212 Photography İstanbul festivali kapsamında Ebru Yıldız kürasyonuyla kapılarını açan Spot Işıklarının Ardında: Müzik Dünyasının Hikayesi / Beyond the Spotlight: Chronicles in Music History sergisi, müzik fotoğrafçılığının geride kalan 50 yılından ikonik kareleri aynı odada bir araya getiriyor. Kimisi özel seriler, kimisi müzik basını, kimisi albüm promoları ve kapakları için çekilmiş; sadece bir ânı ölümsüzleştirmekle kalmayıp müziği hikâyeleştirme misyonu gören 100’ü aşkın fotoğraftan oluşan sergi 28 Ekim’e dek ziyarete açık. Eğer İstanbul’daysanız, kaçırmayınız.
Bob Gruen’den Jill Furmanovksy’ye 19 fotoğrafçının katılımcısı olduğu sergi, müthiş bir kapsama alanına sahip. Çekim merkezi New York ama Los Angeles ve İngiltere’den de fotoğrafçılar var. Bir şekilde müzikle temas kurmuş hemen herkesin aşina olacağı “efsane” fotoğraflar da yeni nesil fotoğrafçıların merak uyandıran estetik tercihlerini deneyimleyebileceğiniz seçkiler de mevcut.
Galata Rum Okulu’nun ikinci katında konumlanan sergi, müziğin yakın tarihinin farklı kıvrımlarına yakından bakış imkânı sunuyor. Godlis ve Roberta Bayley gibilerinin kadrajından 70’ler New York’unda punk rock’ın filizlendiği CBGB’nin atmosferini soluyabiliyorsunuz örneğin. Ya da 2000’ler başında şehrin alternatif müzik kültürünün ikinci dalgasının ortalığı kasıp kavurduğu zamanları bilfiil yaşamış Pieter Van Hattem, Colin Lane gibilerinin o dönemi tanımlayan fotoğraflarıyla ilk MP3 çalarınızı hatırlayabiliyorsunuz.
Serginin en heyecan verici konuklarından Frank Ockenfels III’ün “yalnızca kendisi için hazırlamış olduğu” kolajlardan oluşan sketchbookların kapladığı duvarın -ki bu duvar tek başına bir sergi olabilecek nitelikte- içinde kaybolmak büyük bir haz yaşatıyor. Keza Janette Beckman rehberliğinde hip hop’ın altın çağına bakış atmak, Steve Gullick ve Michael Lavine’in grunge döneminden anıtsal karelerinin, Luz Gallardo’nun duyguyu ön planda tutan muğlak kurgularının karşısına geçmek de öyle.
Kısacası Spot Işıklarının Ardında, İstanbul’da müzik ve müzik fotoğrafçılığına dair hayata geçirilmiş en nitelikli sergilerden. Bu harika koleksiyonu, nefis baskılar ve incelikli bir sunumla ayağımıza getirmek büyük emek istiyor elbette. Başta küratör Ebru Yıldız ve festival ekibi olmak üzere, Spot Işıklarının Ardında sergisini mümkün kılan herkesin büyük bir özveriyle çalıştığı ortada.
Bu fotoğraflar ister istemez bazı sesleri çağrıştırıyor; ardındaki hikâye ya da fikirleri öğrenme isteği uyandırıyor. Bazıları için merakımızı gidermek adına, Spot Işıklarının Ardında sergisinden 10 kareye ilişkin, birinci ağızdan anekdotlar derledik.
Bob Gruen
“Bir sabah Led Zeppelin‘le Pittsburgh’e gitmek üzere Lisa Robinson’la buluşmamı söyleyen bir telefon aldım. Ona Pittsburgh’e nasıl gideceğimizi sordum, o da ‘onların kendi uçağı var’ dedi. Havaalanına geldiğimizde Lisa uçakla bir fotoğraf çekmemizi önerdi; grup kanat tarafına doğru yürüdü ve birkaç saniyeliğine poz verdi… Bir düzine kare çekebilecek kadar bile zamanım yoktu ama bu, 70’lerin aşırılığına dair en ikonik fotoğraflardan biri oldu. Uçağın çok büyük oluşundan dolayı fotoğrafa sığamamasını ve bu düğmelerini bile iliklemeyen genç çocukların ona sahip olmasını seviyorum!”
