2024 yıl ortası raporu: 20 kitapla dünya turu

Yazı: Asya Yigit, Deniz Dursun, Esin Çalışkan, Eylül Ege, Korcan Derinsu

2024’ün ilk yarısı edebiyata bereketiyle geldi. Biz de bunu, bambaşka coğrafyalardaki kurmaca yaşamlara uzanmak için vesile ettik. Yerküreyi kitaplarla arşınlıyoruz; zamanımız değişken, rotamız alfabetik.


Bez Bebek 
İsmail Kadare (Jaguar)
ARNAVUTLUK

Arnavutluk’un zengin ailelerinden Dobiler’in kızı, 17’sinde babasının evindeki renkli hayatını bırakıp evleniyor ve Kadare Konağı’ndaki kasvetli günleri başlıyor. Yer yer bir zindandan farksız olan konak içinde bu “bez bebek”, yaşama karışma gücü bulamaz, bitip tükenirken, ait olduğu dünyanın artık var olmadığını fark ediyor; ömrü, uzanıp dokunamadığı ince bir sızı gibi gözünün önünden öylece geçip gidiyor. Kayınvalidesinin ölümüyle bir nebze rahata erebileceğini düşünürken, bu kez de oğluyla yaşadığı çatışmalar yakasını bırakmıyor. Yönünü kaybetmiş, sönmekte olan bir hayata perde aralayan Bez Bebek, İsmail Kadare’nin annesi üzerinden kurduğu bir anlatı.


Bir Sinir Sistemi Romanı 
Lina Meruane (Timaş)
ŞİLİ

Doktora tezinde bir türlü ilerleyemeyen, tıkanıklığın girdabında kaybolmuş bir astrofizikçi olan Ella’nın durumu, hasta olmayı dilerken derslerden kaytarmak için umarsızca tebeşir tozu yuttuğumuz çocukluğumuzu hatırlatıyor. Dahası, bir süre sonra teşhisi güç, ne olduğu bilinemeyen, sinir sisteminde etkiler yaratan ağrıları başlıyor. Kaygıları ve gelgitleri sürdükçe, hikâye akışına dâhil olan aile üyeleriyle birlikte Ella’nın kişisel geçmişini Şili’nin politik geçmişiyle bir potada eriten anlatı, sinir sistemiyle galaksiler arasında oyunsu bir bağ kuruyor.


Dokuz Bulut Rüyası
Kim Manjung (Olvido)
KORE

Klasik Kore Edebiyatı’nın en nitelikli eserlerinden biri olarak anılan Dokuz Bulut Rüyası, Seong Jin adlı genç bir keşişin kendisine sunulan reenkarnasyon imkânıyla birlikte Yang Saeng olarak yeniden dünyaya gelişini konu eden bir bildungsroman. Başlangıçta bir masal gibi kurgulanarak Seong Jin’in büyüme yolculuğunu odağa alan kitap, ikiliğini Budist öğretiler ve onlara karşı gelmek üzerinden biçimlendiriyor.


Duvarlar
Caner Almaz (Everest)
TÜRKİYE 

“Paketten birer sigara daha alıyoruz. Evin kapısına bakıyorum: Boyası, cilası kavlamış. Damı rutubetten kabarmış evi izliyorum. Ev diyorum, insanın mutlu olduğu yer. Birkaç saat önce evsizdim, şimdi huzurla rutubetli dama bakıyorum. İnsanın evi Halil, mutlu olduğu yer.” İlk romanı Yaşamaklar’da geçmişin çatlaklarını birlikte onarmaya çalışırken, ayakları sürekli birbirine dolanan Kenan ve Füsun’un hikâyesine odaklanan Caner Almaz, bu kez dostluğu merkeze alıyor: 70’ler Türkiye’sinin kaygıları ve umutları arasında kendi yollarını bulmaya çalışan Halil, Birgül, Aysel ve Oğuz’un, geçmişin yükünü sevgiyle nasıl sırtladıklarını anlatıyor.


