Fievel Is Glauque, Ginger Root ve bu hafta başka ne dinlesek?
Yazı: Elif Öz, Şevval Öztemur, Utkan Çınar, Zeynep Naz Günsal
Fievel Is Glauque, diskografisinin en “pop” ânından sesleniyor. Ginger Root, 13 Eylül’e randevu verdiği yeni albümü için kalp atışlarını hızlandırmakta. Desire’ın synth dalgaları bu kez Malta kıyılarına vuruyor.
Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.
TEKLİ: Fievel Is Glauque – As Above So Below
(Fat Possum Records)
Fievel is Glauque hâlâ listelerinizde yerini almadıysa, “As Above So Below” giriş şarkınız olsun. Zach Phillips ve Ma Clément’in hayat verdiği proje psikedelik caz tınılarına imza yaklaşımını getiriyor ve her şarkı bir rüzgâr gibi saçlara dokunurken âdeta sabun gibi de elimizden kayıp gidiyor. “Şu âna kadarki en basmakalıp şarkımız” diyor Phillips yeni tekli hakkında; hem sözleri hem dinleme deneyimi olarak gerçekten de popa en yaklaştıkları an denebilir. Phillips’in bilgisayarındaki bazı ses dosyalarının kesip biçilmesiyle ortaya çıkan şarkıda davulcu Gaspard Sicx and perküsyonist Daniel Rossi’yi de dinliyoruz.
TEKLİ: Nubya Garcia – Set It Free (feat. Richie)
(Nubya Garcia / Concord Jazz)
Cazın bugününü şekillendiren nefeslerden biri olan Nubya Garcia; “The Seer” ve “Clarity” teklilerinin ardından yaklaşan ikinci stüdyo albümü Odyssey‘den bir tadımlık daha paylaştı. KOKOROKO’dan Richie Seivwright’ın trombon ve vokalde duyulduğu parçanın bol döngülü groove’u ve kadife synth sesleri hızla büyüsü altına alırken, Sam Jones davulda tansiyonu sıkı sıkı tutuyor. Türleri birbirine karıştırmayı sevdiğini de bildiğimiz Garcia’dan R&B esintili, senkopu bol bir çıkış.
TEKLİ: Cold Cave – Siren Song
(Heartworm Press)
Gecenin zifiri karanlığından kaçıp gizemli, dinamik ve çekim gücü yüksek synthlerin kuşattığı dansa sığınanların teklisi “Siren Song”. Grubun mart ayının 15’inden ekim ayının 15’ine uzanan ve adım adım kendini var eden Passion Depression koleksiyonunun ağustos durağı darkwave lezzeti ve terleten bir heyecan yaşatıyor.

ALBÜM: Ray LaMontagne – Long Way Home
(Liula Records)
20 yıl evvel “Trouble” ile hayatımıza giren ABD’li müzisyen ve besteci Ray LaMontagne, o dönemden beri hep üzerine iyi çalışılmış, kalburüstü albümlerle karşımıza çıktı. Bir Townes Van Zandt kuplesinden esinlenerek ortaya çıkan Long Way Home, müzisyenin ustalık dönemini yansıtan, kariyerinin en başarılı işlerinden biri. Albümünde kendi deyişiyle “Van Zandt’in tek mısra ile söylediğini 9 şarkıda anlatmaya çalışan” LaMontagne’ı bu işi becerip beceremediğiyle ilgili yargılayamayız tabii ki. 70’lerin folk-rock soundlarını çok kaliteli bir işçilikle ortaya çıkaran Seth Kauffman’ın da desteğiyle yılın ve LaMontagne diskografisinin güzel işlerinden. Pas geçmeyin.
TEKLİ: Bonobo – Expander
(Ninja Tune / GRGDN Müzik)
Geçtiğimiz yıl İstanbul’da canlı dinleme şansını bulduğumuz Bonobo, albüm aralarında tekliler paylaşma huyunu sürdürüyor. Canlı performanslarında da yer verdiği “Expander”, sonik açıdan rahatlıkla son albüm Fragments’ta da yer alabilecek bir kayıt. Ancak bir yandan Bonobo’nun da artık sounduna yenilikler getirmesi gerekliliğinin de ipucunu veriyor sanki. Onun bir markası hâline gelen vurgular, kullanılan vokal ve nefeslilerin sıradanlığa yelken açtığını belirtmeli.
