“Fiziksel olarak” ışınlanma hayali kurduğumuz 35 konser

Fiziksel konserlerin hissettirdikleri üzerine yoğun düşüncelere savrulduğumuz günlerden geçiyoruz. İrili ufaklı salonlara girmek, oturmak, ayakta olmak, kan ter içinde şarkılara eşlik etmek, titreşimleri doğrudan vücutta eritmek… Ne kadar yeri doldurulmaz hisler, öyle değil mi? YouTube’da baştan sona izlenebilecek (neredeyse hepsi öyle) nefis canlı performansları bir araya getiren bu seçkiyi de bu duygularla hazırladık. Ruhumuzun bizi istediği yerlere götürmesine izin verdik. Zamanında gittiğimizi zannettiklerimiz (asla öyle bir şey yok!), izledikçe fezaya yaklaştıklarımız, “Al sana mis gibi performans!” dediklerimiz ve yerli arşivlerden çizdiğimiz bir rota var. Bu 35 konser için bilet kesilmiyor, sıra beklenmiyor; sadece play’e basılıyor… Arşivlerini açan herkese teşekkürler. 

BİZ DEĞİL AMA RUHUMUZ ORADAYDI

Pet Shop Boys – Performance (1991)

Ortam: Yatakhaneler hastane koğuşuna dönüşüyor, fanteziler su gibi akıyor.
Şelale duygular: Pop müzik hayatımızı kurtardı.
Performansın pik noktası: “I’m Not Scared”in finalinin ardından Chris Lowe karanlıklar içinde mikrofona “Secrets of sexual attraction” der ve başyapıtını seslendirmeye başlar. Ona eşlik eden kanatlı dansçılar etrafını sarmadan önce bir bir üzerindekileri çıkarır.  

Fugazi – Live Archives (1988 – 2002)

Ortam: İzbe punk kulüpleri, sokak konserleri, festivaller…
Şelale duygular: Açılış sahnesi… Üstleri çıplak dört delikanlı… Kan, ter, gözyaşı…
Performansın pik noktası: “I am a patient boy!” diye bağıran kalabalık.

Yellow Magic Orchestra (1983)

Ortam: 80’lerin ihtişamıyla, müzik ve teknolojiyi kol kola getiren bir sahne şovu.
Şelale duygular: Aslında yıldızlara ne kadar da yakınız, değil mi?Performansın pik noktası: Yukihiro Takahashi davul setinin başına geçer ve kozmik diskonun yıllandıkça kıymetlenen klasiği “Firecracker” başlar…

Rage Against The Machine – Live at Chicago (1993) 

Ortam: Yine kan, yine ter, yine gözyaşı.
Şelale duygular: Genciz ve kızgınız, iliklerimize kadar hem de…
Performansın pik noktası: Bu kadar yüksek enerjili bir konserde pik noktası seçmek zor ama bir klasikle ilerleyebiliriz: “Killing in the Name”.

Konserin tamamı burada.

Can – Live / Rockpalast (1970) 

Ortam: Tarihe tanıklık ettiğinden habersiz bir kalabalık, devasa kameraların ardında, bir köşeye sıkışmış Can üyeleri.
Şelale duygular: Başımı döndüren şey müzik mi, yoksa içkime bir şey mi attınız? 
Performansın pik noktası: Damo Suzuki boğazını yırtarak haykırıyor: “Mother Skyyyyyy”.

Björk – MTV Unplugged (1994)

Ortam: Onlarca MTV Unplugged konseri izledik, böyle bir sahne, böyle bir dağılım görmedik.
Şelale duygular: Seviyoruz, dünyadaki ve dışındaki her şeyi hem de.
Performansın pik noktası: “Big Time Sensuality”nin bu versiyonunun ne kadar iyi olduğunun farkında mısınız?!