Erkeksiz Kadınlar
Shahrnush Parsipur (Can Yayınları)
İRAN 

Yer Tahran. İçlerinde bir seks işçisi ve bir öğretmenin de bulunduğu, farklı hayatlardan gelen beş kadın bir bahçede buluşuyor. Buraya hep beraber yaşamak için gelmişler. Erkeksiz Kadınlar, okuru toplumsal cinsiyet, şiddet, ilişkiler ve ahlak üzerine düşünmeye çağırırken; kalıp yargılardan sıyrılmanın imkânı etrafında dolanıyor. Özellikle kadınlar için alternatif bir gelecek ihtimalini kurcalıyor.


Her Şeyin Hikâyesi
Richard Powers (İthaki)
ABD 

2019’da Pulitzer Kurgu Ödülü’ne uzanan bu roman, ağaçlara saygı duruşunda bulunuyor. Bilim tarihine dair izleri, edebi karakterlerinin yaşamlarında var eden Richard Powers 12. kitabında; yardımlarıyla kök saldıkları ABD’de uygarlık inşa ederken, ağaçların soylarını tüketmekten utanmayanlar kadar, onları kurtarmak isteyenlere de bakıyor. Her Şeyin Hikâyesi, ağaçların şefkatini hissetmek için sayfalarına çağırıyor.


İnsanların En Gizli Hatırası
Mohamed Mbougar Sarr (Everest)
SENEGAL

Senegalli yazar Mohamed Mbougar Sarr’ın, Malili yazar Yambo Ouologuem’in yaşamından ilhamla kurguladığı İnsanların En Gizli Hatırası, intihal suçlamalarının ardından gözden düşen “zenci Rimbaud”nun izini sürüyor türlü ülkelerde. Edebiyat ekosistemi ve edebi kanonuna mercek tutarken; sömürgecilik, erotizm ve hakikatle kurmaca arasındaki çekişmelerle örüyor hikâyesini.


Keder
Yordanka Beleva (Metis)
BULGARİSTAN

Yayıncının tarifiyle “hüzün notalarıyla bezeli, ince bir mizahın satır aralarından göz kırptığı” 20 kısa öyküden oluşuyor Keder. Bulgar şair ve yazar Yordanka Beleva’nın sıra dışı bakışına, kavramlarla oyun hamuru gibi oynayışına tanık ederken; üzerinde durdukça katmanlanan metinler hakkında düşünmesini de talep ediyor okurundan.


Kendinden Kaçamayanın Öyküsü
Hans Fallada (Sel)
ALMANYA 

Hans Fallada’nın ölümünden yaklaşık 70 yıl sonra açığa çıkan Kendinden Kaçamayanın Öyküsü bu yıl Türkçede ilk kez yayımlandı. Kalıpları yıkan, başkaldıran ve toplumun dışına itilen baş karakterlerle ördüğü öykülerinde Weimar Almanyası’nda tabu olan psikolojik ve erotik güdülerin ortak yanlarını, kadın – erkek ilişkilerindeki çelişkileri cesurca işleyen Fallada; buhranlar, mental sorunlar ve talihsizliklerle örülü gençliğinden günümüze sesleniyor. Öykülerini, romanlarına verdiği referanslarla zenginleştiriyor.


Köşedeki Yaşlı Adam
Barones Orczy (İthaki)
İNGİLTERE 

Londra’nın sisli sokaklarında işlenen suçların gazete sayfalarında yer aldığı zamanlar… İsmini bilmediğimiz yaşlı bir adam, bir çay evinde oturduğu yerden tüm bu çözülmesi güç vakaların izini sürüyor. Salt tümdengelim yöntemlerini kullanan bu hafiye, korkunç cinayetlerden akıl almaz hırsızlıklara, zekâ dolu aldatmacalardan kötücül şantaj planlarına kadar türlü suçların ardındakileri gün yüzüne çıkarıyor. Barones Orczy, klasik polisiye edebiyatının en önemli örneklerinden birini sunuyor okuyucuya.


