Rotamız Durmitor Milli Parkı, rehberimiz Güneş Akdoğan

Bant Mag.’da yolculuk deneyimleri topladığımız yeni bir seriye başlıyoruz. Birbirinden oldukça farklı yerlerde, türlü araçlar kullanarak bambaşka şeylerin peşinden yollara düşen kişilerle tanışacağız. Öncelikle yolda olmanın onlar için ne ifade ettiğinden, ardından çok sevdikleri bir rotadan bahsedecekler bize. İlk konuğumuz, 2012’den bu yana dünyanın uzak coğrafyalarında, çoğunlukla yürüyerek seyahat eden Güneş Akdoğan. Seyir defteri, seyahat ipuçları, en’ler gibi başlıklar altında çeşitli içerikler ürettiği drummer lizard isimli blog’unda, gezginlik serüvenine dair notlarını da paylaşan Güneş Akdoğan rehberliğinde rotamız Karadağ’daki Durmitor Milli Parkı. Söz Güneş’te.

Güneş Akdoğan
“Aslolan keşfetmenin heyecanı.” 

Yolda olmayı, doğduğum, yaşadığım gezegeni, çevremdeki doğayı, canlıları ve diğer insanları tanımak, onlarla etkileşime geçmek olarak görüyorum. Yola çıkmak ve bir yere gitmek için çok özel bahanelere ihtiyaç duymuyorum. Çoğu zaman varacağım yerle bile ilgilenmiyorum. 

Yolda geçirdiğim zaman, kazandığım deneyimler ve biriktirdiğim anılar yeterli. Kimsenin bilmediği bir köyden geçmek, rehber kitaplarda ismi yazmayan, kendi hâlinde bir şehirde yaşamak, adı bile olmayan bir tepeye tırmanmak beni fazlasıyla mutlu ediyor. Sanırım aslolan yola devam etmek ve keşfetmenin heyecanı. 

Deneyim merakımdan dolayı çoğunlukla yürüyerek seyahat etmeyi tercih ediyorum. Bazen aylar süren uzun mesafeler katediyor, bazense günlük yürüyüşlerle ilerliyorum. Seyahat hızı ile kazandığım deneyimler arasında bir ters orantı olduğunu düşünüyorum. 

Durmitor Milli Parkı patika

Uçak, araba gibi hızlı araçlarla sadece A noktasından B noktasına ulaşırsınız. Arada bulunan her şey yanınızdan geçip gider. Yürüyerek, bisikletle veya tekne ile yapılan seyahatlerde geçtiğiniz her metreyi deneyimleyebilirsiniz. Çevrenize dokunur, yolda diğer insanlarla iletişime geçer, etrafınızda olup bitenin bir parçası hâline gelirsiniz. 

Dört mevsim seyahate uygun doğasıyla Durmitor Milli Parkı

Karadağ, baştan sona doğa turizmine yönelmiş nadir ülkelerden. Nüfusu az olan ülkenin neresine giderseniz gidin tertemiz, göz alıcı doğası karşılar sizi. Karadağ’ı yürüyerek kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına gezdim. Araçla da çok sayıda harika yerini keşfetme şansım oldu. Tüm bunların ışığında Karadağ’ın en çarpıcı milli parkı Durmitor‘dan bahsetmek istiyorum. Dinar Alpleri’nin bir parçası olan Durmitor Milli Parkı, barındırdığı çok ama çok güzel doğal yapıları ile beni büyülemişti. Her gün birbirinden farklı yolculuklar yapmama ve muhteşem fotoğraflar çekmeme imkân veren inanılmaz bir yerdi. 

Durmitor Milli Parkı kamp

Bir gün keyifli bir doğa yürüyüşü ile vardığım gölün kenarında dinlendim; diğer gün zorlu parkurları takip ederek çevredeki zirvelerden birine çıkıp o muhteşem buzul göllerini ve kadim ormanları izledim. Geniş platonun çimenlikleri arasında bisikletle dolaşarak, boncuk gibi masmavi rengiyle büyüleyen Vrazje Gölü’ne uğradığım ya da arabayla dağların arasından Nevidio Kanyonu’na ulaşıp harika fotoğraflar çektiğim günler de oldu. 

