"Hasar görmüş tanımı albümün dokusunu iyi anlatıyor": Berk Çakmakçı'yla yeni Age Reform albümü üzerine

Bugüne kadar sayısız projeyle yaptığı üretimlerle karşımıza çıkan Berk Çakmakçı, bir süredir yeni kayıtlar paylaşmadığı Age Reform’un yepyeni albümü Losing Height As If Affected By Gravity’yi dijital platformlarda Tektosag aracılığıyla yayınladı. Ağırlıklı olarak tekrarlar ve deformasyonlar üzerine kurulu olan albüm, house’dan dub’a, tekno’dan noise’a birçok farklı disiplinden izler taşıyor. New York’ta yedi aylık bir süre içerisinde kaydedilen albümü Berk Çakmakçı’dan dinliyoruz.

Röp: Cem Kayıran

Soft Gates’ten Sekrecy’ye, bugüne dek sayısız projeyle karşımıza çıktın. Müzik üretmeye koyulduğun zaman aklında hangi projen için çalıştığını bilerek mi başlıyorsun yoksa çıkan malzemeye göre mi karar veriyorsun? Bize biraz yaratım sürecinden bahseder misin? Bana sorarsan her proje bir şekilde birbirine bağlı. Ya birbirlerine ilham oluyorlar ya da daha somut bazı etkileşimler oluyor. Bir projenin şarkısından sample alıp diğerinde kullanmak gibi. Aynı insanın elinden çıkınca bunlar kaçınılmaz. Müzik yapmak için motivasyonlarım da pek değişmediği için hissettirdikleri şeyler çok benzer. Sadece farklı ifade yolları denemeyi seviyorum. Bu şekilde ayırıyorum. Her proje için kendime koyduğum bazı sınırlar var. Böyle kesin kesin konuşuyorum ama her şeyin karışıp birbirine bulaştığı da oluyor tabi ki. Hatta öylesi belki daha iyidir.

Losing Height As If Affected By Gravity albümünü New York’ta toplam 7 ayda hazırlamışsın. Bize biraz kayıt sürecinden, şarkıların nasıl ortamlarda ortaya çıktığından bahseder misin? O 7 ay kendimi çok iyi hissetmediğim -hatta baya kötü hissettiğim- ve odamı nadiren terkettiğim bir zamandı. Müzik yapmak için ideal koşullar bir araya geldi. New York uzaktan nasıl görünüyor bilmiyorum ama çok kucak açan bir şehir değil. Yalnız hissetmek ve sosyal hayattan uzaklaşmak burada olduğundan çok daha kolay. Kendimi mutsuz ve sıkışık hissettiğimde müziğe daha kolay konsantre olabiliyorum. Belki de düşünmem gereken şeylerin üstünü müzik yapma bahanesiyle örttüğüm için böyledir. Albüm birbirinden bağımsız session’larda çıkan şarkılardan oluşuyor. Hepsini art arda dinleyene kadar bir albümde olacaklarını düşünmüyordum. Dışarıda bıraktığım da bir sürü şarkı var. “Losing Height” ve “Body With Things” dışında hepsi tek seferde canlı kaydedildi ve üstüne herhangi bir overdub eklenmedi. Kendimi bu yönden sınırlamak işleri kolaylaştırdı. Yoksa daha bir 7 ay daha ince ayrıntılar üstünde aklımı kaybedebilirdim. Ancak tracklist üzerinde çok kafa yordum. Bir albüm niyeti olmadan yaptığım şarkıları, beraber dinlendiğinde anlam ifade edecek ve temiz bir akışa sahip bir bütün haline getirmek zamanımı aldı.

Albümün genelinde çok çeşitli tarzlardan etkileşimler, birbirinden epey ayrı duyulabilecek fikirler olsa da şarkılarda ortak bir tınının hakim olduğundan bahsetmek mümkün. Tektosag sayfasında şarkılar “tekno, house, ambient gibi türlerin hasar görmüş versiyonları” olarak tanımlanmış. Age Reform’un müziğini bir türle ifade etmek zor ama sen albümü betimlemek için hangi sıfatları tercih ediyorsun? Neden? ‘Hasar görmüş’ tanımı albümün dokusunu iyi anlatıyor bence. Şarkıların yapısı, duygusu vesaire kadar nasıl duyuldukları, textural olarak dinleyiciyle nasıl bir ilişki kurdukları ile de çok ilgileniyorum. Bilgisayar müziğinin ‘ultra-high-definition’ parlaklığı çok etkileyici ve ben de kendimi dijital mükemmellikler peşinde koşarken bulabiliyorum. Fakat LHAIABG’deki şarkıların o ‘temiz’liğe karşı durmalarını istedim. Albümdeki her sesin fiziksel dünyada var olan bir aletten çıkıyor olması, bazen gitar amfisinden geçiyor olmaları gibi şeyler sonucu şekillendirdi. Elektronik müzik pürüzsüz olmak zorunda değil. Ama bilgisayar müziğine karşıymışım gibi anlaşılmak da istemem. Bir düşmanlık beslediğim ya da analog alet fetişi yaptığım yok. Albümü ‘hasarlı’ bırakmak, geçirdiğim boktan seneyi daha dürüst bir şekilde ortaya koymamı sağladı sadece. Şarkıların neredeyse hepsi tekrar üzerine kurulu. ‘Klüp hiti’ formatından uzaklaşmak için seçtiğim bir yol bu. Brian Eno’nun meşhur ambient müzik tanımınındaki gibi, istendiğinde dikkatlice dinlenebilir ya da yok sayılıp, beyne duvar kağıdı olabilirler.

Losing Height As If Affected By Gravity’nin canlı performanslarını planlıyor musun? Parçalar bana bir grup eşliğinde bambaşka hallere çekilebilirmiş gibi geliyor, bu tür fikirlerin var mı? Canlı performans ile ilgili bir planım yok. Olsa da tek başıma çalmayı tercih ederim. Albümün en önemli özelliği basitliği. Başka insanları dahil edip büyütmek doğasına aykırı olur gibi geliyor.

Görsel sanatlarla da içli dışlı birisi olduğun için kapak görseli konusunda epey mesai harcadığını düşünüyorum. Kapaktaki görsel bana albümdeki arızalı yapıyı anımsatıyor. Kapağın hikayesini senden dinleyebilir miyiz? Kapaktaki fotoğrafı New York’ta bir arkadaşımın evinde çektim. Merdivenin üstünde duran bir saksı ve duvara yansıyan projektör gridi. Görünenin dışında daha derin bir anlamı yok. İlk bakışta çözülebilen bir fotoğraf değil o yüzden seviyorum. Duygusal olarak çok yoğun geçen bir dönemde ortaya çıkan müziğin bu kadar soğuk ve mekanik olması gibi kapağın da olabildiğince tanımsız olmasını istedim. Dediğin gibi albümdeki arızayı da çağrıştırıyor.

Sürprizlerle karşımıza çıkmana alıştık ama sormadan da edemeyeceğim, önümüzdeki dönem için ne gibi planların var? Size sürpriz olan bana da sürpriz oluyor aslında. Çok planlı hareket eden biri değilim. Aynı anda yürüttüğüm başka projeler de var, fakat bu ara Age Reform’a yoğunlaştım. Bir EP dolduracak kadar yeni kayıt var. Yayınlayacağımdan emin olmamakla beraber öyle bir olasılıktan bahsedebilirim. Losing Height As If Affected By Gravity‘den birkaç şarkıya video yapma ya da birileriyle çalışma niyetim de var. Umarım vakit bulabilirim.