Deliliğe varan ince ayrıntılar: Grimes’dan 'Art Angels'

Grimes ve 2010’ların en iddialı feminist “pop” albümü Art Angels üzerine…

Yazı: Berk Çakmakçı, İllüstrasyon: Sadi Güran

Grimes’ın efsane İngiliz plak şirketi 4AD’den çıkardığı 2012 tarihli Visions‘ı, diskografisindeki üçüncü uzun çalar olmasına rağmen, Geidi Primes ve Halfaxa’ya kıyasla daha profesyonel duyulan, “Oblivion” ve “Genesis” gibi iki büyük hite ev sahipliği yapan ve aslında bugünkü hâliyle “Grimes” alter egosunun rüştünü ispat eden albüm olarak tarihe geçti. Cocteau Twins tarzı vokalleri IDM ve pop ritimleriyle birleştiren, atmosferik olduğu kadar dans edilebilir bir albüm Visions. Claire Boucher o dönem verdiği röportajlardan birinde, şarkılarını pop müzikte duymaya alışık olmadığımız referanslar ve prodüksiyon teknikleriyle donatmaktan büyük zevk aldığını söylüyor. Aynı zamanda müzik videolarından albüm kapaklarına, Tumblr görsellerinden basın fotoğraflarına kadar neredeyse her şey bizzat Boucher tarafından üretiliyor. Büyük pop hitlerinin en az üç-beş ayrı prodüktörün ve bir o kadar da şarkı yazarının kafa kafaya vermesi sonucu “inşa edildiği” bir zamanda, bu faydalı obsesiflik durumu, Grimes’a kurallarını kendi koyduğu bir dünya içinde var olma avantajı sağlıyor.

Visions’ın başarısının yarattığı kaygı ve kafa karışıklığı, Grimes’ın, dördüncü albümü olması planlanan bir grup şarkıyı kimseye dinletmeden çöpe atmasına sebep olmuş. Bu sırada büyük pop yıldızlarına şarkı üreten prodüktör kamplarından birinde, Blood Diamonds’la beraber Rihanna’ya yeni albümü için yazdıkları “Go”, şarkıcı tarafından seçilmiyor. Bunun sonucunda Grimes “Go”yu kendi seslendirerek yayınlamaya karar veriyor. Fakat şarkı, “yüksek çözünürlüklü” prodüksiyonu, ana akım pop müziğe fazla yaklaşan yapısıyla Grimes hayranları tarafından garip karşılanıyor. Boucher sonraki röportajlarında “Go”nun bir Grimes şarkısı olmadığının, Rihanna’ya satılmak için yazıldığının altını tekrar çizerek aslında günümüz müzisyenlerinin çok-yönlü ve esnek olmaları gerektiğini insanlara hatırlatıyor bir nevi.

Bütün bu olanlardan sonra Grimes’ın müzikal olarak ne yönde ilerleyeceği gerçekten merak uyandıran bir konu hâline gelmişti. Art Angels, ilk şarkıdan itibaren akıllardaki soru işaretlerini, sahilde plastik mermi silahıyla patlatılan balonlar gibi teker teker yok ediyor. Grimes, başından beri içinde olan fakat belki teknik yetersizlikler belki de fikir karmaşası sebebiyle ortaya çıkarmakta biraz zorlandığı, deliliğe varan ince ayrıntılarla bezenmiş şarkılarını, hayranlık uyandıran bir teknik ustalıkla önümüze sunuyor.

“This, this music makes me cry.” (Bu, bu müzik beni ağlatıyor)

Grimes, Art Angels’ın ikinci şarkısı olan “California”yı bu sözlerle açıyor. Alt-country gitarları ve Rihanna’nın “Pon de Replay” şarkısının ritmi üstüne bir Grimes şarkısından beklenmeyecek kadar temiz mikslenmiş vokalleriyle Claire Boucher aslında ilk albümünden beri yakın durduğu pop dünyasının tam ortasına bu sefer çivileme atlıyor. Fakat şarkının son beş saniyesi boyunca kulak karıncalandıran ASMR* (Autonomous sensory meridian response) kesiti hiçbir ana akım pop albümünde duyamayacağınız, etkileyici bir ayrıntı. Claire Boucher, bunun gibi onlarca, hattâ yüzlerce referans (anime, K-pop, J-pop, country, Enya, konsol oyunları, ezoterik YouTube akımları vs.) ile post-internet neslin akıl haritasını çıkarıyor âdeta. Art Angels’ı herhangi bir MadonnaLadyGagaKatyPerryBeyoncéTaylorSwift albümünden ayıran en önemli özellik de bu.

Art Angels’dan bahsederken altı çizilmesi gereken bir diğer konu da, kapak illüstrasyonu, klip yönetmenliği, şarkı yazımının yanısıra prodüksiyonun da tamamen Grimes’a ait olması. Bu durum pop müzik sektörünün süregelen erkek egemen ve cinsiyetçi sistemine büyük bir başkaldırı, geç de olsa sağlam bir tokat. 2010’ların gerçek anlamıyla ilk feminist “pop” albümü demek yanlış olmaz. Sırf bu yüzden bile önemli olan Art Angels, hakkında hiçbir şey bilmeden dinlenildiğinde de son zamanların en hayat dolu/heyecanlı/samimi/duygusal/genç albümü olarak göz kamaştırıyor.

Yazının tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:45’e ulaşabilirsiniz.