Nijeryalı bir baba ve yarı Çadlı yarı Fransız bir annenin çocuğu olarak İngiltere’de doğan ve büyüyen Arlo Parks, henüz 20 yaşını doldurmadan yayımladığı ilk albümü Collapsed in Sunbeams’le hem büyük bir liste başarısı yakaladı hem de çocukluğunda kurduğu müzikli hayallerini gerçekleştirmek yolunda ilk somut adımı attı. Albümün ardında yatanları, şair kimliğini besleyen unsurları ve üretme misyonunu Arlo Parks’dan dinliyoruz.

Collapsed in Sunbeams albümünün kapak görselinin ardındakiler

“Albümün kapağı, Jean-Michel Basquiat’yı stüdyosundaki bu iki kırmızı sandalyeye otururken gördüğümüz portresinden yola çıkıyor. Samimi bir havası olmasını istedim. Sanki benim odama, benim özel alanıma, benim özel hikâyelerime adım atmışsınız gibi hissetmenizi istedim. Beni çevreleyen objeler ise, albümün bir kolaj; yetişkinliğimi şekillendiren farklı anlatılar ve insanlardan bir yığın oluşunu temsil ediyor.” 

Şarkı yazarlığı üzerine

“Benim için albüm yazmak çok dürtüsel ve içgüdüsel bir sürece işaret ediyor. Albümdeki şarkıların her birini yazmak muhtemelen bir saatin altında sürdü ve bu albüm için gerçekten çok fazla şarkı yazdım ama ortak özellikleri duygusal bir iç dökmeyi anlatmaları. Bir şeyler üzerine çok yoğun çalışmayı sevmiyorum çünkü önümü kestiğimi, bilinçaltımı baltaladığımı hissediyorum. Sürece gelince, genellikle bir bilinç akışında 10 dakika boyunca bir şeyler yazıyorum. Ardından sevdiğim sözcük ye da cümlecikleri alıp onlar üzerine çalışıyorum. Kelimeler şiire, şiir de şarkı sözüne dönüşüyor. Yani benim için kelimeler hep önce geliyor. Sonrasında eğer biriyle çalışmıyor, kendi başıma yazıyorsam bir sample bulmaya ya da klavye veya gitarda bir melodi çıkarmaya çalışıyorum. Neler olduğuna bakıyorum. Bence benim için müzik yazmak çok keyifli bir süreç.”

Yaratım sürecinin mekân ve çevreyle ilişkilenmesi 

“Bulunduğum mekân yaratıcı sürecimi çok fazla etkiliyor. Stüdyoları hiç sevmeyen biriyim. Evde, yatak odalarında, airbnb’lerde müzik yazıp kaydetmeyi tercih ediyorum. Çünkü 15 yaşından beri öyle yerlerde müzik yapıyorum. Gidip bir çay yapabileceğim, makarna haşlayabileceğim, yürüyüşe çıkabileceğim, gökyüzünü görebileceğim bir yer olması lazım. Bana bunlar ilham veriyor çünkü yazdıklarımın çoğu gerçek dünyayla ve onla kurulan temaslarla ilgili.”

“Bir gün günlüğümü açtığımda 13 yaşındayken yazdığım şu cümleyle karşılaştım: ‘Müziğimle insanlara yardım etmek istiyorum.’ O noktada kimse beni tanımıyordu. Kimse beni dinlemiyordu. Ve şu an bunu yapıyorum. Bu çok iyi hissettiriyor.”

Farklı disiplinlerden ilham kaynakları 

“Sanatsal referanslarıma gelince liste çok ama çok geniş. Farklı birçok yerden ilham alıyorum. Fotoğraf alanında doğaya dönük ve realistik çalışan fotoğrafçıları çok seviyorum. Genç kültürler, müzik sahneleri, punk sahnesi ve tüm bu alt kültürler çok ilgimi çekiyor. Nan Goldin’in, Wolfgang Tillmans’ın fotoğraflarını çok seviyorum. Film konusuna gelince görsele çok önem veren biriyim. Müzik yazarken bir kameradan bakıyormuş gibi hissetmeye çalışıyorum. Tüm o detaylar; doku ve renkler arasındaki farklar ve ince detaylar çok önemli oluyor. Wong Kar Wai, Xavier Dolan çok sevdiğim yönetmenler. Dolan’ın görüntü yönetmeni André Turpin’i çok seviyorum. Wes Anderson’a da bayılıyorum. Çocukluğumdan beri filmlerine takığım. Yaratıcı renk kullanımı ve kamera hareketleri bana çok ilham veriyor. Farklı ve ayrışan stile sahip her sanat eserini değerli buluyorum. Güzel sanatlar alanında uzman olmasam da Monet’nin İtalya Bordighera’da yaptığı seri ve manzara resimlerini çok seviyorum. İnsan, doğa ve manzaralara dair çalışmalardan etkileniyorum.”

