Massive Attack’in açtığı kapıları yeniden anımsamak için bir sözlük hazırladık. İfade biçimleri, dayanışma çağrıları, gezegene gösterdikleri saygı, bazı efsaneler, kadim dostluklar, geçmiş İstanbul ziyaretleri ve dahasıyla…
Alakır Nehri Kardeşliği
Ekolojik hassasiyetini yıllar içinde kimliğinin bir parçasına dönüştüren Massive Attack, Meksika’daki Ceremonia Festival kapsamında 6 Eylül 2019’da gerçekleşen konserinde sahne arkasındaki dev ekrana, dünyanın farklı köşelerinde direnişini sürdüren kimi iklim aktivistlerinin fotoğraflarını yansıtmıştı. Onlardan ikisi; 2004’te kentteki tüketime bağımlı yaşamdan uzaklaşıp doğaya, üretime yakınlaşmak gayesiyle İstanbul’dan Antalya’nın Alakır Vadisi’ne taşındıktan beş sene sonra kapılarına dayanan HES’e karşı yürütülen dayanışmanın sesi olan Tuğba Günal ve Birhan Erkutlu’ydu. O dönem kurdukları Alakır Nehri Kardeşliği platformu üzerinden yaptıkları paylaşımlara bugün de devam eden ikilinin isimleri geçtiğimiz sene, bölgede keşfedilen bir bitki türüne verildi: Scrophularia tugbae-birhanii. Massive Attack’in Türkiye’de olan biten hukuksuzluklara sağladığı destek bununla da sınırlı değil. 2014 İstanbul konserinde de ekranda, Gezi Parkı Protestoları’nda hayatını kaybedenlerin adlarıyla birlikte “Katilleri hâlâ dışarıda.” ve o sene 301 kişinin ölümüne sebep olan maden faciasını anan “Soma’yı unutmayacağız.” cümleleri yer almıştı.
Banksy
Zamanında büyük heyecan yaratmış bir soru: Robert Del Naja, Banksy mi? Bu iddia ilk defa 2016’da İskoç gazeteci Craig Williams tarafından ortaya atılmıştı. Kendisi, gizemli kimliği ve politik duruşuyla sokak sanatının belki de en tanınmış figürüne dönüşen Banksy’ye ait ne zaman yeni bir iş ortaya çıksa, o kentte bir Massive Attack konserinin de olduğunu gösteren bir haritayla desteklemişti fikrini. Bundan kısa bir süre sonra DJ Goldie’nin, Scroobius Pip’in Distraction Pieces podcast’inde Banksy’den söz ederken Robert ismini kullanması da konuyu yeniden gündeme getirmişti. Hem Robert Del Naja hem de Goldie bu savı reddetse de Banksy ve Robert Del Naja arasındaki ortaklıklar uzun süre konuşuldu. Zira ikisi de graffitiye Bristol’da başlamış, ikisi de stencil tekniğine yoğunlaşmıştı; arkadaş oldukları ve birbirlerinin işlerine destek verdikleri biliniyordu. Banksy, Robert Del Naja’nın 2015’te yayımlanan 3D and the Art of Massive Attack başlıklı kitabının önsözüne katkıda bulunmuş; 3D ise Hans Zimmer, Flea, Trent Reznor ve Atticus Ross’la birlikte Banksy’nin Batı Şeria Duvarı’na bakan, dünyanın en kötü manzarasına sahip diye tasvir ettiği The Walled Off Hotel projesinde müzikleriyle yer almıştı. Çoğu kabul edilmese de Banksy’nin kim olduğuna dair başka tahminler de mevcut tabii. Bristol’da yaşayan görsel sanatçı Robin Gunningham, Gorillaz’ın kurucu ortağı Jamie Hewlett, İngiliz çocuk programları sunucusu Neil Buchanan, Galli politikacı Billy Gannon ve Banksy’nin bir kişi değil, aslında bir topluluk olduğu gibi.
Cehennem
Massive Attack klasiklerinden “Angel”da reggae efsanesi Horace Andy’nin vokallerini duyuyoruz. Yıllar içinde grubun kadim dostu olan Andy’nin 1973 tarihli “You Are My Angel” şarkısından ilhamla son hâlini alan parçanın geçtiği yollar enteresan. Zira grup üyelerinin ilk fikri The Clash klasiği “Straight To Hell”i yeniden yorumlamakmış. Horace Andy’nin cehennem anlamına gelen “hell” kelimesini söylemek konusunda isteksiz olması rotanın “Angel”a kırılmasına sebep olmuş. Kayıtlar sadece dört saatte tamamlanmış.
