Bant Mag. sordu, Velvet Indieground Records cevapladı

İstanbul’un en yeni plak dükkanlarından biri olan Velvet Indieground, Firuzağa Mahallesi’nde Koreli bir müzik tutkunu olan Seogu Lee tarafından açıldı. Özellikle kendine has butik tasarımı ve İstanbul’daki plak dükkanlarında kolay kolay denk gelemeyeceğiniz albümleri barındırmasıyla radarımıza giren Velvet Indieground‘u ve Lee’nin plak kültürüyle tanışma hikayesini kendisinden dinledik.

Plaklara olan ilgin nasıl başladı? İlk aldığın plağı hatırlıyor musun?
80’lerin sonlarında müziği dinlemeye ve satın almaya başladığım zamanlarda plak satın almak çok özel birş ey değildi. İki tane seçeneğimiz vardı: kaset ya da plak. Ben de boyutundan dolayı plağı seçtim. Evet, boyut önemlidir!

Sanırım neden müzik dinlemeye başladığımı, özellikle pop müzik, anlatmalıyım. Hepsi Dirty Dancing filmiyle başladı. Filmi izledikten sonra, o dönem ağbimde olan film müziklerini sürekli dinlemeye başladım. 1988 yılıydı. Dirty Dancing’den önce pop müzikten nefret ediyor gibiydim. Ne dediklerini anlamadığım bu şarkıları neden dinleyeyim ki diye düşünüyordum. Özellikle ağbim Dire Straits, Cars, Leonard Cohen, Bruce Springsteen gibi grup ve müzisyenlerin albümlerini sürekli çalarak bana işkence ediyordu! Daha da kötüsü bana hangi grup olduğunu tahmin ettirmeye çalışıyordu. Nasıl bilebilirdim? O zamanlar en fazla 10 yaşımdaydım.

Dirty Dancing’in ardından ağbimin koleksiyonunu dinlemeye başladım. Ağırlıklı olarak pop, soft rock ve eskiler. Sonrasında da müzik dergilerini almaya, American Forces Korean Networks isimli Kore’deki Amerikan askerleri için kurgulanmış televizyon kanalını izlemeye başladım. Başta Guns N’ Roses ve New Kids On The Block olmak üzere yaptığım keşiflere büyük hayranlık duymuştum. Ağbimin koleksiyonundan sıkıldıktan ve müzikte farklı bir zevkim olduğunu farkettikten sonra kendi albümlerimi almak istedim. Aldığım ilk albüm hangisi tam olarak hatırlamıyorum. Bon Jovi – New Jersey ya da Guns N’ Roses – Appetite For Destruction olabilir. Eğer New Kids On The Block’un Hangin’ Tough’ albümü o zamanlar Kore’de yayınlanmış olsaydı, aldığım ilk albüm o olurdu. Fakat o albüm 1990 yılının şubatında Kore’de yayınlandı. Albümü aldığım anı çok net bir şekilde hatırlıyorum.

Velvet Indieground’un web sitesinde şöyle bir açıklama var: ‘’Sıradan bir plak dükkanı değil.’’ Velvet Indieground’u diğerlerinden farklı kılan nedir?
Müzik her şeyden önce gelir. Dükkanı hazırlarken aklımda olan şey buydu. Türkiye’de yalnızca Indie müziğe odaklanan başka bir plak dükkanı olmadığı için şanslıyım. Başka herhangi bir yerde de iyi-iş-aklı olan insanlar yalnızca Indie müziklere odaklanan plak dükkanı açmaz. Yani türlerden bahsedecek olursak, Türkiye’deki herhangi bir plak dükkanından farklıyız.

Ayrıca mekan olarak da elimden geldiğince Indie müzik seven insanlara uygun bir ortam hazırlamaya çalıştım. Yanılıyor olabilirim ama Indie dinleyen insanlar için kafamda oluşmuş bir imaj var. Yalnız olmaktan korkmayan, yeni olan bir şeyi bulmak için zaman harcayan, garip olarak etiketlenmiş ama yaptıklarından ve seçtiklerinden emin olan kişiler. Ama her zaman teori ve uygulama birbirinden farklı olabiliyor. Bu ikisini eşleştirme konusunda biraz başarısız oldum sanırım. Yakında bu fikri daha sağlamlaştıracak bazı değişiklikler ve eklemeler yapmayı düşünüyorum.

