Gün yüzüne çıkmamış Michael Crichton eserleri hem sinema hem televizyona uyarlanıyor

Michael Crichton ismini daha önce işitmemiş olabilirsiniz ama şüphesiz eserlerini, o eserlerden üretilen sayısız film ve diziyi, yazarın popüler kültüre etkilerini çok iyi biliyorsunuz. Jurassic Park serisi, ER dizisi, kıyamet filmi Twister ve 1973 tarihli Westworld; onun yetenekli ellerinin, bilim ve teknoloji altyapısının, kıskanılası hayal gücünün ürünleri. Sadece yedi romanla bilim kurgu türünü yeniden şekillendiren yazarı 2008’de lenf kanseri nedeniyle kaybetmiştik. Yaşanan son gelişmeler, Crichton’ın sinema ve televizyon endüstrilerine katkılarının devam edeceğine işaret ediyor.

Eserlerinin haklarını elinde bulunduran CrichtonSun’ın açıkladığına göre, birçok merhum yazar gibi gün yüzüne çıkmamış sayısız el yazması varmış kendisinin. Bu çalışmaları büyük ve küçük ekrana taşıyacak projeler geliştirmek amacıyla Range Media Partners isimli şirket ile iş birliğine gidilmiş. Yazmaların içeriği açıklanmasa ve henüz kesinleşmiş bir proje olmasa da; iddialı, büyük bütçeli prodüksiyonlara imza atılacağını öngörmek zor değil.

Devam filmleri, diziler ve bilgisayar oyunlarıyla Jurassic Park’ın stüdyolar için hâlâ büyük bir kazanç kapısı olduğunu hesaba katarsak, elbette şaşırtıcı olmayan bir karar var karşımızda. Eski ve yeni oyuncuları bir araya getirecek Jurassic World: Dominion’ın 2021’de vizyona gireceğini, Jurassic World: Camp Cretaceous’un eylül ayında yayın hayatına başladığını, Universal Studios’un bu evreni çeşitli tema parklarıyla yaşattığını anımsatalım.

Tekno-gerilim edebiyatı ve Michael Crichton

Michael Crichton’ın başarısının sırrı yalnızca yeteneklerinde değil, eğitiminde de saklı. Gençliğinden beri yazarlığa ilgi duyan Crichton hem çok zekiydi, hem de oldukça kuvvetli bir kaleme sahipti. Henüz on dört yaşındayken New York Times’ta geziyle ilgili bir köşenin sahibiymiş mesela. 1960’ta Harvard’ı kazanmış, doktor olmayı istememesine karşın öğretmenlerinin baskısıyla Harvard Medical School’a kaydolmuş. Aldığı tıp eğitimi, bilime olan ilgisi ve teknolojiye hâkimiyeti, edebiyat anlayışını şekillendi. Tüm bu altyapıya rağmen, yazım süreçleri öncesi yaptığı kapsamlı araştırmalarla ünlüydü.

“Tekno-gerilim” olarak adlandırılan bir alt türe dâhil edilebilecek romanları genellikle teknolojinin taşıyabileceği tehdit ve tehlikeleri, insanın onunla imtihanındaki fiyaskoları ele almakta. Crichton’ın eserleri karmaşık bilimsel terminoloji ve teorileri daha sıradan terimlerle açıklayabilmesi, bunları başarıyla kurgunun unsuru hâline getirebilmesi ve her profilden okuyucuya hitap edebilmesiyle meşhur. Jurassic Park’ta gen mühendisliği ve kaos kuramını, The Andromeda Strain’de biyotehlikeyi, Timeline’da kuantum mekaniğini, Prey’de nanoteknolojiyi kurgu unsuru olarak çıkarmıştı karşımıza.

En ünlü eseri Jurassic Park’ın ilham kaynağı sorulduğunda şu sözlerle cevap vermişti: “Bir müzeye gittim ve bir gösteri yaptılar. Altı yaşından fazla olmayan küçük bir çocuk vardı. Ayakları yere değmiyordu bile. Her dinozora gösterdiklerinde ‘Tyrannosaurus!’, ‘Stegosaurus!’ diye bağırıyordu. Bunu bir saat boyunca yaptı ve ben ‘Dinozorlarla ilgili bu kadar büyüleyici olan ne?’ diye düşündüm. İşte o zaman Jurassic Park’ı yazmaya karar verdim.”

Yazı: Merdan Çaba Geçer