İstanbul altkültürlerinin bir kesişim kümesi: Yıllar Ziyan

Kaykayla özdeşleşmiş New York, Barcelona, Melbourne gibi şehirlere biraz zoom yaptığınızda, bu kültürün farklı disiplinler, yaşantılar ve alışkanlıklarla çeşitlendiğini, hatta bir anlamda yerelleşerek karakter kazandığını görebilirsiniz. “Yöresel kaykay” gibi zorlama bir olgu değil bu. Şehre ait tüm ritimlerin kesiştiği yere, sokağa ait; sokakta ve her zaman var olan bir yaşam tarzı olması itibariyle kaykay kültürünün, bulunduğu atmosferin tüm bileşenlerinin bir sentezini sunması.

Beşiktaş, Ataköy, Maltepe, Caddebostan, Kalamış gibi semtlerin merkez noktalarını oluşturduğu İstanbul’un kaykay haritası, yer altından yüzeye sızıntısını 80’lerden bu yana artarak sürdürüyor. Tabii ki şehrin bazı diğer altkültür bileşenlerini kapsamına alarak. Doğası gereği.

Bu ivmelenme ve artan görünürlükte parmağı olan oluşumlar arasında 3 yıl önce faaliyetlerine başlayan Yıllar Ziyan’ın adını zikretmeden olmaz. Özgün ve gerçek bir estetiğe sahip video işleriyle, bu kültürün tüm yapı taşlarını kapsamına alan bir “çete” olarak tanımlıyorlar kendilerini.

Yıllar Ziyan’ın kurucusu Fatih Yılmaz, 35 yıldır İstanbul kaykay âleminin atmosferini soluyan biri. Bize misyonlarını, altkültürleri buluşturma çabalarını ve üretimlerini anlattı. Sohbetimize iPhone 12 Mini ile çektikleri, Yıllar Ziyan ekibinden Adem Ustaoğlu, Bartu Beler, Furkan Kaplan, Kerem Nizam ve Cengizhan Bayır’ı tanıtan birer dakikalık videolar eşlik ediyor.

İstanbul’un altkültürlerle olan ilişkisinin zaman içindeki değişim/dönüşümlerinin senin ve Yıllar Ziyan olarak yürüttüğün faaliyetler üzerinde nasıl etkileri var?

İstanbul, coğrafi konumu nedeniyle yıllarca batıdan gelen altkültür gruplarının etkisinde kalan bir şehir. 60’lı ve 70’li yıllarda batıdan gelip doğuya doğru yolculuğuna devam etmek isteyen hippilerin de batıdaki son durağı İstanbul’du. O dönemlerde, bu yolcuların yanlarında getirdikleri müzikler, Türk müziğiyle etkileşime girerek özgün bir kültür yarattı.

Bu anlamda, batıdan gelen sanat, müzik veya sokak kültürünün herhangi bir öğesinin Türkiye kültürü ile karşılaştığında gösterdiği refleks, girdiği tepkime doğu kültürünün içeriği ile oluşturduğu kontrast her zaman ilgi çekici ve eşsiz sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Aynı durum Yıllar Ziyan’ın merkezindeki kaykay kültürünün kendine mahsus özelliği olarak da ortaya çıkıyor. Bu kadar batılı görünen, sörf ve palmiye ile eşleştirilen bir “aracın” böyle bir kültür içerisinde şekil alma biçimi epey farklı oluyor.

Yıllar Ziyan şu an kaykay merkezli bir altkültür oluşumu gibi dursa da aslında bu coğrafyada var olan tüm altkültür gruplarıyla ilgileniyor ve onlara fayda sağlamak için çalışıyor. Türkiye’ninki gibi bir coğrafyada sosyo-ekonomik olarak var olabilmek, “gerçek işler” ile uğraşmadan mümkün olamıyor maalesef. Resim, heykel, müzik -genel manada sanat- veya spor ile bu toplum ve coğrafya içerisinde var olmak pek mümkün değil.

Altkültür gruplarının, bir şehrin ruhunu ve özünü, kimliğini oluşturduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda da, bu altkültür grupları ve barındırdığı kimliklerin desteklenmesi ve sürekliliklerinin sağlanması gerektirdiğine inanıyoruz.