Edebiyata olan ilgisi

“Kısa hikâye ve şiirlere olan ilgimin ve sevgimin nereden geldiği konusunda hâlâ emin değilim. Yedi sekiz yaşımdan beri yazıyorum ama ebeveynlerimin ikisi de yaratıcı olan ya da yazan insanlar değildi. Benim ise bir şeyleri yazmaya dair içimden gelen bir arzu var. Her zaman not alır, günlük tutar, yukarı katta babamın bilgisayarında çılgın hikâyeler uydururdum. Sanırım çocukken durdurulamaz bir hayal gücüm vardı ve daha fazla şey keşfettikçe edebiyata ve yazmaya olan tutkum da arttı. Müzik anlamında bile etrafımda pek üreten kimse olmadı. Ama benim hep içten içe istediğim ve çok sevdiğim bir şeydi.” 

Karantina günlerinde yayımladığı “Black Dog” ve ruh sağlığına dair yarattığı farkındalık

“‘Black Dog’u yayımladığımda karantinanın ortasındaydık ve insanlar şarkının onları kurtardığını, sabah uyanmalarına vesile olduğunu söylüyorlardı. Moralleri bozulduğunda ya da panik atak gibi durumlarla karşılaştıklarında onları sakinleştirdiğini paylaşıyorlardı. Geride kalan yıl herkes için farklı şekillerde çok zorlu bir süreçti ve insanları iyi hissettirebilecek bir sanat ortaya koyabilmek her zaman en çok istediğim şey olmuştur. Bir gün günlüğümü açtığımda 13 yaşındayken yazdığım şu cümleyle karşılaştım: ‘Müziğimle insanlara yardım etmek istiyorum.’ O noktada kimse beni tanımıyordu. Kimse beni dinlemiyordu. Ve şu an bunu yapıyorum. Çok iyi hissettiriyor.”

CALM elçisi olmasına dair

“CALM elçisi olmak müziğimle amaçladıklarımla çok örtüşüyor. Akıl sağlığı konusunda ihtiyaç sahiplerine, belki başka dönecek kimsesi olmayanlara, ücretsiz destek sağlıyorlar. Her zaman şuna inandım ki bir platformun olunca ya da etki alanını genişletince bunu çeşitli kaynakları paylaşmak, pozitifliği yükseltmek ve daha dezavantajlı ya da mücadele halindekilere destek için kullanmayı görev edinmelisin. Dolayısıyla CALM elçisi olmak, hele de karantina döneminde benim için çok tatmin ediciydi. Umuyorum ki birlikte daha pek çok şey yapabiliriz.”

İlk albümü Arlo Parks için ne ifade ediyor?

“Bu ilk albüm muhtemelen şimdiye kadar yaptığım en önemli şeylerden biri. Ortaya çıkması için çok fazla enerji, umut ve zaman verdim. Benim bir parçam gibi hissediyorum. Yazım sürecinde bir süredir beni zorlayan birçok şeyi işleme şansım oldu. İnsanların tadını çıkarabileceği, etkileneceği ve sevdiği diğer insanlarla paylaşacağı bir albüm olmasını umuyorum.”

  1. Evet, bu bir müzik sayısıdır

    Senelerce bir müzik dergisi olmadığımıza ama müzik kültürüne olan sevdamızın bizi buralara getirdiğine dair savunmalar verdik. Şimdi ise bu algıyı

  2. Zamanın görsel hafızasına dair: 3 müzik fotoğrafçısını dinliyoruz

    Ebru Yıldız, Jenn Five ve Pooneh Ghana’ya sorduk: Canlı müzik ve yakın temastan uzak bu dünya onları ne şekillerde etkiliyor; neler yaşıyor, neler hissediyorlar?

  3. Nasıl günler bu günler: Müzisyenlerden mektuplar

    Sorularımızı Türkiye ve dışarıdan pek çok müzisyene, DJ’e yolladık. Yanıt alabildiklerimizden size mektuplar topladık.

