Ünlü yönetmenlerden 25 kısa film

İster 50 yıl öncesine bakalım ister 5 yıl; ister Varda’ya ister Kubrick’e, dünya çapında pek çok yönetmen kariyerlerine kısa filmler ile başladı. Kimi zaman yönetmenlerin kamera tekniği, karakter gelişimi, mizansen gibi elementlerle yaptıkları ilk deneyleri sergileyen bu filmler, her ne olursa olsun kendilerini kanıtlamaları için önemli bir adım. 

Farklı dönemlerden, farklı türlerden ve farklı kültürlerden derlediğimiz aşağıdaki kısa filmlerin ortak noktası, başlarında birçok başarıya adım atmış ya da atacak birer yönetmenin olması.

Yazı: Cansu Çubukçu

Lick the Stars
Yönetmen: Sofia Coppola

Okulun popüler kız grubunun erkeklere düzenlediği bir komployu konu eden siyah-beyaz filminde Coppola, birkaç yıl sonra The Virgin Suicides’da da başarıyla yapacağı gibi; benlik ve bireyselliklerini keşfetme yaşındaki bazı gençlerin anatomisini resmediyor. 

Doodlebug
Yönetmen: Christopher Nolan

Nolan’ın University College London’da İngiliz Edebiyatı okurken çektiği bu siyah-beyaz kısa, yerde dolaşan bir yaratığı obsesif hislerle yakalamaya çalışan bir karakteri merkezine alıyor. Nolan, seyircinin perspektif algısını yanıltan kamera oyunlarıyla kompoze ettiği bu üç dakikalık psikolojik gerilimde, imza niteliğindeki çekimlerinin ilk örneğini vermiş oluyor.

Quay
Yönetmen: Christopher Nolan

Uzun yıllar çocuk filmi olarak kategorize edilen stop-motion estetiğini gerçek hayatın karamsarlıkları ile tanıştıran Stephen ve Timothy Quay’i, nam-ı diğer Quay Brothers’ı, Nolan’ın merceğinden izliyoruz. Yarattıkları ucube dünyalarla günümüz animasyon sinemasının öncülerinden olan yönetmen kardeşlerin, kreatif aşamalarından küçük bir kesite tanık oluyoruz.

Tramvaj (Tramway)
Yönetmen: Krzysztof Kieślowski

Three Colours üçlemesinin yönetmeninin, The Polish School film hareketine yön veren Łódź Film School’da çektiği şairane sessiz film; detaylı kamera hareketleri aracılığıyla naif, arzulu ve umutsuz bir “ilk görüşte aşk” hikâyesi anlatıyor.

The Alphabet
Yönetmen: David Lynch

Lynch’in partneri Peggy’nin yeğeni, bir akşam gördüğü kâbusta acı içinde alfabeyi sayıklamaya başlıyor ve tüm ev halkını uyandırıyor. Alfabe şarkısından gerilim filmi yaratmak tam Lynch’e göre değil mi zaten! Bu kısasının ardından American Film Institute tarafından sevilip sayılmaya başlayan Lynch, film sektörüne ve şöhrete doğru ilk adımlarını atıyor.

Small Deaths
Yönetmen: Lynne Ramsay

You Were Never Really Here ile Cannes’dan En İyi Senaryo ödülüyle dönen Ramsay’nin National Film and Television School’daki mezuniyet filmi, ebeveyn ve çocuk çatışmasını merkezine alan üç hikâyeyi birleştirirken, birey psikolojisine dair detaylı bir gözlem yapıyor.

Colonial Gods
Yönetmen: Dee Rees

Mudbound filmi ile En İyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar’a aday gösterilen Rees, bazı göçmen toplulukların günbegün yüzleştiği sosyo-politik mücadeleleri, yolları Cardiff’te kesişen iki arkadaş üzerinden aktarıyor.

Touch
Yönetmen: Lulu Wang

“Artık Tayvan’da değiliz. Burası Amerika. Burada işler daha farklı.” The Farewell’ın yönetmeni Wang’in gerçek bir hikâyeden uyarladığı iç burkan film; bir kültür karmaşasının, ömür boyu tesiri kalacak talihsiz bir cezaya dönüşmesini anlatıyor.