Çeşitlemeler
Massive Attack külliyatındaki hemen her şarkının bir remiksi, alternatifi ya da dub versiyonu var. Hem kendi prodüksiyonlarına farklı açılardan bakmayı hem de Mad Professor, Larry Heard, Underworld gibi kadim dostlarına şarkılarıyla dilediklerini yapmaları için alan tanımayı gelenek hâline getirmiş bir grup neticede. Bu pratiği hayranlarıyla interaktif bir ortama taşıdıklarına da değinmekte fayda var elbet. Massive Attack kayıtlarını dinleyicilerin dilediği gibi baştan düzenleyip, kendi remikslerini yapıp paylaşabilmeleri için Robert Del Naja tarafından tasarlanan Fantom uygulamasını hatırlatalım.
Damaged Goods
1998 tarihli Massive Attack albümünün ismi Mezzanine (Türkçeye ‘asma kat’ olarak çevrilebilir), kalıplara sığamamak hissine dair bir metafor olarak seçilmiş. Robert Del Naja bir röportajında bu hissi, “Diğer insanlarla aynı zaman diliminde olmamak” şeklinde özetliyor. Fakat prodüksiyon sürecinde başka bir taslak isim kullanılmış: Meşhur Gang of Four şarkısından ödünç alınan Damaged Goods (Hasarlı mal). Bu isim o dönem içinde bulundukları ruh hâlini isabetli bir şekilde yansıtsa da çok açık bir referans olacağı için başka bir arayışa girerek Mezzanine’de karar kılmışlar.
ETH Zurich
İsviçreli bilim insanları bekleneni yine verdi. Öyle ki Mezzanine’in 20. yaşına denk gelen 2018, ETH Zurich (Zürih Federal Teknoloji Ensititüsü) vesilesiyle sıra dışı bir kutlamaya sahne olmuştu. Yaklaşık 30 sene dayanan CD’lere karşılık, müziği binlerce yıl boyunca güvenle arşivlemeyi sağlayan sentetik DNA moleküllerinde saklama yöntemiyle… Buna göre, Robert Grass ve Reinhard Heckel tarafından, 15 MB’a sıkıştırılmış dijital sesi genetik koda dönüştürülen albüme ait verilerin önce 920 bin DNA ipliği biçimine sokulup ardından nanometre ölçeğinde 5 bin adet cam küreye döküleceği açıklanmıştı. Sonunda gözle görülemeyen, neredeyse sonsuz raf ömrüne sahip bu yeni Mezzanine’lerin, her biri bir milyon kopya içeren sınırlı sayıda üretilmiş mat siyah sprey boya şişelerinde muhafaza edileceği açıklandı. Satış formuna dair seçim, elbette Robert Del Naja’nın graffiti geçmişiyle yakından ilgili. Massive Attack’in teknoloji danışmanı Andrew Melchior; uygarlığımızın toz olup kendini yeniden inşa etmesi gerektiği, bilgisayar ve disklere erişemediği bir senaryonun ve projenin bağlantısı hakkındaki tahayyülünü şöyle izah etmişti: “Her insan DNA taşıyor. Yani gelecekteki herhangi bir medeniyetin, DNA’da depolanan bilgiyi nasıl oynatacağını araştıracağını bekleyebiliriz. Bu da bizim hakkımızda öğrenecekleri ilk şeyin Mezzanine olabileceği anlamına geliyor.”
False Flags
Paris’te yaşayan Kuzey Afrikalı Zyed Benna (17 yaşında) ve Bouna Traoré’nin (15 yaşında) 27 Ekim 2005 günü polis tarafından kovalanırken sığındıkları yüksek gerilim trafosunda elektrik çarpması sonucu ölmesinin ardından başlayan ve ülkenin ırkçı tutumlarına karşı büyük bir isyana dönüşen ayaklanmalardan ilhamla yazılmış bir Massive Attack şarkısı. Olayların yaşandığı günlerde yazılmış olan “False Flags”, sonraki yıl piyasaya sürülen Collected adlı ilk “Massive Attack best of” derlemesinde “yenice” kayıtlardan biri olarak yerini almıştı. Music Vision Awards 2006’dan ödülle ayrılan Paul Gore imzalı video klibinde de eylemlerin ortasından bir canlandırmayı ağır çekim izliyoruz; elindeki molotof kokteylini yakan bir kişi, Avrupa Birliği bayrağını ateşe veriyor.