TEKLİ: Nilüfer Yanya – Mutations
(Ninja Tune / GRGDN Müzik)
Kendine özgü akıcılığıyla bir masal anlatır gibi kulağınıza üflüyor melodileri Nilüfer Yanya. Mesele edindiği şeyler çok parlak olmasa da bir dostunuzun omzuna başınızı yasladığınızıda bulduğunuz konforu yaşatıyor çabasız bir şekilde. Yeni şarkısının ardındakileri de şöyle özetlemiş Londralı müzisyen: “Bu şarkı koşulların sebep olduğu değişimle ilgili. Küllerinden doğan anka kuşu gibi değil; milyonlarca ufak tefek karar ve eylem varlığınızı şekillendirirken; sürekli olarak gerçekleşen incelikli bir değişim.”

ALBÜM: Fatima Al Qadiri – Skincare (OST)
(Milan Records)
New York’ta yerleşik, aslen Kuveytli sanatçı ve müzisyenin elinden çıkan Skincare OST, dizi ve video klip işleriyle tanınan Austin Peters’ın Elizabeth Banks’li ilk uzun metrajına yaptığı film müziği. Siber saldırı altında kalarak repütasyonu zedelenen bir cilt bakımı mogulunu anlatan, ayrıca gerçek bir hikâyeye dayanan Skincare’e Al Qadiri’nin yaptığı beste çok ince, narin temalarla Hope karakterini inşa edip, sonrasında istikrarlı biçimde tekinsizleşip sertleşiyor. Arp seslerinden türemiş synth melodileri yerini distopik dokulara, pürüzlü, koyu ve beat odaklı sekanslara bırakıyor öykü ilerledikçe. “Dear Friends”ten itibaren de işler çok ilginçleşiyor: Sinematik synthler, eski John Carpenter filmlerini, Vangelis’in stilini anımsatan anlar da var ama genelinde taze duyulan bir iş. Filmle nasıl gidecek, merak içindeyiz.
TEKLİ: A Place To Bury Strangers – You Got Me
(Dedstrange)
APTBS’ın yeni teklisi, basın açıklamasında “Yüksek sesle dinleyin” yönergesiyle geliyor. “You Got Me”nin hakkı gerçekten en iyi bu şekilde çıkabilir, zira birbirinden karizmatik gitarlar ve davulun buluştuğu aranjmanının tadı, ancak yüksek volümle çıkabilir. Hem grubun hem plak şirketleri Dedstrange’in kurucusu Oliver Ackermann’ın gruba basçı John Fedowitz ve davulcu Sandra Fedowitz’i katmasının (pozitif) etkisi hemen anlaşılıyor diyebiliriz. Gitarların ardından duymak zor olsa da özünde üzgün bir aşk şarkısı “You Got Me” ve karanlık bir tarafı da yok değil. Parçanın ortalarında duyulan, grubun sahilde üstlerinde 747 jet uçarken yaptığı saha kaydına da dikkat!
TEKLİ: Efza – kendileri
(bağımsız)
Sevginin; beni sen, seni ben, bizi sen ve ben ikiliğinden öteye taşıyan gücünün hikâyesini anlatan bir şarkı. Sözü, müziği, düzenlemesi ve miksi alışık olduğumuz şekilde yine Efza’dan, kapak görseli ise kendisinin yapay zekâ ile yaptığı denemelerden. Elektronik dokunuşları, özgün ses formları, melankolik sözleriyle kök salmış bir sevgiye ses veriyor “kendileri”.

ALBÜM: Pom Poko – Champion
(Bella Union)
Norveçli ekibin üçüncü stüdyo albümü; harikulade kapağının da söz verdiği gibi eğlenceli, yaratıcı ve beklenmedik. Yeni uzunçalarda hem bireysel yolculuklarında aileye karıştıkları hem de grup üyeleri olarak artık bir aile olduğu hissediliyor Pom Poko’nun. Çocuksu olmayan bir neşesi ve naif olmayan bir hayata tutunma hâli var ve sanıyoruz ki grubun şampiyon olmaktan anladığı da bu zaten. Davulcu Ola Djupvik’in albüm hakkında söyledikleri de koleksiyonun her saniyesinde hissediliyor: “Sadece rahat olmamız ve müziği müzik için ve eğlenmek için yapıyor olmamız başarımızı körüklüyor. Bence bu albüm iyi anlamda kendinden oldukça emin. Övünüyor gibi değil; daha çok ‘Yaptığımız şey bu ve rahatız’ gibi.”