Jonathan Richman – TopPop Special (1978)

Ortam: 70’lerde bir televizyon stüdyosu ve seyirciler.
Şelale duygular: Müziğin gerçekten saf olduğu anlara bir yolculuk.
Performansın pik noktası: Jonathan Richman’ın gülümseyerek şarkı söylediği her an.

Nirvana – Live at Reading (1992)

Ortam: Ne kadar şanslı olduğunun büyük olasılıkla sonuna kadar farkında olan 50 bincik kişinin arasındayız.
Şelale duygular: Yaşadığını hissetmek. Genel olarak “hissetmek”.
Performansın pik noktası: Bootleg kavramını hayatımıza sokan bu tarihî olayı baştan sona pikte yaşamak lazım.

FEZAYA YOLCULUK

Lounge Lizards – Live In Berlin (1991) 

Ortam: Standart bir sahnedeyiz, ama grup çok iyi gözüküyor.
Şelale duygular: Müziğin ruhunu yakalayanlara tanıklık ediyoruz.
Performansın pik noktası: 18:52’de “No Pain For Cakes”e giriş anı.

Le Mystere des Voix Bulgares – KEXP Live (2017) 

Ortam: Işıl ışıl bir stüdyodayız. 
Şelale duygular: Her zaman böyle performanslara denk gelmiyoruz.
Performansın pik noktası: Koro üyesi Izlel E Delyo’nun solo performansı.

Sun Ra Arkestra – NTS Live at Jazz Cafe (2017)

Ortam: Samanyolu’nda savrulmayı gelenek edinmiş bir kolektif dinliyoruz, yani “ortam uçuyor”.
Şelale duygular: Seslerin fezada serbestçe çarpışması.
Performansın pik noktası: Performansın başı. Adeta birazdan duyacaklarımızı hep bir ağızdan tanımlıyorlar: “Interplanetary music, interplanetary music, interplanetary music”

Art Ensemble of Chicago & Cecil Taylor (1984)

Ortam: Pencerelerinden ağaçlara baktığımız yüksek tavanlı bir salondayız.
Şelale duygular: İçsel ve özgürleştirici bir performans, her anlamıyla.
Performansın pik noktası: Harika sololar var ama 10. dakika civarında başlayan Lester Bowie solosu dönüp dönüp dinlenecek cinsten.

Ali Farka Toure & Toumani Diabete – Live at Bozar (2005)

Ortam: Mavi ışıklar altında Afrika kıtasının iki efsane ustası atışıyor.
Şelale duygular: Konserin tamamı olmasa da bunu paylaşmadan edemezdik. Müzik tarihinin en güzel birlikteliklerinden.
Performansın pik noktası: 00:42 – Diabete’nin Toure’ye dönüp, hafif bir gülümsemeyle “vaaay” dediği an.

Goblin – Live at Sanremo (1978)

Ortam: İçine girmenin haz verdiği bir karanlık.
Şelale duygular: Müziğin sinematik olması için görsel bir eşlikçiye ihtiyacı yoktur.
Performansın pik noktası: Grubun arkasında devasa, ışıklı “GOBLIN” yazısının belirdiği an.

Ravi Shankar & Alla Rakha – Live London (1978)

Ortam: Arkaya eklenmiş psikedelik görseller eşliğinde bir televizyon stüdyosunda çalan ustalar.
Şelale duygular: Eğer müsaade ederseniz bedavaya ruhani bir dünya turu.
Performansın pik noktası: 19:45 civarı… Gerçek rock band dediğin nedir?

Xylouris White – Joe’s Pub Live! (2019)

Ortam: Karanlık ama samimi ortamıyla Joe’s Pub’dayız.
Şelale duygular: Gözlerimizi ne Jim’in ne de George’un ellerinden ve kollarından alamıyoruz.
Performansın pik noktası: Dakika 25, hop gitti kafa Ege adalarına…

MİS GİBİ PERFORMANS

Les Claypool and his Fancy Band – Live at New York (2006)

Ortam: Konser salonu gibi görünüyor ama bir uçan halıda olduğumuzdan emin gibiyiz.
Şelale duygular: Zaman ve mekânın bir önemi yok dostum.
Performansın pik noktası: Fütursuz bir jam session’a evrilen “Cosmic Highway”.

