Kae Tempest, Rival Consoles ve bu hafta başka ne dinlesek?
Yazı: Cem Kayıran, Elif Öz, Şevval Öztemur, Tuana Özcan, Tuğçe Hitay, Utkan Çınar, Zeynep Naz Günsal
Haftanın yeni müzikleri: Kae Tempest, Rival Consoles, Islandman, Nilüfer Yanya, BIG SPECIAL, Lorelle Meets the Obsolete, John Glacier, Min Taka, y_0n0_k, Ivor Woods…
Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor.

ALBÜM: Kae Tempest – Self Titled
(Island Records)
Glastonbury performansı akabinde beşinci stüdyo albümünü bahşeden şair, yazar, MC açıp açıp defterlere yazılası dize ve fikirlerle kolektif ruhumuzun en kırılgan taraflarına konuşmaya, günümüzü ve bunu çevreleyen koşulları en koyu hâlde dillendirmeye devam ediyor. Minimal elektronik destekler dışında canlı enstrüman ve orkestralı bir kurulumda giden, başı dik ve temposu net bir albüm. Şehrin kaotik atmosferine cesurca dalıp yanında götürürken sosyopolitik büyük resme nokta atışı oklar atan Tempest’a Neil Tennant, Tom Rowlands, Young Fathers gibileri katılırken albümün ortak prodüktörlüğünü ise Fraser T. Smith üstleniyor. Trans uyum sürecinin öncesi – sonrasına ve mânâsına konuşan bir iş olması ön planda ve burada tabii ki çok daha önemli bir bağlamda. Kae’yi duymak, fark etmeden alışmak, çünkü zaten onu duyar olmaya dalmak açılışta duygulandıran durumlar, bu bakımdan. Kendinde olmanın güveninde birinin huzurunda ve onun şartlarında bulunmak, Self Titled’ın en ödüllendirici taraflarından. Kae Tempest ile Onagöre etiketiyle Türkçede yayımlanan kitabı Bağlar Üzerine vesilesiyle Ekin Sanaç’ın gerçekleştirdiği röportaja buradan ulaşılabilir.
TEKLİ: Islandman – Rüzgar
(Rest in Space)
Yeni Islandman parçası bir saz – gitar sohbetiyle açılıyor ve sonrasında kibar groove’uyla zaman ve mekân unsurlarının silikleştiği bir serüvene ortak ediyor. Grubun 3 Ekim’de kendi etiketleri Rest in Space aracılığıyla yayımlayacağı beşinci albümü Island5 için ısınma turlarının ikinci durağı olan parça için “Bir şarkıdan öte; Islandman’in uzun yıllara yayılan müzikal yolculuğunun bir geçiş ânı.” tanımı yapılmış.

EP: sounds mint – One Day We’ll Make It Out Of Here, ‘Til Then
(EQT Recordings)
Londra çıkışlı sounds mint, post-punk’ın gergin gitarlarını hip hop vokalleriyle buluşturuyor. “Tin” ve “Incel Saviour”da bu kıvam öne çıkarken; “1984” ve “Where’s Wally?”da lo-fi gitarların eşlik ettiği daha salaş bir enerji hâkim. Yedi parçalık bu koleksiyon isminden de anlaşıldığı gibi bir çıkış hayali taşıyor; günümüz dünyasının sıkışmışlık hissiyle, hayatla didişen bir yerden. Sivri dilli, sabırsız ve sokağın dilini konuşan lirikler; tüm o gerginliği agresif gitarlarıyla dışa vuruyor.
TEKLİ: Eiko Ishibashi & Jim O’Rourke – Pareidolia
(Drag City)
Son olarak 2023 tarihli ve iki uzun parçadan oluşan Lifetime of a Flower albümünü yayımlayan Ishibashi – O’Rourke ikilisi, yaz sonunda yeni bir koleksiyonu daha serbest bırakacak. Pareidolia adını taşıyacak yeni albüm, ikilinin Nisan 2023’te gerçekleştirdiği Avrupa turnesindeki performanslardan alınan kayıtların işlendiği bir kolaj olarak hayat bulmuş. Dinlemeye açılan parça, albüme dair fikir vermesi adına kesilmiş bir bölüm.

