“Bir Arada” sergi dizisinin ikinci edisyon konukları: Fulya Çetin ve İlhan Sayın
Yapı Kredi Galeri’de ikinci kez gerçekleşecek Bir Arada sergi dizisi, odağını bu kez 90’lardan bu yana üreten ve aynı kuşağa ait İstanbullu iki sanatçıya çeviriyor: Fulya Çetin ve İlhan Sayın. Kent ve doğa manzaraları, hayvan ve insan portreleri, soyutlamalar ve objelerle karşımıza çıkan sanatçılar, izleyicinin hayal gücüne alan açan açık uçlu çalışmalar üretiyor.
Müşterek temalar, benzer dünya görüşleri ve uzun yıllara dayanan arkadaşlık bağları üzerinden birleşen iki sanatçı, biçimsel anlamda ayrışsa da sanatsal yaklaşımları ve işledikleri konularda buluşuyor. Ortak noktaları arasında en belirgin olanı her ikisinin de insanın doğa üzerindeki tahakkümünü düşündüren incelikli eserler üretmeleri. Resim temelli ancak resimle sınırlı kalmayan bu çalışmalarında, izleyiciyi bitki ve hayvanların da özne konumunda olduğu büyülü bir dünyaya çağırıyorlar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, çevresel adaletsizlikler ve sömürgecilik gibi günümüzün sosyopolitik konuları süzgeçlerinden geçirerek nazik, sade ve kendine özgü bir sanatsal dile çeviriyorlar.

2021, Kâğıt üzerine karışık teknik, 93×124 cm, Aslı Özdemir Koleksiyonu
Fotoğraf: Yapı Kredi Kültür Sanat için Koray Şentürk

2024, Kâğıt üzerine toz pastel ve renkli kuru boya, 50×68 cm, Özel Koleksiyon
Fotoğraf: Yapı Kredi Kültür Sanat için Koray Şentürk
Sergileme yöntemi Yapı Kredi Galeri’nin mimarisinden yola çıkılarak geliştirilen Bir Arada sergi dizisinde, kişisel ve ikili sergileme yolları kesişiyor. İki kat, iki ayrı kişisel sergiyle sanatçıların bireysel üretimlerine odaklanırken, eserlerinin bir arada sergilendiği orta alandaki “beyaz küp”, iki sanatçının arasındaki kavramsal ilişkiyi vurgulayan ortak bir zemin kuruyor.
Araştırma konuları ve sanatsal ifadeleri benzerlik taşıyan sanatçıların çalışmalarına birlikte bakma alanı açan Bir Arada bu defa insanın doğa, kent ve insanla kurduğu karmaşık ilişki ağları üzerine düşünüyor. İlhan Sayın adını Turgut Uyar’ın Geyikli Gece şiirinden alan sergisinde doğanın direnişine, zamanın geçiciliğine ve mimariye odaklanırken Fulya Çetin Gündüz Rüyaları’nda kadın ve doğanın varoluş mücadelesinden hareketle ekofeminist bir görsellik kuruyor. Her iki sanatçı da sert konuları incelikle, yalınlıkla ve hassasiyetle ele alıyorlar.
9 Mayıs’ta açılacak iki sergi de 4 Ocak 2026 tarihine dek ziyaret edilebilir. Detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

Fulya Çetin hakkında
Gündüzleri düş kurmak yalnızca hayalperestlere mi özgüdür? Yoksa yaşadığımız hakikat sonrası zamanda gerçeklere tutunmaya çabalarken delirmemek için gereksinim duyduğumuz bir kaçış mı? Fulya Çetin’in Yapı Kredi Galeri’deki geniş kapsamlı sergisi, sanatçının erken ve son dönem çalışmalarına bir arada bakma imkânı sunuyor. Yapraklar, dallar, saçlar ve buketler arasında yarattığı uçuşkan ve dişil bir evrende kimi zaman kadınların kimi zamansa bitkilerin dilinden konuşuyor. Sergi girişinde izleyiciyi karşılayan “Ormanda” (2006), bir bahar günü yemyeşil yaprakların arasında sere serpe uzanmış, içinde bulunduğu ânı duyumsayan mutlu bir kadının portresi. Gözlerini kapamış, bedenini mutlak güven duygusuyla bitkilerin arasına bırakmış, dizi diğer bacağına dokunuyor. Hiçbir gücün bozamayacağı türden bir bütünlüğün anlatıldığı bu resim, doğayla bir olma halini, kendi kendine yetebilmeyi ve iç huzuru betimliyor. Sergi izleyicisini böyle bir hisle karşılıyor. Ormandan yer altına iniyoruz. Yılanlar, kirpiler, sürüngenler ve vulvaları andıran formlardan oluşan “Yerin Altından” (2019), Fulya Çetin’in ilk defa Yapı Kredi Galeri’de sergilenen seramik serisi. Gerçeküstü bir hikâyeden çıkıp sergi alanını basmışçasına duvarın ve dalgalı rafların üstünde gezinen objelerin peşine düşüyoruz. Yumuşacık tüyleri olan bir hayvan yerine dikenli bir hayvan ya da sülük, sürüngen ve yılan, sevimli olmayanın cazibesini sunuyor. Tekinsiz, tanımsız ve bulanık yollar açıyor.
İlhan Sayın hakkında
Kolektif hafızaya, zamanın geçiciliğine ve toplumsal meselelere önem veren İlhan Sayın’ın resminde desen mühim bir rol oynar. Çizgilere, detaylara, doluluk ve boşluk ilişkisine özen göstererek, incelikle süzgecinden geçirdiği konuları resmeder. İyi bir gözlemcidir, içsel ve dışsal dünyaya dikkatle bakar. Toplayıcıdır, sahaflarda ve ikinci el pazarlarında vakit geçirmeyi sever. Bu alışkanlıkları ve özellikleri resimsel ifadesine yansır. Cümleye başlamadan önce bir nefes alıp düşündüğü gibi resimlerine başlamadan önce de demlenme payı bırakır kendine. Hızlı üretip çok sergi yapmak yerine doğru olduğunu hissettiği anlarda az ve öz sergiler yapmayı tercih eder. Alışılmadık kent görünümleri, gece manzaraları, arkeolojik alanlar, harabeler, seralar ve eski kartpostallardan taşıdığı kompozisyonları resmeder. Kentsel dönüşümün etkileri, tarihi mekânların ömrü ve etrafındaki yaşam ve zamanlar ekseninde gezinir. Hayvanları, insanları ve sokakları bazen tekinsizlik ve zıtlıklar içinde, bazense coğrafya ve zamanın belirsizleştiği imgelerle betimler. Film karelerini andıran bu kompozisyonlar yoğun his ve hikâye barındırırlar. İnsanın, zamanın ve iktidarların geçiciliğini hatırlatan resimleri, doğanın ve canlıların insanın tahakkümüne karşı varoluşunu ve direnişini simgeler.
Giriş görseli:
Fulya Çetin, Emek Sineması,
2011, Kâğıt üzerine suluboya, 70×100 cm
Fotoğraf: Yapı Kredi Kültür Sanat için Koray Şentürk