Gündüz düşü
Hayalle gerçeğin birbirine karıştığı o yerden söylenen sözler, Massive Attack için bir dönüm noktası oldu. “Daydreaming”, Circa Records’ı imza atmaya ikna ederek grubun 1991’e tarihlenen ilk albümü Blue Lines’ın yolunu açmakla kalmadı; içinde yaşanan hakikatten fersah fersah uzaklaşma arzusunun tatmin edici olduğu ev partilerinden Margaret Thatcher iktidarının tesirlerine, türlü kişisel çıkmazlardan Britanya’daki kentsel çürümeye uzanan temalarıyla çok hızlı bir biçimde dinleyicisinin gündelik hislerine dokundu. Massive Attack kalesinin zemini olarak tarif edilebilecek şarkıda Fransız müzisyen Wally Badarou’nun 1984 çıkışlı Echoes albümünde yer alan “Mambo”dan bir sample kullanıldı. Robert Del Naja ve Tricky’nin zihin birliğinden, oyunu değiştirmek üzere çıkan bu gündüz düşü öyküsü, grubun örnekleme kaynaklı müzik üretimindeki becerisi ve potansiyelini fazlasıyla kanıtladı. Aynı zamanda üyelerin kulaklarına bolca dolmuş İngiltere ve Karayip kökenli tınıları; rap, dub, reggae, soul ve funk unsurlarını harmanlayarak, Robert Del Naja’ya göre 90’ların başında İngiltere’de punk’ın bıraktığı boşluğu doldurdu ve Siyah etkisi ağır basan yeni bir Bristol sound’u doğurdu.
Heligoland Adaları
Robert Del Naja; “Paradise Circus”, “Splitting the Atom, “Girl I Love You”, “Pray for Rain” gibi şarkıların evi olarak 2010’da yayımlanan Heligoland albümüne başlığını veren takımadanın ismini, Steven Katz’ın yazıp E. Elias Merhige’in yönettiği, John Malkovich ve Willem Dafoe’lu 2000 yapımı Shadow of the Vampire’ı izlerken görüp bayıldığını söylüyor. Filmdeki yolculuğun duraklarından biri olan Heligoland’ın gerçek hayattaki hikâyesi de oldukça tuhaf ve bir o kadar ilgi çekici. Şair August Heinrich Hoffmann von Fallersleben, ana karanın yakınında olmayan tek toprak olan bu adalarda Almanya’nın milli marşı hâline gelen “Deutschlandlied”in sözlerini yazmış. Bugün çok az kişinin bildiği Kuzey Frizce’nin oraya özgü lehçesinin konuşulduğu bölgenin isim anlamlarından birinin “kutsal ada” olmasını şiirsel bulan Robert Del Naja; Heisenberg’in Belirsizlik İlkesi’ne dair denklemi ilk kez formülize ettiği, üst sınıf tarafından rağbet gören bir turistik mekânken savaş üssüne dönüşüp bir süre ıssız kalan ve sonunda tarihteki nükleer dışı en büyük patlamalardan biri olan Operation Big Bang ile sarsılan Heligoland’ı araştırdıkça, ona kayıtsız kalamamış.
Inertia Creeps
Del Naja, bu şarkının sözlerini toksik bir ilişkinin son düzlüğündeyken yazmış. Hatta şarkıyı tamamladıkları sırada bu ilişki de sona ermiş. Inner View dergisine şöyle tanımlamış: “Bu, dışında kalman gerektiğini bilmene rağmen bir durumun içinde varolmaya çalışmakla ilgili. Ayrılamayacak kadar tembel veya zayıfsın. Kendine karşı da diğer kişiye karşı da dürüst değilsin.” Daddy G’nin yönetmenliğini üstlendiği klipte de Del Naja, partnerinin arkadaşıyla seviştiği bir video kaseti izliyor; biz de ruh hâlindeki değişimleri “Inertia Creeps”in mistik havasıyla takip ediyoruz. Ha, bu arada, şarkının ritmik kurgusunun İstanbul’da filizlendiğini biliyor muydunuz? Bir sonraki maddede devam ediyoruz.
İstanbul Caz Festivali
1997’de düzenlenen 4. İstanbul Caz Festivali, İstanbul’daki ilk Massive Attack konserinin de ev sahibiydi. Dinleyicilere bir minder savaşı yaptırdıkları efsanesiyle anılan Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi konserinin ertesi günü, grup üyeleri “fazlasıyla turistik” bir oryantal dans performansına katılmış. Robert Del Naja, yıllar sonra Q dergisine verdiği bir röportajda danstan pek etkilenmediklerini ama müziğe tutulduklarını ve Andrew “Mushroom” Vowles’un İstanbul’dan ayrılmadan birtakım kasetler aldığını anlatıyor. “Inertia Creeps”in asma davulu andıran ritmik düzenlemesi de bundan ilhamla ortaya çıkmış.