Kötü Kızlar
Camila Sosa Villada (Medusa)
ARJANTİN 

“Biz unutulmuşların artık adı yok. Sanki hiç varolmamış gibi…” Arjantin’de, dikta yönetiminin sona erdiği 1982 yılında doğan, kimsesiz bir annenin eksik şefkati ve alkolik bir babanın şiddeti arasında büyürken, özünü keşfetmeye ve hayatta kalmanın yollarını bulmaya çalışan Camila, Córdoba’nın ünlü Sarmiento Parkı’nda kendine bir yer buluyor. Burada; dostluk, kız kardeşlik, dayanışma ve paylaşmanın anlamını öğrendiği arkadaşlarıyla başka bir dünya kuruyor. “Arka sokakların çalıkuşu, anarşist azize, rock’n roll kuir” sözleriyle tarif edilen Camila’nın yaşamı, Almodóvar filmlerine benzetilmiş.


Malma İstasyonu
Alex Schulman (Timaş)
İSVEÇ 

“Karanlık, belki de hayatın bir ânında kendinizi maskesiz gördüğünüzde, hep olduğu gibi, aslında hep kristal berraklığındadır.” Yana, Oskar ile Harriet’ın çocukları. Kişisel aile tarihinin izlerini sürmek üzere Malma İstasyonu’na doğru yol alıyor. Aynı şeyi yıllar önce babasıyla yapmış minik Harriet ve yıllar sonra anne olmuş Harriet’ın yaşamına da böylece bir kapı aralanıyor. İsveçli yazar Alex Schulman’ın yenilikçi dilinden ve hikâye anlatımına dair her kadim gelenekten bir parça beslenerek büyüyen; işlenmemiş yasın yok ettiği hayatlara adanmış bir metin.


Mumyanın Uyanışı
Necib Mahfuz (Can Yayınları)
MISIR 

Modern Arap edebiyatının nitelikli kalemlerinden, Nobel ödüllü yazar Necip Mahfuz; tarihi şahsiyetlere, kadim metinlere ve şiirlere dayanarak, Antik Mısır dünyasını günümüzle bir araya getiriyor. Beş öyküden oluşan bu derlemede 20. yüzyıla öfke içinde uyanan bir firavunla sürgün edilen erdemler, açgözlülük ve hırs incelikli bir şekilde işleniyor. “İnsanların hepsi yapraklı ağacın gölgesine sığınır ama kış gelip de kuraklık ve soğuk, ağacı çırılçıplak bıraktığında, aynı insanlar onu gözünü kırpmadan terk eder.


Nesnelerin Gizli Işığı
Mai Al-Nakıb (Livera)
KUVEYT 

Livera’nın bu sene doğan Orta Doğu serisinin ilk kitabı Nesnelerin Gizli Işığı’nda nesneler; üstünde hak iddia edilen, kolayca hırpalanan, kaderine terk edilen, görmezden gelinen somut varlıklar değil; yaşayan ve nefes alan birer hikâye anlatıcısı. Bu dünyada var olan talihsiz yoldaşlarına hakkıyla mücadeleyi öğretiyorlar. Yaşadığı bölgenin sınırlarına hapsolmadan, insanlığın ortak kaderine aldırış etmeden, Al-Nakıb’ın kelimeleri vasıtasıyla direniyorlar.


Nisyan
Héctor Abad Faciolince (Livera)
KOLOMBİYA

Adalet mücadelesine, bizi zor zamanlarda ayakta tutan umudun direncine, tutkuya ve onura bir saygı duruşu. 70’ler, 80’ler Kolombiya’sının sosyopolitik bağlamıyla kişisel anılarını iç içe geçiren Faciolince, baskıcı bir rejimin ortasında insan haklarını savunan bir doktor olan babasını anlatıyor Nisyan’da. Romanın Memories of My Father adında, 2020 çıkışlı bir Fernando Trueba uyarlaması da var.


