Grammy zaferi, “Sleep Well Beast” ve geçmiş deneyimler: The National

Birlikte büyüyerek 18 yıl devirmiş ve artık orta yaşlarına gelmiş The National üyeleri bir yandan kariyerinin ilklerini yaşamayı sürdürüyor: yapım süreci bu denli keyifli geçen bir albüm ve bir Grammy ödülü! Üstelik grubun basçısı Scott Devendorf’la sohbetimiz hâlâ söyleyecek pek çok sözleri olduğunu gösteriyor.

Röportaj: Yonca Keremoğlu – Fotoğraflar: Graham MacIndoe – İllüstrasyon: Mert Tugen

Ohio çıkışlı The National, geçtiğimiz sonbaharda yayınladığı  Sleep Well Beast  albümüyle hikâyeciliğine yeni boyutlar kazandırdığı gibi, bugüne kadar yayınladığı en bütünlüklü tınlayan kayda da imza atmış oldu. Görsel eşlikçilerinden şarkı sözlerine kadar büyük bir titizlikle kurgulanmış albüm, gruba ilk Grammy Ödülü’nü de beraberinde getirdi. Grubun basçısı Scott Devendorf’la söz konusu albümü, Trump etkilerini, The National’ın 18 yıllık serüvenini ve iş birliklerini detaylı bir şekilde masaya yatırdık.

SLEEP WELL BEAST  İÇİN PROTEST BİR ALBÜM DİYEMEYİZ AMA POLİTİK OLDUĞU KESİN. İNANDIKLARIN KONUSUNDA, TÜM HAKSIZLIKLARA RAĞMEN GÜÇLÜ OLMAK VE MÜCADELE ETMEK GEREKİYOR.”

2018 Grammy Ödülleri’nde  Sleep Well Beast  ile En İyi Alternatif Müzik Albümü ödülünü kazandınız, öncelikle tebrikler! İlk albümden bu yana The National olarak nasıl bir olgunlaşma geçirdiğinizi düşünüyorsun?  
Gerçekten çok şaşırdık. Önceki senelerde de  Trouble Will Find Me  ile bir kez aday gösterilmiştik fakat kazanamamıştık. Bu sene LCD Soundsystem gibi oldukça saygı duyduğumuz ve aynı kategoride aday gösterildiğimiz pek çok grup vardı. Doğrusu bu seneki Grammy Ödülleri’nde aynı kategoride aday gösterildiğimizde onların kazanacağını düşünüyorduk. Gerçekten beklemiyorduk ama bu sefer kazandık. İlk albümden bu yana 18 yıl geçti. Yaptığımız her albüm farklı öğrenme süreçleriydi. Her birinin bu sürecin parçası olan farklı zorlukları vardı.

Bu 18 seneyi, her bir albümde bir öncekinden farklı olmanın yollarını aradığımız bir yolculuk olarak tanımlayabilirim. Kendimizi tekrarlamadan, kendimiz için de ilginç kalabilmeyi sürdürebilmek gerçekten önemliydi.  Sleep Well Beast ’te diğer albümlere göre çok daha bağımsızdık. Büyüme sürecimizin önemli bir parçasıydı ve kesinlikle grup olarak bize yeni beceriler kazandırdı.

Sleep Well Beast ’in   diğer albümlere göre politik yanı da ağır basıyor. Albümü, kayıt sürecini ve albüm ismini bir arada düşünerek, son yılların siyasi olaylarından ne şekillerde etkilendiğinizi düşünüyorsun?
Yaklaşık iki üç sene boyunca  Sleep Well Beast’ in kayıtları için çalıştık. Özellikle albümün çıkışından önceki sekiz ay Aaron’ın (Dessner) New York yakınlarındaki yeni stüdyosuna kapanıp, yoğun bir şekilde çalıştık. Tam o sırada başkanlık için seçim kampanyaları düzenleniyordu ve tabii ki bu Matt’in (Berninger) şarkı sözlerini etkiledi. Bu durumun etkisi Amerika’daki herkese olduğu gibi albüme de yansıdı. Albümdeki kayıtların bazılarını seçimlerden sonra çıkarma kararı aldık. Albümde yer almalarının bir anlamı kalmadı, uyumlu olacağını düşünmedik.

Aslında albüm başlığı olarak  Sleep Well Beast ’in bizim için pozitif çağrışımları var. Beast’i (canavar) gelecek olarak düşündük. Çocuklarımız, gelecek nesil ve genel anlamda gençliğin bir anlamda şu anda uyumakta olduğunu düşündüğümüz geleceği uykusundan uyandırıp, geri almaları gibi. Birçok farklı anlamda yorumlanabilir tabii. Gerçeklerden kaçış, uyuyarak uzaklaşmak ve bir şeylerin değişeceğini umut etmek gibi de düşünebiliriz. Fakat bazı durumlarda sadece umut ederek bir şeylerin değişmesini bekleyemeyiz.