Johnny Dollar
Massive Attack’in trip hop’u tanımlayan ilk uzunçaları Blue Lines’ın prodüktörü, yol göstericisi, iş bitiricisi. Robert “3D” Del Naja, Grant “Daddy G” Marshall ve Andrew “Mushroom” Vowles üçlüsünün arasındaki kimyayı herkes tarafından duyulabilir kılan, vizyonlarını parlatan kişi. Jonathan Peter Sharp adıyla Londra’da doğan prodüktör; Dollar lakabını, Blue Lines’ın kayıt sürecinde çalışıp düzenli ödeme alan tek kişi olduğundan dolayı edinmiş. Albüm, diğer prodüktörü Cameron McVey’in evinde kampa girilen altı ay içinde pişerken, fikirleri ve yöneticilik becerisiyle hep orada, hep destekte olan Jonny Dollar’ın kararlı, azimli, nazik fakat konu müzik olduğunda taviz vermeyen tavrı Massive Attack tarafından daima saygıyla anıldı. Hatta bu durum, sonradan çalıştığı diğer müzisyenler için de aynen geçerli oldu. Grubun ikinci albümü Protection’da da birlikte çalışmak istediği prodüktör, o dönem Neneh Cherry albümüne fazlaca yoğunlaşması gerektiğinden dâhil olamadı. Cherry’nin Raw Like Sushi, Homebrew, Man koleksiyonları ve GABRIELLE’in Rise’ına verdiği yapım desteği dışında şarkı yazarlığıyla da bilinen Johnny Dollar’ın elinin değdiği parçalar arasında Senegalli müzisyen Youssou N’Dour ile Neneh Cherry’nin seslendirdiği ırkçılık karşıtı “7 Seconds” ve Blue Lines’da yer alan Massive Attack klasiği “Unfinished Sympathy” de vardı. Müzikal yolculuğunun ilerleyen dönemlerinde Depeche Mode, Kylie Minogue, Pulp gibilerinin miks operasyonlarına da emek veren Johnny Dollar, 2009’da hayatını kaybetti.
Kolektif Halüsinasyon
Tuhaf, endişeli çağımızın rüyaları ve gizli gerçeklerine uğramayı vadeden bir kolektif halüsinasyon. Bir başka tabirle illüzyonun gücü ve gücün illüzyonu… 2013’te Manchester, Duisburg ve New York’ta gerçekleşen Massive Attack v Adam Curtis şovu, tam da böyle bir şeydi. Pandora’s Box, The Power of Nightmares: The Rise of the Politics of Fear, HyperNormalisation gibi siyasal, entelektüel tarihi özgün diliyle aktardığı pek çok kült yapıma imza atmış İngiliz belgeselci Adam Curtis’in konser mekânlarını çevreleyen distopik görüntüleri ve Massive Attack’in uyarıcı müziğiyle tüm duyularını harekete geçirdiği katılımcıları nezdinde unutulmaz mertebesine erişti. Her temsilinde rahat ayakkabılar ve kulak tıkaçlarıyla içeriye davet ettiği 2 bin kişiyi ağırlayan projenin katkı verenleri arasında, izleyiciyi pasif bir alıcıdan aktif bir katılımcıya dönüştürmeyi amaçlayan yapımlarıyla meşhur İngiliz tiyatro topluluğu Punchdrunk’ın kurucusu Felix Barrett ve 2012 Londra Olimpiyatları Kapanış Töreni’nden Beyoncé, Kanye West, The Weeknd, Adele, Stormzy gibi müzisyenlerin konserlerine kadar geniş bir yelpazede harikalar yaratmış set tasarımcısı Es Devlin de vardı.
