İstanbul için Godspeed You! Black Emperor zamanı

Gitarist Efrim Menuck öncülüğünde 1994’te Montreal / Quebec’te start alan Godspeed You! Black Emperor, gürültü ve melodinin kol kola girdiği müzikal ifade biçimiyle yıllar ilerledikçe post-rock akımının rehber gruplarından birine dönüştü. Kanadalı grup, sektörün endüstriyel tarafından olabildiğince sıyrılmayı; hatta oradaki sentetik ticari ilişkilere eleştirel bir pencereden bakmayı ilke edindi. 13 Temmuz’da bir kez daha İstanbul’da, bu kez Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda canlı dinleme şansına erişeceğimiz Godspeed You! Black Emperor, yaklaşık 30 yıldır müzik sektöründe, yapıbozumcu bir yaklaşımla üretmeye devam ediyor.

Godspeed You! Black Emperor’ın müzikleri, politik olarak kendisini ifade etmenin bir yolu, üyelerin zihinlerindeki soru işaretleri ve ünlemlerin işitsel bir yansıması. Parçalarında hiçbir söz söylemeden isyan ediyor, toplumsal meseleleri irdeliyor ve kabuk değiştirse de iyiye gitmeyen müzik sektörünü eleştiriyor. 1994’ten beri süregelen bu iğneleyici tavrın izlerini, grubun tüm albümlerinde yakalamak mümkün.

Kült mertebesine erişen ilk dönem işleri Slow Riot for New Zero Kanada EP (1999), Lift Your Skinny Fists Like Antennas to Heaven (2000) ve Yanqui U.X.O. (2002)  sonrası bir mola veren ekip, Allelujah! Don’t Bend! Ascend! (2012) ile nefes kesici bir dönüşe imza atmıştı. Takip eden albüm Asunder, Sweet and Other Distress (2015), en kısa Godspeed You! Black Emperor işi olsa da duygu yoğunluğu en yüksek kayıtlardan biriydi şüphesiz. Luciferian Towers (2017) ile sonik palet de önemli ölçüde yenilenmiş, bu sefer bilerek “yanlış” duyulan notaları bir arada yükselterek, dünyadaki sınırları yok etme çağrısı yapmışlardı.

Tutku, öfke, kalabalık

Geçtiğimiz sene G_d’s Pee AT STATE’S END! kaydını yayımlayan grup, bu sefer de ağır ve yoğun bir ses birikintisini sırtlıyor. Yükünü dinleyiciye vermeye hazır ama bu zamanın gerçekliklerini de birlikte taşımaya söz verirsek, anlaşacağız gibi. Önceki albümlerine nazaran uçuk kaçık yükselişler yok fakat ürkek bir gerginlik var akış boyunca.

Luciferian Towers’da olduğu gibi albümle birlikte yine bir bildiri yayımlandı. Bu sefer hapishaneleri boşaltmayı, polis şiddetine karşı durmayı, zenginleri fakirleştirene kadar vergilendirmeyi ve ebedi savaşlara son vermeyi talep ediyor Kanadalı grup. 2020’lerde, imgeleri metalaşmış müzik endüstrisine rağmen doğrudan arzularının ve hayal ettiği ideal dünyanın peşine düşecek kadar cesur. 

Tutkulu, öfkeli ve çok sesli bir kalabalığın parçası olarak bir hayali birlikte büyütmenin mümkün olduğunu hatırlamak için, 13 Temmuz akşamı Harbiye’ye! Biletler Biletix’te satışta.

Chris McLaren’ın Godspeed You! Black Emperor’ı özel kılan unsurları kaleme aldığı yazısını okumak için de Ekim 2015 tarihli Bant Mag. No:43’e uğrayabilirsiniz.

Yazı: Seray Soylu