Mark Parker, Hiroshi Tinkerfield ve Tinker Hatfield ile HTM üzerine

HTM’in İçerik Tasarım Kurucusu Hiroshi Fujiwara, Nike Kreatif Konseptler Başkan Yardımcısı Tinker Hatfield ve Nike Kurucu Başkanı ve CEO’su Mark Parker, 2002’de bir araya geldikleri HTM’in detaylarını anlattı.

26 Mart’taki Air Max günü öncesinde, geçtiğimiz hafta New York’ta yeni teknolojiler ve tasarımlarını paylaşan Nike’ın üç önemli tasarımcısı Hiroshi Fujiwara, Tinker Hatfield ve Mark Parker, bir araya gelerek oluşturdukları HTM’in başlangıç hikayesini ve merak edilen detayları anlatıyor.

Picture1

“HTM’nin ilk Mark’ın fikri olduğunu söyleyebilirim.”

Hiroshi Fujiwara: Mark’la ilk veya ikinci karşılaştığımda, (onun CEO olmasından önce) “Nike ile ilgili bir şey yapacak olsan, ne yapardın?” diye sormuştu. Bazı modelleri geliştirmeye yardımcı olabilirim, diye cevap vermiştim.
Mark Parker: Japonya’ya çok gidiyor ve Hiroshi ile görüşüyordum. Doğal olarak, Tinker ve ben Nike AirMax 1, Air Trainer 1, ACG, Jordans vb. projelerde yıllarca birlikte çalışmıştık. Hiroshi’yle birlikteyken, ürün ve tasarım hakkında konuşmak için çok zamanımız oldu.  Bu yüzden, bir noktada, oturup fikirler hakkında konuşmak yerine, bunları eyleme dönüştürmemiz ve bir şeyler yapmamız gerektiğini hissettik.
Tinker Hatfield: HTM’nin ilk Mark’ın fikri olduğunu söyleyebilirim. Şimdi geriye dönüp baktığımda, bunun onun için en uygun proje olduğunu anlıyorum. İnsanları bir araya nasıl getireceğini çok iyi biliyor.
Mark Parker: Her zaman, en iyi ortaklığın gerçek bağlarla kurulduğuna inanmışımdır. İşte HTM’in kuruluşu böyle oldu. Organik oldu, anlayacağınız.
Hiroshi Fujiwara: Diğer şirketler işbirliklerini ifade eden kısaltmalar kullanıyorlar, bu yüzden proje adı için Hiroshi, Tinker ve Mark’ı temsil eden HTM’yi seçtim.  Açıkçası seçimi yaparken resmi bir ad olarak kalacağı hiç aklıma gelmemişti.
Mark Parker: Adlarımızın baş harflerini içine koyarak projeye, çoğu insan için ilk bakışta hiçbir şey ifade etmeyen isim verdik.  “HTM” her birimizin süreçteki izini ifade eden sade bir isim oldu.

Picture2

“Ayakkabıyı ilk lanse ettiğimizde sınırlı sayıda ürettik bu yüzden bilinirliği sınırlı kaldı. Hatırladığım kadarıyla kısa bir süre sonra Hiroshi onu HTM’ye getirmek istedi.”

Mark Parker: Sock Dart, dairesel örgü makineleriyle oynarken Tinker’in ekibinden çıkmıştır. 80’lerin ortalarındaki Sock Racer ile başlayan çorap benzeri ürün yolculuğunun gerçekten bir parçasıdır.
Tinker Hatfield: Bu proje, dairesel örgü içeren ve herkese ayakkabı tasarımının geleceği olacağını söyleyip durduğumuz zorlu bir projeydi. Ayakkabıyı ilk lanse ettiğimizde sınırlı sayıda ürettik bu yüzden bilinirliği sınırlı kaldı. Hatırladığım kadarıyla kısa bir süre sonra Hiroshi onu HTM’ye getirmek istedi.
Hiroshi Fujiwara: Daha sonra, gördüm ki Japonya’da satılıyor. Bu ayakkabının futuristik ve ilginç olduğunu ve bunu geri getirmemiz gerektiğini Mark ve Tinker’a tekrar tekrar söyledim. Böylece HTM ile onu geliştirmeye karar verdik.
Tinker Hatfield: Bu tür bir projeye katılma nedenlerimden biri, kimsenin dikkat etmediği bazı hazineleri gün yüzüne çıkarma fırsatı sunması. Bunu yaparak, geleceğin tasarımı ile ilgili düşünceyi tetikleyebilirsiniz. Biz örgü ile çok fazla çalışmaya başladıkça ve bu da gelişmiş, futuristik bir ayakkabı ile sonuçlandıkça, Sock Dart insanların bazı gelecek projeleri yeniden düşünmelerine yardımcı oldu.
Mark Parker: Bu gelişme Flyknit ile nihayetinde bir düz örgü yapısı haline gelen duruma doğru önemli bir adımdı. Böylece yine, şirkette başka bir kıvılcım çakacak şeyler üzerinde çalışıyorduk.
Hiroshi Fujiwara: HTM, etrafımız olan şeyleri güncellemekten çok, yeni fikirleri ilk olarak ortaya koyar hale geldi.

flyknit


“Flyknit ayakkabılar çok basit görünüyordu ama inanılmaz tekniktiler. Teknolojinin ne kadar inanılmaz bir şey olduğunu anlamıştım.”

Mark Parker: Flyknit’in İnanılmaz potansiyelini hemen görebiliriz.  Performans mühendisliğinin kurallarını yeniden yazdığımız ortadaydı.  Kesip dikmek yerine Flyknit kullanarak yapabileceğimizi gördüğümüz an kolajı fırçayla temizlediğiniz an gibiydi.   O derece tam ve eksiksiz.  Artık, hem iplikleri hem de dikiş kalıplarını manipüle ederek hangi çözümü; destek, esneklik veya nefes alabilirlik… istersek mikro mühendisliğe tabii tutabilirdik.
Hiroshi Fujiwara: Flyknit ayakkabılar çok basit görünüyordu ama inanılmaz tekniktiler. Teknolojinin ne kadar inanılmaz bir şey olduğunu anlamıştım. İlk denemelerde ayakkabının üst kısmının örgü olduğunu anlamak kolay değildi. Örgü ve dikişsiz yapıyı daha görünür hale getirmek için, ekibe konsepti ortaya koymak üzere, örneğin farklı renkli iplikleri karıştırarak renkleri öyle kullanmalarını tavsiye ettim.
Tinker Hatfield: HTM bize,  bölücü bir teknolojiyi pazara yavaş ve dikkatli bir şekilde sürme imkanı sağladı. Bu yüzden bence Flyknit’in piyasaya çıkması HTM’in amacının ve potansiyelinin en iyi örneğidir.

Kendi Nike Air Max’inizi hazırlamak için nike.com/airmax‘i ziyaret edebilirsiniz. En çok oyu alan Air Max’in yeniden üretileceği oylamaya da buraya tıklayarak katılabilirsiniz.