Deerhoof – Live in Brooklyn (2014)

Ortam: Uçarı, çocuksu, kıpır kıpır.
Şelale duygular: Hiç bitmesin, rica ediyorum!
Performansın pik noktası: Konser boyunca “Bundan daha yüksek bir enerji olamaz herhalde” dedirten Deerhoof’un bis için “There’s That Grin”le geri dönüşü.

Meridian Brothers – Boiler Room London Live Set (2017)

Ortam: Güney Amerika’da filizlenip İngiltere’de vuku bulan kozmik bir dans partisi.
Şelale duygular: “En kıvrak dans figürlerimle Kolombiya’dan uzaya çıkmak mümkün!”
Performansın pik noktası: Burada pik mik yok arkadaşlar, baştan sona zirvedeyiz. 

KUFUKI – Live at SDLX-Roppongi (2014)

Ortam: İçine onlarca paralel evrenin sığdığı bir küpteyiz. Gerçekten!
Şelale duygular: Hislerimizi kelimelere dökmenin mümkünatı yok.
Performansın pik noktası: “Herkesin beyni eriyip kulaklarından aktıysa, gelin birlikte salınarak dağılalım” diyen kapanış şarkısı “The Light”.

Einstürzende Neubauten – Live at Primavera Sound (2015)

Ortam: Neubauten’dan, Avrupa’nın en büyük festivallerinden birinde “kalabalık tam olarak nasıl etki altına alınır 101” dersi.
Şelale duygular: Metalik sesler de derinlerde saklananları deşebilir.
Performansın pik noktası: “Haus Der Lüge”nin kaotik finali.

Moloko – Live at Pinkpop (2004)

Ortam: Sonu görülmeyen bir kalabalık, devasa bir sahne ve bu sahnenin hakkını veren bir şov.
Şelale duygular: Dans, estetik, dans, şehvet, dans, karizma, dans, groove, dans…
Performansın pik noktası: “Forever More”un ilk üç notası duyulur ve çığlıklar, bağırışlar….

Sly & Robbie meet Nils Petter Molvær – Live at Warsaw Summer Jazz Days (2015)

Ortam: Fiyakalı bir konser salonu.
Şelale duygular: Kökleri farklı görünen ayrıksı müzikal gelenekler aslında birbirine ne kadar da yakın!
Performansın pik noktası: 40. dakika, Sly Dunbar’ın dub ritimleri üstüne Eivind Aarset EBow’la ruhumuzu okşuyor.

YERLİ ARŞİVLERDEN BİR ROTA 

Neşet Ertaş – Ankara Aski Spor Salonu (2003)

Ortam: Alabildiğine dolu bir spor salonu, tam ortaya kurulmuş bir sahne ve plastik bir sandalyede sazıyla bir efsane.
Şelale duygular: Neşet Ertaş’ın gözlerinden, sözlerinden fışkıran heyecanı salondaki herkesi sarıyor, yürekleri titretiyor.
Performansın pik noktası: “Ahu Gözlerini Sevdiğim Dilber” türküsü çalarken, dinleyen herkesin ruh halinin nasıl değiştiğini hissetmemek mümkün değil.

Barış Manço – Live in Japan (1995)

Ortam: Kalabalık bir orkestra, devasa bir sahne; tükenmek bilmeyen enerjisiyle sahneden dolup taşan Barış Manço.
Şelale duygular: Japonca konuşmalardan sahne şovlarıyla, her detayıyla ustaca kurgulanmış, “gerçek” bir performans.
Performansın pik noktası: Sahnenin ortasında bağdaş kurmuş Manço, “Benden Öte Benden Ziyade”yle Japonya’daki dinleyicilerini duygudan duyguya taşıyor.