Durmitor Milli Parkı’nın en merkezi konaklama yeri Zabljak. Burada çok sayıda otel, kamp yeri ve kiralık ev bulmak mümkün. Zabljak tüm önemli zirvelere, buzul göllerine, kayak pistlerine yakın olması sebebiyle tercih ediliyor. 

Durmitor Milli Parkı Vrazje Gölü

Durmitor’un en sevdiğim yanı dört mevsim seyahate uygun doğası. Yaz aylarında çok sıcak olmayan havası sayesinde doğa yürüyüşü yapmak, zirvelere tırmanmak son derece keyifli oluyor. Durmitor Milli Parkı, 2000 metreden yüksek 48 tane zirve barındırıyor. Bunlar arasında en ünlüleri Bobotov Kuk (2522 mt), Savin Kuk (2313 mt), Šljeme (2455 mt) ve Planinica (2330 mt) sayılabilir. 

Durmitor Milli Parkı
Bisikletle gezmek de son derece keyifli

Doğa ananın, zirvelerin arasına serpiştirdiği 18 harika buzul gölü de buraya gelenleri kendisine hayran bırakıyor. İrili ufaklı buzul göllerinin çoğunda, suya girmek ve serinlemek mümkün. Kimisi rengi sebebiyle Crno Jezero (Karagöl) olarak adlandırılmış, kimisi ise efsanelere konu olmuş ve Zminje Jezero (Yılan gölü) ismiyle bilinmiş. 

Crno Jezero’dan yürüyüşe başlayıp, gitgide zorlaşan patikaları geçerek ulaştığım zirvede gördüğüm Jablan Gölü’nün güzelliği beni büyülemişti. 4 saatlik yürüyüşün sonunda doğa ananın böylesine cömertçe paylaştığı güzellikleri görmek ve kameramla gördüklerimi kaydetmek, beni fazlasıyla mutlu etmişti. 

Jablan Gölü

Benzer hisleri Vrazje Gölü’ne ulaştığımda da yaşamıştım. Yanına ulaşana kadar, burada bir göl olduğunu anlamak mümkün değildi. Sürekli haritayı kontrol edip etrafta onu ararken, bir anda yolun yanında karşıma çıktı. Sarı – yeşil tonların hâkim olduğu bir düzlükte, masmavi rengi ile gören herkesi büyülüyordu. Durmitor’da bulunan 18 buzul gölü, halk arasında “Dağın Gözleri” (Gorske Oci) olarak da biliniyor. 

Durmitor, kış aylarında da, özellikle kayak ve kış sporları sevenler için çok güzel pistlere ve imkânlara sahip. Zabljak’a otobüsle ulaşmak mümkün. Buraya gelmeyi düşünenlere bir iki gün bisiklet kiralamalarını öneririm. Merkeze yakın bölgelerde doğa yürüyüşü yapmanın yanı sıra plato bölgesinde bisikletle gezmek de son derece keyifli olacaktır.

Durmitor Milli PArkı
Durmitor Milli Parkı

Zabljak merkezden günlük doğa yürüyüşleri yaparak birden fazla zirveye ve göle ulaşmak çok zor değil. Karadağ bu konuda hazırlıklı. Tüm yürüyüş parkurları çok iyi işaretlenmiş ve haritalandırılmış. Kaybolma şansınız neredeyse hiç yok gibi. 

Bir turizm bürosundan, ücretsiz genel haritaların yanında, gitmek istediğiniz bölgeye ait detaylı haritaları da belli bir ücret karşılığında temin edebilirsiniz. Kaldığınız kamp veya otelden, düzenlenen turlar hakkında bilgi alabilirsiniz. Rehber eşliğinde günlük doğa yürüyüşü turlarına katılarak tek başınıza gitmenizin mümkün olmadığı bazı zirvelere ulaşabilirsiniz. 

Yazı ve fotoğraflar: Güneş Akdoğan