©2017 Graham MacIndoe
©2017 Graham MacIndoe

Yeni albüm öncekilere kıyasla hem görsel, hem de işitsel olarak daha deneysel bir çerçeveye sahip. Sen de Matt de aynı zamanda grafik tasarımcısınız. Albümlerin tasarımına ne ölçüde müdahale ediyorsunuz?
Büyük ölçüde müdahale ediyoruz. Geçmişte birkaç defa kendimiz de tasarladık. Özellikle albümün oluşum sürecinde yeni fikir ve kavramlara çok açıktık.  Sleep Well Beast’ in albüm tasarımı için aynı zamanda Pentagram’dan eski bir arkadaşımız olan Luke Hayman ile çalıştık. Luke’la yıllar önce biz de Pentagram’da çalışırken tanışmıştık. Bu albümde birlikte çalışma isteğimizi nazikçe kabul etti. Bizim ona önerdiğimiz fikirleri görsel açıdan yorumlamanın harika yollarını buldu. Albüm kapağı tasarımının apaçık bir şekilde farklı ya da politik olmasındansa ironik bir şekilde tamamen kurumsal bir kimliğe bürünmesi, kurumsal standartlara uygun gözükmesi fikri çok hoşumuza gitti. Bunun için Pentagram ve Luke’a tekrar teşekkürlerimizi iletiyoruz.

Albümdeki dört parçanın klibini de Casey Reas yaptı ve birbirleriyle çok tutarlı gözüküyorlar. Bu iş birliği nasıl gelişti?
Casey ile aynı üniversiteye gitmiştik. Sonrasında Casey, Massachusetts Institute of Technology’e gitti. Daha da sonrasında UCLA’de profesör oldu ve Medya Sanatları programının başına geçti. MIT’de Ben Fry’la bilgisayar programlama kavramlarını görsel sanatlar bağlamında öğreten, bu alanda açık kaynak bir kılavuz olan Processing isimli yazılımı oluşturdular. Bu program çok ilgimizi çekti ve takibe aldık. Casey, bunu zamanla video sanatına doğru götürdü ve sanatçı olarak da işlerini üretmeye devam etti. Onunla iş birliğimiz kendiliğinden oluştu ve gerçekten harikaydı. Bir önceki albümde bazı konularda bir araya gelmiştik fakat tam anlamıyla beraber çalışmamıştık. Bu seferki gerçek bir işbirliği oldu. Dört video da farklı karakterlere sahip bir bütünün parçası oldu.

“BİR ROCK GRUBUNUN ARTIK ORTA YAŞLARINA GELMİŞ ÜYELERİ OLSAK DA BİR ANLAMDA BERABER BÜYÜMÜŞ OLMAKTAN, GRUBUN GELDİĞİ NOKTADAN ÇOK MEMNUNUZ.”

Hem grup olarak hem de bireysel olarak farklı disiplinlerden sanatçılarla birçok iş birliği yaptınız. Bunlardan biri de İzlandalı performans sanatçısı Ragnar Kjartansson. Ragnar Kjartansson’ın projesi için Moma PS1’da “Sorrow” parçasını 6 saat boyunca tekrarladınız. Ve son olarak “I’ll Still Destroy You”nun video klibinde Kjartansson yine karşımıza çıktı.
Ragnar bir dönem boyunca bizim hayranımızdı. Sonrasında ortak bir arkadaşımız sayesinde arkadaş olduk. Onun performans işi için “Sorrow”u 6 saat boyunca çalmayı kabul ettik. Aynı şarkıyı aralıksız çalmanın ne kadar zor olacağını fark ettik. Sonucunda eğlenceli geçti ama âdeta bir maratondu. Aynı şarkıyı 6 saat aralıksız çalmak bir tür dayanıklılık testi gibiydi. Sanırım Ragnar, arkadaş olup olamayacağımızı anlamak için bizi böyle bir testten geçirdi. “I’ll Still Destroy You” klibi için onunla tekrar çalışmak istedik. Videonun yönetmenliğini Ragnar Kjartansson ve Allan Sigurðsson yaptı. Copenhag’da geçici bir bar inşa ettiler. Video Dope & Corruption isimli bu barda geçiyordu. Onunla çalışmak gerçekten keyifliydi. Diğer video klipler daha soyut olduğu için “I’ll Still Destroy You” bir nevi kutlama gibiydi; daha canlı, daha renkli oldu.  

Röportajın tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:62’ye ulaşabilirsiniz.