Ruhların arasında dolanmak: Rotamız Tayland

Yazı - fotoğraf: Zelal Buldan

Uzaklardan görüp merak ettiğimiz, kitaplarda okuyup düşlediğimiz, bir film sahnesiyle zihnimize kazıdığımız mekânlar, şehirler, ülkeler vardır. Bazen “oralı” biriyle tanışır, ondan dinleriz uzakları; bazense şartlar elverir ve merak ettiğimiz yerde buluruz kendimizi. Bazen rüyamızda görürüz o çok gitmek istediğimiz yeri ve uyandığımızda uykuya geri dönmek isteriz. Bazense rüya gerçek olur ve bir daha uykuya dönmek istemeyiz. İlk kez oralı birinden dinleyip merak etmiştim Bangkok’u. Dostluğumuz ilerledikçe, o daha çok anlatmıştı bana doğduğu ve büyüdüğü yeri; bense daha çok dinler olmuştum içinde Tayland geçen cümleleri. Oralı birinden aldığım bilgiler ve buralı birinin araştırmalarıyla kısaca Tayland kültürünü tanıyalım mı?

Tayland denince akla ilk gelen yer Bangkok, Bangkok denince ise akla ilk gelenlerden biri elbette ki tapınaklar oluyor. Tapınaklarda kullanılan altın kaplamalar sebebiyle Tayland’ı düşününce, gözlerde kocaman bir altın kütlesi beliriyor. Altın kaplanmış buddhalar, duvarlar, motifler… Bütün bu altın kaplamaların yanında, her tapınakta mutlaka bulunan, içinde küçük bir çiçeğin olduğu büyük saksılar… Bütün bu şatafatın içinde “mütevazı” olmayı hatırlatıyor bu küçük çiçekler.

Tapınaklarda denk gelinen keşişler, gelenler için dua edip, ziyaretçiye bir de kutsanmış bileklik takabiliyor. Google’a “keşiş tarafından kutsanmış bileklik” yazarsanız, bunun ticari sitelere düşmüş versiyonunu da görebilirsiniz. Görmemek daha mı iyi sanki? Geçelim… Sabahları denk gelinen keşişlere yemek alınması gerektiğini anlatıyor oralı dostum Jakaphol. Yemek alıp önlerindeki boş termosa bırakmak, yine keşişlerin duasını almak ile sonuçlanıyor. Bunun ticarete dönüşmüş bir versiyonu henüz yok. 

Denizi ısırmanın yolları: Tayland yemek kültürü

Bangkok denince aklına ilk tapınak gelmeyenler de vardır eminim. Bu kişilerin “Tayland yemeği” dediğine de eminim. Phat Thai, yeşil köri, papaya salatası, sokak yemeği ve rengârenk meyveler ile bir yemek kokusu sarsın bu yazıyı okuyanların etrafını. Deniz mahsulleri ile arası iyi olanlar Tayland ile sıkı sıkı sarılabilir. En sevdikleri abur cuburlar içinde yosun çerezi olan bir yerden bahsediyoruz. Böcek, çekirge vb. küçük canlılar da sokak yemeği stantlarında yerini alıyor. Meraklısına afiyet olsun. En ilgi çekici meyve ise şüphesiz “durian”. Bu meyvenin daha önce kokusundan dolayı bir uçağın rötar yapmasına sebep olduğunu biliyor muydunuz? Havaalanına, kamusal alanlara, toplu taşıma araçlarına sokmanın yasak olduğu bu meyveyi, Tayland Uzay Araştırma Ajansı’nın uzaya göndereceği açıklanmıştı. Uzaylılara başarılar dileyelim. Umarım uzaylıların dünyaya gelişinde rötar yapmasına sebep olmaz. Ben uzun zamandır uzaylıları beklemekteyim de…

Bangkok demişken, içinden tren geçen pazar alanına (Maeklong Railway Market) ve floating marketlere (yüzen pazarlar) değinmemek olmaz. Maeklong Railway Market, daracık bir tren yolunun sağında ve solunda bulunan satıcıların tren geldiği an eşyalarını topladıkları ve tren gidince tekrar tezgahların açıp satışa devam ettikleri yer. Burası çoğunlukla turistlerin akın ettiği, yerlilerin pek de uğramadığı bir yer. Tıpkı floating marketler gibi. Yani nehirler veya su kanallarına kurulmuş pazarlar. Oralı arkadaşım, çok turistik olan bu pazarlara kendisinin hiç uğramadığını söylüyor. Gidecek olanları da pazarlık yapmaları için uyarıyor. Satıcılar, ürünleri turistlere özel üç katı fiyatla satmaya çalışsalar da pazarlık yapmak üzere yanlarında hesap makinesi bulunduruyorlar. Aynı pazarlık uyarısı taksi ve Tuk-Tuk (şehir içi ulaşım için kullanılan bir tür motor-taksi) için de geliyor. Çünkü Taylandlı değilseniz, bir taksicinin size taksimetre açması imkânsıza yakın.

Planktonlar ya da köpek balıklarıyla: Yüzmek serbest

Pazarlığınızı yapıp Tuk-Tuk eşliğinde sokaklarda dolaştığınızda; evlerin önünde, sitelerin girişinde, iş yerlerinde veya AVM’lerde göreceğiniz bir başka ilgi çekici şey ise “spirit house”lar. Animizm inancının yaygın olduğu Tayland’da, ölülerin ruhları için önlerinde yemeklerin, cipslerin, kutu içeceklerin, bisküvilerin bulunduğu küçük evler yapılıyor. Ruhları beslemek ve mutlu etmek için de yiyecek ve içecekler bırakılıyor. Ruhlar mutsuz olursa, huzursuzluk yayılacağına inanılıyor.

Yüzücü tayfa için Bangkok sonrası ilk durak Phuket olacaktır. Phuket’ten birçok adaya kısacık sürelerde ve turlar eşliğinde, sürat teknesiyle veya gemiyle günübirlik gitmek mümkün. Yine turistlerin gözünü parlatan Phi Phi adası, sık sık koruma altına alınan Maya Bay, isminden içinde James Bond filmi çekildiği anlaşılacak James Bond Island, Hong Island ve saymakla bitmeyecek irili ufaklı birçok ada Phuket’e oldukça yakın. Kano ile gezmek, maymunlar ile hoşbeş etmek, bir dalıp balıklarla tanışmak, kaplumbağalarla selamlaşmak, karanlıkta planktonlar ile yüzmek hatta yavru köpek balıkları ile yüzmek mümkün. Yavru köpek balıkları insanlara zarar vermezmiş. Araştırmalar ve oralı arkadaşım öyle söylüyor. Ben yine de karışmam…