Moin, Laura Marling ve bu hafta başka ne dinlesek?

Yazı: Cem Kayıran, Elif Öz, İlayda Güler, Şevval Öztemur, Tuana Özcan, Utkan Çınar, Zeynep Naz Günsal

Moin üçüncü albümünde mikrofonu dostlarına uzatıyor. Laura Marling’in yeni albümü ile sonbahar ayağımıza geldi. Selin Sümbültepe’nin Zeid Hamdan’la ortaklığı Hemhal artık yayında.

Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.


ALBÜM: Moin – You Never End
(AD 93)

Joe Andrews, Tom Halstead ve Valentina Magaletti’nin Moin seyri, güncel müziğe dair en büyük heyecan sebeplerinden biri olmaya devam ediyor. Üçlünün yakaladığı keskin kimya, duygu aktarımını pürüzsüz kılan sarmallar olarak vücut buluyor. Üçüncü albümde denklemde insan sesinin rolü biraz daha parlıyor; kimi parçalarda Olan Monk, james K, Coby Sey  ve Sophia Al-Maria mikrofon başına geçmiş. You Never End, sonik tercihleri anlamında bir yenilik sunmuyor belki ama dinleyiciyi bir diyaloğun tam göbeğine yerleştiren kurgusuyla kendinizi koşulsuz teslim etme isteği uyandıran bir deneyime dönüşüyor.

ALBÜM: Underworld – Strawberry Hotel
(Virgin)

Başta techno olmak üzere elektronik müziğin bir sürü dalında akla gelen ilk isimlerden olan İngiliz ikili Underworld 40. yılına yaklaşan serüveninin 11. albümü Strawberry Hotel ile karşımızda. 2016’dan beri ilk geleneksel albümleri diyebiliriz, zira 2019’daki 7 CD’lik Drift Series 1 daha çok deneysel bir çalışma olarak görüyoruz. Albüm Underworld’ün tüm güçlü yanlarını yükselten, son 10-15 yıldaki işlerinden daha köşeli, daha dinamik; onlardan beklediğiniz her şeyi barındıran bir çalışma. Elektronik müzik dijital çağda gücünü hiç kaybetmedi. Bu tarzın neredeyse tüm aşamalarına tanık olmuş olan Underworld de az rastlanan bir istikrarla harika ürünler vermeye devam ediyor. 

EP: Selin Sümbültepe & Zeid Hamdan – Hemhal
(MDLBEAST Records)

“Müzik kariyerim bir kitap olsaydı, altını çizdiğim bölüm bu deneyim olurdu. Sınırların olmadığını ve kalpten yaptığın her şeyin karşılık bulacağını gördüm.” Selin Sümbültepe, prodüktörlüğünü Lübnanlı küresel müzik öncüsü Zeid Hamdan’ın üstlendiği yeni EP’si Hemhal hakkında bu yorumu yapmış. Türkiye ve Mısır’ın geleneksel müziklerinden, günümüzün alternatif pop estetiğinden, en çok da kendi kültürel geçmişinden ilham alıyor Hemhal. İlk dinlemelerdeki favorimiz, fark ettirmeden dansa kaldıran havasıyla “Tekbar Tekrar” oldu. Yeni Selin Sümbültepe EP’sinin lansman konseri, 30 Ekim’de Babylon’da olacak. Biletler burada.

TEKLİ: Sharon Van Etten – Afterlife
(Jagjaguwar)

Alternatif rock sahnesinde uzun zamandır kendisinden bahsettiren Sharon Van Etten ve beraber çaldığı grubu The Attachment Theory ile ilk defa bu kadar interaktif bir çalışmaya imza, bir jam session kaydı yayımlayacak kadar birbirlerine teslim oluyor. Ortaya bir albüme yetecek malzeme çıkıyor. Koleksiyondan aldığımız ilk tadımlık “Afterlife” da duyduğumuz kadarıyla bu iş birliği Van Etten’a taze bir nefes, yeni bir yön kazandırmış. Biraz daha canlı, parçanın yolundan çıkıp büyümesine yer olan, daha umutlu ve renkli bir ses dünyası sizi bekliyor. 