  4. “Hep aynı araçlara güvenemezsin”: Matana Roberts ve Moor Mother

    Hem ilişki kurulabilecek hem de dersler çıkarılabilecek detaylarla dolu bir zihin egzersizi için söz ilham verici müzik insanları, Matana Roberts ve Moor Mother’da.

  5. Kriz halinde kültürlere şefkatle yaklaşmak: Dünyadan müzik basını manzaraları

    Dünyanın farklı noktalarından editörler nasıl süreçlerden geçtiklerini paylaşıyor. Bazıları oldukça kurumsal yayınlarda çalışıyor, bazıları müzik kültürünün geleceğe en adil şekilde nasıl taşınabileceğine kafa yoruyor, hatta aralarında bu ortamda yeni dergi çıkarmaya karar vermiş olanlar da var.

  6. Sözlerin ruhu çıksın: Batuhan Mutlugil ve Gülinler

    Kariyerinin ilk solosunu paylaşan Duman gitaristi Batuhan Mutlugil’i, şu sıralar kendi solosunu hazırlayan ve bir diğer Duman üyesi Ari Barokas’a canlı performanslarında eşlik eden Gülinler aldı karşısına.

  7. Noga Erez’in kendiliğinden çiçek açan şarkıları

    Noga Erez’in pandemi sürecinde, kendi tabiriyle, en iyi hâline getirilen şarkılarında hem fiyakalı bir tavır hem de çocuksu bir naiflik var. City Slang’den çıkardığı yeni albümü “KIDS”i kendisinden dinledik.

  8. Günün gerçeklikleri ve olası yollar: Söz plak şirketlerinde

    Türkiye'den ve dünyadan, 2020'yle birlikte çeşitli süreçlerden geçen çok farklı ölçekler ve farklı motivasyonlardaki plak şirketlerine sorduk.

  9. Ekstrem bir klasik müzik: Ozan Akyol ve Kutay Soyocak

    Vox In Rama adını verdiği black metal projesiyle karşımıza çıkan Jakuzi solisti Kutay Soyocak ve metal müziğe dair referansları KALT’taki mizahına da serpiştiren Episode 13 üyesi Ozan Akyol’u aynı masada buluşturduk.

  10. Şeytan odamızdan çıkmasın: Palmiyeler

    Palmiyeler, son konserini Şubat 2020’nin son günlerinde ABD turnesinin finali olan Buffalo’da çaldığından bu yana yaşantılarımız epey değişti.

  11. Dayanma gücünün sınırlarından nereye?: Müzikli mekânlar yanıtlıyor

    Mikrofonu Ankaralı esnafın örgütlediği Kafe-Bar-Restoran Çalışanları ve İşletmecileri Dayanışma Platformu KABARE’ye; İzmir’den ve İstanbul’un farklı semtlerinden bazı müzikli mekânlara uzattık.

  12. Aklımdakiler: Melike Şahin

    Sanatçı, yazar, müzisyen dostlarından Melike Şahin’e sorular var. Merhem, yatıştırdı mı, iyileştirdi mi? Müziğinde arabeskin izi nasıl sürülebilir? Referans hikâyeler ve duygu durumları neler?

  13. Zebra misali, sessiz ve derinden: Charles Pasi ve Boran Kuzum

    Boran Kuzum’un Charles Pasi ile bu sohbeti geçmiş zamanda; çatal kaşık sesinin es verdirdiği, araba gürültüsünün fona yerleştiği, sigara dumanı ve kahve kokusunun ruhlara işlediği bir Paris kafesinde yüz yüze başladı ve hayatlarımızın normale dönmesini iple çektiğimiz bu günlerde, Charles Pasi’nin yeni albümü Zebra’nın yayımlanması vesilesiyle ses sese tamamlandı.

  14. Temel motivasyon dünya ahvali: Lara Di Lara ve Kamufle

    Lara Di Lara ve Kamufle, pandemi günlerinde hayat verdikleri beş şarkılık EP için gün sayarken...

  15. Şarkı şarkı: Black Country, New Road ve “For the first time”

    Muazzam bir ilk albüm, altı soru, altı cevap, altı illüstrasyon.

  16. Sancılı süreçler, çıkan dersler, yenilenen gözler: Festival ve turne sektörüne bakış

    İstanbul Caz Festivali, Pozitif, Arter Yeni ve En Yeni Müzik Festivali, Soundports, Bozcaada Caz Festivali, Epic Fair ve Hollanda’dan Le Guess Who? yanıtlıyor.