TEKLİ: Desire – I Know
(Italians Do It Better)
Montrealli vokalist Megan Louise ve prodüktör Johnny Jewel’ın yoldaki Desire albümü Games People Play’den bir tekli daha. Evvelki işleri Escape’den iki yıl sonra, 2 Ekim’de gelecek albüm elbette ki üyelerinin yıllardır başını çektiği dillere destan etiketten çıkma. “I Know” bir yandan düşük temposu ve synth arpejleriyle masaj etkisi yaratırken, Megan Louise’in berrak vokalleriyle şuh atmosferini derinleştiriyor. Parçanın Malta sahillerinde çekilen klibi de burada.
TEKLİ: Azemad – Halal Rage
(Amel)
Mısır’da doğan ve Berlin’de yaşayan prodüktör Azemad, “Halal Rage” adlı teklisiyle Amel kataloğunda yerini aldı. Parça tam gaz bir kulüp banger’ı tadında açılsa da ilerledikçe ritmik oyunları ve Azemad için bir imza hâline gelen kasvetli vokalleriyle dümeni çok daha derinlikli ve hipnotik sulara kırıyor. Mısır’ın müzik geleneklerinden aldığı ilhamı hem perküsif unsurlarda hem de vokal üslubunda hissetmek mümkün.

TEKLİ: Ginger Root – Only You
(Ghostly International)
Cameron Lew’un yumuşak vokali, 80’ler funk ve disko ses manzaralarının bir çıkarması olan “Only You”, 13 Eylül’e tarihlenmiş SHINBANGUMI albümüne bir adım daha yaklaştırıyor. Kendinden önce gelen teklilerle olan ilintili hâli ve görsel dünyasıyla kişisel, hafif ve city pop etkili. “Derin bas disko ritimleri, titrek synth glissandoları” ile dışı bizi, içi Ginger Root’u yakan bir füzyon demek yanlış olmaz.
ALBÜM: Delicate Steve – Delicate Steve Sings
(Anti-)
Paul Simon, Miley Cyrus gibilerle çalışan, The Black Keys’in de turne gitaristliğini yapan Steve Marion; Delicate Steve adıyla 2011’den beri yayımladığı albümlerine bir yenisini ekledi. Albümün ismi sizi yanıltmasın, Delicate Steve yine şarkı söylemiyor. “Baby” ve “Yesterday” gibi iki tanıdık cover da içeren albümün güzel işçiliği, son dönemden Hermanos Gutierrez, Khruangbin gibi revaçta isimleri hatırlatırken yer yer asansör müziği kitschliğine de yakın durabiliyoruz. Ama bunun kasıtlı bir yaklaşım gibi durduğunu da eklemeli.
TEKLİ: The Jesus Lizard – Moto(R)
(Ipecac Recordings)
Teksaslı rockçılar The Jesus Lizard’ın bu milenyumda ilk defa albüm yayımlayacağını biliyor muydunuz? Geçtiğimiz aylarda yitirdiğimiz Steve Albini’nin de favori gruplarından olan; Nirvana, Fugazi gibi grupları etkileyen, 90’ların sağlam rock grubu son albümlerinden bu yana geçen sürede bolca “yeniden bir araya gelme” turneleri yaptıktan sonra yeni albüm haberini geç de olsa aldık. 1 Eylül’e tarihlenen Rack’ten gelen üçüncü tekli, ilk ikisi gibi gayet sıkı bir çalışma. Artık 60’lı yaşlarını yaşayan grup üyeleri bunu hiç hissettirmiyor ve gayet dinamik tınlıyorlar. Sanırız albüm de bu yıl çokça rastladığımız geri dönüşler arasında üst sıralara yazılacak.

ALBÜM: Hamish Hawk – A Firmer Hand
(SO Recordings)
On senedir üretim hâlinde olan İskoç müzisyen, 2021’den beri Hamish Hawk ismiyle solo işlerini yayımlıyor. Üçüncü stüdyo albümü olan A Firmer Hand için bu işlerin en güçlüsü, isminin de dediği gibi en sağlamı demek yanlış olmaz. İlk iki albümde sözlerdeki kalabalık ve zorlama hissin, sığdırılmaya çalışılan referansların ve büyük sözcüklerin kapladığı yer bu albümde azalmış, söz ve müziğin dengesi hiç olmadığı kadar iyi sağlanmış. Yeni koleksiyonla ilgili bir röportajda “erotik bir kalbi, şehvetli ve arzulayan tarafını” keşfettiği söylemiş ve tabii bu tarafın “çok saf ve neşeli değil bazen daha hayvani, daha çirkin” olabileceğinin de notunu düşüyor. Gotik unsurlar (“Machiavelli’s Room”), 80’ler esintileri (“Big Cat Tattoos”) ve indie rock marşlarını andıran parçalarla (“Men Like Wire”) dolu koleksiyon, Hawk’un da dediği gibi kendisinin “”büyüme sancıları” albümü.