Love, love is a verb, love is a doing word
Aşk bir fiildir; sözler yetmez, eylem gerektirir. 1998 çıkışlı Mezzanine albümü ve Massive Attack külliyatının en özel şarkılarından biri olan “Teardrop”un ardında, parçaya meleksi sesiyle can veren Elizabeth Fraser ve Jeff Buckley’nin 1994 – 1995’e rastlayan, kısa ama tutkusu büyük aşkı yatıyor. Cocteau Twins dönemindeki partneri Robin Guthrie’yle yollarını epey yorucu bir biçimde ayırdıktan sonra Buckley’yle karşılıklı bir hayranlık üzerinden yükseliveren yoğun duyguları, birbirlerine günlüklerini okutmuş olsalar bile Fraser’ın ona hiçbir zaman tamamen ulaşabilmiş gibi hissedemeyişinden sebep, ikisini birlikte tutmaya yetmemiş. 1997’de, sözlerini onu düşünerek yazdığı “Teardrop”a çalışmak için Massive Attack ile stüdyoda buluşan Liz Fraser, Buckley’nin ölüm haberini o esnada almış. Caz piyanisti Les McCann’in 1973 tarihli “Sometimes I Cry”ından alınmış bir sample üzerine inşa edilen “Teardrop”u Mushroom’un önerisiyle Madonna’ya emanet etme fikrinin grup tarafından hızlıca reddedilmiş olması da bir başka tuhaflık. Şarkının yaşamı kutlamak fikriyle tasarlanan hipnotik klibinde, anne karnında sözleri söyleyen bebek ise üretimi altı hafta süren, gerçek boyutlu, lateks bir kukla. Bu ikonik yapım, Massive Attack’le “Risingson” ve “Angel” için de çalışmış yönetmen Walter Stern’ü, 1998 MTV Avrupa Müzik Ödülleri’nin En İyi Video kategorisinde zafere ulaştırmıştı.
Mahallede bir gün
Henüz kariyerinin başlarındaki Massive Attack ile Bristol sokaklarında takılmak nasıl bir deneyimdi acaba? Yanıtı, 1990 yılının sonlarında çekilen bir promo videosunda mevcut, diyebiliriz. Herhangi bir albümde ya da resmî yayında yer almayan “Just a Matter of Time” isimli parça ile hazırlanan yaklaşık yedi dakikalık kısa film, Eurythmics gitaristi Roger Pomphrey tarafından çekilmiş. Videoda grup üyeleri ile şehirdeki uğrak mekânlarında dolanıyoruz: Daddy G’nin evinde, Bristol FC takımının stadının tribünlerinde, sokaktaki bir telefon kulübesinde ya da Mushroom’un saçlarının kesildiği bir berber dükkânında…
Nick Knight
2023’te Britanya İmparatorluk Nişanı’yla onurlandırılan ve çoğunlukla moda alanındaki işleriyle tanınan İngiliz fotoğrafçı Nick Knight’ın Massive Attack ile uzun bir mazisi var. Hikâye Del Naja’nın, sanatçının Natural History Museum’da sergilenen close-up böcek fotoğraflarına tutulup onlardan birini Mezzanine kapağı yapmasıyla başlıyor. 2003 çıkışlı sonraki albüm 100th Window’un camdan yapılmış çiçeklerin patladığı kapak görseli de Nick Knight imzalı. (Hatta o zamanlar aktif olan plak şirketi EMI’ın en yüksek meblağda ödeme yaptığı albüm kapağı olarak da biliniyor.) Aynı albümün Sinead O’ Connor vokalli harika parçası “Special Cases”ın çoğu belgesellerden toplanmış görüntüler eşliğinde iki klonun yasak aşkını anlatan klibinin de yönetmeni kendisi.
Obiymiy
Robert Del Naja 2022’de; gezegenin farklı yerlerinde gerçekleşen savaşlardan, çatışmalardan etkilenen sivillere destek sağlamak üzere çalışan uluslararası yardım kuruluşu Legacy of War Foundation yararına, Ukrayna’nın en popüler rock gruplarından Okean Elzy’nin, işgalin başlamasından bu yana Ukrayna genelinde 179 doğaçlama dinleti gerçekleştiren solisti Slava Vakarchuk’un seslendirdiği “Obiymy” şarkısını remikslemişti. Del Naja’nın müzisyen, prodüktör Euan Dickinson’la birlikte Legacy of War’un CEO’su, fotoğrafçı Giles Duley’nin görüntülerini kullanarak hazırladığı video kolajla birlikte sunulan müzik, aynı fotoğrafların yer aldığı plaklar hâlinde de satışa çıkarılmıştı. Del Naja’nın etiketi Battle Box’tan yayımlanan yeni sürümün plak baskısı dünyanın en çevre dostu yöntemleriyle üretildi. Elde edilen gelirlerin, Zelenskyy girişimi U24’un Rebuild Ukraine programı kapsamında Rus işgali esnasında tahrip olmuş yapıların yenilenmesine ve 4237 Ukraynalının evine dönmesine olanak tanıyan fona aktarılacağı söylendi. Tüm katkı verenlerin dikkat çekmek istediği mesaj ise özgürlük mücadelesi verenleri yalnız hissettirmemek, birliktelik duygusunu güçlendirmek üzerineydi.
