Haftanın etkinlik rehberi (27 Temmuz - 2 Ağustos)

Haftanın takviminden dikkat çeken konserler, oyunlar, söyleşiler, gösterimler, sergiler ve tavsiyeler.

KarmaComa
3 Eylül’e dek, Anna Laudel Bodrum

Güncel meselelere karşı avangart yaklaşımlardan ilham alan KarmaComa sergisi, küratör Ayça Okay’ın derlediği 20 sanatçının işleriyle melodram kültürünün görünmeyen yüzüne ışık tutuyor. Açılış 27 Temmuz’da; detaylar burada.

İstanbul Festivali
6 Ağustos’a dek, Festival Park Yenikapı

Sahne şovları, yaratıcı çocuk atölyeleri, espor turnuvaları ve benzersiz lezzetler burada. Haftanın programında Ajda Pekkan, Edis ve Duman konserleri var. Etkinlikler 16.00 itibarıyla başlıyor. Biletler burada.

Endüstrimantal: Ozoyo
28 Temmuz, Müze Gazhane

Müze Gazhane’nin 130 yıllık endüstriyel hafızasını müziğin sınırsız dünyasıyla birleştiren Endüstrimantal konser serisi kapsamında bu kez doğayla ilişkilenen kısa formatlı, tematik yayınlar tasarlayan prodüktör Ozoyo sahnede olacak. Detaylar burada.

Gezgin Salon 
29-30 Temmuz, Parkorman

Karanlık R&B tınılarından alternatif rock’a, elektronik müzikten dream pop’a uzanacak iki günlük maratonun programında; Emir Taha, Sylvie Kreusch, Agar Agar, L’impératrice, Satori, Tsar B, Warhaus, Büyük Ev Ablukada, Jon Hopkins ve Still Corners ve dahası yer alıyor. Isınma turu için Cem Kayıran’ın “Japon tütsüleri yansın: Still Corners anlatıyor” başlıklı röportajına uğrayabilirsiniz. Detaylar burada.

Söyleşi: Kutsal Motor / Çalı Köy Filmleri Festivali 
29 Temmuz, Çalı Futbol Sahası Bursa

Nilüfer Oda Orkestrası’nın Film Müzikleri konseriyle açılacak festivalde; Bereketli Topraklar Üzerinde, The Banshees of Inisherin, Bars, Kirazın Tadı, Kavur ve Karanlık Gece filmleri gösterilecek. Kısa Film Yarışması ve çeşitli atölyelerin yanı sıra Nur Sürer, Kutsal Motor ve dahasıyla yapılacak söyleşiler de programa dâhil. Detaylar burada.

Min Taka
29 Temmuz, Bant Mag. Havuz / Bina

Min Taka, İstanbul/Hollanda bazlı sanatçı Yasemin Koyuncu’nun müzik projesi. İsmini yok olan bir gezegen mitinden alıp, şarkılarında iç dünyasını indie, liquid dnb ve hyper pop’u harmanlayarak paylaşır. Aşırı yumuşak samimi bir sound’dan yoğun elektronik kargaşaya kadar her şey, bir Min Taka konserinde beklenebilir. Detaylar burada.

Fotoğraf: Ingrid Woudwijk
Depremlerin Ardından Türkiye ve Suriye Panel #2: 
29 Temmuz, Salt Beyoğlu ve çevrimiçi

ABD’de yaşayan Türkiyeli-Amerikalı mimar ve akademisyenlerin kurduğu CARRRE kolektifi tarafından hazırlanan panel dizisinin Orta Vadeli Yardım ve Geçiş Programları başlıklı ikinci oturumunda konuşmacılar, geçici afet barınaklarının uzun süreli kullanımından kaynaklanan zorlukları değerlendirirken, afet sonrası planlama stratejilerini ve Türkiye ile başka ülkelerde geliştirilen alternatif yaklaşımları ele alacak. Detaylar burada.

Drag Show & DJ Set
29 Temmuz, Mecra

Anna Tholia, Florence K. Delight, KiKA ve Willie Ray drag performanslarıyla sahnede; Barçın, El1fkk ve Şevval Kılıç ise DJ setleriyle kabin başında olacak. Detaylar burada.

Yıldızlar Altında Sinema: Mauvais Sang / Kötü Kan
30 Temmuz, Kalamış Atatürk Parkı

Kadıköy Belediyesi tarafından Kalamış Yaz Festivali kapsamında Sinematek/Sinemaevi ortaklığıyla düzenlenen Yıldızlar Altında Sinema açık hava film gösterimlerinde haftanın yapımı Leos Carax’ın ikinci uzunmetrajı Mauvais Sang. Juliette Binoche ve Denis Lavant’lı film; âşık olmadan seks yapan insanların ölümcül bir virüse yakalandığı bir salgının ortasında, panzehirin peşine düşen bir grup hırsızın yürek burkan, romantik ve coşku dolu hikâyesini anlatıyor. Biletler burada.

Donna Mobile
30 Temmuz, Flow Datça

Boss Loop Station RC-505, midi ve vokalleriyle tamamı orijinal tracklerden oluşan setinde Donna Mobile’e dans ederek eşlik etmemek mümkün değil. Parçaları birbirine miksleyerek ilerlediği türler arası yolculuğunda house, electro, techno vb türlere de minik dokunuşlarda bulunmakta; bol bol doğaçlamaları, sürpriz yorumlarıyla enerjiyi gece sonuna kadar yükseltmekte. Detaylar burada.

Taşıdıklarımız
31 Temmuz, ENKA Eşref Denizhan Açıkhava Tiyatrosu

Çıplak Ayaklar Kumpanyası’ndan: Taşıdığımız şeyler aslında ihtiyacımız olan şeyler mi? Bizi hayatta tutan şeyler mi bunlar? Yoksa hiç sorgulamadan kabul ettiğimiz, hayatı devam ettirmemizi sağlayan şeyler mi? Sonucu olmayan hareketleri, ne kadar keyfi olduklarını fark etmeden yapıp duruyor muyuz, yoksa onlar olmadan boşluğun yavaşça içeri süzüleceğini bildiğimiz için mi tekrar ediyoruz bunları? Hayat laboratuvarının ipleri tamamen elimizde mi, yoksa kararlarımız, bütün tecrübemizi sorgulamamıza sebep olacak yüzleşmeyi erteleme biçiminden başka bir şey değil mi? Biletler burada.