TEKLİ: The Blessed Madonna & Kylie Minogue – Edge of Saturday Night
(Warner Music UK / Megaverse Ltd.)
Bebe Rexha ve Tove Lo’yla “My Oh My”ı yayımladıktan günler sonra; yıldız DJ’e eküri olduğu bu dolu dolu tekliyle Kylie Minogue tekrardan listelerde. Çarpıcı başığıyla kaş kaldıran parça Kylie’nin kulüp estetiğini şu noktada bütünüyle kucaklayarak içine aldığını doğrular nitelikte. Kendisine elektronik daima yakışmıştı zaten. Kendini gecelere bırakıp dans pistine yollanmaya adanmış parçanın olduğundan daha uzun hissetirmesi bu durumda iyi bir faktör: Akışı, detayları, davul makineleri, Atari pırıltılı bir synth hattı… Kısa süresine sanki bir elektronik saga sığdırmış. Neonlu lirik videosu için böyle, Kylie ve Marea’nın Ibiza’da tekliyi ilk kez canlı çaldıkları görüntüler içinse dilerseniz şöyle buyurun.
TEKLİ: Tapir! – Hallelujah Bruv
(Heavenly Recordings / GRGDN Müzik)
Londra çıkışlı altı kişilik grup, ocak ayında kavuştuğumuz çıkış albümlerinden bu yana ilk defa bir tekli paylaştı. Tapir! ilk albümle hikâyeleri, yolculuk gibi hissettiren şarkıları, uçsuz bucaksız bir imge dünyasını ve kalabalık aranjmanlardan keyif aldığını gözler önüne sermişti. Bunları gözetirsek “Hallelujah Bruv” beklenmedik sadelikte bir sonik manzara çiziyor: Yalnızca bir akustik gitar, solist İke Gray ve yer yer çok kısık bir geri vokalden ibaret şarkı. Gray’in ağzından, parçanın çıkış hikâyesini de böyle bırakıyoruz: “Bir gün kilise bahçesindeki bir kafede işimi bitirdikten sonra bekçi tarafından içeri kilitlenmekten kıl payı kurtuldum. Konuşmamızı ‘hallelujah, bruv’ diyerek bitirdi. Bu şarkı o beye ithaf edilmiştir.”

ALBÜM: Kaptan Kadavra – Steril ve Kimliksiz
(Bağımsız)
Ankaralı grup Kaptan Kadavra, 2021’den bu yana ayakları yerden kesen, saç döktüren rifflerini üzerimize savurmaya devam ediyor. Üçüncü albüm Steril ve Kimliksiz de sekiz şarkılık bir eklemleri esnetme merasimi âdeta. Can Temiz düeti “Katarakt” ile kapanışı yapan albümün en akılda kalıcı parçalarından biri, belki de Kaptan Kadavra diskografisinin en ayrıksı parçalarından biri olan “Dip” kesinlikle. Miks ve prodüksiyon gitarist Anıl Özbek’ten, kapak görseli de basçı Gürkan Gürler’den.
ALBÜM: Horse Jumper of Love – Disaster Trick
(Run For Cover Records)
Boston’ın yeni nesil slowcore harikalarından Horse Jumper of Love, beşinci stüdyo albümüyle bir kez daha gri bulutları tepenize dikmekteki ustalığını gözler önüne seriyor. “Today’s Iconoclast” ve “Lip Reader” gibi parçalardaki kirli kasvet, damakta bir tür Granvehurst tadı da bırakıyor. Ekibin bugüne kadar yayımladığı en atmosferik kayıtlardan biri Disaster Trick ve senenin geri kalanında pek çok “dip” âna eşlik edeceğine de şüphemiz yok.
TEKLİ: Wild Pink – Sprinter Brain
(Fire Talk)
Geride kalan yaklaşık 10 yıllık zaman dilimine zevkli cover EP’leri ve dört uzunçalar sığdıran Wild Pink, son olarak 2022’de, grubun esas kişisi John Ross’un kanser tedavisinde hayat bulan şarkılardan oluşan ILYSM albümüyle aramızdaydı. 10 yeni şarkıdan oluşacak Dulling The Horns adlı yeni albümden dinlemeye açılan ikinci parça hakkında da şunları söylüyor Ross: “Bu şarkı problemlerinle nasıl başa çıkacağını ve felaket senaryoları kurmamayı öğrenmekle ilgili. Uzun zamandır yazdığım en hızlı şarkılardan biri ve konserlerde çalması gerçekten çok eğlenceli.”