Klişeyi takip etmemeye çalışıyorum. Duvarlara plak asmak, plakları çamaşır gibi vitrine dizmek gibi şeyler.

L1420613

Web siteniz üzerinden bazı müzik haberleri paylaşıyorsun ve ayrıca bir de Velvet Indieground’un bir tür web radyosu da var. Velvet Indiground’un çevrimiçi aktiviteleri için başka planların var mı?
Hayır. Çevrimiçi platformlar için başka bir planım yok. Benim gibi tembel biri için şu an zaten çok fazla. Nasıl tweet atılacağını bile bilmiyorum! Bir müşterim dükkan için Instagram ve Foursquare hesapları açmamı önerdi ve nasıl yapacağımı anlattı. Çok minnettarım ama hala bu hesaplardan birine sahip değilim.

I have full respect to other stores. Especially after experiencing all those obstacles I’m facing while running the store. Stores in Istanbul might not meet all the needs of vinyl collectors and we can’t provide the conventional promotion stuff, such as a free poster, badge, button, sticker and so on, to the customer. But when it comes to the unique features, they’re top notch. Vinyl Cleaning day, Dinleme Odasi, DJing Party, free coffee or tea, sitting area…It’s not easy to find a characterless store in Istanbul.

İstanbul’daki plak kültürünü diğer şehirlerle kıyasladığın zaman neler görüyorsun? Türkiye’deki plak dükkanları hakkında ne düşünüyorsun?
Farklılıkları söyleyebilecek kadar fazla bilgim olduğunu düşünmüyorum. Eğer plak kültürü diye bir şey varsa, sadece birkaç ülkede koleksiyonerler ya da müşteriler bu kültür üzerine bir yaşam kurabilirler. Bu onların daha iyi bir zevk ya da yetenek sahibi olmalarından kaynaklanmıyor. Onların daha fazla seçeneği ve kaynağı var. İstanbul gibi birçok şehirde bu imkanlar kısıtlı.

Ürünlerin sayısı az ve fiyatları daha yüksek! Uluslararası albüm yayınlanma tarihi çok anlamsız. Sadece albümlerden de bahsetmiyorum. Aynı zamanda pikap ekipmanları için de aynı şey geçerli. Bu çevrede insanlar ağırlık olarak yurt dışından online şekilde sipariş etmeyi tercih ediyor. Yani bölünme gerçekleşebiliyor.

Record Store Day ne olacak mesela? Kuzey Amerika, Avrupa Birliği ülkeleri ve Japonya gibi kilit pazarlar dışında çok fazla bir şey olmuyor. Sonraki dönemlerde geri kalanlardan bazı albümler geliyor. (Geç kalmak plak şirketinin suçu değildir) Eğer İstanbul’dan birisi o albümlerden isterse eBay’e bakmalı. eBay, bu kutsanmış ülkelerdeki insanlar için bir seçenek değil, bir zorunluluk. Evet, İstanbul’da birçok dükkan söz konusu günde etkinlikler düzenlemeye çalıştı. Bu çok saygı duyulması gereken bir şey. Yine de İstanbul’daki Record Store Day, plak dükkanı ve takipçileri için bir kutlama günü oluyor; koleksiyonerler ya da hayranlar için bir gün değil.

Tüm diğer dükkanlara büyük bir saygı duyuyuorum. Özellikle benim dükkanı işletirken de karşılaştığım o engelleri yaşadıktan sonra. İstanbul’daki dükkanlar koleksiyonerlerin tüm ihtiyaçlarını karşılayamıyor olabilir. Ve biz de ücretsiz poster, bandaj, rozet, sticker gibi promo ürünleri müşterilerimize sunamıyor olabiliriz. Ama olay eşsiz özelliklere geldiği zaman, buradaki plak dükkanları tamamen birinci sınıf işler yapıyor. Plak temizleme günü, Dinleme Odası, DJ partisi, ücretsiz kahve veya çay, oturma alanı… İstanbul’da kendi karakteri olmayan bir plak dükkanı bulmak kolay değil.

Röp: Cem Kayıran

Velvet Indieground hakkında daha kapsamlı bilgi alamak için buraya tıklayarak web sitesine ulaşabilirsiniz.