2024, Spot Işıklarının Ardında sergisi için anlatıyor
Godlis
“O zamanlar Boston’a döndüğümde, insanlara çektiğim fotoğrafları gösterdiğimi hatırlıyorum. Onlar da ‘Vaktini ve yeteneklerini niye grupları fotoğraflayarak harcıyorsun?’ derlerdi. Bunun sadece gruplardan ibaret olmadığını, vaktimi gerçekten ‘harcadığımı’ düşünmediğimi söylerdim ben de. Bir stil geliştirdiğimi ve o sıralar gelişmekte olan bir sahneyi belgelemeye çalıştığımı düşünüyordum. Ama Patti Smith’i, onu deneyimlememiş birilerine nasıl anlatabilirsin ki? Patti oradaydı, Television oradaydı, Ramones oradaydı, Blondie oradaydı. Ama hepsi birçok insan için yeniydi o zamanlar. 1976’da Boston’a dönmek, zamanda geriye gitmek gibiydi. Bazı gruplar vardı ama daha gerçek olmamışlardı, bildiğimiz punk anlamında. Birlikte okula gittiğim başka fotoğrafçılar, CBGB fotoğraflarını gösterdiğimde onları pek anlamazdı. Bir Ramones 45’liği çalardım ve ‘Ahhh, sen kötü grupların fotoğraflarını çekiyorsun.’ derlerdi. Ha!”
2019, Please Kill Me röportajından.
Janette Beckman
“Punk ve hip hop arasında çok fazla benzerlik vardı. Rapçiler de punklar da kötü ekonomilerden, daha önce sesleri işitilmemiş çocuklardan geliyordu. Sex Pistols’ı ‘No Future’ söylerken dinleyin, sonra da Grandmaster Flash’in ‘The Message’ını dinleyin, ortaklıkları hemen fark edeceksiniz. Hepsi yaşantılarının nasıl olduğunu anlatıyor.”
2021, W Magazine röportajı
Steve Gullick
“My Bloody Valentine ile 1990’da yaptığım çekim ilk büyük işimdi. Bir müzik gazetesi için çalışırken, genellikle oldukça kısa bir vaktin oluyor ve genellikle de grubun hemen olduğu yerde veya oldukları yerin 100 metre ötesinde çekim yapıyorsun. Örneğin My Bloody Valentine’ın prova odasına gittim ve oradaki koltukta otururlarken ve koridorda fotoğraflarını çektim… Dışarıda fotoğraflarını çekmeyi çok istiyordum çünkü çok güzel ve güneşli bir gündü, ama bu konuda çok isteksizlerdi. Hatta… Sen onların hiç dışarıda oldukları bir fotoğraf gördün mü? [John Robb’a soruyor.]”
2013, İstanbul Calling – EMERGENCE sergisi açılışı, John Robb – Steve Gullick sohbeti
Jill Furmanovsky
“Tom Waits, albümünün tanıtımı için yapılacak fotoğraf çekimlerine çok iyi hazırlanmış bir şekilde gelmişti. Buluşacağımız restorana vardığında arabasının bagajında bazı objeler vardı. Çekim yapacak her fotoğrafçı için başka şeyler getirmişti. Benimle yapacağı çekim için Oddities isimli bir kitap, hırpalanmış bir trompet ve bahçe eldivenleri vardı. Elleri de biraz yıpranmış görünüyordu, muhtemelen evinde bahçe işleri yapıyordu o sıralar.”
“Nazik bir şekilde döküntü arabasıyla Santa Rosa’nın etrafında dolanmayı teklif etti ve beni enteresan lokasyonlara götürdü – mesela eski tren raylarına. Geniş bir çeşitlilikte fotoğraflar yakalayabilmemi mümkün kılmak için gerçekten çok çaba sarf etmişti. Onun basınla uğraşmayı sevmediğini duyduğum için bana çok şaşırtıcı gelmişti. Size baştan söyleyeyim, eğer Tom Waits’in çekilmiş tüm fotoğraflarını arayacak olursanız, hepsinin harika olduğunu göreceksiniz. Görsel dilinin gücünü açık bir şekilde biliyor.”
2020, Rock’s Backpages podcast
Ebru Yıldız
“Laurie Anderson… Onunla, çaldığı bir festivalde çekim yapmam gerekiyordu ve konseri sırasında Yoko Ono’nun bir röportajında Trump hakkında gelen bir sorunun ardından çığlık atmaya başlayıp hiç durmayışından çok fazla ilham aldığını söylemişti. Ona göre bunun iyileştirici bir hissi vardı… Sonra herkesten çığlık atmasını istedi ve bu çok da etkileyici bir andı. Festival sürecinde ortalıkta dolanırken sürekli olarak çekimi yapabilirsek ondan çığlık atmasını isteyeceğimi tekrar ederek kendimi gaza getirdim. Sonunda onunla çekim yapabildim ve ondan çığlık atmasını isteme cesaretini buldum; o da çığlık attı. Aşağı yukarı beş karemiz vardı ama ben en favori fotoğraflarımdan birini çekmiştim. Meğer o da gerçekten bu fotoğrafı sevmiş; benden albümü Landfall’un tanıtım fotoğraflarını da çekmemi istedi. Albümün tamamında devam eden bir su teması var ve ben de fotoğrafların bir şekilde bunu yansıtmasını istedim. Suyun altında olma hissini verebilmek için yeşil ve mavi tonlarını ve yumuşak, dağınık bir bakış tercih ettim.”