Yıllar Ziyan olarak ilgili markalar ve kişiler ile iş birlikleri sağlayarak bu altkültür gruplarından insanlarla onları bir araya getirerek her iki taraf için de fayda sağlamaya çalışıyoruz. Yıllar Ziyan 3 yıldır varolan bir oluşum olmasına rağmen, şimdiden bu altkültürler ile ilişkili markalar ile iş birlikleri yaparak bu bahsettiğimiz fayda sağlama döngüsünü gerçekleştiriyor. Apple gibi markalar ile uzun süreli anlaşmalar yapıp, sürekli içerik üretimi sağlayıp, markaların doğru hedef kitleler ile iletişim kurmasına olanak sunuyor.

Günümüzde video ve medya tüketimleri göz önüne alındığında, tüm içeriklerin çok hızlı ve yüksek oranda üretildiğini, gerçek olanın dokümente edilerek paylaşıldığını gözlemliyoruz. Bu noktafa kullandığımız iPhone 12 Mini ve iPhone 12 Pro Maxler tüm içeriklerimizi yaratmamızda teknik anlamda çok faydalı oluyor. Bu cihazları adeta kolumuzun bir uzantısı gibi kullanabiliyoruz, bize normal kameranın sunamayacağı hareket kolaylığı sağlıyorlar. Tüm fotoğraf ve videolarımızı Yıllar Ziyan içerisinde aktif olarak kayan arkadaşlarımız ceplerindeki iPhone 12 Miniler ile çekiyor. Cihazın boyutu ve kompaktlığı sayesinde ve kaykay filmlerinde her zaman kullandığımız geniş açı – balık gözü lensi ile kaykay ruhuna kimliğine uyan içerikler yaratabiliyoruz.

Genel olarak kaykay çekerken çok aktüel bir kullanım içerisinde olduğumuz için iPhone’ların sensöründe bulunan imaj stabilizasyonu temiz görüntüler elde etmemizde faydalı oluyor.

Cebimizde her daim hazır bir biçimde taşıyabildiğimiz kompakt bir video kameramızın olması etrafımızda olan biten her şeyi anında yakalama imkanı sağlıyor. iPhone 12 Miniler, kendi kaosu içerisinde İstanbul’u bu şekilde belgeleyebilmek için ve içinde kayarak gezerken, şehrin asıl ilgilendiğimiz parçası olan altkültürler ile ilişkisini deneyimlemek için oldukça işlevsel bir yol.

Burada izlediğimiz profil videolarını çekmeye devam edeceğiz. Amacımız şehirde yaşayan kişilerin bir gününe İstanbul’un ritmiyle birlikte göz atıp, kısaca da olsa bu şehirde nasıl yer aldıklarını görebilmek. Bu filmleri çekerken sesleri de her gün kayarken kullandığımız airpodlar ile kaydettik. Teknolojinin cebimizdeki bir cihazla bu kadar kompakt bir bir şekilde çözülebiliyor olması videoları çekerken prodüksiyonu da oldukça kolaylaştırıyor.

Peki senin altkültürlerle kurduğun ilişkinin, yaşadığın şehirle olan ilişkini nasıl dönüştürdüğünü söyleyebilirsin?

Ben İsviçre doğumluyum ve hayatımın ilk 10 senesini orada geçirdim. Daha sonra da sürekli gidip gelmek durumunda kaldım. Bizzat içinde bulunduğum ve gözlemlemeye de fırsat bulduğum sosyo-kültürel farklılıklar en başından beri ilgimi çekmişti. Kaykay için en gerekli olan ve kaykayın gelişimiyle paralel ilerleyen şehir mimarisi Avrupa’da çok farklı standartlardayken, İstanbul’da çok daha farklı standartlardaydı. Özellikle de 90’lı yıllar göz önüne alınınca.

Bu kontrast sadece mimari açıdan değil, her açıdan kendini ortaya koyuyordu. İçinde yaşadığımız kültür, bu “kaldırım sörfü” olayına zaten çok yabancı bir gözle bakıyor ve onu asla kendi kültürüne dâhil etmiyordu.