ALBÜM: Rival Consoles – Landscape from Memory
(Erased Tapes)
“Bu albümde tuhaf bir güzellik var çünkü geçmişi, bugünü ve geleceği çok güçlü bir şekilde içinde barındırıyor.” Rival Consoles, büyük bölümü kenara atılmış ses parçacıklarından oluşan bir hatıra defterinden derlediği yeni albümü hakkında bu yorumu yapmış. 14 atmosferik şarkıdan oluşan albüm, bestecinin kendi konfor alanından çıkma çabasından filizlenmiş. Hackney’de kendi inşa ettiği stüdyosundan dışarı adım atarak, daimi bir hareket hâlinde şekillendirdiği Landscape from Memory, bu anlamda bir seyahatname olarak da değerlendirilebilir.
TEKLİ: John Glacier – Fly With Me
(Young / GRGDN Müzik)
2025 John Glacier’a ait. Harika albümü Like a Ribbon’ı daha eskitememişken yeni bir tekli daha düşürdü ortamlara. Bu sefer daha köşeli, net bir rap beat’i üzerine bizlere seslenirken buluyoruz Glacier’ı. Ama DIY mantığı da kaybedilmiş değil. Hâlâ kendisiyle tanışmayanlar için de gayet yerinde bir intro. Bu yıl erken saatte de olsa Glastonbury’ye de teşrif eden Glacier’ın adını önümüzdeki yıllarda çok daha fazla duyacağımıza eminiz.

EP: Nilüfer Yanya – Dancing Shoes
(Ninja Tune / GRGDN Müzik)
Nilüfer Yanya, My Method Actor albümünden sonra Wilma Archer ile yeniden bir araya geldi ve dört parçalık Dancing Shoes’u yarattı. İçinde geçtiğimiz haftalarda paylaşılan “Where to Look” ile “Cold Heart” teklilerinin yanında “Kneel” ve “Treason” yer alıyor. 16 dakikalık akışın iskeleti oluşturan indie pop sesler Yanya’nın puslu vokaliyle birleşince ortaya içsel yayılmaları, rahatlamaları, dinlemesi yumuşacık bir his çıkmış. Yanya’nın güzel sesi, derinlikli lirikleriyle tatlı tatlı akıyor EP.
TEKLİ: Ganser – Discount Diamonds
(Felte)
Chicago çıkışlı üçlünün yeni teklisi ritmik açıdan zengin ve dinamizmini süresince koruyan bir iş. Özellikle davul ve gitarların nabzı tuttuğu ve grubun ritimlerle arasının iyi olduğunu kanıtlayan parça “dans etmeye hâlâ izin var mı?” diye sorguluyor. Söz yazarı ve solist Alicia Gaines şarkının nasıl bir fikirden doğrdunu şöyle anlatıyor: “Her zaman tepede çocukların neyi yanlış yaptığını söyleyen biri, her zaman partinin bittiğini söyleyen bir ses var. Dans etmeye hâlâ izin verilip verilmediğini sürekli sorgulayan bir dans parçası yapma fikrini sevdim. Çok fazla kahve içmek ve yeterince uyumamak gibi şüpheli bir enerjisi var. İçinde kesinlikle mizah var, ama aynı zamanda ışıklar yandığında ve iyimserliğinizi nerede bıraktığınızdan emin olmadığınızda hissettiğiniz o gece sonu hissinden de biraz var.”