ALBÜM: Pom Pom Squad – Mirror Starts Moving Without Me
(City Slang)

“Downhill”, “Street Fighter” gibi birkaç tekliyle ısınma turlarını tamamladığımız koleksiyon, tüm samimiyeti ve sorgulamalarıyla kucağını bizlere açtı. “Ben kimim dünyada?” sorusunu albümün temeline yerleştiren ve Alice Harikalar Diyarında’dan aldığı ilhamla Mia Berrin, hâliyle karanlık sulardan geliyor. Ses yelpazesinin oldukça geniş olduğu Mirror Starts Moving Without Me engebeli yapısı, feminizmden aldığı özgür ve korkusuz ruhuyla hem kendine hem dünyaya karşı punk ve grunge etkili 10 enerjik parçasıyla çok içsel, çok dürüst.

ALBÜM: Nicolas Jaar – Piedras 1 / Piedras 2
(Other People / Stem)

Şilili elektronikçinin yeni çifte albümü, Pinochet rejimi tarafından işlenen insan hakları ihlallerinin kurbanlarının anıldığı bir bilim kurgu radyo oyunu için kaydedilmiş parçalardan oluşuyor. Oyun daha sonra Mexico City Üniversite Müzesi’nde 24 kanallı bir enstalasyona dönüştürülmüş. Oyun içinde Salinas Hasbún’un (bu isim Jaar’ın büyükanneleri Graciela Salinas ve Miriam Hasbún’a bir saygı duruşu) müziği olarak sunulan işler noise, statik ve parazitlerin girip çıktığı aşındırıcı seslerle ambiyansı ağır ve karanlık olduğu kadar dans pistlerine entegre olabilecek katartik anlara da yer veren bir derinlikte.

TEKLİ: Romy & Sampha – I’m on your team
(Young / GRGDN Müzik)

The xx ile tanıdığımız Romy solo çalışmalarında dans-pop tınılarına eğilirken, Sampha ile ilk ortak çalışması “I’m on your team”, dümeni daha sakin bir yöne kırıyor. Duygusal bir bağ kurmanın ve bunu sürdürmenin zorlu yanlarını ele alan parça, Romy’nin yatıştırıcı vokalleri ile Sampha’nın romantik yorumunu bir araya getiren yavaş tempolu bir balad. Thomas Bartlett’in prodüktörlüğünü üstlendiği iş hakkında Romy, “Bir ekibin parçası olma fikrini seviyorum; birbiriniz için var olmanız gerekiyor ve bu sayede çok daha derin bir bağ kurabiliyoruz.” diyor.

EP: wipeç – Litp Royale
(Bağımsız)

Prodüktör, besteci ve multi-enstrümantalist Ahmetcan Gökçeer’in solo projesi wipeç, ilk albümü E.V.’in kapanışını yapan “Litp” parçası için Camilla Angolini tarafından hazırlanan bir video klip yayımladı. Klibe eşlik eden üç parçalık EP’de Akkor’un “Litp” için Elif Yalvaç’ın da “Rusticle” için yaptığı reworkler yer almakta.

EP: TRAИƧA: Selects
(Red Hot Org)

Kraliçe Sade’nin su gibi sesinden yeni bir şarkı dinleme fikrine heyecanlananlar; toplaşın! Sade buğusunu ince ince işlenmiş atmosferik düzenlemesiyle burnunuzun ucuna getiren “Young Lion”, müzisyenin trans oğluna “Bir güneş gibi parlıyorsun, hayallerine koş.” dediği bir özür mektubu; geçmişi telafi etme arzusuyla seslendirdiği bir sevgi yağmuru. Kâr amacı gütmeyen müzik oluşumu Red Hot önderliğinde trans ve non-binary varoluşları kutlamak üzere hazırlanan 46 şarkılık TRAИƧA albümü 22 Kasım’da yayında olacak. Kelimenin tam anlamıyla göz kamaştırıcı bir müzisyen kadrosunu buluşturan koleksiyondan şimdilik uçurulan beşlide, haykırışlarıyla kalp atışlarını hızlandıran Lauren Auder ile Wendy & Lisa; fısıltıların, sakin çığlıkların çok sesli büyüsüne daldıran L’Rain, Imara Jones, Mojo Disco ile Cayenne Doroshow; yaylıların yastık olduğu neşeli gitar titreşimleriyle baharı karşılayan Beverly Glenn-Copeland ile Sam Smith ve 26 dakikalık, bol gelgitli bir ses keşfine çıkaran André 3000 da var. Devamı için sizi böyle alalım. 