Özgür Filistin
Massive Attack 2005’ten bu yana; Gazze Şeridi, Batı Şeria, Lübnan ve Suriye’deki mülteci kamplarında yaşayan Filistinli gençlere destek veren HOPING adlı kuruluşla dayanışıyor; dernek yararına çeşitli konserler düzenliyor. Robert Del Naja ve Grant Marshall 2017’de, yine HOPING vasıtasıyla Lübnan’daki Bourj el-Barajneh mülteci kampını ziyaret etmişti. Bu sene 15 – 18 Mayıs’ta Brighton’da gerçekleşen The Great Escape Festivali’nin sponsorluğunu üstlenen Barclays bankasının İsrail’e silah satan şirketlere yatırım yaptığı ortaya çıkınca; punk grubu Menstrual Cramps önderliğinde oluşaturulan Bands Boycott Barclays kampanyası kapsamında aralarında She’s Got Brass, Tiberius b, Opus Kink, Lambrini Girls gibilerinin bulunduğu 137 müzisyen organizasyonu boykot etti. Massive Attack ve Brian Eno da sosyal medya hesapları üzerinden bu gençleri onurlandıran ve teşekkür bildiren mesajlar paylaştı. Massive Attack, “Organizatörler ve festivaller, sanatçılar olarak müziğimizin satılık olduğunu ama insanlığımızın ve ahlakımızın satılık olmadığını hâlâ anlayamıyorlar.” demişti. 1 Temmuz’da ise Sınır Tanımayan Doktorlar’ın Gazze ve Batı Şeria’daki çalışmalarına katkı sağlamak hedefiyle Fontaines DC, Massive Attack ve Young Fathers’tan materyaller içeren, kapağını Robert Del Naja’nın tasarladığı, ceasefire (ateşkes) başlıklı, sınırlı sayıda üretilmiş plak baskıları yayımlandı.
Protection
26 Eylül’de 30. yaşına basacak ikinci Massive Attack uzunçaları. Kapak görseli, Blue Lines’a gönderme yaparak, orada tasvir edilen yanıcı gazın artık ateşlenmiş olduğunu ima ediyor; kullanılan font da aynı. Sound ise Blue Lines’a göre bir nebze daha rahatlamış gibi hissettiriyor. Shara Nelson’ın ayrılığının ardından bu koleksiyonda Everything But The Girl vokali Tracey Thorn’la el sıkışıyor grup. Hafızalara “Karmacoma”, “Better Things” gibi pek çok unutulmaz parçayı eken albümün adını taşıyan ve dinleyiciyi Massive Attack âlemi için yeni bir sesle tanıştıran “Protection” çok güçlü bir açılış yapıyor. Sevdiğini koruma isteği hakkındaki kayıt, ortada çözülmeyen bir sorun olsa bile sevgiyi sunmaktan çekinmemekten bahsediyor, “Tanıdığım bu kızın bir sığınağa ihtiyacı var. Şimdi hissettiklerini değiştiremem ama kollarımı sana dolayabilirim” sözleriyle. Rolling Stone’un 2011’de yayımladığı 90’ların En İyi 100 Albümü listesinde 51. sıraya oturan Protection’a 2005 çıkışlı 1001 Albums You Must Hear Before You Die başlıklı kitabın sayfaları arasında da rastlayabilirsiniz.
Reservoir Dogs
Son yıllarda The Zone Of Interest ile adından övgü dolu cümlelerle söz ettiren Jonathan Glazer’ın ilk video klip yönetmenlik deneyimi, Protection albümünün en akılda kalıcı parçalarından biri olan “Karmacoma”nın videosuydu. Grup üyelerini bir otelde soygun yaparken izlediğimiz klipte birçok sinema klasiğine de göndermeler mevcut. Örneğin eski Massive Attack üyesi Andrew Vowles, tıpkı Reservoir Dogs’un meşhur Mr. Orange’ı gibi midesinden vuruluyor. Bir başka Tarantino filmi Pulp Fiction’a, Kubrick’in The Shining’ine ve Coen Kardeşler’in Barton Fink’ine selam çakan sahneler de klibin sürreel akışında karşımıza çıkmakta.
Shara Nelson
90’lar başlarına denk gelen pek çok büyük Massive Attack parçasında sesini duyduğumuz bir müzisyen Shara Nelson. Grup üyeleriyle ortaklığı Bristol’da, The Wild Bunch’a eşlik ettiği yıllarda başlayan Nelson, “Daydreaming”le başlayan Massive Attack serüveninde hem söz yazarı hem de vokalist olarak “Unfinished Sympathy”, “Safe From Harm” ve az önce bahsini geçirdiğimiz “Just A Matter Of Time” gibi kült mertebesine erişmiş birçok kayıtta yer aldı. Solo kariyerine odaklanmak üzere grupla yollarını ayırmasının ardından kendi adıyla yayımladığı albümlerinin yanı sıra Adrian Sherwood, Paul Oakenfold ve Charles Webster gibi prodüktörlerle kayıt yapmaya devam etti.