Bu başlarda olumsuz bir durum yaratsa da daha sonra ortaya çıkan eşsiz karışım asıl ilgimi çeken şey olmaya başladı. Zaten bu doğu-batı çarpışmasının daha iyi kendini gösterebileceği bir şehir yoktu. İstanbul bu duruma maruz kalabileceğiniz en doğru noktalardan biri. İstanbul’da üretilen her işte bu durumu gözlemleyebilirsiniz. 60’lı yıllarda müzikle başlayan bu devinim, günümüzde her sanat dalında ve altkültür grubunda gözlemlenebilir bir şey olarak karşımıza çıkıyor.

“Ziyan olduğunu düşünen herkes kendini bizden hissedebilir ve ziyan olduğunu düşündüğü yönlerini bizimle harekete geçerek ziyan olmaktan kurtarabilir. Bu insanlar hep vardı. Biz sadece bir isim takarak onları bir araya getirip fayda sağlamaya çalışıyoruz.”

Yıllar Ziyan altında buluşan kişilerin birbirini nasıl bulduğunu ve ekibin dinamiğini kısaca anlatabilir misin?

1986 senesinden beri İstanbul’da kaykay kültürünün içinde olduğum için, aslında her yeni gelen nesil ile bir şekilde tanışmış oldum. 90’larda İstanbul’da maksimum 10-15, Ankara ve İzmir’de de 15-20 kişi vardı bu kültürün içinde olan. Bu bahsettiğimiz şehirlere gitmemiş olsak bile birbirimizi tanıyor ve biliyorduk o zamanlarda. Günümüzde ise bu sayı çok fazlalaşmış olsa da ben en başından beri burada olduğum için dolaylı olarak herkesi tanıyor gibiyim. Tabii bir yandan da Türkiye’nin “kaykay spotlarının” en başında gelen Beşiktaş’ta olmamızın da bu durumda büyük bir etkisi var.

Dünyada da bu durum biraz böyle aslında. Şehirlerde altkültürlerin buluşma noktaları olan belirli klasikleşmiş lokasyonlar var. Barcelona’da MACBA, Paris’te République, İstanbul’da da Beşiktaş en önemli skate spotlardan. 90’larda Avrupa yakasında Ataköy ve Beşiktaş, Anadolu yakasında da Caddebostan bu noktalar iken, günümüzde şehrin tam merkezindeki Beşiktaş meydanı, açılan skateparklar ile birlikte Kalamış ve Maltepe, önemli noktalar arasında diyebiliriz.

Fakat bu altkültür grupları bu coğrafyada ne yazık ki biraz zayıf ve küçük gruplardan oluşuyor. Sadece kaykay değil, tüm alternatif kültür grupları küçük azınlıklardan oluşuyor(du). Bu durum negatif bir durummuş gibi gözükse de aslında bu küçük grupların ilgi duydukları alanlara bir o kadar da güçlü ve gerçek bir tutkuyla bağlı olduklarını görüyoruz. Bu şartlar altında, bulundukları durumları kabul edip yine de ilgili oldukları “şeylerle” ilgilenmeye ve ona katkıda bulunmaya devam ederek “yıllarını ziyan” etmeleri Yıllar Ziyan’ın temelini oluşturan şey.

Bu altkültür kümeleri küçük ve çok çeşitli olmalarına rağmen çok güçlü ve sürekli birbiriyle kesişen gruplar oldular İstanbul’da. Azınlık olmanın verdiği bir arada olma hissi, altkültür gruplarını, başlıkları ne olursa olsun aynı anda var olma eğilimine iterek çok güçlü ve yaptıkları şeylere gerçekten inanan gruplar ortaya çıkardı. Bu da neticede epey gerçek ve ruhu olan bir durum yaratıyor. Şehirlerin ruhu ve kimlikleri bu alt kültür gruplarının özüyle ortaya çıkıyor.

Temsiliyet ve görünürlük, altkültür bileşenleri için daimi bir öneme sahip unsurlar. Yıllar Ziyan’ın amaçları ve hareket planı bu perspektiften nasıl besleniyor?