Ruhi Su – TRT Arşiv (büyük ihtimalle 1974)

Ortam: Televizyon stüdyosunda, ama derin bir büyünün içindeyiz.
Şelale duygular: Şelale değil defırtınalar” diyelim. 
Performansın pik noktası: “Sahilde Uğradım Ben Bir Güzele”ye geldiğinizde kim, nerede ve ne yapıyor olduğunuzu tamamıyla unuttunuz.

Erkin Koray – Canlı televizyon konseri (1994)

Ortam: Kırmızı görsellerin önünde, ekipmanlarının arasında tek başına sahnede Erkin Baba.
Şelale duygular: Hürmetten midir bilmiyoruz, kanımız kaynıyor.
Performansın pik noktası: Uzun gitar introsunu takiben Amerikan usulü bir rock’n’roll’la devam eden “Yalnızlar Rıhtımı”.

Seyyal Taner – Kanal D “Geliyorum” albüm tanıtım konseri (1993)

Ortam: Seyyal Taner yeniden sahnede, öğrenciler en ön sırada…
Şelale duygular: Patlamaya hazırız, volkanız.
Performansın pik noktası: Biz nostaljimizi küçükken uydurmasyon sözlerle eşlik ettiğimiz “La Havle Ya Settar”la yaptık. 

Pentagram “1987” – Bostancı Gösteri Merkezi (2007)

Ortam: Yıllardır o günün gelmesini bekleyen bir kitleyle tıka basa dolu Bostancı Gösteri Merkezi.
Şelale duygular: Aynı anda hem kafa sallayıp hem şarkıya eşlik etmeye çalışma hengâmesi.
Performansın pik noktası: Murat İlkan’ın kitleyi selamlamasının ardından başlayan “No One Wins The Fight”.

Grup Yorum 25. yıl konseri (2010)

Ortam: Beşiktaş İnönü Stadyumu’ndayız. Stad rekor kalabalıkla, on binlerle hınca hınç dolu… 
Şelale duygular: Kalpler acırken, birbirimize sımsıkı kenetleniyoruz. 
Performansın pik noktası: Baştan sona izlenmek zorunda. 

Sezen Aksu “Türkiye Şarkıları” (2002)

Ortam: İzmir’de, binlerle birlikte Efes Antik Tiyatrosu’ndayız. 
Şelale duygular: “Ben nasıl kaçırdım bu konseri?”
Performansın pik noktası: Seyirciler arasında Sezen Aksu’yu ayakta alkışlayan Hrant Dink’i gördüğümüz an, gözyaşlarını daha fazla tutamayıp bıraktığımız an. 

3 Hürel’in Küçük Televizyon Konseri (1974)

Ortam: Onlarca efsaneyi ağırlamış TRT stüdyosu.
Şelale duygular: Anadolu toprağına değmiş aşk şarkılarıyla psikedelik bir nostalji.
Performansın pik noktası: “Ömür Biter Yol Bitmez”.

Zeki Müren – TRT Bodrum Konseri (1984)

Ortam: Bodrum ama eski Bodrum.
Şelale duygular: Usta, saz arkadaşlarınla birlikte al bizi 2020’den.
Performansın pik noktası: Konsere Sanat Güneşi’mizin sahneye teşrifini başa sarıp tekrar izledikten sonra giriş yapıyoruz. 

Ajda Pekkan – Tahran Konseri (1978)

Ortam: İran İslam Devrimi’nden bir sene önce Tahran’da, Hilton Oteli’ndeyiz.
Şelale duygular: Ajda, sen 1 numarasın.
Performansın pik noktası: 42. dakika itibariyle sizi muazzam bir “Ya Sonra” performansı bekliyor. 

Özlem Tekin – TRT Canlı Performans (2007)

Ortam: Rengârenk ışıklarla süslü, büyük bir sahne.
Şelale duygular: Hırçın, asi ve capcanlıyız.
Performansın pik noktası: Bangır bangır bir versiyonuyla dinlediğimiz “Yol”.