Uçuk hayallerin ağırlığı: Dreamin’ Wild

Yazı: Utkan Çınar

Müzikleri, üretildikten onlarca yıl sonra geniş kitlelere ulaşan Donnie ve Jon Emerson kardeşlerin hikâyesini anlatan Dreamin’ Wild, dünya prömiyerini 79. Venedik Film Festivali’nde yaptıktan yaklaşık yarım yıl sonra, Ağustos 2023’te vizyona girdi. Bill Pohlad’ın yazıp yönettiği filmin oyuncu kadrosunda Casey Affleck, Walton Goggins, Zooey Deschanel, Beau Bridges ve Chris Messina bulunmakta.

*Bu yazı henüz Dreamin’ Wild filmini izlememiş olanlar için bazı sürprizleri bozabilir.

Zaman dilimi ve mekân

2011’de Emersonların albümünün keşfedilip yeniden basıldığı dönemle açılışı yaparken, albümün kaydedildiği 1979 yılına da flashbacklerle uğruyoruz.

Konu nedir?

Donnie ve Joe Emerson kardeşlerin, babalarının da desteğiyle, sırasıyla 15 ve 17 yaşlarındayken kaydettikleri Dreamin Wild isimli albümün 30 yıl kadar sonra yeni bir kuşak tarafından keşfedilmesiyle beklemedikleri bir ilgiye mazhar olmalarını izliyoruz. 

İzlemeden önce bilmemiz gerekenler

Yönetmen Bill Pohlad, Brian Wilson’ın iki ayrı dönemini anlatan gayet başarılı ilk filmi Love & Mercy (2014) ile dikkatimizi çekmişti. Müzikal biopik konusunda dikkat çekici bir isim olacağı belliydi. Dreamin’ Wild da konusuyla tam onun kulvarında bir iş. 

İlk intiba?

Açıkçası tüm Hollywood klişelerine sahip bir peri masalı havasıyla başlasa da Casey Affleck, Walton Goggins ve 80 yaşında hâlâ formunda bir Beau Bridges’in aralarındaki kimyayı görünce devam etme dürtüsünü hissediyorsunuz.

En çok neyi sevdin?

Oyuncular… Özellikle Casey Affleck’in nüanslı oyunculuğu filme derinlik veriyor. Genelde “büyük ve gürültülü” karakterleriyle tanıdığımız Walton Goggins ise sade ve sakin performansıyla yine çok iyi. Emerson kardeşlerin gençliğini oynayan Noah Jupe (Honey Boy ve A Quiet Place’ten hatırlayabilirsiniz) ve Jack Dylan Glazer da gayet uyumlular. Ayrıca el kamerasıyla kotarılmış canlı performans görüntüleri de filme ihtiyacı olan dinamizmi katıyor. 

En az neyi sevdin?

Kadın karakterler, özellikle Zooey Deschanel çok zayıf kalmış. Evet başrol değiller ama diğer kadın karakterlerin de daha derinlikli olmalarını bekleyebilirdik. Bechdel testini geçemiyor maalesef. 

En çok hangi sahneye yükseldin?

İki adet Casey Affleck’li sahnemiz var. Başlarda Light in the Attic plak şirketinin kurucusu Matt Sullivan (tek boyutlu bir Chris Messina) albümlerinin ne kadar sevildiğini anlatırken, Affleck’in yüzüne odaklı kameraya karşı sıkılarak konuşmaları dinlediği sekans ve yıllar sonra yeniden eski şarkılarını çalarken sahnede yaşadığı buhran gayet iyi resmedilmiş. 

Modunu nasıl etkiledi?

Emerson biraderlerle aynı yaşlarda müzik, beste yapmaya başlamış ve uçuk hayallere sahip biri olarak tabii ki özdeşleşme kurma şansım oldu. Şakayla karışık, albüm yapacağım diye ailenin parasını yememiş olmaktan da mutlu oldum tekrardan.

Karakterlere dair neler söyleyebilirsin? 

Affleck’in Donnie Emerson karakterinin yıllar sonra gelen tanınma ve ilginin baskısını ve ezikliğini hissetmesi filmin en güçlü yanıydı. Ona kayıtsız şartsız destek olan ailenin de yarattığı baskı biraz sıra dışı gelse de oldukça gerçekçi olduğunu düşünüyorum. Emersonların ilk gençliklerinde kaydettikleri, gerçekten de dahiyane bir basitliğe sahip, pek güzel müziklerin geç de olsa geniş çevrelerce keşfedilme şansını bulması filmin “mutlu son”unun da klişeye dönüşmemesini sağlıyor. 

Kimler sever?

Gençken müzikle ilgilenen, enstrüman çalan herkesin tanıdık bulacağı öğeler var filmde. 

Bunu seven şunları da sever 

Pohlad’ın ilk yönetmenlik denemesi Love & Mercy’i burada tekrardan hatırlatalım. Cameron Crowe’un Almost Famous’u da müzikal atmosferiyle akla gelen işlerden. Casey Affleck’in pişmanlık dolu yüzünü dolu dolu yaşamak için de Manchester By the Sea’yi önerebiliriz. Coen Kardeşler’in Inside Llewyn Davis’ini de es geçmeyelim. 

Soru işaretleri / varsa açtığı tartışmalar … 

Herhangi bir sanat dalıyla uğraşmanın, özellikle ülkemizde de, her zaman masraflı ve riskli bir iş olduğu doğru. Ailenin duygusalın desteğinin yanı sıra finansal desteğine de ihtiyaç duyuyor özellikle müziğe ilgi duymaya başlayan gençler. Bu sonsuz dilemmaya gerçekçi bir şekilde parmak basması önemli filmin. 

Yazara / yönetmene bir soru soracak olsan ne olurdu?

Baba fenalaştığında annenin ona “banka ve ödemeler, çok oldu” demesi ve Donnie’nin de bunu görmesi sahnesine gerek var mıydı? Sanırım bunu anlayacak kapasitesi vardır seyircinin. Böyle kör göze parmak sahneler maalesef bütün filmin saygınlığına gölge düşürebiliyor.