Yıllar Ziyan şu anlık kaykay merkezinde toplanan ve yalnızca kaykay ile ilgili bir şey gibi dursa da aslında tüm altkültür grupları ve şehrin tüm gençleri ile varolan bir “çete”. Ziyan olduğunu düşünen herkes kendini bizden hissedebilir ve ziyan olduğunu düşündüğü yönlerini bizimle harekete geçerek ziyan olmaktan kurtarabilir. Bu insanlar hep vardı. Biz sadece bir isim takarak onları bir araya getirip fayda sağlamaya çalışıyoruz.

Çünkü bu insanları bir araya getirerek yaptıkları şeyleri düzgün bir şekilde sunduğunuz zaman takip edenler tarafından istediğiniz etkileşimi ve izlenmeyi sağlayabiliyorsunuz.

Uzun yıllardır reklam kampanyalarında oyuncularla yaratılmaya çalışılan sahte kaykaycı ve cool genç imajını yaratmak için aslında bu oyunculara ve kurulan setlere hiç ihtiyaç yok. Hâlihazırda bu şekilde yaşayan ve üreten insanlar ile gerçek yaşamlardan kesitler görerek bu durumu gerçek anlamda dokümente edebilir ve hayatın içinden orijinal bir “an” gösterebilirsiniz.

Özellikle bu eşsiz coğrafyada, hele ki elinizde İstanbul gibi bir şehir varken tüm üretimler kendine has bir dil ile ortaya çıkıyor. Günümüzde bu samimi, gerçek anları görüp, gerçek deneyimleri paylaşmak bu kadar önemliyken; sahte, var olmayan dünyalar ile bu reklam kültürünü sürdürmeye çabalamak yerine bu insanlarla iş birliği yaparak her iki taraf için de fayda sağlanabilir.

Influencerlık kavramı yediği yemeği ve kullandığı ürünü paylaşan genç kadınlar ve erkekler kavramından çıkıp gerçekten izleyen kişilerde bir etki bırakabilir.

Bu iki grubu -üreten ve üretilenleri takip etmek isteyenleri- bir araya getirdiğinizde oldukça büyük bir kalabalık elde etmiş oluyorsunuz. Günümüzde takipçi sayıları ve izlenmeler, etkileşimler objektif bir biçimde, veri olarak takip edilebiliyorken bu durum bizim için oldukça faydalı bir duruma dönüşüyor. İş üreten ve içinde bulundukları kültürel hareketi paylaşan kişiler markalar ile iş birlikleri yaparak kendilerine gelir sağlayabiliyorlar; üretimlerine, işlerine devam edebiliyorlar ve karşılığında dünyada işleri ile var olabiliyorlar.

“Video, Yıllar Ziyan için en önemli medyumların başında geliyor. Hedefimiz içinde bulunduğumuz kültürü belgelemek olduğu için; elimizin altında bu kadar kullanabildiğimiz iPhone gibi cihazlar olması sayesinde her şeyi yakalayıp editleyebiliyoruz.”

Dünya genelinde onlarca yıldır başlı başına bir altkültür olarak kodlanan kaykay kültürü, 2021 itibariyle bir olimpik branşa evrildi. Kaykayın bu dönüşümü, Türkiye’den nasıl görünüyor?  

“Kaykaycılar” genel olarak bu işin “spor” olan kısmıyla pek alakalı değil. Tabii ki hepsi teknik olarak sporcular fakat muhakeme edilip, değerlendirilip puan kazandıkları bir şey yapmaya çalışmıyorlar aslında. Şehrin kendi akışı içerisinde var olarak, şehri deneyimleyerek, bunun içerisinde “kaldırım sörfü” yaparak şehre karışıyorlar. Yaptıkları hareketler, şehrin içinde gözlemleyip buldukları spotta planladık akışlarını kendilerinden başka hiç kimse için yapmıyorlar. Bu onların hayatı yaşama ve etrafındakileri deneyimleme biçimleri.