2024, Soho House’da gerçekleşen “Müzi̇k Fotoğrafçiliğina İçeri̇den Bakiş” söyleşisi.
Clay Patrick McBride
“En sevdiğim fotoğrafım? Bu zor bir soru çünkü sen de değişiyorsun, işinle kurduğun ilişki de değişiyor. Geçen hafta çektiğin bir şeyin hayatındaki en iyi fotoğraf olduğunu düşünebilirsin ama kısa bir süre sonra ondan nefret de edebilirsin. […] Jay Z ve Kanye’nin bir dizi klasik fotoğrafını çektim. Hem Jay’in hem Kanye’nin hikâyelerinin hem de hip hop mirasının çok büyük bir parçası oldular. Bir gün toprağın altında çürüyeceğim ama o fotoğraflar hâlâ bazı insanların kalbinde olmaya devam edecek.”
2018, ZEISS Camera Lenses YouTube kanalı
Frank Ockenfels III
“Işık her zaman fotoğraflarımda belirleyici olmuştur. Bir anlamda sürekli bir şeyler deneyerek ışık hakkında daha fazla şey öğrendim. ‘Bunu buraya çeksek nasıl durur?’ gibi denemeler. Bu fotoğraf da iyi bir örneği. Trent Reznor o zamanlar bazı ruhsal sıkıntılar yaşıyordu, makalede de intihara meyilli olabileceği yönünde bir şeyler söylüyordu. Çektiğim her fotoğrafta asistanım ışığın yerini değiştiriyordu. Filme çektiğimiz zamanlardı, baskılara bakarken eşim gelip ‘Bunu planlı bir şekilde mi yaptın?’ diye sormuştu. Anlamadım. ‘Kendini asmış gibi görünüyor’ demişti. Bu asla niyetimiz değildi! Tek bir fikre sıkışıp kalmadan bazı şeylerin yerlerini değiştirip çılgın şeylerin olmasına izin vermemizle mümkün oldu.”
2024, School of Visual Arts YouTube kanalı, “An Introspection of 40 Years and Counting“
Colin Lane
“Esas çekimi bitirdikten sonra, gruba Central Park’taki Essex House Hotel’in terasına gizlice çıkmayı teklif ettim. Geçmişte oraya ne kadar çok kez sızdığımı hatırlamıyorum, başkalarıyla birlikte şehirde yapmayı en sevdiğim şeydi. Terasa ulaştığımızda yakalanmıştık. Sigara molasındaki bir otel çalışanı, orada bulunmak için iznimiz olmadığını söylemişti. Çok utanç verici bir andı. Gruptakilerin benim koca bir dallama olduğumu düşünmesinden korkuyordum ama onlara yakınlarda başka bir teras olduğunu söylediğimde benimle birlikte geldiler.”
“Grand Central terminali yakınlarında bir terasa tırmandık, New York şehir merkezi ve Empire State Binası’na bakıyordu. Güneş, şehrin üzerine doğru batarken bir seri müthiş fotoğraf çektik. Sanırım bu deneyim sebebiyle aynı yıl RCA ile anlaştıktan sonra da The Strokes benimle iletişimde kalmaya devam ettil.”
2018, The Guardian röportajı
Roberta Bayley
“CBGB’de kapıda çalışmaya başladığımda Television çalıyordu ve ben onların dünyadaki en büyük grup olacaklarını düşünüyordum. Bilet satıp parasını almaya çalıştığım herkese de bunu söylüyordum. Blondie’nin bu kadar başarılı olacağı aklımın ucundan geçmezdi çünkü o zamanlar baya korkunçlardı. The Ramones’un da çok büyüyeceğini düşünürdüm. Hatta The Ramones’un Bay City Rollers; Television’ın da bir sonraki The Rolling Stones olacağına inanırdım. Meğer çok safmışım.”
2022, Greasy Kid Stuff Magazine röportajı