Kafka’nın bugüne kadar saklı kalmış eserleri yakında gün yüzüne çıkabilir

Kafka’nın (içeriği tam olarak bilinmeyen) el yazmaları üzerinden on yıldır yürütülen hukuk süreci nihayete ermiş görünüyor. Zürih mahkemesi, on yıllardır Kafka’nın el yazmalarının tutulduğu İsviçre bankalarındaki kasaların açılarak içindekilerin İsrail Milli Kütüphanesi’ne teslim edilmesine hükmetti.

Hikâye şöyle ki Franz Kafka, 1924’teki ölümünden kısa bir süre önce el yazmalarını yakın arkadaşlarından Alman edebiyatçı Max Brod’a göndererek “okunmadan yakılmalarını” vasiyet etti. Ancak Brod, Kafka’nın bu isteğini yerine getirmediği gibi el yazmalarını 1939’da Nazi baskısı üzerine gittiği İsrail’e götürdü ve aralarında Dava ile Şato’nun da bulunduğu başyapıtları ilk kez yayımlatarak Kafka’yı 20. yüzyılın en önemli yazarlarından biri konumuna taşıdı. Fakat Brod her şeyi bastırmamıştı.

1968’de öldüğünde el yazmalarını sekreteri Esther Hoffe’ye miras bıraktı ve onları akademik bir kuruma iletmesini tembihledi. Hoffe bunun yerine koleksiyonu sakladı, hatta bir kısmını sattı. Aralarında Dava’nın da bulunduğu el yazmaları, 1988’de Londra’da Sotheby’s müzayede evi tarafından açık artırmayla (yaklaşık 1,7 milyon avroya) Marbach Arşivi’ne satıldı. Koleksiyonun geri kalanını da İsviçre ve İsrail’de birtakım banka kasalarında ve Tel Aviv’deki evinde sakladı.

Esther Hoffe 2008’de, 101 yaşındayken hayata veda ederken Kafka koleksiyonunu kızları Eva Hoffe ve Ruth Wieslar’a bıraktı. Holokost’tan sağ kurtulan Esther Hoffe ve kızları için Brod çok önemli ve çok yakın bir figürdü ve onun arşivini kendilerine miras kabul ettiler. Artık Esther Hoffe’nin kızları da hayatta olmadığı için koleksiyona göz kulak olma görevi Ruth Wiesler’ın kızlarına kalmış durumdaydı. Avukatları bu koleksiyonu onlardan almanın utanç verici bir hırsızlık olduğu görüşündeydi. İsrail Milli Kütüphanesi ise Kafka’nın el yazmalarının Yahudi halklarına teslim edilmesi gerektiğini savunuyordu. Süreç içinde İsrail Yüksek Mahkemesi, kütüphane lehine karar verdi, İsrail bankalarındaki kasalar açıldı, Hoffe’nin Tel Aviv’deki evi araştırıldı. (Evde Kafka el yazmalarının yanı sıra bir kedi ordusuyla karşılaşılması da sürecin ilginç detaylarından biri.)

Son gelişmelerin ışığında İsviçre mahkemesi de İsrail mahkemesinin verdiği kararı onadı ve süreç nihayete erdi. Yani Max Brod’un sahip olduğu tüm koleksiyon bundan böyle İsrail Milli Kütüphanesi’nin mülkiyetinde olacak. Uzmanlara göre bu el yazmalarından Kafka’nın ölümünden sonra basılmış (tamamlanmamış) popüler eserlerinin sonları çıkabilir. İsviçre bankalarının kasalarında tutulmuş binlerce belgenin arasında ise Kafka ve Brod arasında geçmiş 400’e yakın yazışma ve Köy Hekimi’nin erken versiyonunun bulunabileceği düşünülüyor.