TEKLİ: Bjarki – 10’000 Steps But Still Biting My Nails
(differance)

İzlandalı prodüktör Bjarki Sigurðarson’un beat deseni bir hayli derinlikli parçası, kendisinin yeni etiketi Differance Records’tan. Önümüzdeki haftalarda yayımlanacak konsept albümü A Guide to Hellthier Lifestyle ile hikâye anlatımını hiper-stereo teknikleri, yapay zekâ üretimi sesler ve rahatlatıcı melodilerle harmanlarken sağlıklı yaşam ve influencer kültürünü hicvedecek. Ambient, techno ve IDM’in tüm sofistike nimetlerinden yararlanırken serin ve merak uyandıran bir atmosfer, pirinç vurmalılara ait efektlerle aktıkça detaylanan bir tekli. 

ALBÜM: Pixies – The Night the Zombies Came
(BMG)

Grubun kurucu üyelerinden olan basçı Kim Deal’ın boşluğunu ilk önce Kim Shattuck ardından da Paz Lenchantin ile dolduran Pixies, geçtiğimiz aylarda Lenchantin ile de yollarını ayırdı. Band of Skull ile tanınan yeni basçısı Emma Richardson eşliğindeki ilk albüm olan The Night the Zombies Came,  Pixies diskografisinin 10. stüdyo albümü. Grubun lideri Black Francis’in açıklamaları, koleksiyondaki parçaların kendi içlerinde bağlar kurduğu ve bu alakalılık hâlinin bir şekilde albüme dönüştüğü yönünde. 

ALBÜM: Better Lovers – Highly Irresponsible
(SHARPTONE)

Better Lovers’ın ilk albümü, hem punk enerjisinin hem de hardcore sertliğinin tam anlamıyla uyumlandığı bir patlama. Every Time I Die ve Dillinger Escape Plan üyelerinin bir araya gelmesiyle oluşan bu grup, yepyeni bir kimyanın yarattığı bu sersemletici uyumu hissettiriyor. “Lie Between The Lines” enerjik giriş riffleriyle dikkat çekerken, “A White Horse Covered In Blood” vokal performansıyla vurucu bir etki yaratıyor. Highly Irresponsible, metal ve hardcore soundunun içine katılmış taze, çarpıcı fikirlerle dolu yüksek iradesizlik ile tanımlanabilecek bir macera.

TEKLİ: Open Head – House
(Wharf Cat Records)

Yeni Open Head teklisinin hangi saniye ne yöne döneceğini tahmin etmek çok zor; deneysel bir post-punk numarası demek yerinde olur. Sonlara doğru çoğalan kıyamet havası şarkının modunu belirlerken akış boyunca aksama hâli de bilinçli gibi hissediliyor. Grubun doğaçlama seanslarından birinde doğan “House” yoldaki albümlerinin kapanışı olacakmış. Metal parçalarının birbirine çarpışmasının sample’lanıp pedallarla buluştuğu parça iddialı (ve kaygılı) bir koleksiyonun habercisi gibi.

