Mammal Hands ile duyguların arkeolojisi
Röportaj: Burcu Teker - Fotoğraf: Sorrel Higgins
Jordan ve Nick Smart kardeşlerin kurucusu olduğu Mammal Hands; ritmik ve melodik altyapılar ile hipnotik tesiri artıran caz armonileri, klasik temaları ödünç alan türler arası geçişli kompozisyonları ve füzyon stilleri ile tanınıyor. Geçtiğimiz yıl 5. stüdyo albümünü Gift from the Trees’i yayımlayan Norwich çıkışlı grup elektronikten çağdaşa, klasikten folk müziğe ayrı estetikleri eforsuzca bir araya getirdiği üretimleri ile varış noktasını düşünmeyen hayalperest dinleyicisiyle kol kola yürümekten keyif alıyor.
23-26 Mayıs’ta Kapadokya’da “Değişen Gökler” teması altında gerçekleşecek Cappadox’un 5. edisyonunda, zaman – mekân mefhumunu ortadan kaldıracağı aşikâr performansı öncesi Mammal Hands ile biraz lafladık.
Beş albümle taçlanmış on yılı aşkın birlikteliğiniz süresince müzik yapma yaklaşımınız nasıl dönüşümler geçirdi?
Nick Smart: Bu daimi bir öğrenme hâli, büyüme yolculuğu ve zamanla kendiliğinden dönüştü, gelişti. Yıllar içinde pek çok farklı fikir üzerinden denemeler yaptık ancak amacımız her zaman soundumuzun temel bileşenlerine odaklanmak ve her şeyi en yalın, en doğrudan formuna indirgemek oldu. Tıpkı bir hikâyeyi, söylemeye çalıştığınız şeyin özünü kaybetmeyecek şekilde en az kelimeyle anlatmaya çalışmak gibi.
Açık yüreklilikle, kimi sabahların ilk ışıklarında kahvelerime eşlik eden bir grup olduğunuzu söyleyebilirim. Ve bilhassa bazı parçalarıyla Gift from the Trees’i sabah ferahlığı ile özdeşleştirdiğimi. Nefes almak gibi… Siz nasıl hislerle başına geçtiniz?
Jordan Smart: Bu albümün kaydedildiği dönemde hayatlarımızda hatırı sayılır değişimler yaşanıyordu, eminim bunların birçoğu albüme yansıdı. Sabah hakkında söylediklerin gerçekten enteresan; zira şarkıları, grup olarak enerjimizin o müziğe en çok hizmet edeceği ânı yakalayabilmesi için günden geceye, enerji seviyelerine göre sıraladık. Sanıyorum bu albüm diğerlerine nazaran doğadan en yoğun şekilde ilham alan albümümüz.
Gift from the Trees’in kayıt sürecinde stüdyoda konaklamak prodüksiyon sürecini nasıl şekillendirdi? Bunu yeniden yapmayı düşünüyor musunuz?
Nick Smart: Bence o süre zarfında stüdyoda yaşamak albümün soundunun şekillenmesine epey katkıda bulundu. Rüya tadındaki hisse yaklaşmak için gece geç saatlerde, tam tersi o ilk enerjiyi yakalayabilmek için sabahın erken saatlerinde ilk iş olarak kayıt alabildik. Bu ufak, basit değişiklikler performanslarımıza, standart bir programla çalışmaya kıyasla çok daha heyecan verici, farklı bir atmosfer kazandırdı.
Cappadox’ta sahnede olmak sizi hangi açılardan heyecanlandırıyor? Müziğinizin o mistik atmosferde çok başka bir boyutta tecrübe edileceğini düşünüyorum. Önceki Türkiye konserleriniz de göz önünde alındığında, hayalinizde neler canlananıyor?
Jordan Smart: Antik tarih, medeniyetler ve arkeoloji çalışmalarıyla oldukça yakından ilgileniyoruz, dolayısıyla Kapadokya’yı ziyaret etmek ve orada sahne almak harikulade bir deneyim olacak şüphesiz. Türkiye’de her zaman harika vakit geçirdik, oradaki hayranlarımızın yarattığı havayı gerçekten çok seviyoruz; bilhassa İstanbul ile çok uzun zamandır müthiş bir ilişkimiz var.

İlk kez Mammal Hands dinleyecek birine nasıl bir ortam tavsiye edersiniz?
Jordan Smart: Sanırım benim için en ideal dinleme ortamı sessiz ve odaklanmaya müsait bir yer; bugünlerde albümleri sıklıkla kasetten, kulübemde resim ya da çizim yaparken dinliyorum. Ya da doğada yürüyüş yapmak da iyi bir seçenek olabilir; yalnızca olan biteni gözlemleyip müziğin etrafınıza sızmasına, hikâyeler anlatmasına izin verebileceğiniz yerler.
Müziklerinizin sinematik bir tarafı var. Mammal Hands bir soundtrack hazırlayacak olsa bu hangi film olurdu? Kapanış sahnesinde hangi şarkınız çalardı?
Nick Smart: Bu zor bir soru! Müziğimizin büyük çoğunluğunda doğa ile bir bağlantı var, hâliyle bu bağlantıya sahip bir şey bağlamında duymayı çok isterdim; Luca Guadagnino’dan I Am Love veya A Bigger Splash gibi büyüleyici, yemyeşil kırsal İtalyan manzaraları içeren bir şey belki!
Biz sizin sade ama güçlü albüm kapaklarınıza bayılıyoruz. Mammal Hands favorisi albüm kapakları hangileri?
Nick Smart: Son zamanlarda Hagop Tchaparian’ın Bolts’u, Andrea’nın Due In Color’ındaki gibi sade bir fotoğrafın kapak olarak kullanılmasına büyük ilgi duyuyorum. Bunlar bizim kapak tasarımlarımızdan oldukça farklı ama tek bir fotoğrafın bütün bir albümün atmosferini özetleyen çabasız sadeliğine ve vurgusuna bayılıyorum.
Yakın gelecekteki planlarınıza dair nasıl ipuçları verebilirsiniz?
Jordan Smart: Yakın zamanda sosyal medya hesaplarımızda Jesse Barrett’ın kişisel çalışmalarını sürdürmek için gruptan ayrılmaya karar verdiğini duyurduk, yani bu bizim için büyük bir değişim dönemi. Şu anki planlarımız, yeni müzikal fikirler ile ilişkileri bir araya getirmeye çalışmak ve bu geçiş döneminden ne gibi potansiyel yeni enerji ve yaratıcı güçler çıkabileceğini görmek etrafında dönüyor.
Elektronik müzik prodüksiyonlarına odaklandığınız yan projeniz Sunda Arc’tan bahsetmeden geçmek istemiyorum. Projenin başlangıç noktası ne şekilde ortaya çıktı? Mammal Hands ile birbirinden nerede ayrılıyor?
Jordan Smart: Biz buna bir yan projeden ziyade henüz genç bir proje olarak bakıyoruz. Son üç ayımızı birlikte yeni melodiler üzerinde çalışarak, biraz daha yoğun ve modern bir prodüksiyon yönünde ilerleyerek geçirdik. Bu yıl ilk birkaç performansımızı, görselleri her bir konser için tümüyle analog setup ve malzemeler kullanarak canlı olarak hayata geçirecek bir sanatçıyla çalıştığımız, yeni bir şovla hazırlıyoruz. Proje adına çok heyecan verici bir dönemdeyiz, bu yılın sonu ile gelecek yıl için gerçekten dikkat çekici konserler planlanıyor.