Haftanın etkinlik rehberi (30 Ocak - 5 Şubat)
Haftanın takviminden dikkat çeken konserler, oyunlar, söyleşiler, gösterimler, sergiler ve tavsiyeler.

Gökhan Gökseven – Choose Your Own Adventure
30 Ocak – 1 Mart, x-ist
Gökhan Gökseven’in x-ist’teki ikinci kişisel sergisi, izleyiciyi alternatif hikâyeler yaratmaya davet eden, farklı katmanlar barındıran bir anlatı dünyası sunuyor. Sergi, 1980’lerde Edward Packard tarafından yaratılan ve Türkiye’de “Macera Tüneli” olarak bilinen, okuyucunun olayların akışını ve sonunu kendi seçimleriyle şekillendirdiği kitap serilerinden ilham alıyor. Detaylar burada.

LOOP
31 Ocak, Fişekhane
Ebru Nihan Celkan’ın yazdığı; Nagihan Gürkan’ın yönettiği LOOP, bir döngüyü kırıp bazı bitişler ve bazı başlangıçların peşine düşen baş karakteri Umut’un belirsizlikle -ve kendiyle- kucaklaşma serüvenini anlatıyor. Berfu Öngören, Uğur Karabulut ve Bora Çınar’ın performansıyla sahnelenen oyun, kendini sürekli farklı köşelere savrulmuş hissedip bir çıkış arayan her birimizle doğrudan konuşuyor. Biletler burada.

heartquake
31 Ocak, Arter
Çağdaş dans performansı heartquake, bedenin yaşadığı coğrafya ile somatik ilişkisi üzerinden şekillenen bir hareket araştırması fikriyle 31 Ocak Cuma akşamı saat 20.00’de Arter’de izleyicilerle buluşuyor. Ekin Tunçeli’nin konsept ve koreografisini üstlendiği performans, çeşitli “sallantılı” hâlleri, arayışlar, ilişkilenmeler ve inşa edememeler üzerinden koreografik bir örgüyle sahneye taşıyor. Detaylar burada.

Korbut Flip
31 Ocak – 22 Şubat, KAIROS
Korbut Flip, 11 sanatçının beden ve zihnin sınırlarını zorlayan günümüz hikâyelerine odaklandığı işleri bir araya getiriyor. Adını Olga Korbut’un bedenin sınırlarını aşan bir cesaret eylemi olarak hatırlanan 1972 Münih Olimpiyatları’nda sergilediği (“Ölümcül Dönüş” olarak adlandırılan) Korbut Flip’ten alan sergi, hakikatin sınırlarını kaybettiğimiz bir çağda sanatçıların kendi ölümcül dönüşlerini incelikle nasıl planladıklarını izlemeye davet ediyor. Detaylar burada.

Gösterim: Hanzi
31 Ocak, Salt Beyoğlu
Mu-Ming Tsai’nin belgesel filmi, farklı alfabelerin dijital ortama taşınması odağında tasarım ve kültürel kimlik ilişkisini ele alıyor. Son yıllarda özellikle Asya’da tipografi ve yazı sanatına ilginin yükselişine dikkat çeken film, “Dil, kimliği nasıl şekillendirir?” ve “Dijital çağda el yazısının rolü nedir?” gibi soruları gündeme getiriyor. Filmde Londra’daki Chineasy’nin yaratıcısı ShaoLan Hsueh, Japonya’nın ünlü font tasarımcılarından Akira Kobayashi, Çin’in önde gelen font tasarımcılarından Sammy Or ve dünyadaki son geleneksel Çince harf dökümhanesi Ri Xing Type Foundry ile yapılan röportajlara da yer veriliyor. Detaylar burada.

Kashual Plastik Label Night
1 Şubat, eksibir
Farklı disiplinlerden deneysel ve eklektik müziklere odaklanan Berlin merkezli plak şirketi Kashual Plastik, eksibir’e konuk oluyor. Ritim makineleri ve synthesizer’lara karakteristik bir yaklaşım getirerek kontrollü kaoslar yaratan Inkasso ve aynı zamanda Tektosag’ın kurucularından biri olan Utku’nun West Coast electro tınılarıyla gerçekleştireceği canlı performansların yanı sıra İstanbullu DJ Ece Özel de seçkisiyle kabinde olacak. Detaylar burada.