TEKLİ: Lorelle Meets the Obsolete – Regresar / Recordar
(Sonic Cathedral)
Meksikalı ikili Lorelle Meets the Obsolete, beşinci albümü Corporal’ın müjdesini “Regresar / Recordar” teklisiyle verdi. Grubun karakteristik shoegaze ve psikedelik rock katmanları, bu kez elektronik tınılarla çarpışan dans edilesi dalgalar yaratmış. Teklinin ilk yarısı “Regresar” yavaşça salınmalı, puslu atmosferiyle açılırken “Recordar” ile o pus dağılıyor, capcanlı synth katmanları devreye giriyor. Zaman, hafıza ve beden üzerine kurulu bir anlatıya sahip olduğunu söyledikleri gelecek albümleri hakkında grubun yarısı Lorena Quintanilla da şöyle demiş: “Albüm boyunca beden teması hep var. Kaybolan bedenler, istismar edilen bedenler, özlediğimiz bedenler, birlikte yürüyen bedenler, kontrol edilmeye çalışılan bedenler… Bütün bunlar ağır ve karanlık. Ama bir yandan da kahkaha, haz ve bizden hâlâ alınamamış olan şeyler aracılığıyla bedenle yeniden bağ kurmanın yollarını arıyoruz.”
ALBÜM: BIG SPECIAL – NATIONAL AVERAGE.
(SO Recordings)
Geçen yılki çıkış albümüyle İngiltere post-punk sahnesinde güzelce yerini alan Big Special sessiz sedasız ikinci uzunçalarını fırlattı. İkilinin topluma, devlete, müzik endüstrisine ve kendilerine yönelik eleştirisi tam gaz devam ediyor ve bu koleksiyonda daha komik ve keskin hâller alıyor. Albümün daha karanlık anlarıyla ise işçi sınıfı aileleri ve çocukluklarıyla ilgili konuşan parçalarda karşılaşıyoruz. Kelimeler, şakalar ve bunların icrasıyla arası çok iyi BIG SPECIAL’ın. Dil kullanımıyla olduğu kadar zanaatkârlığına; özellikle davul ve bas arası paslaşmalarıyla da kendine hayran bıraktırıyor yeni uzunçalar.

ALBÜM: y_0N0_k – Ubique Freak Oracles
(Bağımsız)
Tokyo’nun çok yönlü deneysel müzik kolektifi Kufuki’nin üyelerinden y_0N0_k’un yeni albümü Ubique Freak Oracles, jungle ve techno unsurlarının saydamlaştığı bir yapıbozum seansı. Kullanılan seslerin sert tınılarına rağmen şarkılarım hemen hepsinde bir şeffaflık hissediliyor. Albümün genel mimarisi, dans pistlerinde bırakılmış ayak izleriyle fezada dönüp duran drone boşlukları arasında bir köprü kuruyor; bu da genel atmosferi hem tanıdık hem yabancı yapıyor. İlk dinlemedeki favorimiz, yerçekimini yok sayan bir trende sağa sola savrulma simülasyonu tadındaki “Lx2”.
TEKLİ: Alison Goldfrapp – Hey Hi Hello
(A.G. Records)
2000’lere iz bırakan electropop oluşumu Goldfrapp’ın vokalisti Alison Goldfrapp’ın yeni albümü Flux’tan dördüncü tekli. Ağustosa tarihlenen albüm, müzisyenin uzun soluklu kariyerinin ikinci solo albümü olacak. “Hey Hi Hello”, synth-pop unsurlarının yoğun olduğu bir parça. Enerjisi yüksek ancak bir o kadar da duygusal yoğunluğa sahip. Alison Goldfrapp, bu yeni şarkısında sürüklenen ama tamamen yok olmayı reddeden bir aşkın izini sürüyor.