Parçalanmış Bakış
Ivan Vladislavic (Livera)
GÜNEY AFRİKA 

İçinde yaşadığımız toplumsal değişim, bireysel hayatlarımıza nasıl etki eder? Güney Afrika edebiyatının yaşayan en yaratıcı yazarlarından biri olarak kabul edilen Ivan Vladislavic, Parçalanmış Bakış’ta dört farklı karakterin gözünden ülkesinin karmaşık gerçekliğini ortaya koyuyor. Bir istatistikçi, bir sanatçı, bir mühendis ve reklam panoları diken biri; farklı mesafelere ve zaman dilimlerine yayılarak, alışkın olduğumuz bakış açılarını yıkıyor.


Sabahın Üçü
Gianrico Carofiglio (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)
FRANSA

Epilepsi teşhisi alan genç Antonio, o küçükken ayrılan anne babasıyla birlikte alandaki yetkinliğini duydukları bir doktoru görmek üzere Marsilya’nın yolunu tutuyor Sabahın Üçü’nde. Durum geçici gibi ancak krizlerin tetiklenmediğine emin olmak için Antonio’yu iki gün ve gece boyunca uykusuz bırakacak bir test yapılması gerekiyor; ona babası eşlik ediyor. Böylece kırk sekiz saat boyunca müzik, aşk, matematik, felsefe, yani hayat üzerine sohbet ederek şehrin sokaklarında geziniyor, belki de birbirlerini ilk kez tanıyorlar.


Suda Ölüm
Kenzaburo Oe (Can Yayınları)
JAPONYA 

Nobel ödüllü Japon yazar Kenzaburo Oe, Türkçeye daha önce çevrilen Sessiz Çığlık ve Kurbanı Beslemek gibi kitaplarından sonra bu kez tekinsizlik, gizem ve aile sırlarıyla örülü yeni romanı Suda Ölüm’le karşımızda. Miras ve ölümlüğünün, aile kavramının altını oyuşuna dair çapaklı olan ne varsa sakınmadan gösteren bu roman, babasının durduğu yerde bıraktığı enkazı ne acı ki yazarak toplamaya çalışan oğlunu, yani Oe’nin alter egosu Choko’yu, Shikoku Adası’nda ormanla kaplı vadinin içindeki köyüne gönderiyor.


Yakup’un Kitapları
Olga Tokarczuk (Everest)
POLONYA 

Edebiyat sahnemizde Olga Tokarczuk rüzgârı esiyor bu sene. Yazarın Nobel Ödülü’ne uzandıktan sonraki ilk ve en yeni kitabı Empusyon’un ardından 1024 sayfalık abidevi romanı Yakup’un Kitapları da Türkçede. 18. yüzyıl Polonya’sında ortaya çıkan bir Yahudi: Yakup. Yakup Frank… İsmi değişebilir. Bir zaman Müslüman, bir zaman Katolik olabilir. Ona bazen büyücü, bazen efendi, bazen baba, bazen Mesih derler. Aşağılanabilir, övülebilir, sevilebilir, nefret edilebilir. Ama bir şekilde odaktadır; gizemiyle parlar, büyür ve hikâyesi bir romana dönüşür. Yakup üzerinden cemaatlerin ve dini tartışmaların etrafında da dolanan Tokarczuk, yeni dünya düzenine mizahi bir titizlikle bakıyor.


Yalan Dolan
Veronica Raimo (Medusa)
İTALYA 

İtalyan edebiyatının genç seslerinden Veronica Raimo’nun, “kurmaca ile otobiyografinin sınırlarının birbirine karıştığı bir anlatı, kalabalık ortasında atılan müstehzi bir kahkaha” sözleriyle tarif edilen bu romanı, 40’lı yaşların başında yazarlık yapan bir kadın olan Verika’nın (annesi yazarı böyle çağırıyormuş) kendi ağzından anlattığı anekdotlardan oluşuyor. Kontrol hastası babasından ve kaygı yumağı annesinden söze başlayan Verika, genelde çocukluk, ergenlik, ilk gençlik yıllarını anlatıyor. Bunu yaparken, hayatın içinde olan her şeye (aşklar, arkadaşlar, hayaller, hayal kırıkları vs.) güzelce değiniyor.