İlayda İpekçi ile AKROBASİ ve HAREKET ARAŞTIRMASI
1-2 Şubat / çakSTÜDYO
Çıplak Ayaklar Kumpanyası, şubat ayını iki gün sürecek bir atölye ile açıyor. Saat 12.00-14.00 aralığında gerçekleşecek programa ilişkin ÇAK ekibi şunları söylüyor: “Bu atölyede ters duruşlar için teknik ve kuvvetlendirme egzersizleri ile başlayarak, hareket akışının içinde yeri itme – çekme, akrobatik akış, direnç ve dengeyi, özgün stiller oluşturma ve çeşitlemeler yaratmayı birlikte araştıracağız. Akrobasi ile ilgilenen ve denemeye açık herkese uygundur.” Kontenjan kısıtlı olduğu için katılımcıların [email protected] mail adresi üzerinden kayıt yaptırmaları gerekmekte. Detaylar burada.

Gökçe Bebeci – Şu An Olmaz Sonra Geçer
1-15 Şubat, Dada ArtRoom
2024’ün ilk günlerinde aramızdan ayrılan Gökçe Bebeci’nin üretimlerinden bir seçkiyi buluşturan özel bir sergi. Sanatçının ailesi ve arkadaşlarının sergiyle ilişkili mesajı şöyle:“Onun aramızdan ayrılışının zamansızlığına işlerinde sıklıkla tekrar ettiği cümleyle değinmek, onu hiç tanımayanlarla işleri arasında kendi sözleriyle bir köprü kurmak istedik. ‘Şu An Olmaz, Sonra Geçer’ sergisi, kendi alanında üretimlerine sessizce devam ederken bizlere çok erken veda etmiş yetenekli bir sanatçının aynı zamanda dış dünyayla buluşması için bir temas çabası.” Detaylar burada.

Limonlar Limonlar Limonlar Limonlar Limonlar
2 Şubat, Kadıköy Boa Sahne
Günde kaç kelime ile konuşabileceğiniz, bir yasa tarafından sınırlandırılsa nasıl anlaşırdınız? Günde sadece yüz kırk kelime hakkınız olsa; günlük ihtiyaçlarınızı, sevginizi, anılarınızı karşınızdakine nasıl anlatırdınız? Mors alfabesi? Kısaltmalar? Belki de daha çok göz kontağı? “Bazı yollar bulmamız gerek. Hileler ve bir şeyler.” Sam Steiner’ın metninden Zelal Buldan’ın çevirisi ve rejisi ile sahneye taşınan oyun için biletler burada.

Söyleşi: “Jül Vern Seyahat Acentesı ve Mücavir Mevzular” – İlhami Algör ve Vedat Ozan
2 Şubat, kargART
İlhami Algör, “Jül Vern Seyahat Acentesi”nde Jules Verne’in Seksen Günde Devriâlem’inin kahramanı Phileas Fogg’un peşine takılıp seyyahlığına devam ediyor. Kitapta gezdikleri, gördükleri yerleri, manzaraları, tatları, kokuları, sesleri Vedat Ozan ile beraber anlatıp bu güzel ama bir o kadar da zor seyahatin deneyimini katılımcılarla paylaşacaklar. Bakalım İlhami ve Vedat beyler acentanın hizmetlerinden memnun kalmış mı, pazar öğlen kargART salonundaki sohbette bunu öğrenip belki de sıradaki yeni seyahatiniz için bambaşka bir program yapacaksınız. Detaylar burada.

Salıncak
3 Şubat, Alan Kadıköy
Salıncak; orta yaşlarına gelmiş iki kardeş, Bahar ve Kerem’in birlikte yaşadıkları evde geçer. Geçmiş bir olayın izleri, anılarında ve çevrelerinde rahatsız edici bir şekilde tekrar gün yüzüne çıkmaya başladıkça, Bahar ve Kerem’in hayatı giderek gerilim dolu ve tekinsiz bir hale gelir. Oyun boyunca kardeşler; çocukluk, yüzleşemedikleri sırlar ve silikleşmiş gerçekler arasında savrulur. Birbirlerine bağımlı ilişkileri, oynadıkları oyunların ve yarattıkları yeni anıların gölgesinde gittikçe dengesizleşir. Gülhan Kadim’in yönettiği oyunun biletleri burada.

Serbestlik Dereceleri
11 Nisan’a dek, YUNT
Kerem Ozan Bayraktar’ın küratörlüğünü üstlendiği sergi, sanatsal ifade biçimleriyle mekânı nasıl algıladığımızı, kurguladığımızı ve temsil ettiğimizi odağına alıyor. Bir sistemin çevresel koşullara göre nasıl hareket edebileceğini, dönüşebileceğini ve yeniden biçimlenebileceğini açıklayan “serbestlik dereceleri” kavramı, sabit uzam modelleri yerine, farklı yoğunluklar ve hareket olasılıkları içeren bir anlayış öneriyor. Detaylar burada.