Şöhret
Jack Magazine’in 2003 tarihli bir röportajında, grup üyeleri Massive Attack macerasının nasıl şekillendiğini detaylı bir şekilde anlatıyor. Robert Del Naja’nın ilk kez stüdyo ortamında kayıt yapma deneyimlerine dair anlattıkları da bu müziğin DNA’sını ortaya koyar nitelikte:
“Stüdyoya girmemizin tek sebebi, altyapılarımızı kaydettiğimiz dub plate’ler yapmaktı. Profesyonel bir ortama adım atmamızın yegâne sebebi buydu. Şöhret ya da sermaye gibi bir arzumuz hiç olmadı; bunlar müziğin kendisiyle birlikte olageldi. Her ne kadar yaş almanla birlikte para gerçek bir meseleye dönüşüyor ve bazı önceliklerin değişiyor olsa da her zamanki gibi kendi yolumuzla müzik yapmak ve birlikte gülebilmek için olan tutkumuz hâlâ baki. Her zaman deneysel ve açık uçlu olduğumuzu düşünüyorum. Partiler ve konserler yaptık, problemlerimiz ve hayal kırıklıklarımız oldu. Ama stüdyoya girdik mi, her şey aynı.”
Telif krizleri
Baştan sona Mushroom imzası taşıyan “Exchange” parçasının temelini Isaac Hayes’in “Our Day Will Come”ından yaylılar ve bir akor yürüyüşü oluşturuyor. Gerekli telifleri almaya çalıştıkları zaman, orijinal şarkının bestecileri Bob Hilliard ve Mort Garson’ın hayatta olmayışı, parçanın albümde olmasının önüne büyük bir engel dikmek üzereymiş. Uzun uğraşlar sonunda, parçanın outro kısmında yer alan kısmın Isaac Hayes tarafından yazıldığı kanıtlanmış ve sample “yasal” olarak kullanıma açılmış. Bir diğer Mezzanine parçası “Black Milk”te de Manfred Mann’s Earth Band’in 1972 tarihli “Tribute” kaydından sesler kullanılması, gruba bir mahkeme süreci olarak geri döndü. Manfred Mann’ın izinsiz kullanım sebebiyle Massive Attack’e dava açmasının ardından albümün çeşitli versiyonlarında söz konusu sample’ın yer almadığı “Black Melt” adlı alternatif versiyon kullanıldı. İlerleyen yıllarda dijital versiyonlara Manfred Mann’ın adını şarkı yazarı künyesine ekleyerek bu kriz aşılmış ama bu deneyimlerle birlikte Massive Attack, bir sonraki albüm 100th Window itibarıyla sample kullanmaya son verdi.
Unfinished Sympathy
Ne şarkı ama! Şubat 1991’de Blue Lines’ın ikinci teklisi olarak yayınlanan “Unfinished Sympathy”, Massive Attack serüvenini şekillendiren kayıtlardan elbet. Single yayını Körfez Savaşı’na denk gelmesi itibarıyla, grubun ismindeki Attack (saldırı) kısmı düşürülerek kapakta grup ismi Massive olarak geçirilmiş. İlk etapta yaylı partisyonları synthesizerlar ile çalınmış; sonrasında prodüktör Johnny Dollar’ın ısrarıyla Abbey Road stüdyolarında Wil Malone eşliğinde bir orkestra ile kayıt yapılmış. Bu durum Blue Lines için ayrılan bütçenin dışına çıktığı için Andrew “Mushroom” Vowles’un arabasını satmak zorunda kaldığı da biliniyor. Şarkının Tina Turner ve Hooverphonic tarafından coverlandığını da hatırlatalım.
Üç
1994 sonbaharında yayımlanan Protection albümünün üçüncü parçası: “Three”. Koleksiyonun bir diğer güzelliği “Sly”da olduğu gibi Nicolette Love Suwoton’un vokallerini duyduğumuz parça, insan ilişkilerini ve tecrit hâlini kurcalıyor. Çıkış noktası da bir grup olarak yaşadıkları deneyimler. “Üç, benim şanslı sayım. Ve talih de üçlüler hâlinde gelir. Keşke küçük çocukların bile görebildiği bu sayıyı ben de bilseydim.” diye açılan parça, Mad Professor’ün ellerinden çıkan albümün dub versiyonu No Protection’da “Trinity Dub” olarak adlandırılmıştı.
