Eren Göktürk'ün bir milyon kelimeye bedel kurguları: Pictures

İşlerinde günlük yaşamdan kurgusal sahnelere odaklanan İstanbullu fotoğrafçı Eren Göktürk, ilk kişisel sergisi Pictures ile sinematografik hikâye anlatıcılığından 13 örneği bir araya getiriyor. Pictures sergisi, Beyoğlu merkezli OG Gallery’de 8 Haziran’a kadar ziyarete açık.

Two Monkeys in the Kitchen, 2023

“Bir resim bin kelimeye bedeldir” ifadesinin kökeni muhtemelen yayıncılık ticaretine dayanıyor – 1911’deki bir matbaa tarifesi, bir resmin değerini bin kelimeye eşdeğer olarak değerlendiriyor. Bu ifade, Amerikalı editör Arthur Brisbane (1864-1936) tarafından 1916’da New York Evening Journal’da yayımlanan “İyi Bir Gazete Nedir” başlıklı yazısında “bir milyon kelimeye bedel” şeklinde kullanılıyor: “Haber ve mizahın ardından iyi resimler gelir. Bu aceleci devirde gözümüzle öğreniyoruz ve bir resim bir milyon kelimeye bedel olabilir.”

Göktürk’ün ilk kişisel sergisi Pictures, altı yıllık bir süreyi kapsayan işlerinden bir seçki olan 13 büyük ölçekli sinematografik fotoğrafı bir araya getiriyor. Her kare çevre bilinci, kentleşme, felsefe, sinema, fotoğraf tarihi ve edebiyatı referans alarak detaylı bir dikkatle oluşturuluyor, tıpkı tuvalde çalışan bir ressam gibi. Bu deyim ilk kez ortaya çıktığından bu yana yüz yıl geçmiş olmasına rağmen, ortalama bir kişi artık günde binlerce misli fotoğraf tüketiyor, ancak daha endişe verici olan tüketimin kapsamı ve genişliği olarak karşımıza çıkıyor.

Pictures sergisini mekânsal olarak meydana getiren yer büyük çoğunlukta İstanbul, ancak hiç olmadığı kadar küresel ve çok yönlü referanslar taşıyor. Tüketim kültürü, 2000’li yılların ardından doruğa ulaşırken, kağıt bardak hızlı yaşamın sembolü haline geliyor, fiber internet kabloları şehir manzarasının bir parçası oluyor ve bu hızda, bir resim bir milyon kelimeye bedel oluyor. Göktürk’ün bilinçli yerleştirmeler uyguladığı  kompozisyonlarında, ışık vurulmuş ve gölgelerde gizlenmiş eşyalar, Göktürk’ün anlatısına dramatik bir hayat veriyor, milyonlarca kelimelik hikâyelerinin anlatıcısı oluyor.

Eren Göktürk’ün geniş, hikâyeleştirilmiş dünya inşasında hiçbir şey tesadüfi gelişmiyor. Her raf, kaldırım kenarı, dal ve çayırlık, detaylara saklanmış kasıtlı öğelerin arka planını oluşturuyor. Dünya hızla ve sık sık anlamlı katkımız olmadan değişiyor; Pictures, Göktürk’ün buna karşı kasıtlı olarak müdahale alanını kurduğu ve uygulamaya geçirdiği işleri gösteriyor.

The Keeper, 2024