Z Raporu: Doğaç Yıldız

Çocuk yaşlardan beri sürdürdüğü oyunculuk serüvenine son olarak Yargı’yı ekleyen Doğaç Yıldız’ın filmografisinde Emre Erdoğdu’nun ilk uzun metrajı Kar ve Litvanyalı yönetmen Romas Zabarauskas’tan Advokatas da bulunuyor. Kendisi şu sıralar, aynı koğuşu paylaşan beş suçlunun mazilerini keşfettiren Mahkumlar ile tiyatro sahnelerinde varlık göstermekte.

Doğaç Yıldız yanıtlıyor: Bu aralar sana en iyi gelen şey? Belgesel çekecek olsan neyle ilgili olurdu? Son zamanlarda içinde kalan bir şey? Buyrunuz Doğaç Yıldız Z Raporu’na.

Gündemi en çok nerelerden takip etmeyi tercih ediyorsun?

Gündemi özellikle takip ettiğim bir hesap yok. Instagram keşfet veya Twitter timeline’ım merak ettiğim şeyleri önüme düşürüyor; oradan haberdar oluyorum. Bazen de merak ettiğim konularla ilgili YouTube’u kurcalıyorum.

Televizyonda neler izliyorsun?

Açıkçası televizyon izlemiyorum. Kendi oynadığım işleri izleyerek analiz yapıyorum; daha ne kadar şey katabilirim, ona bakıyorum. Son oynadığım iş olan Yargı’nın hikâyesi beni çok çekiyor. O yüzden bir tek onu takip etmeye çalışıyorum.

Günde kaç saat, en çok hangi platformlarda vakit geçiriyorsun?

Sanırım en çok Instagram’da vakit geçiriyorum. Reels’lara düşünce çıkmak zor oluyor. Özellikle yapacak işim yoksa dalıp gidebiliyorum.

Hayatta yaptığın ilk iş neydi? Anlatır mısın? (para kazanılan iş)

Hayatta yaptığım ilk iş yine oyunculuktu. Sekiz yaşındaydım. İsviçre’de yaşayan yönetmen Esen Işık, İstanbul’da çekmişti filmi. Filmin adı Babamı hırsızlar çaldı; Cannes Film Festivali’nde En İyi Orta Metraj Ödülü almıştı. Öyle hatırlıyorum.

Belgesel çekecek olsan neyle ilgili olurdu?

Belgesel çekecek olsam, insanın davranışları ve özü üzerine çekerdim. Aileden gelen kodlar, sosyal çevre ve toplumsal kuralların, bireyin öz ihtiyacını ve kimliğini baskılayışını anlatmak isterdim. Kimse de izlemezdi.:) Yüzleşmesi zor.

Yeniden yaşamak isteyeceğin bir gün / an?

Geriye dönüp baştan yaşasam daha çok tadını çıkarırdım, daha çok eğlenirdim; kendimi bu kadar kasmazdım dediğim çok an var ama tek tek hatırlaması zor.

En son okuduğun kitap?

En son okuduğum kitap, Hermann Hesse’den Siddhartha. Harika bir kişisel arayış anlatısı.

En son izlediğin belgesel?

Life on Our Planet / Gezegenimizde Yaşam, Netflix’te; harika bir belgesel, tavsiye ederim.

Hakkındaki en büyük yanılgı?

Beni çapkın ve burnu havada falan sanıyorlar. Büyük yanılgı.

Bu aralar sana en iyi gelen şey?

Çok düşünen biriyim. Düşünceleri durdurmak zor oluyor, bu konuda bana en iyi gelen şey konsol oyunları oynamak (saatlerce vakit harcayabilirim) veya spora gidip kardiyo yapmak.

En son yaptığın yolculuk nereyeydi? 

En son yazın birkaç il gezdim; Bodrum, İzmir, Dalyan. Dalyan’a çok uzun zamandır gitmiyordum; doğası, sokakları, yeşilliği… Tek kelimeyle huzur diyebilirim. Su ihtiyacımı dağdan akan kaynakla gideriyorken, huzurdan uzaklaşamazdım zaten.

Küçükken bir idolün var mıydı?

İdol değil ama izlerken “Ne güzel ya.” dediğim insanlar vardı ki birçoğuyla çalışma fırsatı elde ettim. Klasik olacak artık ama bunlardan biri Haluk Bilginer.

Son zamanlarda en çok dinlediğin müzikler?

Benim çok karışıktır dinlediğim müzikler. Her ortama, her duruma göre değişir ama düzenli olarak Evrencan Gündüz dinlerim. Hem çok sevdiğim bir arkadaşımdır hem de ilham kaynağıdır.

Son zamanlarda içinde kalan bir şey?

Sürekli olarak yurt dışı planı yapıyorum ve iş güç yoğunluğu sebebiyle iptal oluyor. Şöyle güzel bir karavan tutup ülke ülke dolaşmak istiyorum artık.

Senin hakkında muhtemelen bilmediğimiz bir şey?

Çok utangacım. “Sen mi utangaçsın?” diyen tanıdıklarımı duyar gibiyim. Ama evet, utangaç gibi görünmemek için fazla rahatmışım gibi davranıyorum.