Vokalistler
35 yıla yaklaşan Massive Attack diskografisi; karakteristik tavırları, stilleri ve ses renkleriyle her biri nokta atışı seçimler olan birçok heyecan uyandırıcı vokalistle iş birlikleri barındırıyor. Shara Nelson, Neneh Cherry ve Horace Andy’nin ilk albümdeki dâhiliyetlerinin ardından Elizabeth Fraser, Sinéad O’Connor, Nicolette Love Suwoton, Tracey Thorn, Guy Garvey, Tunde Adebimpe, Hope Sandoval, Damon Albarn, Martina Topley-Bird, Young Fathers, Roots Manuva gibileri Massive Attack parçaları için mikrofon başına geçti. Kimisi yıllara dayanan dostlukların bir sonucu; kimisinin de enteresan hikâyeleri var. Örneğin Guy Garvey’nin “Flat of the Blade” parçası için seçilmesinin ardında Elbow’un yaptığı nefis bir “Teardrop” cover’ı var. Mazzy Star’ın sesi Hope Sandoval’ın “Paradise Circus” şarkısını söylemesi de Daddy G’nin ısrarları sonucunda olmuş. Hatta kayıtlar, Massive Attack ve Sandoval aynı stüdyoda bir araya gelmeden, arada uzun mesafeler olarak yapılmış. Del Naja, bunun alıştıkları metotların tam tersi olduğunu söylüyor ama sonuçtan memnun oldukları ilerleyen yıllarda “The Spoils” için de düet yapmalarından anlaşılıyor.
Yokoluş İsyanı
Massive Attack, uzun yıllardır müzik endüstrisinde sürdürülebilirliği mümkün kılmak ve yaygınlaştırmak için özveriyle çalışıyor. Bu anlamda bir kırılma yılı olan 2019’da, kitlesel yokoluş riskini en aza indirmek için şiddet içermeyen sivil itaatsizliği kullanan uluslararası Extinction Rebellion (Yokoluş İsyanı) hareketinin Londra’da bir hafta süren iklim eyleminin sonuna DJ set sürpriziyle dâhil olan Robert Del Naja geceye, Massive Attack’in ilk albümü Blue Lines’dan o güne iklim değişikliği hakkında seslenen şarkısı “Hymn Of The Big Wheel” ile başlamıştı. Extinction Rebellion’ın hava kirliliği protestolarına katkı sunmak için maskeler de tasarlayan grup; daha yeşil, daha adil ve daha iyi bir gelecek yaratmak için gereken kültürel değişiklikleri sağlama yolunda müziğin gücüne duyulan inanç etrafında, “No Music On A Dead Planet” sloganı altında birleşmiş Music Declares Emergency’nin destekleyicilerinden biri aynı zamanda. Yine 2019’dan bu yana Manchester Üniversitesi bünyesindeki Tyndall İklim Değişikliği Araştırma Merkezi’ne konser verilerini sunan Massive Attack; endüstri çalışanları, konser mekânları ve tedarikçiler olmak üzere üç farklı gruba düşük karbonlu etkinlik organizasyonu için bir yol haritası çıkaran “Super-Low Carbon Live Music: a roadmap for the UK live music sector to play its part in tackling the climate crisis” adlı raporun yayımlanmasına da vesile olmuştu. Bugünse büyük bir heyecanla ağustosta Bristol’da verecekleri Act 1.5 konserine hazırlanmaktalar. İklim acil durumuna yönelik alacakları önlemleri buradan inceleyebilirsiniz.
Zaman
2003’te X-Rayed Magazine’de yayımlanan röportajında Robert Del Naja’ya soruyorlar: “Şimdi tanışmış olsanız, genç hâlin seninle ilgili ne düşünürdü?” Yanıtı şöyle:
“Ben daha çok 80 yaşındaki hâlimin benimle ne yapacağıyla ilgileniyorum. Sırf o yaşta arkasına yaslanıp hayatını gözden geçirme arzusunu gerçekleştirmek için hayatım boyunca çektiğim fotoğraflara dönüp bakacağını tahmin ediyorum. Evimi aramaları durumunda polislerin bulabileceği tek şey de bu fotoğraflar olacaktır. Yani, Ecstasy dışında. Hayatımı defalarca ve defalarca belgelediğim milyonlarca fotoğraf. Onlar için çok sıkıcı bir iş olacaktır.”