ABD’nin ilk TikTok yasağı ve dünyanın farklı noktalarından bazı haberler

Yazı: Tuvana Adalı

Montana valisi Greg Gianforte, Çin Komünist Partisi’nin kişisel verileri toplamak için TikTok’u kullandığını ileri sürdüğü bir metinle eyalet sakinlerinin bilgilerini korumak hedefiyle uygulamanın yasaklanacağını duyurdu. TikTok temsilcisi Brooke Oberwetter ise kararın yasa dışı olduğunu vurgulayarak, Montana halkının rahatlıkla uygulamayı kullanmaya, üzerinden gelir elde etmeye ve içerik üretmeye devam edebileceğini; TikTok uygulamasının, kullanıcılarının haklarını savunmayı sürdürdüğünü açıkladı. 

1 Haziran’da yürürlüğe girecek olan yasak dâhilinde, bir kullanıcı uygulamayı indirme imkânına dair bir öneri / teklifle karşılaştığında sorumlusu “app storelar” olacak ve günlük 10 bin dolar para cezasına çarptırılacak. Kullanıcılar bireysel olarak bu uygulamaya tabii tutulmayacak ve güvenlik ya da hukuk gerekçesiyle hükümet tarafından kullanıldığı durumlarda da ceza geçerli olmayacak.

Avrupa denizlerinde tekneleri batıran orkalar

Okyanusların en vahşi avcıları olarak “katil balina” ismini alan orkalar aslında bu unvanı, başka balinaları avlamalarından dolayı taşımakta. İnsanlara karşı agresif davranışları bulunmamakla birlikte oldukça gelişmiş bir beyne sahip, sosyal, iletişim kapasitesi yüksek ve zeki hayvanlar. 2020’den beri orkaların Avrupa’nın çeşitli bölgelerinde, içinde insanların bulunduğu tekne ve yelkenlileri çarparak batırdıklarına dair çeşitli raporlar geliyor. 4 Mayıs’ta İspanya’da, küçük balinaların büyük olanı izleyip taklit etmesi sebebiyle yolcuların zarar görmediği benzer bir olay yaşanmış.

Biyolog Alfredo López, Marine Mammal Science dergisinde yayımlanan makalesinde 2020’den bu yana bu durumun yalnızca üç kez yaşandığını ve hiçbirinde insanlara zarar gelmediğini açıklıyor. Araştırmacılar orkaların bu davranışlarının kaynağını tam olarak bilemese de López; bir tekneyle yaşadığı kaza sonucu travmatize olmuş White Gladis adında bir balinanın olaylarda başı çektiğini ve ilk darbe temasını onun kurduğunu söylüyor. İlginç bir nokta: Orkaların dönem dönem insanlarda olduğu gibi bazı trendler benimseyip birbirlerini taklit ederek bunu sürdürmeleri ve bir süre sonra bunun geçip gitmesi. Dolayısıyla White Gladis’in örneklediği davranış belki de zamanla sönümlenecek bir trend olarak değerlendirilebilir. 

López, insanların orkaların davranışlarını anlamaya çalışmalarına ve bu eksende gemicilik yollarını değiştirebileceklerine dair bir çağrıda bulunarak ekliyor: “Bu davranış, orkalarla son 100 senelik ilişkilenmemizin sonucu. Ne yaptığımızı ve ne yapmak istediğimizi düşünmemize izin verin; sadece orkalarla değil, gezegenle de. Onlara hayatlarını geliştirmeleri için alan verin.”

İnsanlığın öpüşme tarihi sanıldığından da eski çıktı

Geçmiş araştırmalar, öpüşme tarihini 3500 yıl önceye, kaynağını da Güney Asya’nın spesifik bir bölgesine dayandırıyordu. University of Copenhagen tarafından yapılan son araştırmalar ise öpüşmenin belli bir bölgeye özgü olmaktansa birçok farklı kültürde yaygın olduğunu söylüyor. Mezopotamya topluluklarının kil tabletlerindeki çivi yazılarını inceleyen araştırmacılar, MÖ 1800’lü yıllara ait bir Babil tabletinde öpüşen bir çifti imgeleyen erotik bir sahne keşfetmiş. 

Mezopotamya tıbbının tarihi üzerine çalışan Dr. Troels Pank Arboll; tabletler aracılığıyla öpüşmenin antik çağlardan beri romantik ilişkilenmenin bir parçası olduğunun görülebildiğini anlatıyor. Araştırmacılar, öpüşmenin aynı zamanda o dönemde uçuğa sebep olan bir tür Herpes virüsünün yayılmasına da sebep olmuş olabileceğinin üzerinde duruyor.

76 gün su altında yaşama rekoru kırıldı ve genişlemeye devam ediyor 

Akademisyen Joseph Dituri, 77 gün boyunca su altında yaşamayı sürdürerek dünya rekoru kırdı. 9 Haziran’a dek devam etmeyi ve tam 100 günü doldurmayı hedefliyor. Bu yazıyı hazırlarken 82. gününü tamamlamıştı. Deniz kuvvetlerinde 28 sene boyunca satürasyon dalışı subaylığı yaptıktan sonra beyninde travmatik hasar oluşan kişilere nasıl yardım edilebileceğini öğrenmek amacıyla biyomedikal mühendislik alanında doktorasını tamamlayan Dituri, hedefinin ilk günden bu yana dünyanın dört bir yanındaki bilim insanlarına su altı yaşamını ve insan bedeninin ekstrem şartlarda nasıl çalıştığını incelemek için ilham vermek olduğunu söylüyor. 

Dituri’nin yaşadığı yer, yaklaşık 9 bin metre derinlikte, çift kişilik iki yatak genişliğinde; oturma odası, uyumak için bir alan ve küçük bir mutfağı içeren Jules’ Undersea Lodge. Burası aynı zamanda bir önceki rekortmenin de kaldığı yer. Belirli aralıklarla doktor muayenesinden geçen Dituri burada normal bir yaşantı sürdürüyor; doktorasını da tamamladığı University of South Florida’da uzaktan ders vermeye devam etmek gibi. Jules’ Undersea Lodge, meraklılar için ziyarete açık. Dituri’nin, özlediği tek şey ise gün ışığıymış. Su altındaki gündelik hayatının detaylarını Instagram hesabı üzerinden takip etmek mümkün.