Modern toplumun benmerkezci algılarına dair: Hammer, ilk kez İstanbul’da

Yazı: Melis Tire - Fotoğraf: Tilo Stengel

GöteborgsOperans Danskompani, Alexander Ekman’ın cesur koreografisiyle sahneye taşıdığı Hammer performansıyla İstanbul’a geliyor. 20’den fazla ülkeden 38 dansçı ile sahnelenen performansı, 22-23-24 Mayıs tarihlerinde Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde izleyebilirsiniz. Biletler burada

Alexander Ekman hakkında

Çağdaş dans sahnesinin en özgün koreograflarından biri olan Alexander ekman, kariyerine prestijli Cullberg Balesi’nde dansçı olarak başladı. Ardından kendi koreografik dilini geliştirerek dünyanın dört bir yanından saygın dans topluluklarıyla çalıştı. Uluslararası alanda adını övgü dolu cümlelerin öznesi yapan eseri ise Cacti (2010) oldu. Toplumsal baskıların eleştirel ama mizahi bir anlatımla sahnelendiği performans, Nederlands Dans Theater, Sydney Dance Company gibi topluluklar tarafından sahnelendi.

Ekman’ın sihri, dans ve sahne tasarımını harmanlayarak yarattığı atmosferlerle ortaya çıkıyor. Örneğin 2014’te Royal Swedish Ballet için sahneye taşıdığı A Midsummer Night’s Dream, su dolu bir sahnede geçiyor ve canlı performans unsurlarını doğaçlama ile birleştiriyordu. Paris Opera Balesi’nde sahnelenen ve baleye dair genelgeçer tabuları yıkan Play (2017) de Ekman’ın kabarık külliyatının bir başka zirve noktası oldu. 

Her işinde hareketin ritmi eşliğinde psikolojik yorumlamalar yapan Ekman, bugüne dek 50’ye yakın eser yarattı. Hammer ise GöteborgsOperans Danskompani için yaptığı üçüncü çalışma.

Hammer 

İzleyicisine sahte maskeleri kırıp, “beğeni” yerine gerçek yaşamı seçme konusunda ilham veren Hammer, sahnelendiği her şehirde kapalı gişe oynuyor. İsveçli koreografın modern toplumdaki benmerkezci algıları masaya yatıran iki perdelik işi, dansın ötesine geçerek içsel bir yolculuk yaşatıyor. En azından çevrimiçi ve çevrimdışı dünyalar arasında sıkıştığını hissedenler için…

Hippilerden ilham alan, “fedakâr” bir yaşam tarzını benimsemiş bir topluluk performansın ilk perdesinin odağında. Birlikte oyunlar oynayan, şarkılar söyleyen, hayatın tadını çıkaran bu topluluğun yavaş yavaş modern çağa doğru ilerleyişi, her yerde gözetim altında olan bir yaşam biçimine evrilmesini izliyoruz. Bireysellik, ego gibi kavramlar ön plana çıkmaya başlıyor. İkinci perdede ise bambaşka bir düzlemde, yalnız yaşamaya adapte olmuş bir grup insanla tanışıyoruz. Performans ilerledikçe imaj odaklı varoluşlarından uzaklaşıp, tekrar paylaşımcı ve bir arada olmaya dönüşlerine ortak oluyoruz. 

Etkileyici görsel estetiği ve enerjik performanslarıyla övgüler toplayan Hammer, GöteborgsOperans Danskompani’nin en büyük gişe başarılarından biri olarak dikkat çekmekte.