ALBÜM: Jonny Nash – Once Was Ours Forever
(Melody As Truth)
Bize müziklerini Hollanda’dan ulaştıran Jonny Nash’in yeni albümü sıcaklarla başa çıkmanızda biraz yardımcı olabilecek türden. Nash’in fingerpicking gitarıyla ince işleyerek düzenlediği şarkıları hem Ry Cooder-vari bir Americana’yı yaşatırken shoegaze’imsi (burada Cocteau Twins referansı geçirelim) dokunuşlarla da perspektifi genişletiyor. Saksofon ve çellonun da katkısıyla şarkılar istenen doygunluğa da ulaşıyor. Belki fazla kontrollü ve derli toplu olmakla eleştirilebilir ancak iyi çalınmış ve duygusuna dinleyiciye geçirebilen bir albüm.
TEKLİ: Ezhel – Alabora
(Koal Arts)
“Alabora”, Ezhel’in bu yıl bizimle buluşturduğu üçüncü teklisi. Şarkının sözü ve müziği Ezhel’e ait; fiyakalı prodüksiyonu ise Koal çatısı altında Artz ve Bugy eşliğiyle hayat bulmuş. Şarkı yeni yayımlanmış olsa da dinleyicilerin altı yıldan beri merakla beklediği bir kayıt aslında. Nitekim müzisyen, şarkının demosunu 2019’da paylaşmıştı. “Alabora,” Ezhel’in özgün tarzını korusa da şarkıda modern trap beatler ve Ezhel dünyası için yeni denebilecek tınılar da duyuyoruz.

EP: Min Taka – I think we should just move in together
(Min Taka)
Rotterdam’da yerleşik Min Taka, kitlesi de sahnesi de büyümeye devam ederken prodüksiyonu ve birçok şeyi pırlantalar değerinde bir kısaçalarla çıkageldi. Beat’iyle adım attıran nostaljik gitar parçası “Boston”, “Lal” ve kısanın bossa nova cenneti “eYeSiGhT”ın reçete edilmiş akustik versiyonu, koleksiyonun önceden işitmediğimiz kayıtları. Akılda kalıcı melodiler ve prodüksiyonundaki kadife kalite işten işe hiç değişmiyor. Bununla birlikte dilediği kadar rahat da takılabilen, disiplini sırtında taşımayıp tüm olayın merkezinde hep kendi neşesini tutabilen müzisyen baya detaycı ama daima da içten bir icra ortaya koyuyor. Hem inandırıcı hem de sadece eğlenceli. Türler arası seyahatleri karbon ayak izi bırakmayıp, ruh yükselten armoniler ve zeki melodikerle zevke getirdiği işin prodüktör künyesinde Min Taka ile birlikte Rotem Gerad, Aspasia, Hana Fatur gibi isimler var.
TEKLİ: Chicago Underground Duo – Click Song
(International Anthem)
Rob Mazurek (Exploding Star Orchestra, Isotope 217) ve Chad Taylor (jaimie branch’s Fly or Die, Marshall Allen’s Ghost Horizons, Luke Stewart’s Silt Trio), uzun soluklu müzikal ortaklıkları Chicago Underground Duo’yu ne mutlu ki yeniden hatırlamış! 11 yılın ardından kaydettikleri ilk albüm Hyperglyph için 15 Ağustos’a geri sayım başlatan ikili, kalıplı ama özgür kompozisyonlar yaratmaktaki yetisinden bir şey kaybetmediğini ispatlayan “Click Song” ile sahalara döndü. Trompet cümlelerinin yükselttiği enerjiyi daima diri tutan Taylor’ın ritmik oyunlarıyla, “hoş döndünüz yahu!” dedirten bir üç dakika.

