Beirut (Zach Condon) seçti: 1998'de hayata veda eden müzisyen Muslimgauze'u tanıtan bir yazı
“Hâlâ zihnimin derinliklerinde Muslimgauze’un kim olduğunu ve Arap / Müslüman müzikleri ve kültürüyle ilgili inanç ve takıntılarının nelerden beslendiğini sormanın bir yolunu bulmaya çalışıyorum. Kişisel bir şey miydi yoksa saf bir estetik saplantı mıydı? Tamamen politik miydi? Bir müzisyen / prodüktör / siyasi aktivist (?) olarak fazlasıyla etkilendiğim biri ve onu bir insan olarak daha fazla tanımak istiyorum.”
Zach Condon

“Muslimgauze’u şekillendiren şimdidir”
Yazı: Yiğit Atılgan – İllüstrasyon: Rajab Eryiğit
New Mexico
doğumlu müzisyen Zach Condon ve Beirut projesiyle tanışmamız, 2006’da
yayınlanan ve Balkan folk müziğine getirdiği taze yorumla bir klasik halini
alan Gulag Orkestar albümüyle olmuştu. Şimdiye dek beş
albüm yayınladığı projesine isim olarak Lübnan’ın başkentini seçmesinin nedeni
de hem ülkenin tarihindeki siyasi çekişmeler hem de farklı kültürlerin
kesiştiği bir yer olması. Nitekim 1998’de hayatını kaybedene kadar farklı
kültürel ve toplumsal unsurların kesiştiği bir yerde, ilham ve söz üreten
işlere imza atmış Muslimgauze hakkında bir dosya hazırlamamızı önerdi bu sayıda
Condon.
Muslimgauze mahlası ile elektronik müzik tarihinin loş köşelerinden birini
işgal eden Bryn Jones müphem bir karakter. Kısa süren hayatında onlarca albüm
yayınlayan ancak çok az sayıda söyleşisine rastlanan 1961 doğumlu Jones’un Arap
dünyasına ilgisi nereden kaynaklanıyordu? Bu, sadece estetik bir takıntı mıydı
yoksa siyasi bir duruştan mı filizleniyordu? Nasıl bir ekipman kullanıyordu ve
prodüksiyon yöntemleri nelerdi? Nasıl bir insandı?

Jones’un
müzik yaşamından öncesine dair pek bir şey bilmiyoruz. Öyle ki bir söyleşisinde
kendisine yöneltilen ailesi ve çocukluğuna dair soruyu “Konu dışı,
Muslimgauze’u şekillendiren şimdidir” diye cevaplıyor. Bildiğimiz şu:
Manchester’da 70’lerin ikinci yarısında bir yeniyetmeyken müzik zevkini Can,
Faust ve Wire gibi endüstriyel, krautrock ve punk grupları şekillendirmiş,
müzik yapma fikri Factory’deki 1978 tarihli bir Throbbing Gristle konseri
sonrası aklına düşmüş. Bu grupların ilhamı Muslimgauze müziğine illa bir
yerinden sirayet etmiştir ama Muslimgauze müziğinin bu gruplardan hiçbirine
benzemediğini belirtmeli. Hatta Muslimgauze müziği başka hiçbir müziğe
benzememekte ve kendisine ne zaman ilham kaynakları sorulsa başkalarının
yaptıklarını dinlemeye vaktinin olmadığını söylemekte.
Bryn Jones’un izini sürebildiğimiz ilk kayıtları 1982 senesine ait, müzisyen o
dönem E.g. Oblique Graph ismini kullanmakta. 1982 ayrıca Jones’un zihinsel
coğrafyasını şekillendiren İsrail’in Lübnan’ı işgalinin vuku bulduğu sene.
“Islamic Koran In Camera Dome” gibi parça isimleri daha o dönemden Muslimgauze
müziğinin politik yöneliminin altını çizmekte. Extended Play ve Piano Room gibi
ilk kayıtlara kulak verdiğimizde synth ve teyp deneylerinin şekil verdiği
dönemin ‘kendin yap’ ruhuna uygun gürültü çamurları işitiyoruz. Hışırtılar,
uğultular, işlenmiş insan sesi kırıntıları ve hipnotize edici bir etki
yaratmaya yönelik tekerrür merakı sonraki yıllarda da Muslimgauze kayıtlarında
rastlayacağımız yapıtaşları. 1983 tarihli Kabul ile birlikte esas mahlasını
benimseyen Jones, bu dönemdeki kayıtlarını kaset ve plak formatında ya kendi
imkânlarıyla ya da Recloose gibi ufak etiketlerden yayınlıyor. Muslimgauze’un daha
en başından beri video gibi promosyon mecralarına uzak durarak ve 80’ler
boyunca sadece tek canlı performansa çıkarak kendi kendine tecrit uyguladığını
söylemek mümkün: “Daha çok kişiye erişmeyi isterim ama gerçekçi olmak lazım.
Büyük bir kitlem olmayacak, plak şirketlerinin de ilgisini çekmeyeceğim. Şu an
önceliğim istediğim müziği istediğim zaman yayınlamak. Bütüncül bir kontrol
istiyorum. Bir görüntüye ya da fikre indirgenmekten kaçınıyorum, insanlar
sadece müziğin kendisine odaklanmalı.”
Muslimgauze’un politik damarı müziğine 80’ler boyunca da epey yansımış. The Rape of Palestine ve adını Filistinli bir
savaşçıdan alan Abu Nidal gibi albümleri mevcut. Yer yer Filistin
Kurtuluş Örgütü’nün yürüyüşlerinden ve çeşitli konsolosluklar önündeki Arap
gösterilerinden seslerin duyulduğu Muslimgauze albümlerinin kapağında “Muslimgauze
plakları Orta Doğu kültürünün hakkıyla anlaşılmasına yönelik kışkırtıcı ve
neredeyse tiyatral forumlardır” ya da “Filistin, Afganistan ve İran’ın siyasi
gerçekleri Muslimgauze müziği üzerinde etki sahibidir” gibi ibarelere
rastlıyoruz. Bu dönemde müzik de evrim geçiriyor, odak noktası perküsyona
kayıyor, diğer çalgılar ve sesler ya ambiyans ya da melodi aracılığıyla
davulların etrafını süsleme amacı güdüyor. Metal, cam ve plastik nesnelerin de
birer ses kaynağı olarak kullanıldığı bu dönemin sonunda Jones artık kendi
üretimini kendi yayınlamakta finansal açıdan zorluk çekmeye başlıyor.


Dosyanın tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:68’e ulaşabilirsiniz.