Temsiliyette sınıfı geçemeyen medya: We’re Here

Çektiği reklam ve kısa metraj filmlerle tanınan Mahmut Akay, Vimeo Staff Picks arşivine giren kısa belgeseli We’re Here’de, Birleşik Krallık sınırları içerisinde Türkçe konuşan 700 binden fazla nüfus olduğu gerçeğinden hareket ediyor ve bu popülasyona rağmen İngiliz medyasındaki temsiliyetin ne kadar zayıf olduğuna işaret ediyor. 16 mm filmle çekilen yapım, Akay’ın teknik anlamda yetkinliğini ortaya koyan, standart üstü bir estetiğe sahip aynı zamanda.

Sekiz dakika içinde terzi, yoga eğitmeni, belediye başkanı, cafe işletmecisi, boks koçu, berber, kasap, müzisyen gibi farklı meslek gruplarından insanların portreleri çiziliyor; medyanın azınlıkta olan kültürleri sistematik biçimde görmezden gelmesi, bir rol modeline sahip olmanın gerekliliği, ayrıcalıklı pozisyonlara erişmenin zorlukları, örülen görünmez duvarlar ve Brexit’in beraberinde getirdiği sorunlara tek bir ağızdan temas ediliyor. Yönetmen Akay bir röportajında, kabul edilmedikleri toplumlarda kendilerine alan kazıyabilen insanların başarılarına ışık tutmak, onların varlığını ve ev dedikleri yere olan katkılarını kutlamak motivasyonuyla filmi hayata geçirdiğinden bahsetmiş.

We’re Here‘in açılışında bir kukla sanatçısı, hiçbir zaman “Türk” olduğunu düşünmediğinden, kendisini dünya vatandaşı olarak hissettiğinden bahsediyor. Ne var ki tektipleştirmenin, kitleleri stereotiplere hapsetmenin evrensel bir problem olduğu açık ve bunun da ancak daha fazla temsiliyetle aşılabileceğinin altı çizilmekte. Bir belediye başkanı, meşhur EastEnders dizisinde bir zamanlar Türkçe konuşan iki karakterin yer alışını yâd ediyor fakat bu bölümlerin 80’lerde yayımlandığı hesap edilirse, ortadaki tablo daha net anlaşılabilir. Öte yandan kebap dükkânlarıyla anılmaktan dert yanan kimi katılımcılara ait söylemlerin, elist bir tonda tınladığını söylemek de mümkün.