TEKLİ: TSU! – Moschofilero
(Caz Plak)
“Moschofilero”, şu sıralar yapım aşamasında olan sıradaki TSU! albümünün de habercisi aynı zamanda. Adını şaraplık yerel bir Yunan üzümünden alan şarkı, antik dünyanın çağrışımlarını taşıyan şeyler etrafında toplanma dürtüsünün üstümüzde bıraktığı hislere ithafen yazılmış. TSU! şarkılarına aşina olanların şaşırmayacağı şekilde “Moschofilero” da dinginleştirici bir etkiye sahip. Sürükleyici akor dizisine sırtınızı yaslayıp vurgulu gitar melodilerine kendinizi kaptırdığınız zaman dalgaların ayaklarınıza çarptığını hissetmeniz kaçınılmaz. Kapak görseli de elbette bir Aylin Güngör fotoğrafı.
TEKLİ: Ivor Woods – One Night
(Beat Palace Records)
Galli müzisyeni Rachel Crabbe yani Ivor Woods, nabzı yavaşlatan synth katmanları ile arzuyu, şehveti ve pişmanlıkları çağırıyor. Darkwave atmosferinin içerisine eklemlediği koyu baslarıyla davetkâr bir alternatif pop macerası “One Night”. Kendisinin deyimiyle: “Bu şarkıyı tarif etmem gerekirse, tamamen gerginlik ve beklentileri bırakmakla ilgili olduğunu söylerdim. Peşinden gitmemeniz gereken birinin peşinden gitmekle ilgili bir aşk şarkısı gibi bir şey.”

ALBÜM: Charbel Haber, Nicolas Jaar & Sary Moussa – Crashing Waves Dance To The Rhythm Set By The Broadcast Journalist Revealing The Tragedies of The Day
(Ruptured)
Yangının maalesef eksik olmadığı Orta Doğu’dan şahane bir işimiz var bu hafta. Geçen sene İsrail’in Lübnan saldırıları sırasında Beyrut’taki Tunefork Stüdyoları’nda kaydedilmiş bu albüm, savaşın gölgesinde bir “ses” direnişi. Aynı zamanda bir fotoğrafçı da olan Beyrutlu müzisyen Charbel Haber’in elektro gitarı ve yine Beyrutlu Sary Moussa’nın ses tasarımları, iyi tanıdığımızı Nicolas Jaar’ın da bas klarneti ve elektronik dokunuşlarıyla birleşerek bu tamamen canlı kaydedilmiş ve hiç müdahaleden geçmemiş harika performansta bütünleşiyor. Tarzın meraklılarını ihya etmesi; zorbalığa karşı isyanı da körüklemesi dileğiyle.
TEKLİ: Naomi Scott – Rhythm
(ALTER Music)
İngiliz oyuncu ve müzisyen Naomi Scott meleksi sesiyle “Şu şekle bak, gördüğümü görüyor musun? Kalmanı istiyorum ama gitmeni de istiyorum.” diyerek aşkın ve isteklerin çevresinde dolanıyor. Yüzlerde ufak gülümsemeler bırakan, müzisyen uzun zamandır üzerinde çalıştığı “Rhythm”, minimal synth dokularını usulca taşıyarak ortaya sezgisel bir R&B havası çıkarmış. Teklinin Dev Hynes tarafından çekilen videosu için tık tık.

ALBÜM: Lupe De Lupe – Amor
(Balaclava Records)
Gürültü odaklı üretimleriyle tanınan Brezilyalı grup Lupe De Lupe, diskografisinin sekizinci albümünde belki de bugüne kadarki en detaylı işiyle karşımıza çıkıyor. Amor’u baştan sona dinlemek, varış noktasını umursamadığınız bir yolculuğa çıkmak ve değişen manzaraların tadına varmak gibi. 2000’ler başı post-rock akımına ilgi duyanların kaçırmaması gereken koleksiyon dört parçadan oluşuyor ve her durakta gruba Brezilya sahnesinden başka müzisyenler eşlik ediyor.
TEKLİ: Saintseneca – Infinity Leaf Clover
(Lame-O Records)
Ohio merkezli indie folk projesi Saintseneca, yedi yılın ardından yeni bir plak şirketi bünyesinde yeni bir albüm duyurusuyla sessizliğini bozdu. Bir dostunuzla sohbet ediyormuş intibası uyandıran pürüzsüz bir akışa sahip “Infinity Leaf Clover”, 31 Ekim’de yayımlanacak yeni albüm Highwallow & Supermoon Songs’un habercisi. Zac Little, 21 şarkıdan oluşacak koleksiyonun çıkış noktasını yeniden country müzik dinlemeye başlamasına bağlıyor.