Tabii ki de kaykayın olimpik bir branş olmasıyla ilgilenen de birçok kaykaycı vardır. Bu durum bizim için ne kadar sıkıcı ve kurallarla dolu bir dünya olsa da genel anlamda bu kültüre maddi ve manevi çok katkı sağlayacak ve faydalı gelişmeler.

Global ölçekte kaykay kültürünün yaygınlaşmasında farklı disiplinlerle kurduğu dirsek teması önemli rol oynuyor. Tony Hawk’s Pro Skater oyunları, 80’lerde Suicidal Tendencies ve DEVO gibilerinin çektiği video klipler, buna örnek olabilir. Bu anlamda Yıllar Ziyan için video medyumunun taşıdığı önemi ve ilham kaynaklarını biraz açabilir misin?

Popüler kültürün etkisi kaykayın dünyada kitlesel bir şekilde yayılmasını sağlayan faktörlerin en başında geliyor. Tüm altkültürlerin merkezinde duran bir yapı kaykay ve etrafında modadan müziğe ve sanata kadar birçok farklı alana kadar her şeyi barındırabiliyor. Bu da bu kültür çevresinde tüm altkültürler için merkezî bir nokta hâline gelmesini sağlıyor, dolayısıyla çevresindeki tüm üretimleri de etkiliyor. Video, Yıllar Ziyan için en önemli medyumların başında geliyor. Hedefimiz içinde bulunduğumuz kültürü belgelemek olduğu için; elimizin altında bu kadar kolay kullanabildiğimiz iPhone gibi cihazlar olması sayesinde her şeyi yakalayıp editleyebilmemizi mümkün kılıyor.

Günümüzde içeriklerin tüketiliş şekli ve üretim, bu kadar dinamik ve hızlıyken bizim de bu kadar kolaylıkla video çekip editleyebiliyor olmamız Ziyan’da göstermek istediğimiz dünyayı yaratırken epey faydalı oluyor.

Tüm içeriklerimizi yaratırken ilham kaynağımız, her daim içinde olduğumuz ve benim film çekmeye başlamama neden olan kaykay videoları. Günümüzde çok popüler olan bu stil  90’ların başından beri fisheye lensler ve dinamik kurgularla karşımıza çıkıyor. Şu anda da tükettiğimiz bu “hayatın gerçekleri” durumu o yıllardan bu yana kaykay videolarının içerisinde kaykaycı çocukların hayatlarını ve yaptıkları her şeyi “kasede almaları” ile başlamıştı. Bu dünyaya dair verebileceğimiz en güzel örneklerden “Kids”, bu gerçek gençlerin hayatlarını gözlemleme ve bu hayatlara şahit olma dilini çok iyi gösteriyor.

Tabii biz burada farklı olarak doğu ile buluşan İstanbul’un batılı bir altkültür ile çarpışmasından ortaya çıkan şeye tanıklık ediyoruz.

Önümüzdeki günler için ne gibi haberler var Yıllar Ziyan’dan?

Yıllar Ziyan, kaykay merkezindeki duruşunu genişleterek diğer altkültür grupları ile de iş birlikleri yapıp, onlarla birlikte hareket etmek için alanını genişletecek. Son zamanlarda, bir fanzin projesi için çalışıyoruz. Bu fanzin içerisinde fotoğrafçılara, illüstratörlere ve yarattığı eserleri paylaşmak isteyenlere bir medyum sağlamak istiyoruz.  Aynı zamanda yıllarını ziyan eden insanları kısa kısa tanımaya başladığımız bu serilere devam ederek İstanbul’da tüm altkültür gruplarından insanları tanıyacağımız profil videoları yapmaya da devam edeceğiz.

Apple ürünleriyle sürekli içerik üretimi sağlayıp, markalar ile de sürekli olarak iş birlikleri yaratarak insanlara fayda sağlamaya devam etmek için projelerimizi sürdürüyoruz.

Kısa profil videoları ile tanımaya başladığımız insanlar gibi onlarcası ile kısaca tanışıp bir noktadan sonra İstanbul’un küçük kümeler içinde kesişen altkültür gruplarının tümünü bir arada aynı karmaşa ile izleyeceğimiz kısa bir seri için de çalışmalarımız devam ediyor.