ALBÜM: Amyl and the Sniffers – Cartoon Darkness
(Rough Trade Records / GRGDN Müzik)

Amy Taylor, “şeytanla yarı yolda buluşmak istemiyorum” diyor ve Cartoon Darkness’ın distopik evreninde karşısına çıkan tüm şeytanlara meydan okuyor. Amyl and the Sniffers’ın marş tadındaki punk coşkusu, üçüncü albümde daha melodik bir forma kavuşsa da aynı kendinden emin ve doğrudan tavrını koruyor. Başkaldırı ruhu, iklim krizinden dijital dünyanın sahteliğine kadar geniş bir alana yayılıyor; “Bailing On Me” ve “Big Dreams”te daha kişisel bir siteme dönüşürken, “Me And The Girls” ve “U Should Not Be Doing That” parçalarında ise toplu bir isyan havasına bürünüyor. Tedirgin edici üsluplarııyla grup, kendinden taviz vermeden konformizme kapılmayı reddediyor ve bu siniri dipten kaynayan bir punk rock patlamasına dönüştürüyor.

ALBÜM: Félicia Atkinson – Space As An Instrument
(Shelter Press)

Üretimlerinde genellikle mikrokozmos ve makrokozmosu birbirine bağlayan Fransız şair ve müzisyen Félicia Atkinson, yeni albümünün merkezine piyanoyu konumlandırmış. Sisli, belli belirsiz bir ortamdayız. Belirip kaybolan elektronik dokularla derinleşen mekânsal bir tasarı deneyimliyoruz Space As An Instrument boyunca. Fısıltılar ve alan kayıtlarıyla sonik haritasını tamamlayan albüm hakkında Atkinson, “anlaşılma ve anlaşılmama sınırında” yorumunu yapıyor.

ALBÜM: Fievel Is Glauque – Rong Weicknes
(Fat Possum Records)

Albümle ilgili bir röportajdaRong Weickness için 35 şarkı kaydetmişsiniz, albümün şarkı listesine nasıl karar verdiniz?” sorusunda “Tamamen içgüdüsel” cevabını vermiş Zach Phillips. Bu cevabı Fievel is Glauque’ın yayımladıkları tüm işler ve bunlara yaklaşımları hakkında da geçerli. Geleneksel şarkı yapılarını büyük bir kararlılıkla reddeden ikilinin ortaya çıkardığı müzik hem özgün hem de akışkan bir hava yaratıyor. Bir yandan çok dürüst bir yandan da biraz ciddiyetsiz hissettiren koleksiyonu birbirine zıt sıfatlar kullanmadan tasvir etmek güç. Phillips ve Clement ikilisi ne yaptıklarını çok iyi biliyor gibi, biz de prog-jazz konusunu devralmış olmaları konusunda iyi hissediyoruz. 

TEKLİ: ARKADAŞ – Yamyam
(bağımsız)

Arkadaş Deniz Koşar, electropop sularında gezindiği parçalarını geçtiğimiz temmuz ayında paylaşmaya başladı. “Belki bir gün düzelir her şey” dediği üçüncü teklisi “Yamyam”ın söz, müzik, prodüksiyon ve miks kredileri, önceki işlerinde olduğu gibi ARKADAŞ’a yazılıyor. Nakaratıyla kısa sürede dile dolanma potansiyeli taşıyan parçanın video klip eşlikçisi de burada.

ALBÜM: Laura Marling – Patterns in Repeat
(Chrysalis / Partisan / GRGDN Müzik)

Sekizinci uzunçalarında belki de kariyerinin en sessiz işine imza atıyor Laura Marling. Bir önceki projesi Song for My Daughter’la büyük bir kitlenin radarına giren müzisyen yeni işinde de ilhamını ailesinden ve ev hayatlarından alıyor. Zaten kayıtları da ev stüdyosunda arkada eşinin ve kızının sesleriyle gerçekleştirmiş. Akustik gitar melodilerinin su gibi aktığı albümün minimal ses dünyası o kadar kırılgan ki perküsyonun yokluğunu fark etmeden 11 şarkıyı döndürmek mümkün. Şarkıların çoğu Marling’in kızına yazılmışsa da aslında birini sevmenin, onun hakkında endişelenmenin ve bu endişenin insanı ne kadar çaresiz hissetirebileceğine dair düşüncelerden ibaret aslında Patterns In Repeat. Güzelliğini ve evrenselliğini de burdan alıyor bizce. Birçok ânında Leonard Cohen’i andıran koleksiyondan “Caroline” kalbimize ilk yerleşenlerden oldu. 