  17. Tek başınalık ve hurafeler: Taner Yücel ve Görkem Karabudak

    Bu sohbette "Cemil Şov" filminin müziklerinin sorumlusu Taner Yücel ve “Akılsız Başın Sürgünü” isimli ilk şarkısını yayımlayan Görkem Karabudak buluştu.

  18. Kapamak yerine kapıları açmak: Deniz Cuylan ve Durul Taylan

    Los Angeles’ta komşuluk eden Deniz Cuylan ve Durul Taylan’ın; yeni başlangıçlar, sürekli değişimler, “Daimon”lar ve son üretimleri üzerine muhabbeti.

  19. Ergenlik Yılları: Nükhet Duru

    Müzisyenlerin büyürken dinlediği müzikleri ve bu müziklerin üzerlerinde bıraktığı tesiri kurcaladığımız Ergenlik Yılları köşemizde memleket popüler müzik tarihinin divası Nükhet Duru var.

  20. Çizgi hikâye: SOPHIE (1986 – 2021)

    Tematik üretimleri ve özgün yaklaşımıyla pop müziğin seyrini değiştiren SOPHIE için çizgiler eşliğinde bir anma.

  21. “Hollow Shell” ve ardındakiler: Cava Grande

    2000’lerde yerli müziğin seyrine renkli dokunuşlar yapan Tan Tunçağ’ın son yıllarda meşgul olduğu solo projesi Cava Grande, ikinci stüdyo albümünü yayımladı.

  22. “İnternet ruhumu ezip geçiyor”: Ashnikko

    Ashnikko’yla; 2021’in ilk günlerinde yayımladığı DEMIDEVIL isimli 10 parçalık koleksiyonunu, Kelis sevgisini ve yarattığı alter-egosu “Daisy”yi konuştuk.

  23. Aklımdakiler: BaBa ZuLa

    Hayvan Gibi’den hareketle, BaBa ZuLa’dan Murat Ertel’e, dost meclisinden gelen soruları yönelttik.

  24. Ses büyüsün, çoğalsın, yayılsın: İnternet radyolarına bağlanıyoruz

    Noh Radio, Root Radio, Radyo Modyan, Year Zero, 2021’in başında Ortak Kanal başlığıyla bir hareket planını hayata geçirdi. Oops! Radio ise DJ Style-ist’in yakın dönem projesi.

  25. Hayal etmeye devam: Deniz Taşar

    Şarkı yazarlığını “kendini ve müziği keşfetmek” olarak tanımlayan Deniz Taşar, ortak duygularda buluşma vadeden albümünün detaylarını ve üretim sürecini anlatıyor.

  26. Müşterek paydalar, güvenli alanlar: Çeşitli kolektifler anlatıyor

    Queerwaves, Algorave İstanbul, Club Coweed, Hood Base, Lordlar Sofrası ve Life From İstanbul’a sorduk: Bu dönemin ekonomi, sosyal güvence, kültür ya da yalnızlaşma adına etkileri nasıl değerlendirilebilir?

  27. Koca bir müzik havuzunda: Altın Gün ve “Yol”

    Son yıllarda ünü dünya haritasının dört bir ucuna uzanan Hollandalı topluluk Altın Gün, Glitterbeat etiketiyle yeni albümü Yol’u yayımladı.

  28. Takibe alın: Son dönemde tanıştığımız bazı yeni sesler

    Üretme motivasyonlarının temelini ne oluşturuyor? Müziklerinin dinleyicide nasıl hisler uyandırmasını hayal ediyorlar? Yakın gelecek planları neler?

  29. Arlo Parks’a kulak verin, iyileşin

    İlk albümün ardında yatanları, şair kimliğini besleyen unsurları ve üretme misyonunu Arlo Parks’dan dinliyoruz.

  30. Grazia’nın 1978 çıkışlı ilk, tek ve benzersiz albümü

    Ladies on Records ile kadınların anlattığı hikâyelerin izini süren Kornelia Binicewicz, son derlemesi “A Drop of Luck”ta yer alan sanatçılardan Grazia’nın saklı albümünü, İsrail merkezli plak şirketi Fortuna’nın kurucularından Zach Bar’dan dinliyor.

  31. Her şey boş bir sayfa ile başlar: Vincent De Boer

    Vincent De Boer’le “The Stroke”un üretim süreci ve Ill Considered’la yakaladıkları uyumun detaylarını konuştuk.

  32. Künye

    yayın imtiyaz sahipleri ve etkinlik direktörleri Aylin Güngör [email protected] J. Hakan Dedeoğlu [email protected] genel yayın yönetmeni Ekin Sanaç [email protected] kreatif