Bottle Rocket
Yönetmen: Wes Anderson

Sundance Film Festivali’nde ilk gösterimi yapıldıktan iki sene sonra uzun metrajı çekilen Wes Anderson kısası, yönetmenin Owen ve Luke Wilson ile ilk iş birliğiydi. Akıl hastanesinden yeni çıkan genç bir adamın arkadaşıyla birlikte planladığı bir soygunu konu edinen film, Anderson’ın yaratıcı kimliğini oluşturan çok katmanlı karakterlere, progresif kamera hareketlerine ve muzip anlatıya bir giriş gibi.

Un Goutte d’eau (Bir Damla Su)
Yönetmen: Deniz Gamze Ergüven

Mustang ile 2015 Akademi Ödülleri’nde Oscar adaylığı elde eden Ergüven’in La Fémis adlı film okulundaki bitirme projesi olarak çektiği kısa, o yılın Cannes Film Festivali’nde yarışma hakkı kazanmıştı. Yemekli bir eğlencede babasıyla şiddetli bir kavgaya tutuştuktan sonra kaybolan genç kızın hikayesini ve ardındakileri, kendisine aşık olan adamdan dinliyoruz.

Pauline
Yönetmen: Celine Sciamma

Sciamma’nın “Five Films Against Homophobia” kampanyası için hazırladığı kısada, bağnaz bir kasabada ötekileştirerek büyüyen bir genç kız, birçok insanın bağlantı kurabileceği anılarını tirat formunda aktarıyor.

Keep it for Yourself
Yönetmen: Claire Denis

Denis’nin gerçekçi, hatta biraz belgeselvâri şekilde kameraya aldığı ilk Amerikan yapımı filmi; Fransız bir kızın, sevgilisini görmek için New York’a gelmesinden sonra karşılaştığı beklenmedik olaylar silsilesini işliyor.

Necktie
Yönetmen: Yorgos Lanthimos

Lanthimos’un, Venedik Film Festivali’nin 70. yılı için düzenlenen “Venezia 70 – Future Reloaded” projesi için çektiği kısa, sadece iki dakikada kan dondurmayı başarıyor. Bir grup öğrencinin kendi aralarında girdikleri bir düelloyu konu alan film, “sahnede bir silah gözüküyorsa o silah patlar” varsayımını haksız çıkarmıyor.

Cuarteto para el fin del tiempo (Quartet for the End of Time)
Yönetmen: Alfonso Cuarón

Fransız besteci Olivier Messiaen’ın bu filme ismini veren parçası, Cuarón’un elinde bir sembole evriliyor. “Yazma ve çekme sürecinin itici gücü, bir fikirden ziyade bir duyguydu.” diyen yönetmen, psiko-sosyal bir bunalım geçiren ana karakterin hayatından bir bölümü, yıllar sonra Roma filminde de karşılaşacağımız ağır, uzun ve sessiz çekimlerle çiziyor.

L’opera Mouffe (Diary of a Pregnant Woman)
Yönetmen: Agnès Varda

Hamile bir kadının Paris’teki Rue Mouffetard’ı dolaşırken edindiği izlenimler, Varda’nın görsel şehir betimlemelerinden aşina olduğumuz caméra-stylo tekniğiyle gözler önüne serilirken, sokak fotoğrafçılığı edasıyla sıradan anların güzellikleri yansıtılıyor.

Ubiytsy (The Killers)
Yönetmen: Andrey Tarkovski

Tarkovski’nin VGIK adlı film okuluna başladığı yıl, Sovyetler Birliği’nde yabancı sanatçıların eserlerine getirilen yasağın kalktığı bir değişim dönemine denk geliyordu. Bu yazarlardan biri olan Ernest Hemingway’in The Killers adlı öyküsü, yönetmenin ilk filmine senaryo oldu. Arkadaşları Marika Beiku ve Aleksandr Gordon ile yönetmen koltuğunu paylaşan Tarkovski, o dönem Amerika ve Fransa’da yaygın olan film noir geleneğinde eksik gördüklerini düzeltiyor âdeta.   

Koza
Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan

Yönetmenin ilk ve tek kısa metrajı olmakla birlikte ilk ve tek diyalogsuz filmi olma özelliği de taşıyan yapım, daha sonraki filmlerinin yapıtaşı olan mekân-karakter ilişkisine vurgu yapıyor. Kendi ebeveynlerinin başrolleri paylaştığı kurguda, birliktelikleri için ne geçmişten ne de günümüzden medet umabilen yaşlı bir çiftin dinamiğindeki melankolik ağırlığı izliyoruz.