TEKLİ: Michael Kiwanuka – Rebel Soul
(Polydor Records)

Michael Kiwanuka’nın yaklaşan Small Changes koleksiyonundan gelen dördüncü tekli “Rebel Soul”, zarifçe işlenmiş seslerin temsili âdeta. Akıp giden hayat koşuşturmacasının arasına incelikli piyanosu, yumuşak davulu, sakince tekrarladığı lirikleriyle nefes molası veren parça, blues ve soul dokusuyla kırılgan ve nostaljik bir kaydın kapılarını aralamış.

ALBÜM: Ozoyo – Worm
(Threefinger)

Yaklaşık 10 yıldır kayıtlarını farklı format ve temalarda önümüze getiren İstanbullu prodüktör Ozoyo, son uzunçalarını 2019’da yayımlamıştı. Su altına, galaksiler arası patikalara savrulduğu kimi EP ve teklilerin ardından Worm adlı yeni albümüyle analog synthesizerlar eşliğinde yerin altına daldırıyor bu kez. Organik, hatta bir şeylerin size yaklaşıp uzaklaştığını, size temas edip kaçtığını yaşatan ses manzaralarından oluşuyor yeni Ozoyo albümü.

ALBÜM: Tyler, The Creator – CHROMAKOPIA
(Columbia)

Odd Future yıllarından beri her işinde daha çok spot ışığına maruz kalan Tyler, The Creator, neyse ki müziğini formülize etmeye, tekrara düşmeye hiç yanaşmıyor. Prodüktörlüğünü bizzat üstlendiği 14 şarkılık son numarası CHROMAKOPIA, müzisyen için bir nevi “öz keşif” albümü. Pek çoğumuz gibi 30’larına girdiğinde dönüp bakmış ve çıkarımlarını kendi bildiği şekilde dökmeye karar vermiş. Albümün genelinde iddiasız, “laid-back” bir tavır var. Neredeyse başka albümlere girebilecek şarkılardan oluşsa da baştan sona tek bir tümseğe takılmadan akabiliyor olması da bu tavırla mümkün oluyor. Tyler; zihnini tilkilerden nasıl arındırdığına, babasının gölgesinden nasıl sıyrıldığına, özgüvenini nasıl diri tuttuğuna dair kafiyeler savuruyor bu kez. CHROMAKOPIA, diskografisinin ilişki kurması en rahat albümü, şüphesiz.

TEKLİ: corook – Crumbs
(Atlantic Recording Company)

“Crumbs”, Nashville çıkışlı müzisyen, prodüktör ve multi enstrümantalist corook’un (gerçek ismiyle Corinne Savage) Şubat 2025’e tarihlenen ikinci albümü committed to a bit’ten yeni bir tekli. Dağılmış parçalarını yeniden toplayıp kendini bulma çabasını tema edinen parça, minimal pop estetiğine ait zarif altyapısı ile duygusal vokalleri birleştiren kişisel bir anlatı.

TEKLİ: Miya Folick – Alaska
(Stop Talking)

“Bu şarkı, ilişkimin kaybolması korkusunun ağırlığını keşfetmemi sağlıyor; aynı zamanda da kaybedersem her şeyin yoluna gireceği gerçeğinin verdiği rahatlığı da sunuyor.” Yeni parça müzisyenin geçtiğimiz ay yayımladığı “La Da Da” teklisini takip ediyor. “Seni kaybedebilirim” dizesiyle hem kendisini hem karşısındakini özneleştiren Folick, kaybolmayı ama aşkta olanını, ilişkilerdeki bağ kurma biçimlerimizi sakin, hüzünlü, melankolisi tam tadında indie pop sesler üzerine işleyerek buruk bir his bırakıyor geriye.