerde, özellikle en çok dikkat edilen şey müzikteki değişimlerin, iniş ve çıkışların görsel yansımalarını oluşturmak olduğu aşikar.

Albüm konseptinin en derinlemesine işlenebileceği alanlardan biri olan görselliğin kesinlikle göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünenlerdenim. Günümüzde Youtube’dan şarkı dinleme alışkanlığı olan milyonlarca insan olduğunu da düşünecek olursak, müzisyenlerin kendi görsel dillerini oluşturma çabalarını anlamak çok da zor olmuyor. Lafı çok da uzatmadan görsel albümlerden örneklere geçelim!

mgmt1

MGMT – Optimizer
Aslında bu dosya konusunun çıkışı tamamen bu filmle alâkalı. MGMT’nin bu yıl yayınlandığından beri dinlemeye doyamadığım son albümü MGMT için hazırlanmış bir film OptimizerAlbümün her formatında bulunan bir download koduyla edinebiliyor olduğunuz film, kesinlikle müziğin üstüne geçmiyor. Renk bulamaçları olarak tanımlayabileceğimiz psikedelik kolajlar ve arasıra karşımıza çıkan figürlerden oluşan film, albümü dinlemek için ilginç bir alternatif sunuyor. Tabiî ki eğer MGMT’nin son albümünden yayınladığı üç harika klip (“Alien Days,Your Life Is A Lie” ve “Cool Song No:2”) bugüne kadar radarınıza takılmışsa Optimizer için de benzer bir beklenti içine girebiliriz. Fakat söz konusu film çok daha basit bir estetikle hazırlanmış. Günlük hayatın koşturmacasından çok uzakta olduğu belli olan bir hâlet-i ruhiyenin eseri olan Optimizer her zaman izlenebilecek bir film değil.

animalcollective6

Animal Collective – ODDSAC
Bir gün bir arkadaşınız size görsel albümün ne olduğunu sorarsa vereceğiniz cevap rahatlıkla ODDSAC olabilir. Animal Collective’in Danny Perez’le birlikte dört yıla yakın bir sürede hazırladığıODDSAC, 2010 yazında yayınlandı. ODDSAC, her ne kadar “Mr Fingers” gibi takip edilebilir bir şarkıyla açılsa da baştan sona dinlemesi epey zorlayıcı bir albüm. Ama grubun Danny Perez’le hazırladığı film görsel olarak verdiği hazla birlikte baştan sona eşine az rastlanır bir akıcılıkla devam ediyor. 53 dakikalık ODDSAC’ın hazırlanışı hem müziğin görsele karşılık verdiği hem de aynı şekilde görsellerin müzikten yola çıkarak hazırlandığı çeşitli bölümlerin bir araya gelmesiyle oluşmuş. Filmde sadece renkler ve bilgisayar başında hazırlanmış görüntülerin yanısıra farklı kostümler giymiş olarak Animal Collective üyelerini de üzgün vampir ya da suratsız savaşçı gibi rollerde görmek mümkün.

tvontheradio1

TV On The Radio – Nine Types Of Light
Yeni albümünün hazırlıklarına geçtiğimiz ay itibariyle başladığını duyuran TV On The Radio üyelerinin aslında film kültürüyle içli dışlı insanlar olduğunu biliyoruz. Grubun solisti Tunde Adebimpe, 90’lara damga vuran MTV’nin kült programı Celebrity Deathmatch’in yaratıcılarından biri. Birçok farklı film ve video klibe de imza atan ekip, 2011 tarihli son albümleri Nine Types of Light’ta yer alan her şarkı için farklı disiplinlerde klipler hazırladı. Bazılarını kendilerinin bazılarını farklı yönetmenlerin çektiği kliplerin bir araya gelmesiyle de bir saatlik bir görsel albüm ortaya çıkmış oldu. Nine Types of Light’ta akıcı bir hikâye ya da filmin tamamında herhangi bir tutarlılıktan söz etmek mümkün değil. Ama grubun yazdığı her şarkı için farklı video disiplinleri seçmesi ve tek bir hikâye yerine küçük küçük 11 hikâyeyi bir araya getirmesi bu görsel albümü benzerlerinden farklı kılan detaylardan biri. Filmde BAFTA ödüllü animasyoncu Michael Please, Hawaiili yönetmen Jon Moritsugu, grubun Brooklyn’den mahalle arkadaşı Johnerick Lawson gibi isimlerin işleri bulunuyor. Ayrıca filmin tamamını Youtube’da izlemek mümkün.

liars-web

Liars – Drum’s Not Bread
Brooklyn’li grup Liars ’ın diskografisinin belki de en özel albümlerinden olan Drum’s Not Dead, baştan sona belirli bir konseptin hissedildiği bir albüm. Şarkılarda iki hayal ürünü karakter yer alıyor: Mount Heart Attack ve Drum. İsminden de anlaşılacağı gibi davulların ön planda olduğu albümün Berlin’deki kayıtları esnasında grup üyeleri sürekli videolar çekmiş ve bunları da her şarkı için farklı şekilde işlemiş. Bazı şarkılarda grup üyelerini stüdyoda kayıt esnasında görürken, bazı şarkılarda kendilerinin yer aldığı stop motionlar, oyuncak Liars’ın hayvanat bahçesi ziyareti ya da kolaj anlayışıyla yapılmış video artlar yer alıyor. Bunların bir araya gelip oluşturduğu Drum’s Not Bread, özellikle albümü dinleyip sevmiş olanlar için bir hazine diyebiliriz. Ayrıca yine Bonus CD’de yer alan Helix Aspersa isimli bir başka videoda da tüm albümü, bir salyangozun beyaz bir zemin üstünde ağır ağır gezinmesini izleyerek de dinleme imkânınız (!) var.

dirtyprojectors3

Dirty Projectors – Hi Custodian 
Dirty Projectors’un müziğine birazcık aşinaysanız, grubun yapmış olduğu bir filmin ne kadar deneysel olabileceğini tahmin edebiliyor olmalısınız. Grubun müziğinin neredeyse eksiksiz bir görsel yansıması olarak tanımlayabileceğimiz Hi Custodian, aslında grubun solisti David Longstreth’in filmi. Hi Custodian’da grubunSwing Lo Magellan albümündeki şarkılar yer alıyor. Müziğin çoğunlukla anlatıcı olarak kullanıldığı film albümdeki sürreelliği birebir taşıyor. Albümdeki şarkı sözlerinde de ağırlıklı olarak hissedilen ölüm ve yeniden dünyaya dönme temaları üzerine yoğunlaşan filmde Dirty Projectors üyelerini belirli karakterleri canlandırırken izliyoruz. Longstreth’in bugüne kadarki ilk ve tek yönetmenlik denemesi olan Hi Custodian’ın film ve müzik arasında taşıdığı paralellik yukarıdaki örneklerin hiçbirinde rastlayamadığımız cinsten.