Flying Padre
Yönetmen: Stanley Kubrick

Bu kısa belgeselinin aldığı takdirlerden sonra “İşte tam bu noktada, film sektöründe tam zamanlı çalışabilmek için Look’taki işimden ayrıldım” diyen Kubrick; hobi olarak -ya da ekspres ambulans niyetine- Piper Cub adlı bir hava taşıtı ile seyahat ettiği için kilise cemiyeti tarafından “Flying Padre” diye anılan Fred Stadtmueller adlı din insanının iki gününü anlatıyor. Kubrick’in uzay sevdasından önce, gökyüzünden bir hikâye anlatması şaşılası değil.

The Door
Yönetmen: Ava DuVernay

Miu Miu’nun kadın yönetmenlerle kadın hikâyelerini anlattığı Women’s Tales serisinin beşinci filmi The Door, When They See Us yönetmeni Ava DuVernay’den geldi. Filme ismini veren ev kapısının “gerçekten kim olduğumuza açılan yolu” temsil ettiğini belirten yönetmen; müzik klibi ve defile videosu estetiğini, sanat filmi sinematografisi ile yoğuruyor.

Charlotte et Son Jules (Charlotte and Her Jules)
Yönetmen: Jean-Luc Godard

Godard, Jean Cocteau’ya selam çakarak arkadaşının Le Bel Indifférent oyununu, karakterlerin rollerini değiştirerek filme uyarlıyor. Jean-Luc Belmondo ve Anne Collette’in başrolü paylaştığı filmde, ayrılık aşamasındaki bir çiftin ilişki geçmişleri, karakter hataları ve yeni bir adam hakkındaki tartışmalarını izliyoruz.

Exploda Minha Cidade (‎Blow Up My Town)
Yönetmen: Chantal Akerman

Bir mutfak, bir duygu karmaşasını ne kadar kaldırabilir? Akerman’ın, Pierrot Le Fou’nun son sahnesinden esinlenerek yazdığı, yönettiği ve oynadığı kısadaki tek kişilik hikâye anlatımı, karakterin hareketlerine yüklemeye çalıştığımız anlamlarla zenginleşiyor. 

Wasp
Yönetmen: Andrea Arnold

Bu kısa metrajıyla 2004’te En İyi Kısa Film dalında Oscar kazanan Arnold, ileriki yıllarda Fish Tank ve American Honey ile ergenlik dramlarını en gerçekçi şekilde sinemaya taşıyan günümüz yönetmenlerinden biri oldu. Yönetmenin memleketi Dartford’da çektiği film, geçim sıkıntısı yaşayan dört çocuklu bir kadının, bir randevu uğruna söylediği yalanla kıvılcım alan olay örgüsünü konu alıyor.

Who’s Afraid of Ai Weiwei
Yönetmen: Alison Klayman

Gazetecilik kariyerini sinemayla birleştirip araştırmacı soruşturmacı belgeseller meydana getiren Klayman, politik sanatçı Ai Weiwei’in Pekin Olimpiyatları’na kafa tutmasının izini sürüyor. Hızını alamayan yönetmen, bundan bir yıl sonra Ai Weiwei: Never Sorry adlı uzun metraj belgesele de imza attı.

Our Deal
Yönetmen: Drew Barrymore

Kamera arkasından ziyade, daha çok kamera önünde görmeye alışık olduğumuz Barrymore, Chloë Grace Moretz, Donald Glover, Shailene Woodley ve daha birçok ünlü ismi birleştirerek Best Coast grubunun parçasına kısa film niteliğinde bir video klip hazırladı. West Side Story’yi 2000’ler Amerikan çete kültürüne adapte eden Barrymore, düşük bütçeli bir “kavuşamayan aşıklar” portresi çiziyor.

Weighting
Yönetmen: Brie Larson ve Dustin Bowser

Öyle bir şiddetli geçimsizlik senaryosu düşünün ki, yanan mumlarla dolu bir doğum günü pastasını çantaya atmak “normal” olsun. En İyi Oyuncu dalında Oscar ödüllü Larson’ın, özel efekt sanatçısı Dustin Bowder ile güçlerini birleştirdiği kısa, derdini birbirine anlatamayan iki kişinin ayrılmadan önceki son anlarını absürt komedi tadında ele alıyor.