Günün kısası: Myrna the Monster (2015)

Yazı: Hatice Melike Gürer

Prömiyerini 2015’te Sundance Film Festivali’nde yapan Myrna the Monster melankoli, yalnızlık, ötekilik ve adaptasyon kavramları ekseninde vücut bulan 14 dakikalık bir kısa metraj. Filmde, bir astronot tarafından kaçırılarak yaşadığı gezegenden Dünya’ya getirilen Myrna’nın “Buradaki insanlarla nasıl iletişim kurup kaynaşabilirim?” sorusuna cevap arayışına eşlikçi oluyoruz. Kendimizi kimi zaman bir çamaşırhanede kimi zaman bir gece kulübünde kimi zaman da bir dans kursunda buluyoruz.

Yeni gezegeninde bir amaç bulmak, arkadaş edinmek ve aşkı aramakla ilgilenen Myrna başka bir kültürden gelmesi ve estetik açıdan değişik görünmesi hakkındaki kaygılarına çare ararken, önüne çıkan engeller daha da derinleşiyor. Dünyadaki insanların arasında aidiyet hissedememesi, “farklı” olarak adlandırılanların yaşamındaki zorluklara dikkat çekiyor.

Yeni bir hayata ve mekâna alışma hissinin, adaptasyon sağlamaya çalışan kişideki karşılıklarını bir uzaylı üzerinden anlatan yönetmen Ian Samuels, Myrna’nın deneyiminin insanlarınkinden çok da farklı olmadığını şu sözlerle vurguluyor: “Altı yıl önce Los Angeles’a geldim ve birçok insanın Merkür’ün geri hareketini suçladığını düşündüğüm bir geçiş sürecinden geçtim. Biliyorsunuz, kariyerinizi, sosyal hayatınızın değişimini ve ilişkilerinizi düşünmeye başlamalısınız. Burada kendimi biraz uzaylı gibi hissettim ve Myrna da böyle doğdu.”